15 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

15 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

se edilsin, sınıl' gerçeğinden başkası ir. değild "Son"suz film B' yönüyle bir toplumsal belge ni- teliği taşıyan "Kelebekler Çift U- çar", birbirine pamuk ipliğiyle bağ- lanmış bir olaylar dizisini de ağır a- ğır geliştirmektedir. "Piyangonun bir hayâl olduğu"nu anlayan Piyangocu, arabacı arkadaşı Pire Nuriyle - Hay- ri Caner - birlikte başka çıkar yollar aramaktadır. Film bu arada, ameri- kanizme de tatlı bir taş atmaktadır. Öte yandan, mimarın, arsa işinde bir bityeniği sezmesi üzerine, müteah- hidin yeğeni tarafından öldürülmesiy- 1 gelişen ikinci olay dizisi ise, zengin genç kadınla fakir arabacının tanış- masına yol açacak, bu tanışma katili bulmak için polisin araya girmesi ve benzeri olaylarla gelişecektir. Zengin, otomobilli kadınla yoksul arabacı a- rasındaki arkadaşlık, nişanlısının ara- bacıdan ayrılması sonucunu doğura- caktır. patlayan gaz ocağı, kardeşini, tam kamyona kavuştukları sırada hayattan edecektir. (o Burada, filmin yoksul sınıflar için karanlık bir gelişim çizgisini öngören düşünüş- le aynı çizgide olduğu söylenebilecek- tir zira film bir yanda kamyon dola- yısıyla bir ferdi mutluluğu tattırırken, öte yandan insanların bu şartlarda ferd olarak bir hiç olduklarını da or- taya koymaktadır. Ferdi oçözümleri (o kabullenmeyen bu hava, birbakıma filmin "son" suz o ması sonucunu da doğurmaktadır. Bir yanda nişanlısından ayrı düşmüş bir kız vardır, öte yanda yoksul bir ara- bacı, bir "Piyangocu", Piyangocunun içteniçe evlenmeyi tasarladığı araba- cının kızkardeşinin tıpıtıpına benzeri bir zengin, güzel, dul kadın... Seyirci için ilk düşünülecek "final", Piyangocuya bir "piyango ovurdur- mak", hattâ kaybettiği o sevgilisine benziyen zengin kızla onu evlendir- mektir. Arabacı ise, nişanlısıyla tek- rar alışacaktır nin sonu ve bilanço pçaekler Çift Uçar" önce seyirci- istediği obu mucizeyi, üstelik tam bir mucize inanılmazlığı içinde vermektedir. Yolda dalgın yürümekte olan arabacıyı bir otomobille kaçırır, zengin kadının evine götürürler. Bir ara arabacıya kocasına benzediği için tutulur gibi olan zengin a onu kapıda gülerek karşılar. Ama üzerin- de arabacının o kızkardeşinin elbisesi vardır, zira aşkının oumutsuzluğunu ve arabacıyı gerçekten seven işçi kı- zın yanında, kendisinin ancak bir kız- SİNEMA kardeş rolüne çıkacağım (anlamıştır. İşçi kız da oradadır ve müstakbel eşi- ni beklemektedir. Piyangocu? O da o- radadır. "Piyango vurdu bana niha- yet" der, zengin kadına doğru yürür. Ama bu "mucize" oluşurken, seyir- ci de bir başka şeyin farkına varmak- tadır: beklediği şey, gerçekte olacak şey değildir. £ Piyangocuya (o piyango vurmaz, piyangocu zengin kızla oev- lenemez. Beyaz perdede "son" yazısı görü- tün bu insanların kaderlerinde yapı- lacak toplu bir değişiklikle gerçekle- şebileceğini anlayan seyirci ise, deği- şik bir film seyretmenin çarpıcı ha- vası içinde, sinemayı düşünceli ola- rak terkedecektir. "Kelebekler Çift Uçar" bu haliyle, doğru bir sosyal tutum üzerine otur- tulmuş bir filmdir. Tek eksikliği, bu sosyal özün sağlam bir dramatik yapı ile pekiştirilmemiş olmasıdır. Sinematografik Oo bakımdan Tank Dursun, bu filmi ile özentilerden sıy- rılarak, duru ama ustalıklı bir anla- tıma varmaktadır. "Kelebekler Çift Uçar" dan sonra, rejisör Tarık Dursuna, bir sinema ya- zarının, ilk filmi için söylediğini ar- tık rahatlıkla tekrarlamak mümkün- dür: Hoş geldin Tarık Dursun!.. Strip-Tease — "Zarif şekilde soyunma",XX. Asır dün- yasının sanatlarından biri haline gelmiş görünüyor. Ta- bii, "zarif şekilde soyunma" daha ziyade lafın gelişidir ve strip-tease diye bilinen oyunda "tahrik edici şekil", rolü üzerine almaktadır. Mamafih, sinemanın en büyük yıldızları dahi, hele kendilerinden bahsettirmek lüzumunu asıl (o kartmaktadır. hissettiklerinde strip-tease'den kaçınmamaktadırlar. Meş- hur Sophia Loren de bunların arasındadır. "Dün, bugün yarın" adındaki filmde, değme strip-tease'cilere taş çı- Yukarda, dilber İtalyan yıldızının bu son filmdeki iki güzel pozu görülmektedir. AKİS/31

Bu sayıdan diğer sayfalar: