15 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

15 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

emeğini ağzına verecek kadar aşın ki $i için ,o sabah kendi kendisini hasta telâkki etmiş ve yarı şuurlu, yarı şu- ursuz şekilde işe gideceğine, dokto- ra gitmeyi, doktordan çıkınca da an- nesinin evine uğrayıp çocuklukta ol- duğu gibi ona sığınmayı tercih etmiş- tir. Zaten rel kadın da ablası- nın arkadaşıdır ir Oo büyüğe sı- gınmak ihtiyacı E onunla evlenmiş- tir Filme göre, doktor, çocuğun gü- vensizlik hislerinin nerelerden geldiği- ni çözünce, çocuk aşırı bağımlılık iti- yadından kurtulmakta ve yeni bir iş randevusuna inançla gitmekte, işi alıp, zevkle çalışmaya, daha olumlu, dana verimli olmaya başlamaktadır. Film bittikten sonra, Prof. Doğan Karan soru yağmuruna tutuldu. İlk- okul müdiresi Fikriye Okyay bir ara, anne ve babaların, çocuklarının çan- talarını sınıfa kadar taşıdıklarından şikâyet etti. ir bal düşünceli düşünceli dinliyordu, sonun- da söz aldı ve: ”- Efendim. çanta çok ağırsa,. gibi bir mazereile bulundu. Dinleyiciler gülüşmeye başladılar, Bir suçlu böylece yakalanmıştır!.. Belediyelerimiz Sosyal, ekonomik, kültürel, birçok büyük dâvaları halletmek, bu davalara ışık tutmak amacıyla sık sık konferanslar, seminerler tertiplenir, şüra-, lar toplanır, etüdler yapılır, hatta kucaklar dolusu' para harcanarak ya- bancı uzmanlar davet edilir, bu dâvalarla ilgili uzman raporları hazırla- narak bunlar kitap halinde, ilgili makamlara sunulur. İnsan zanneder ki asıl iş, yani dertleri halledecek tedbirlerin uygulanması bundan sonra baş- lıyacaktır. Halbuki raporların ilgili makamlara sunulması ile iş bitmiş, her- şey eski haline dönmüş demektir. Raporların âkibeti, daima rafa kaldırıl- mak ve orada, tozlara terkedilmiş bir vaziyette beklemektir. Ben bu rapor- ları hep, dertleri teşhis etmiş, bunalmış, sonra bunlara çare bulmak haya- line kapılmış inançlı canlılara benzetirim. O raflarda kim bilir ne çok 1s- tırap çekerler!.. Gerçi uzman raporlarının derhal kanunlaşmasını o beklemek elbette ki mümkün değildir ama, hiç olmazsa bu konularla ilgili (yeni kanun sarıları, talimatnameler hazırlanırken, yeni kararlara gidilirken bu rapor- ların gözden geçirilip, dikkate alınmasında fayda vardır. Böylece çalışma ve araştırma fikirler indi, duygusal, gelişigüzel fikirlerin yerini alacak, gerçekçi görüş, fanteziye dayanan hayâlleri durduracaktır. Tar- ME yapılmış, eskimiş ve belki de uygulanarak terkedilmiş teklifler tek- r tekrar ortaya sürülemiyecektir. Elimde şu anda bir. rapor var: 1951 yılında Ankara Belediyesi İdaresi hakkında Howard Roberts tarafından hazırlanmış bir rapor. Bu raporun, başındaki önsözden' anlaşıldığına göre, Sir Howard Roberts, Büyük Britan- ya Şehir Plânlama Enstitüsü eski başkanı ve meclis üyesi olmaktan başka, buna benzer altı sıfatı haizdir ve Ankara Belediyesinin mekanizmasını etüd etmek üzere iki ay süreyle memleketimizde misafir edilmiş, bu 'süre içinde Belediyenin icra organları ve Belediye Meclisi ile, müdüriyetlerde sıkı bir çalışma yapmıştır. Ne yazık- ki, aradan bunca yıl geçmiş, mevzuat birkaç kere gözden geçirilmiş, fakat bugünkü dertler aynen bugüne kadar sürüp gelmiş, biçare rapor ise, her rapor gibi, kaderine terkedilmiştir!.. Bugün, Belediyemiz yetkililerinin bildirdiklerine, güre, Ankarada şehir için yapılan bütün resmi işlerin yüzde 81,034 ü Belediye tarafından yapıl- makta, devlete, görüldüğü gibi, pek az iş düşmektedir. Şu halde halkla, her an karşı karşıya olan Belediyedir. Halkın Belediyeden beklediği ödevlerin haddi hesabı yoktur. Temizlik ve sağlık işleri, şehrin tanzimi, güzelliği, yapı işleri, gıdaların her bakımdan e? birçok sosyal işler, ruhsatlar, kü- şatlar, birçok ticari işler, nizam ve intizam, asayiş, çöp kutusunun yerinde bulunmasından, sokakların, caddelerin açılmasına, yatırımlar yapılmasına, eğlence yerlerinin kontrolüne kadar herşey (Belediyenin ödevleri içinde iken, Belediyenin yetkileri mevzuatla kısıtlanmış ve kanun, onu, âdeta iş yapmaktan menedercesine, elini kolunu bağlamıştır.. Halk tarafından seçi- lerek gelen, halka birçok vaadlerde bulunan.Belediye Meclisleri ise, kanu- nun bir yandan sözle kendilerine tanıdığı çok, geniş yetkiler yanında, bir yandan mevzuat ve önüne hazır gelen iş programaları ile ancak tasdik ve- ya 'itiraz hakkına sahip bir kuvveti haline getirilmiştir. Zaten Belediye Meclisinin tahdit edilmiş olan toplantıları - Belediye Meclisleri yılda üç defa, Ekim, Şubat ve Haziran aylarında toplanırlar- -üyelerin şehir dert- lerine yeteri kadar çare aramalarını önlemektedir. Rapordaki, teklife göre Belediye Meclisleri, bütçe müzakereleri hariç, hiç olmazsa ayda bir gün toplanmalıdırlar. Ayrıca rapor. Meclisin komite- ler sistemi ile çalışmasını ve Belediye işlerinin her bir kısmının, geniş yet- kilere sahip olan bu komitelerin murakabesi altına verilmesini istemektedir. Ancak bu takdirdedir ki, seçilmiş üyeler tayin edilmiş memurlara nazaran daha yetkili olabileceklerdir. Demokratik ee EEE önemli bir rol oynadıkları bir gerçektir. Belediy e yüklenen işler ikkat nazarına alınırsa, bu ko- a lim; amelerde yapılması Ml değişik— likler de kendiliğinden meydana çıkar. Yeni çıkacak olan lediye kanu- nunun rafa kaldırılmış raporlardan faydalanması a isabetli ola- caktır. Jale CANDAN AKİS/27

Bu sayıdan diğer sayfalar: