2 Mart 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

2 Mart 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kitap okudum Adı: Tedirginin Biri Yazan: M. Sunullah Arısoy Türü: Uzun hikâye Baski: Arı Yayınları I, Hikâye di" zisil, Yent Desen Matbaası 1962 An- kara, 78 sayfa 250 kuruş. Konu: Adı verilmeyen bir bekâr a- dam. Ne iş yapar, neyle geçinir, ne-, rededir, nereden gelmiştir? Bütün,bu soruların açık seçik cevabını ver- mümkün değil. "Tedirginin Bi- ri" işte böyle bir adama anlatıyor. Adam tedirgin, toplum düzeninden tedirgin, çevresinden tedirgin, işsiz- liğinden, avareliğinden tedirgin. Kül- türlü, düşünen, düşünmekten de öte- ye gören, gördüğünü anlayan bir a- dam. Kendince serserilikler ediyor. Anlamsız bir hayat sürüyor. Amacı yok, hatta derdi, tasası da yok. Da- ha doğrusu, derdi var da, yok sayı- yor. Doktor kendisine çevre de- giştirmesini, toplumun içine girme- sini söylüyor. Tedirgin adam, dokto- run dediklerine gülüyor ama, gene de tavsiyelerini yerine getiriyor, alay e- derek getiriyor. Yeni bir çevreye gi- riyor. Olumsuzlukları ile orada dik- kati çekiyor, toplantıların kahramanı oluyor. Ama o, gene de tedirgindi?. Karşısına gazan çok güzel bir kıza âşık oluyor, kız da ona âşık oluyor. Aşkları bir ay sürüyor. Bir ay sürü- yor ama, tedirgin aşktan yana da te- dirgindir. Aşkı büyüdükçe, sonsuz- laştıkça daha da tedirginleşiyor. So- nunda, aşkın sonunu bulamama kor- kusu içinde canına kıyıyor. "Tedirginin Biri"nin o hikâyesini, anılarını yazdığı defterden okuyoruz. Sunullah Arısoy kitabın senaryosunu Öyle düzenlemiş. Tıpkı bir film gibi. Beğendiğim "Tedirginin Biri modem bir hikâye olarak dikkat çe- kici, özellikleri olan bir hikâye. Hi- kâye diye değil de, senaryo diye ya- zılsaydı, psikolojik bir filme de ko- nu olabilirdi. Başta insanı sıkıp ya- Mermi rağmen,, sonlarına doğ- ru, özentili bir an türkçeyle yazıl- mış. Zam man zaman bazı kelimeler, cümlelerin akışını aksatıyor. Ama bu da. olumlu bir çabanın ürünü olduğu için hoş karşılanabilir. Sonuc : Son yıllarda genel bir dur- gunluk göstere hikâye dalı, "Tedir- ginin Biri" ile yeni bir atak yapmış denebilir. Kitap bilhassa edebiyatla, sanatla ilgililer için okunmaya de- ger bir kitap. İlhami SOYSAL AKiSÇiLER SiZiN iÇiN GÖRDÜLER, DİNLEDİLER, SEÇTİLER Kitaplar Varoluşçuluk (Existentialisme) :"Ben egzistansiyalistim" diyenlerin bile anlamını doğru-dürüst bilmedikleri varoluşçuluğun bizde yıllardır sözü edilir. Ataç Kitabevi, bu eksikliği gi- dermek için, bu konuda söz sahibi nr - Paul Sartre'ın"Existentialis- adlı eserini, Asım Bezircinin çevirisiyle, u sunmuştu. Memleketimizde yeni yeni okunma- ga başlanan Sartre'ın bu eserini, va- roluşçuluk hakkında şöyle » böyle bir fikir edinmek isteyenlere salık veririz. (O (Ataç Kitabevi - Ankara Cad. 45 — İstanbul) Gilgamesh: Oyun yazarı Orhan A- senanın "Tanrılar ve. İnsanlar" ad- lı güzel eserini, Tahsin Saraç, "Les Dicux et Les Hommes ou Gilgamesh" adıyla fransızcaya çevirmiştir. 1961 yılında Ayyıldız Matbaasında bası- lan eserin başında Rene Giraud ile Tahsin Saraçın birer önsözleri yer almıştır. Mükemmel bir çeviri olan Gilgamesh", "Tanrılar ve İnsan- lar"ı yabancı bir dilden okumak is- teyenler için büyük bir fırsattır. Ocak: Dernek Yayınları, ardarda güzel eserler yayımlamağa başladı: "Yalan", o"Devrimcinin Takvimi", *"Kurak - Çorak", "Pusuda", "Fran- sız şiiri" vs. oTuaigut özakmanın "Ocak" adlı-oyunu, Dernek Yayın- ları Tiyatro dizisinin 3. kitabı. Ti- yatro muhitinden uzakta bulunanlar- la, tiyatro eserlerini okumayı se- venlere özakmanın "Ocak" adlı ese- rini salık veririz. Türk Kültür Merkezi - — Ankara) Genel Atatürk Bulvarı 104 Baudelaire'den Şiirler: Şair Abdul- lah Rıza Ergüven, Baudelaire'den çe- virdiği şiirleri bu ad altında topla- mış. Baudelaire, memleketimizde yıl- lardan beri tan'nan bir şairdir Şiir- lerinin hemen hepsi de, çeşitli kimse- ler tarafından çevrilmiştir. Baudelar* re'i çevirilerinden tanıyanlar için Er- güvenin emeği boşa gitmiş o sayıla- maz. (Varlık Yayınevi, Ankara Cad. İstanbul) Sergi Balaban 3: Ressam Balaban, 1962'de İstanbulda açtığı üçüncü sergisini Ankarada da açtı. 13 Şubat 1963 Çar- şamba günü Türk Kültür Dernekleri Genel Merkezinde açılan sergi, git- tikçe artan bir ilgiyle (o izlenmekte- dir. Sergiyi, yerli ve yabancı birçok sanatsever gezdiği gibi, Şeker Bay- ramının birinci günü oOCumhurbaş- kanı Gürsel de gezmiş ve oBalaba- na eserlerinden ötürü takdirlerini bildirmiş, başarı dileğinde (o bulun- muştu “Sergide Balabanın 35 kadar ese- renk, taptaze bir Balaban, "Sanatsever (o halkımdan gördüğüm ilgi beni, büyük bir aşk- la resim yapmağa zorluyor. Ankara- dan çok memnunum. Daha şimdiden, çalışacağım (konuları o tasarladım" demektedir. Tabloların bir kısmı ilk günden sa- tılmıştır. Bu arada, "Balaban" adlı kitap da büyük bir ilgiyle kapışılmak- tadır. "Balaban 3"'ün, Ankarada bugü- ne kadar açılan sergilerin en güç- lüsü, en çok takdir toplıyanı oldu- gu rahatça söylenebilir. (Sergi yeri: Türk Kültür Dernekleri Genel Mer- kezi - Atatürk Bulvarı — Ankara) Sinema Uygunsuzlar: Beyaz perdenin ünlü aktörü, yıllardır "Kral" namı ile anı- lan Clark Gable ile, ölümü etrafında büyük gürültüler koparılan Marylin Monroe çiftine Montgomery Clift'in büyük oyunu da eklenince ortaya ne- fis bir kurdelâ çıkmış. Filimde görünmeyen dördüncü dev ağ kuvvetli senaryosu ile Arthur Mil- Mevsimin en güzel vestemni. ve ingilizce. (Ankara) Acı Hayat: Başrollerini Ayhan Işık, Ekrem Bora ve Türkân Şorayın oy? nadıkları, Metin Erksanın oldukça başarılı rejisiyle omeydana gelmiş, iddialı bir yerli film. Görülse de o- lur, görülmese de... (Ankara)

Bu sayıdan diğer sayfalar: