7 Ağustos 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

7 Ağustos 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"Kongre Eğleniyor, İstanbula AP kongresinden sonra CHP kongresi de sa- dece bir seçim mekanizmasını harekete geçirerek hiç kimsenin gözünü doldurmadı. Herkesin beklediği, bir ta- kım memleket meselelerinin dile getirilmesi ve partiler- de bu konular üzerine eğilenlerin mevcudiyetinin belirme- siydi. Halbuki iki büyük partinin ikisinin de toplantısın- da iki hizip sandalya uğrunda kavga etti, şahsiyattan Ez N ka bir şey yapılmadı, karşılıklı ithamlar savruldu. kongresinde Genel Merkezciler kazandılar. AP kongresi. de Teşkilâtçılar galip geldiler. Şimdi AP de bir darbe te- şebbüsü gelişmektedir. CHP de ise kaybedenler kazanan- ları nasıl sabote etmeleri gerektiğinin planlarıyla meşgul- dürler. Türkiyede bu manzaraya bakıp da "Partilerimiz işte, bu! Yarın bunlara memleketin mukadderatını nasıl tes- lim edeceğiz?" diye hayıflananlar çoktur. Geniş tabaka- ların bu samimi hissinin bazı grupları demokratik reji- min aleyhinde bir takım tertiplere N onlara cesaret verdiği de bilinmektedir. Peki, memleketin sağlam kuv- vetlerinden birini teşkil eden ve artilerin bu haline en ziyade üzülenlerin başında gelen yüksek tahsil gençliğinin Erzurumda yaptığı kongrede cereyan eden kavgalara ne demeli? TMTF'nun kongresinde hizipler öylesine galeya- na gelmişlerdir ki büyük polis kuvvetleri döğüşenleri giç lükle birbirinden ayırmıştır. , gençlerin kendi ara rında yaptıkları en yüksek ameli toplantıdır. Di toplantıya bir takım gruplar öyle hava vermişlerdir ki san- ki delegeler memleket meseleleri üzerinde "yüksek ha- kemlik" ile görevlidirler. Devlet Matbaasındaki grevi Er- zurumdaki TMTF'na bir telgrafla aksettirmeye (kalkan sendikanın işgüzarlığı bunun bir örneğidir. Bu kongrede Başkan polis davet etmek zorunda kal buna rağmen kavgacılar sükünet bulmamışlar, neticede toplantı geriye lar, işin rengini değiştirip, birdenbire elektriklendiriverdi.. havayı Başlangıçta, iki aday öne sürül- müştü. "Genel Merkezciler" in birinci adayı Kemal Çilingiroğlu, "Teşkilâtçı lar" ınki de Sabri Vardarlıydı. Soh- grubu, bir taktik hatası yap- feshedilen eski il yönetim ku- rulunun bir üyesini divan ikinci baş- kanlığı için aday göstermişti. o "Teş- kilâtçılar" - haklı olarak (hesap ver- mek durumunda olan bir kişinin di- van ikinci başkanlığına ( getirilemeye ceğini savundular ve kazandılar da. Yalnız, bu, kısa süren bir zafer oldu. Çilingiroğlu itirazlar karşısında kür- süye gelip çekildiğini açıkladı ve var darlı ile yeni aday Uğur Kalafatoğlu karşı karşıya kaldılar. aşkan Sancar, elektrikli (o havayı yumuşatmak için bir başka yolu dene meye gitti. İkinci başkanlık, madem açık oylama ile bir türlü ei o zaman kapalı oya gitm doğrusu idi.. Kapalı oylamanın o yapılması ve sayımın önünün alınması gününün akşamüstüne kadar bırakılmıştır. Parti kongreleri böyle gençlik kongreleri böyle.. Bu, bizim rejim bakımından değil, toplum hayatı bakımın- dan bir eksikliğimiz bulunduğunun delilini teşkil etmek- tedir. Karşılıklı, doğru dürüst oturup (o konuşamamamız meselelerin ciddi seviyede ele alınmasına imkan verme- mektedir. Denilebilir ki "Amerikada da böyle değil mi?" ve bu teze misal olarak Cumhuriyetçi Partinin son Büyük Kong- resi, orada Goldwater'in militanlarının yaptıkları göste- rilebilir. Bu, taklit edilmesi değil, taklit edilmemesi gere- ken bir vakadır. Oradaki kongrelerde kavga çıkmasının artık bir önemi ve tehlikesi kalmamıştır. Kaldı ki Ame- rikada da bu çeşit toplantılar istisnadır ve toplum haya- tının çok geniş olduğu Atlantik ötesinde insanlar rahat- ça, kolaylıkla bir araya gelmekte, aralarında sükünetle tartışmaktadırlar. Türkiyede konuşa konuşa anlaşmamız gerektiğini, san- dalyaların ikna ede ede paylaşılmasının lâzım geldiğini avradığımız gün toplum hayatında kıymetler yerlerini alacaklardır. Bugün "dayak yemeğe, en azından küfür işitmeye ve çamurlara bulanmaya hiç niyetimiz yok" di- yerek fikrinden, gayretinden, çalışmasından memleketçe faydalanacağımız kimseler toplum hayatinin o açığında, Ma dadrlar. ima kı aklı in ge bun- lardan mahru a katlanacak kadar, maalesef, zen- gin değildirler. m bir başka tehlikesi, kongrelere 'sa- bahleyin erken kalkanlar"ın hâkim olmasıyla bir avuç profesyonel teşkilâtçının memleket havasını, İlin ge- yi kudretli müesseseler kanalından tanzim imkâ- . rıdır. lav ı bu olan bir memlekette fikir m çok aşağı bir tabakada donmasına niçin şaşmalı? cumartesi sürdü. ve sonuçta, Sohtorik grubu, 341 oyla Keçeli grubunun adayını vurup geç ti. Kongrenin ikinci günü olan pa zar gününde ise, durum aşağı yukarı belliydi. Keçeli grubu, bu defada dâvayı kaybetmişti. Fakat yine de so nuna kadar savaştan kaçmadılar. A rada söz alıp havayı karıştırmasını delegeleri coşturmasını, Babialili Or- hân Birgiti kızdırıp kürsüye uğrata rak CHP'nin "Hareket" - eski adıyla "Hürvatan"- Oo gazetesinde 50 bin lira ile hissedar olduğunu ve gazetenin nasıl battığını açıklattılar. Arada bir başka açıklamalar da delegelere hoş ça vakit geçirtti; CHP'nin eski "Kra vatsızlar" grupu lideri, yeni milletve kili Oğuz Oran, Boğazdaki ünlü "ya lıya bindirme'" olayında kazaya uğra yan yalının kiracılarındandı ve gemi nin bindirdiği odalarından birinde çok nadide bir kelebek koleksiyonu öy lesine hasara uğramıştı ki, dâva aç mış ve 100 bin lira tazminat al mıştı. AKİS/17

Bu sayıdan diğer sayfalar: