28 Ağustos 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

28 Ağustos 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M U S Toplantılar Hedefine ulaşan kaplumbağa Evvelki hafta Perşembe günü. İstan- bulun en şahane manzaralı semi- erinden Fındıklıdaki Güzel Sanatlar Akademisinde bir kurul hâlâ toplantı- arını tamamlayamamış, tartışmalar ürüp gidiyordu. Hava okadar sıcak, akademinin yüksek tavanlı tarihi bi- nasının oldukça geniş salonu okadar bunaltıcıydı ki, hemen herkes ceke- ini çıkarmış, kıravatını gevşetmişti. Hatta bir ara Başkanlık Divanı men- uplarından birinin ayakkabısını çı- karttığı bile görüldü. Olay, Milli Eğitim Bakanı İbrahim Öktemin Pazartesi sabahı uzunca bir konuşmayla açtığı Müzik ve Sahne Sa- katları Danışma Kurulu toplantıları- nın son gününde geçti. Aslında, toplan tıların üç gün sürmesi, a ak- -amı verilecek bir kokteylle önceden, hazırlanmış bir gündeme göre konula- nı tartışılarak Okarara bağlandıktan sonra Kurulun çalışmalarını tamamla- ması bekleniyordu. Toplantı hakkında son çalışmalar bizzat,. Milli Eğitim Ba- kanlığının Güzel Sanatlar Genel Mü- dürlüğü tarafından yapılmıştı. Kurula asli üye olarak katılacak kişilerin lis- esi de ayni daire tarafından düzenlen- mişti. Ancak bu adlârın hangi ilkelere göre ve ne gibi bir kriter gözönünde tutularak; tesbit olunduğu, hangi üye- lerin niçin seçildikleri, ayni özellikleri haiz bulunan, fakat Kurula üye tayin Turgut Özakman Onda bir. AKİŞ/2 i K ii edilmemiş olan kişilerin ise neden ö- türü dışarıda bırakıldıkları biç anla- şılamamıştı, Sonradan, toplantılar sı- rasında pek yerinde olarak yapılan tenkitlere Bakan tarafından verilen ce- vap mahiyetindeki açıklamadan -pek kapalı olarak - işin bir de mali cep- hesi olduğu, bunun ise akan suları durduracak kadar büyük birtakım güç- lükler çıkardığı öğrenildi. Sebebi ne olursa olsun. Kurula ör- nek olaraş, Muhittin Sadakın, Necdet Remzi Atakın veya Bülent Arelin so- kulmayıp, buna karşılık müzikle uzak- yakın hiçbir ilgisi bulunmadığı gibi, ti- yatroyla da ilgisi beşinci kuşaktan da- ha uzak bulunan bazı kişilerin çağrıl- masına aklı başında hiç kimsenin ak- lı ermedi. Bütün bu nedenler, Kurul toplantılarının heyecanlı bir hava i- çersinde geçeceğini, özellikle tertip he- yelanın şiddetli tenkitlere hedef ola- cağını gösteriyordu. Ancak bunun böy- le olacağını sananlar, İstanbuldaki bunaltıcı sıcakların etkisini hesapla- mamışlardı ki bu yüzden, hele uza- yan görüşmelerin yarattığı ( bıkkınlık havasının da zoruyla, sona doğru üye- lerin devamı bile aksamaya başladı. Zaten müzik alanında çalışmalarına büyük ümitler bağlanmış üstadlardan çoğu toplantıya katılmamışlardı. Me- selâ Adnan Saygım, Ulvi Cemâl Erkin, Necil Kâzım Akses. Ferit Alnar gelme- mişlerdi. Böyle bir hava içersinde başlayan Danışma Kurulu, çalışmalara gündem ve çalışma metodu hakkında hararet- li tartışmalarla girdi. Gerçekten, orta- da neyin görüşüleceğine ve nasıl gö- rüşüleceğine dâir resmi herhangi bir esas yoktu. Herşey, daha çok Kurul üyelerinin tensibine bırakılmış olmak- la beraber Güzel Sanatlar Genel Mü- dürlüğü, resmi sıfat vermemeğe dikkat göstererek, bir takım "açıklayıcı soru- lar" hazırlamıştı. Yetmiş kişilik komisyon Toplantıların başında yapılan uzun metod d hâlinde çalışmaları tezi kabul edilme- di ve bütün Kurulun bir tek komisyon olarak görevini yürütmesi, eğer ala- bilirse, kararlarını da böylece alması kabul edildi. Bundaki güçlükler aşi- kârdı. Bir kere. böyle yetmiş üyeden kurulu komisyonlarda fikirleri bir çev- rede toplamak çok kere imkânsız olur. İkinci nokta, Kurulun başlıca iki ay- rı sanat dalı -Müzik ve Tiyatro- ü- zerinde görüşmeler yapmasının ve ka- rarlar almasının zorunlu Oysa ki tiyatro sanatının problemle- olmasıydı. Muammer Sun Bildirici riyle memleketin müzik meseleleri a- rasında mahiyet ve ihtisas yönlerin- den bir hayli belirli farklar bulundu- ğu da bir gerçektir. Ankaralı on kişilik bir grup - Me- tin And, Ayhan Erman, Turhan Erol, Faruk Güvenç, Fethi Kopuz, Gültekin Ozansoy, Turgut Özakman, Muammer Sun, Hikmet Şimşek, İlhan Usman- , Kurula bir bildiriyle geldi. Bildiriyi Oo hazırlayanların da hep branşlarında tanınmış ve yetkili yazar, besteci, icracı ve eleştirmecilerden iba- ret bulunması, ileri sürülen fikirleri bir kat daha kuvvetlendiriyordu. Bun- larını okunması kararlaştırılıp o Faruk Güvenç açıklamalar da yaparak oku- maya başlayınca, İstanbuldan Vasfi Rızarun başında bulunduğu bir grup, Kurulun alacağı kararlara tesir ede- ceğini ileri sürerek itirazda bulundu. Ama herşeye ve handikap teşkil eden bu Suruma rağmen ankaralı bildirici- lerin başarılı ve ısrarlı çalışması mey- vesini vermekte gecikmedi. o Üstelik, bu hararetli mücadelenin hiçbir şah- siyat kavgasına meydan W verilmeksizin, mesele alevlenmeden çözüm yoluna va- rılarak sonuçlanması on kişilik bildi- rici grupun hesabına kaydedilmesi Be- reketi en büyük puvan oldu. Sadece İstanbul Operası rejisörü Aydın Gün ile Ankara Operası şeflerinden Saba- hattin Kalender arasında - Kalenderin önayak oolduğu- lüzumsuz ve yersiz tartışma da fazla büyümeden önlendi. Varılan sonuçlar Memlekette müzik sanatının geliş- mesi ve batılı anlamıyla ileri bir duruma gelmesinin ancak bunun top- luma maledilmesi ve milletçe benim- senmesiyle kaabil olacağı, toplantılar

Bu sayıdan diğer sayfalar: