18 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

18 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yasaklıyordu. Bu yasak kalktı. Gemilere silah da konulabilecekti. Hükümet, memleketin çe- şitli bölgelerinde hüküm süren derebeylerine bunlardan inşa etmeleri emrini verdi. Memle- ketin bir noktasında Hollandalı tacirler vardı. Bunlardan bir askeri mütehassıs istendi, ordu- ya modern usuller sokulmak yoluna gidildi. Fa- kat kışın ortasına gelinmişti ve Komodor Perry'nin "kara gemiler"iyle tekrar çıkıp Tok- yo körfezinde görünmesine bir şey kalmamış- tı. 1853'ün 2 Aralığında Japonya, bükemeyece- ği eli öpmek kararını verdi. Amerikalı komu- tan döndüğünde, talebi kabul edilecekti. Komodor Perry, sahiden, 1854 Şubatının Il'inde, bu sefer daha da kuvvetli bir filonun başında ve iki bin askerle geldi. Japonlar ken- disine "açık dur" dediler, o körfezin 12 mü içi- ne girdi, bugünkü Yokohamanın bulunduğu ye- rin karşısına demir attı. Durduğu yerden Edo- ya mesafesi on mil kadardı. Gemilerinin topla- rını karaya çevirdi. "Geliniz, konuşalım!" dedi. Japonlar gittiler ve konuştular. İkna kuvveti topları olan Komodorun, isteklerini elde etmesi güç olmadı. 31 Martta, Japonya ile Amerika arasındaki ilk andlaşma bu şartlar altında im- zalandı. Japonya, iki limanını Amerikayla tica- rete açıyor ve japon tarihinde yeni bir devir başlıyordu. Gariptir, aradan bir tam yüzyıl geçmeden aynı Amerika, bu kadarcık bir süre içinde dev- leşmiş bir Japonyayı aynı körfeze gönderdiği bir başka harp gemisi üzerinde, meşhur Misso- uri'de teslim alacak ve japon tarihinde "Komo- dor Perry Devri"ni kapayıp "General MacArt- hur Devri"ni 2 Eylül 1945'de açacaktır. 1853'de bir tehlike karşısında tek çaresi ma- betlerde dua etmek olan bir memleket. 1904'te Çarlık Rusyasını hezimete uğratan aynı memle- ket. 1854'de gemi topu görünce dehşete düşen bir memleket. 1930' larda dünyanın en büyük deniz kuvvetlerinden biri olan aynı memleket. 1853, 1854.. Bunlar, çok milletin ileri medeni- yet seviyesinde bulunduğu yıllardır. O tarihler- de Japonya Orta Çağını yaşamaktadır. Fakat bu, bir garip Orta Çağdır. İmparatoru, Şogunu, derebeyleri.. Sonra, elli yıl geçince bir Dünya Devleti... Önce, Japonyanın nereden gelip nereye gittiğini anlatmak lâzım. HİTO NO FURİ MİTE WAGA FURİ NAOSE Tokyonun Üniversite Mahallesi, şehrin biraz dışında. Sıhhatli genç kızlar, sıhhatli genç erkekler. Bahçelerde sadece beyzbol ve tenis sa- haları değil, voleybol ve basketbol yerleri de göze çarpıyor. Hayallerdeki kısa boylu, tıknaz, kafası vücuduna nisbetle fazla büyük, gözleri çok çekik japonu burada arayınız ki, bulasınız! Şimdi japon, bilhassa 1950'lerden beri aldığı vi- taminlerin ve yediği yeni gıdaların neticesi da- ha uzun boylu, daha ince. Bir akşam, Akasaka- da Madam Cherry'nin işlettiği meşhur Copaca- bana'ya giderseniz hayretinizin şaşkınlığa dön- memesi imkânsızdır. Hosteslerin hepsi - Japon- 2 Başkalarının davranışına bak ve ken- di davranışlarını düzelt (Japon o Atasözü) yadaki konsomatrislerin adı budur; geyşaları bunlarla karıştırmamak lâzımdır- son derece güzel, uzun boylu, biçimli vücutlu japon kız- ları. Zaten bunların arasından bir tanesinin En- donezya sarayında Madam Sukarno'ların en genci ve en gözdesi olarak hayat sürmekte ol- duğunu bilmek Madam Cherry'nin hostesleri- nin cazibesi hakkında bir fikir verebilir. Ancak Japonlar her zaman böyle olmamış- lardır ve hayallerdeki klâsik japon tipi bir ef- sane değil, sadece, artık mazide kalmış bir fi- Ziktir. Japonlar, mogol ırkından. Adalarına muh-

Bu sayıdan diğer sayfalar: