10 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

10 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER - . Bütün bunların üstüne, Orhan Çapçının, kendisinin Müsteşar Veki- ” seren seçim öne sürerek, dairenin rmal işlerini de savsaklaması ek- leiniktedir. Bu yüzden terfi, yeni uzman alma, veni araştırmalar için karar çıkarma gibi işler durmuştur. Bu durum karşısında uzmanlar, bundan bir ây önce “gideceksen git, kalacaksan kal ve iş vap” fikrini ha- vi muhtıra yazmaya karar vermiş- lerdir. Araya giren daire başkanları, hemen Çapçıya giderek, isteği du- vurmuşlardır. Artuk bu kadarına Çapcı dahi. dayanamamış ve istifa mektubunu cebine koyarak Demire- le gitmiş ve başka göreve tâyinini istemiştir. Ama Başbakanın cevabı şu ei “-— Yahu, beh seni oraya onları idare ei diye gönderdim. Sen mi onları idare ediyorsun, onlar mı seni? Ne istifası? Ben seni oraya asaleten tayin etmeyi düşünüyo- rum!” İyice şaşıran Çapçı, Plânlamava dönünce, ksndisini heyecanla bekle. ven dâire başkanlarına konuşmayı aynen nakledivermiştir! o Durumu daire başkanlarından öğrenen ve şartların değişmesi için son ümütle- rini de kaybeden uzmanlar birer i- kişer istifa etmeye veva iş arama- va başlamışlardır. İlk önce, NATO“ da iş bulan Genel Sekreter Haydar Aytekin ayrılmıştır: Uzun Vâdeli Plânlama Şubesi Müdürü Yalçın Kü- çük de Orta Doğu Üniversitesi İk- tisat kürsüsüne öğretim üyesi ola- rak geçmek için mutabakatı s, güya Onu bugünlerde Ülkü Eğe i, Hikmet Çetin, Halâk Ceyhanın izleyecekleri skendilerinin ifadele- riyle- bilinmektedir. Diğer uzmanlar da hayvsiyetle çalışabilecekleri birer iş aramaktadırlar. Bu uzmanlar tâ- viz vermeğe mecbur kalmasalar da- hi, ayrılmaya kararlı olduklarını be- akm ve: *— Plânlar uygulamak için yapr lır. Yoksa Plâncıların egzersiz vap- ması için değil!” demektedirler. Ama herşeve rağmen, mevki - ve para hırsına kapılarak veva “hiç olmazsa bir kisım tavsiyeleri dinlet- sek, kârdır” diye düşünmeye kendi: lerini zorlıvarak verlerini muhafaza etmek isteyenler de vardır. Bu tu-- tumdaki uzmanlara bakanlar, ister istemez, CHP iktidarında istifa & den uzmanları batırlamaktadırlar. O zaman tavizden şikâvet ederek is- tfayı topluca basanlar, acaba böyle günlerin geleceğini ve bazı arkadaş- larının bu hali bile hazmedebileceği- ni düşünebilirler miydi? Artık, ekonomik çevrelerdeki yaygın düşünce şudur: “ ma filan yok! Burası Hükümetin bir tasdik merciinden ibarettir.” Türk - İş Genel greve doğru 7/00 bin civarında üyeye'sahip bu- lunan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonunun Genel Sekrete- ri Halil Tunç, heyecandan titreyen bir sesle, 'elindeki bildiriyi okuma- ga Keve etti: —.Buna rağmen karşılaşılan ne dike yargı organları ka- rarlarının hiçe sayılması, yurdu- muzda mutlaka bir rejim münaka- şası, açılması gerektiğini göstermiş- tir. Bu münakaşa açılmalı, demok- rasi adı altında oynanan oyun kamur- oyunun gözleri önüne serilmeii ve mimizi kurtaracak tedbirler der- hal alınmalıdır. u; bir Dai toplantısı idi. Ha- lil Tunç türk işçileri adına konuşu- vordu. Türk-Iş adına, bugüne kadar bu derece sert bir tepki, hiç bir ik- tidara yöneltilmemişti. Haftanın ba- şında Sali sabahı, Konfederasyonun Halil Tune Cihad açıldı AKİS Selânik Caddesindeki Genel Merke. zinde yapılan bu açıklama Çorumlu işçiler ve İktidarın bu son olayla iyice açığa çıkan zihniyetiyle ilgiliy- di. Günlerdenberi tenkit edilen, pa- sit davranmakla, Hüki ın tamamen haksız olduğu da Lille Türk-İş, biraz da inni likle umut bağladığı son teşebbüs- lerden olumlu bir sonuç alamayın- ca, beklenenden de sert bir davra- nış göstermişti. Halil Tunç, bildirinin son satır larım okudu: “— Kanunları ve kararları uygü- latacak organlar nerededir? Eğer bu organlar görevlerini yapamıvor- larsa, va da görev yapamıyacak du- ruma getirilmişlerse, bu, hukuk devletinin sonu demektir. Türk-İş bu durum karşısında, vurdumuzda oynanan oyunu sonu erdirerek, demokrasiyi ve hukuk devleti anlayışını verleştirme mücü- delesinin ilk ve asli görevi olduğu: na inanmaktadır. Bu mücadele va- pılacaktır..' Tunç, mücadelenin, kademe ka- deme nasıl yürütüleceğini açıkladı: — En kısa zamanda İstanbulda, bütün Türkiyeden katılacak sendi- kacıların iştirakiyle, o görülmemiş büyüklükte bir protesfo mitingi ter- tiplenecektir. Buna rağmen mesele halledil- mezse, Karstan Edirneye kadar her ilden, Türk-İş tarafından tespir edi. lecek sayıdaki işçiler Ankaraya yü: rüyecekler ve Ankaraya vardıklarin- da çok. büyük bir miting ,tertiplene- cektir Mesele buna rağmen balledilmez se ne yapılacağına dair soruya ise Tam şu cevabı verdi: ekirse, kanun rağmen, gere göze aldık! Suçlu, Johnson Kemal mi? Jiğer mesele hailedilmez ve Tunçun haber verdiği protesto hareketle- ri başlar, Türkiyenin yollarını yürü. ven işçiler doldurur, grevler dört bir vanı sararsa, bunun mercii, so rumlusu veya suçlusu kim olacak- tw? Bu soruya hemencecik “Johr- son Kemal” dive cevap vermek, işi çok basitten almaktır. Gerçi geliş. : melerde Çorum . Belediyesinin bu garip şahsiyetli Başkanının rolü bü. yüktür. Ama suyun altında cereyan eden bazı olaylar, ilk şöhretini Ame- rika Başkanı Jobnson'a özel mek- yasağına greve dahi gitmevi 10 10 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: