16 Ekim 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

16 Ekim 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— AKİS le döndüler Aydın Gün, vakitleri çok olduğu için dedikcdudan başka yapa- cak iş bulamayan sanatkârları sustur- manın yolunu çok güzel buldu, Opera- nın duvarına asılan rol dağıtımı cet- veline göre, bu mevsim onbir opera bir- den sâhmeye konuyor. Büyük Tiyatro- dan başka, Üçüncü Tiyatroda da ope- ra oynanacak. Vaktiyle dedikodudan başka hiç bir şey yapmayan soprano- lâr ve tenorlar, şimdi bu rollere na» sl çıkacaklarını düşünüyorlar, Aydın Günün yaptığı “o! bölümünde en fazla pay Sevda Aydana düşüyo", Sevda Ay- dan beş operada birden söyliyecek, Ge- çen yıllar bir defa bile sahneye çika- mayan Ayhân Aydan ise Çaykovski- nin Maça Kızı adlı operasında rol a- byor, Herhalde duymuşsunuzdur, Ay- nan Aydan oyun oynamaktan çok hoş- Ianan bir operacımızdır, Birçok günle- rini - hattâ gecelerini de..- oyun ma- sasında geçirir, Bir söylentiye göre, ha- vatı büyük acılarla tatsızlaşan sanat- kâr kadın bundan sonra vaktini öl'dür- mMekten başka hiç bir şey düşünmüyor, bu yüzden oyun oynuyormuş! Bu hw- suslyetini bilen arkadaşları “Maça Kı- 7*nın ismen de olsa, Avhan Aydana yakışan bir rol olduğunu söylüyorlar. Politika ve ötesi İstanbulda Prensesler çevresinden $i- zan söylentilere göre, güzel Hanzade, kızı Fazılanın Suat Hayri Ürgüplünün oğlu İle nişanlanmasına çok karışma- mış, Fazılanın bu karara annesinin fik- rini almadan vardığında isra: ediliyor, Suat Hayri Ürgüplüye yakın çevreler- de de buna benzer ısrarlar var. Ürgüp- lü gazetecilere müstakbel gelinini çok beğendiğini söylemekle bersber, du rumdan pek de memnun değil, Türki» şe Cumhuriyetinin Başbakanı olarak sâkıt Osmanlı hanedanından bir kızın kaymbabası (durumuna geçmekten hoşlanmamış,. Bu, belki de devrimci devrelerin bir yakıştırmacasıdır Bu çevrelere göre, böyle bir evlilik Sus Hayr! Ürgüplünün politika hayatında asilmesi güç bir duvar olâcak. Son Se- çimlerin sonuçları belirdikten sonra bu iddlalar ne dereceye kader doğru çıka- bilir, bilinmez, fakat gerçek payı in- kâr edilemez Damat adayları Şota gençkizlar ve dullar ara- da Çok süiksesi olan Iki doktor var, 0 Selçuk Kanatlı, ötekisi Süley- man Diryana ., Selçuk Kanatlı, şimdi Nazım Kalkavan ile evli olan güzel ka- rısından ayrıldıktan sonra evlenmeği, İrcok ana/babanın gözünde bir da- 16 Ekim 1 mat adayı olarak yaşıyor, vaktini hoş- ca geçiriyor. Sosyetenin belli çevrelerin- de nezaman bir toplantı olsa, Selçuk Kanatlı hazır ve nâzır Her gençkıza bir mavi boncuk vererek bekârlığın ta- dını çıkarıyor. Prof. Süleyman Dirvanaya gelin- ce,,. O, yakışıklı bir efkek, Şimdiye ka- dar da hiç evlenmemiş, yâni müzm'n bekâr. Osmanoğulları ailesinin yakın dostu olan yakışıklı Profesör, iyi bir denizci, Ameliyat masası dışmdak! sa- atlerini kotrasında geçiriyor. Yaz ay- larında Akdenize açılıyor, şehir haya tından, biraz da kadınlardan uzakls- şıyor, Fakat meraklı bakışlardan kur- tulması o kadar kolay değil, Doktoru çök yakından izleyenler var, Meselâ geçenlerde, İstanbulda havaların bu kadar soğumadığı güneşli günlerden birinde, kotrasına bir genç kız alip do- laşmasını da görmüşler, kotranın mavi sularda seyrini dürbünle O İizlemişler, sonra bu gezintinin çok ciddiye alına- muyacağı hükmüne varmışlar. Eh, bu dünyada herkesin bir işi var, Kimi kot ra keyfi yapar, kimi de, işte böyle, dür bünle kotra gözler, Atçılar şerefine “olf Klübünde konkurhipikler şerefi- ne bir kokteyl verildi. « Kokteyide ankaralı ve istanbullu atçılar ve me raklılar biraraya gel. Göze çarpan gençkızlardan biri de Prenses İkbaldi. Neslişahın kızı annesi kadar güzel de- gil, Herhalde babasına 'çekiniş olacak. , Rümenlerin ünlü binicisi Pinclu, baş- kentli kadınlar arasında çök beğen'i- di, Onunla resim çektirmek için birçok kadın âdeta yarış etti, Nazar mı değdi? pelet Balesinin çikolata deriyi yıldızı Sait Sökmene naza” değdi. F# sü- redir dansedemiyor. Dizinde bir ağrı var, Ne olduğu da belli değil, Giselle'- deki yerini Ferit Akma bıraktı. Kuğu Gölünde de dansedemiyeceğe Ninett, De Velois, çok beğendiği büle- HERKES OKUYOR benzer. EN HABERLER cinin durumuna fazlasıyla üzülüyor, Salt Sökmen de büyük bir hüzün için- de, fakat sanatkârlar için görünmez kazalardan korunmak mimkün olam yor, zamane - yakıştırma arı arasında arkoziai, diya ll Ferda Kahramanın Nebahat Çehre ile evleneceğine dair ortada bir "dedikodu dolaşıyor. Ferda Kahraman hop oturup hop kalkıyor, Besa/liktan vazgeçmek niyetinde değilmiş, olsa da Nebahat Çehre ile ae Po» ki, kiminle evlenirdi aca Anahtar teslimi (Genç işadamlarından Kudsi Beğdeşin Bebekte yeni bir ev yaptırdığı, yaz aylarında büyük bir partiyle bu evi açtığı daha önce bu sayfada verilmiş“ ti, Sosyetenin gençkızları Ve dullar ou evin sahibeliğine özenirken, bir haber alıp hayel kırıklığına uğradılar, Kudsi Beğdeş Amerikaya gidiyormuş! Gitme“ se de höydl kırıklığından kaçınılamaz- dı, Çünkü Kudsi Beğdeş, Bebekteki &- vinde kadın arkadaşlarını ağırlamak» tan, misafir etmekten çok hoşlanıyor ama, evin anahtarını kimseye vermek. niyetinde değli kil. Paris havası alıyorlar erzi Muallâdan sonra, Faize Mola salonunun genç sahibesi Sevim Bas ban, Ankaradan İstanbul Butikin sahi» besi Kâmran Cemal ve İstanbulun “Gelinlik Kraliçesi” diye anılan terzisi Lütfiye Arıbal da Parise gittiler, Sos- yete kış mevsimin! onların dönüşünden. . sonra açacak, Tabli terzilsrden önce yola çıkan keğmlarımız da var. Zübey« de Bezmen, Saniye Cintav da bunla” arasında, Onlar Sonbaharı Pariste kars | r VE sihyorlar,.. büyüğü Şu opsra olmasaydı, Cüneyt Gökçer nekadar rahat , çalışacaktı, Deyi aydalas sendikacıla! ya vaklt ayıramıyor, Doğrusu mâşalla ». ür var, serinkanlılığımı. hiç keybetmi- vor, Böyle kavgalarda, çekişmelerde de na gitti, sendikadan sayısı birden artıverdi. Bu gidişle yi | neticilerden başka fyesi esi kalmayacaz, Onlar da iddlalarında yalnız kalıp-dâ- . vayı kaybedeceğe benze 4 Ze — :

Bu sayıdan diğer sayfalar: