15 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

15 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiyenin Tezi: ppugün dünyada, aklı başında herkesin gördüğü gerçek şudur: Kıbrısta rumlar ve türklerin, bir normal dev- ein çoğunluğu ile azınlığı olarak, yanyana yaşamaları- a imkân kalmamıştır. Böyle bir imkân, aslında, Zürih ve Londra Andlaşmaları imzalandığında da yoktu. Onun için, türklere ve rumlara özel haklar tanıyan bir statü hazırlanmış, bunun beş yıllık tatbikatı sonunda bir kay- naşmanın ilk unsurlarının kendiliğinden belireceği dü- şünülmüştü. Makarios buna fırsat vermemiştir. Sistemi işletmemek için, isin başından itibaren, elinden gelen her şeyi yapmış ve meseleyi bugünkü noktaya getirmiş- tir. Şimdi, Zürih ve Londra Andlaşmaları devri geçmiş- tir, geride kalmıştır. Ama, bir ada üzerinde iki cemaati yanyana oturtabilecek bir yeni sistemin mutlaka kurul- ması lâzımdır. Bu sistem, artık ancak federatif sistem olabilir. Değişen görüşler T ürkiye iyenin bugün savunduğu federal düzen fikri, baş- langıçta, Kıbrısla ilgili devletlerin hiçbirine uygun gö- rünmemiştir. Anlaşılan, bunların çoğu, Adadaki iki top- luluğun pek girift şekilde yerleşmiş olduklarını, türkler- le rumları ayrı ayrı bölgelere iskân etmenin Adanın sos- yal ve ekonomik yapın üzerinde kötü etkiler yapacağını düşünmekteydiler. Halbuki şimdi bu düzen herkese mü- sait görünmektedir. Bir defa son olaylar üzerine bağlayan fiili ayrılma- dan sonra, iki topluluk içinde yer değişimine uğrayacak- ların sayısı elli bini aşmayacaktır. Tarihte görülen yer değiştirmelerle kıyaslanınca, elin bin kişilik bir göçü her- halde gözde fazla büyütmemek gerekir. o Yalnız İkinci Dünya Savaşı içinde alınanlarla rusların sebep oldukları değişimlerde yerinden oynayan insanların sayısı milyon- lardır. Sonra, bu ikiye ayrılmanın sosyal ve ekonomik so- nuçları üzerinde de fazla endişe etmemek gerekir. Kibri- sin sosyal düzeni daha çok toprak mülkiyetine, ekono- mik yapısı da tarıma dayanmaktadır. Bir kere, Adaya federal bir düzen verilmekle toprak mülkiyeti mutlaka mektedirler. mülkiyetinin el değiştirmesi gerekse bile, bu meselâ sanayi mülkiyetinin el değiştir- mesi kadar büyük zorluklar çıkmadan yapılabilir. Bun- dan başka, iki topluluğun yaşadığı bölgeler arasında dost- ça ve karşılıklı çıkarlara dayanan münasebetler kurul- dukça, ekonomik bağıntılar yeniden kuvvetlenir, bölge- lerarası değişim belki Kıbrıs ekonomisine yeni bir canlı- lık getirebilir. Kıbrısa federatif bir düzen verilmesine karşı olan ba- zıları, özellikle çok bilmiş edalı birtakım Fransız gaze- AKİS/16 teleri, buna modası geçmiş bir yönetim düzeni diye bak- tıklarını gizlememektedirler. Oyle ya, General De Ga- ulle'ün Afrikadaki fransız nüfuzunu devam ettirmek için yaptığı bütün federasyon denemeleri fiyasko ile sonuç- lanmamış mıdır? İngiltere, Afrikada olduğu gibi Asya- da da federatif devletler kurmak için giriştiği bütün ha- reketlerde büyük güçlüklerle karşılaşmamış mıdır? Ancak, bizim çok bilmişler bu konuda iki şeyi bir- birine karıştırdıklarının farkında değillerdir. Fransa ve İngilterenin son on yıl içinde dünyanın şurasında bura- sında kurmaya çalıştıkları, federal devletler değil, arala- rında eskiden bu Avrupa devletlerinin sömürgesi olmak- tan başka hiçbir ortak çarpan bulunmayan bazı devlet» lerin zorla itildiği yapmacık birer devletler topluluğun- dan başka birşey değildir. Buna karşılık, içindeki çeşitli siyasal birimlerin çıkarlarını (o bağdaştırmasını beceren, sağlam bir anayasa sistemine sahip düzinelerle federal devlet, şimdiye kadar hiçbir aksaklığa uğramadan, ken- dilerini başarıyla yönetmişlerdir. Örnek mi isteniyor? İş- te Amerika Birleşik Devletleri, işte Kanada, işte İsviçre, işte Federal Almanya, işte Sovyetler Birliği, işte Yugos- lavya.. Bu örnekleri alabildiğine çoğaltmak, işten bile değildir. Akla uygun bir düzen T ürkiye neden Kıbrısta federal bir düzen kurulması için ısrar edecektir? Bunun çeşitli sebepleri vardır. Fakat bunların en önemlisi, hiç şüphesiz, federal idarenin için- de iki, ya da daha fazla etnik topluluk barındıran dev- letler için en uygun, en elverişli düzen olmasıdır. Kısaca tarifini yapmak gerekirse, federal devlete, içinde iki, ya da daha fazla siyasal topluluk birimi barın- dıran devlet hiçimi Mn Bu siyasal topluluk biri- mi, talihsiz Birleşik Arap C uriyeti ve Mali Federas- yonu denemelerindeki gibi, er olabilir. Başlangıçta birbiriyle ilgisiz olan birkaç devlet sonradan birleşmekte fayda görünce, milli sınırlarını değiştirmeksizin, ege- menlik yetkilerinin bazılarından vazgeçerek bir federas- yon halinde birleşebilirler. Bazı federal devletlerde de, si- yasal topluluk birimleri eyaletlerdir. Bu çeşit federal dev- letin en tanınmış örneği, Amerika Birleşik Devletleridir. Ama, İsviçre ve Yugoslavyada olduğu gribi, bazı fede- ral devletler de etnik topluluklar esası üzerine lardır. Eğer Kıbrıs da türk görüşüne uygun olarak fe- deral bir statü kazanırsa, orada da esas etnik topluluk- lar olacaktır. Gerçi İsviçrede ve Yugoslavyada ayrı ayrı toplulukları aynı devletin sınırları içinde bağdaştırmak için kurulan düzenler sonradan önemli değişikliklere uğ- ramış, bu topluluklar zamanla birbirlerine karışınca ara larındaki kesin ayrılık çizgileri silinmeye yüz tutmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: