21 Kasım 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

21 Kasım 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ee © a er ki el Krm SAM ZE ——— a Ve MR 21 Teşrinisani 1931 AKŞAMDAN AKŞAMA az Şairi Hulüsi beye açık mektup Saz şairi Niğdeli Hulüsi bey, “4k doldurmak için şehrimize elmiş. Şair, “Akşam, daki arka- laşlardan birine beyanatta bulun- muş. Ezcümle diyor ki: “ — Münir Nureddin /beyi din- ledim. Sesi güzel, Çalımı da yerinde. Fakat söylediği şarkılar beni sarmadı. Biz Istanbul'da söylenen alaturka şarkılardan hoş- lanmayız. Bizim Anadolu havaları vardır. Bunları daha çok severiz. Ekseri halk türkülerinde kahra- manlık menlubeleri vardır. Aşk türkülerinde ( bile kahramanlık menkıbelerine fesadüf olunur.,, En muhterem saz şairi Hulüsi ey Evvelâ: İstanbul'la Anadolu'yu iki üvey kardeş gibi biribirinden yırt etmiyin. Saniyen: Beyanatı- nızın alt kısmından anlaşılıyor ki, siz, saza ehemmiyet verdiğiniz kadar söze de ehemmiyet veriyor- sunuz. Bunda, yerden göğe kadar haklısınız. Zira, alman musikisini milli alman musikisi eden dâhi Wagner, bilhassa (o güftelerinin himmetiledir ki, bu emelde mu- vaffak olmuştur. Sizin hiddetinizi mucip olan zamane musikişinas- larımız ise, besteyi hiçe sayıyorlar. Amma, yalnız bizim Istanbul'un bestelerini mi? Hayır, sizin Ana- dolu'nunkileri de... İşte, misalleri : > Münir Nureddin buz plâzında şöyle söyliyor : A benim bahtıyarım ! Tahtı gönlümde yarım | Gözünde göz izi var Sana kim baktı yarım? Halbuki, mana ile birlikte kafi- İ yenin de güzelliğine istinat eden bu nefis halk türküsünün aslı şudur : A benim bahtıyarım! Gönlümün tahtı yarım | Yüzünde göz izi var Sana kim baktı yarım ! Yani, Münir Nureddin bey, “ Bahtıyarım, tahtı yarım, baktı yarım , kafiyelerini bir takdim tehir yüzünden berbat etmiştir. Diğer plâklarında da buna ben- * zer pek çok şeyler vardır. Sizin gibi sazdan ve sözden anlar bir zatı bu nevi şeyler elbette sinir- İ lendirir. ! Bakın başka bir misal daha. ; Bizim Istanbul'da genç ve istidatlı | i bir şair var: “ İmset , imzasile yazan İsmet bey. Şiir deryasının * gerçi pek derinlerine dalmıyor i amma, satıhta bir kotra znrafetile £ yüzmesini pek beceriyor. “Ak- i şam, da şöyle bir şakrak man- zumecik neşretmişti. Çapkın kız Geliyor yürüyerek lıkır tıkır çapkın kız | iülüyor gevrek gevrek, Kıkır kıkır çapkın kız! * Bir sır var sözlerinde Okudum gözlerinde.. Hep kaynıyor yerinde, Fikir fikir çapkın kızl, * Kaçıyorsun sen amma, işersen kollarıma, Artık yoktur kurtulma Çırpın haykır çapkın kız!.. Bestekâr bu manzumeyi şu hale Sıhhat komisyonu Karışık yağlara sıkı bir mücadele açılacak Vilâyet sıhhat komisyonu kânu- nuevvel içtimamı vali Muhiddin beyin riyasetinde yapacaktır. Bu içtimada bir çok mühim meseleler müzakere ve intaç olunacaktır. Bilhassa şimdiye kadar hiç müza- kere edilemiyen bir çok işler bu içtimada bir karar altına alına- caktır. Konuşulacak meseleler meya- nında mağşuş yağ meselesi de vardır. Komisyon içtimamda mağ- şuş yağ meselesinin epiyce hara- retli bir münakaşa zemini açacağı tahmin edilmektedir. Komisyon halkın sıhhati ile pek yakından alâkadar olan mağşuş yağlara karşı gayet sıkı bir mücadele açılmasına karar verecektir. Ecnebi memleketlerin liman idareleri Iktisat vekâleti ecnebi leketlerinin liman idareleri hak- kında ticaret odasından bir rapor istemişti. Bu rapor Deniz ticaret raportörlüğü tarafından yapılmış, vekâlete gönderilmiştir. Hâlâ o halde! Cabi caddesi bir bataklık halini aldı Şişlidehi Cabi caddesinin lâğım inşaası yüzünden berbat, ve ge- çilmez bir hale geldiğini geçen gün yazmıştık. Hele son yağmur- lar burasını bir bataklığa dön- mem- dürdü. Caddenin inşasına bir türlü başlanamamıştır. Şişli ile Nişataşını bağlayan bu caddenin uzun müddet bu halde kalması doğru değildir. Belediye, bir an evel müteahhide teahhüdünü yaptırarak (o uzun müddet kış gününde caddeyi bu halde brakmamalıdır. sokmuş. İşte, “ Sahibinin sesi ,, katoloğundan aynen naklediyo- rum: Geliyor yürüyerek fikir da fikir çapkın kız Bakıyor gülo güle fikir da fikir çapkın kız Kız ayrılamam sözlerinden okudum gözlerinden Hep kaynıyor yerinde fıkır da fikir çapkın kız Kaçıyorsun sen aman tutarım kollarından Artık bu kadar çırpınma fikırda fıkır çapkın kız Ne buyurulur? Istanbul (o musikisi diye size bunları dinlettilerse kızmağa el- bette hakkınız var. (Va - Na) EHİR HABERLERİ Münferit hâkim Adliye vekâleti bazı izahat istedi işlerin pek fazla olması dola" yısile Istanbul ceza mahkemele- rinde bir çok davaların uzun müddet teahhura uğradığı nazarı dikkate alınarak bunun önüne geçilmek üzere vekâletin Istan- bulda münferit ceza mahkemeleri teşkili (o tasavurunda (o bulunduğu yazılmıştır. Adliye vekâleti bu yeni teşki- lât hususunda Istanbul muddeiu- mumiliğine müracaatla Istanbul ceza mahkemelerinin bugünkü son muhakemat vaziyetini sormuş ve münferit (oOceza mahkemelerinin teşkilinde alınacak netice hakkın- da istimzaçta bulunmuştur. Müddeiumumilik oyakında bu husustaki o cevabını vekâlete gönderecektir. 1931 idarei hususiye bütçeleri bastırılıyor Dahiliye vekâleti, vilâyet umumi meclisleri tarafından müzakere ve kendi tarafından tasdik edilen vilâyet idarei hususiyeleri 1931 senesine ait bütçeleri bastirmağa başlamıştır. Bu bütçeler toplu olarak bütün vekâletlere dağıtıla- ktı Amca Bey'in karikatür müsabakasına ait 12 re- simsiz fikra ile 12 fikrasız resmin neşri o bitti. Bunları kesip topla- mış olan karilerimiz şimdi karika- türlerle fıkraları karşılaştırarak hangi fıkranın hangi resme ait olduğunu bulacak ve birbirine raptedeceklerdir. Tıkralara merbut 12 karikatür, isim ve &dresle beraber bir zarf içinde şu adrese gönderilecektir : Akşam gazetesinde Amca Bey Hal varakaları 30 Teşrinisani Pazartesi günü akşamına kadar kabul edilecektir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye SENELİK 1400 kuruş 6AyLK 750 » 3SAYLIK 400 » Ecnebi 2700 kuruş 450 > 80 >» way” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Recep 10 — Kasım: 14 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 1228 27 713 945 12 136 Va, 5,10 654 12, 14,92 16, 47 18,23 | ücretlerini İş kanunu Eğlence yerleri iş kanununa göre başlayacak Hükümetçe (o hazırlanan yeni mesai kanunu lâyihası meclisin bu içtimamda müzakere edilecek- tir. Bu lâyiha Avrupadaki medeni şehirlerde mesai tarzları, işçi hayatı, iş saatleri, çalışma usulleri nazarı itibare alınarak hazırlan- mıştır, Bu itibarla yeni mesai kanunu mesai saatlerini, işçinin çalışma şartlarını da değiştirecektir. Mesai kanunu) katiyyet kesbet- tikten sonra şehirdeki eğlence yerleri işçinin , çalışanların mesai saatlerine göre tanzim edilecek- tir. Meselâ belediye sinema ve tiyatroları, işçinin, ( çalışanların rahatsız olamıyacakları, uykusuz kalamıyacakları bir şekilde faali- yette .bulunmağa mecbur edecek- tir. Ertesi günü saat yedi buçukta işinin başına gidecek olan amele- nin gece uykusuz kalmaması için sinema ve tiyatrolar daha erken b:şlayıp, daha erken beti- receklerdir. Ayrıca işçiler için hususi matineler tertibi de düşür- uülmektedir. Hamallar gibi Arabacılar ve sandalcıları da belediye idare edecek Arabacılar ve sandalcıların da bamallar gibi belediye tarafından idare edilmesi hakkında tetkikat yapılıyordu. Bu tetkikat bitmiş ve belediyenin arabacılarla sandalcı- ları da idare edebileceği anlaşıl- mıştır. Belediye yakında bu hu- susta faaliyete geçecektir. İlk iş olarak derhal arabacılarla sandal- cıların belediye tarafından tesçi- line başlanacaktır. Gerek arabacı- lar ve gerek sandalcıların başında bulunacak Omemurlar (o belediye tarafından tayin edilecektir. Belediye, şimdiye kadar hiç bir tarifeye tâbi olmıyan araba muayyen bir tarzda tesbit edecektir. Arabacılar, tıpkı şoförler gibi sıkı bir kontrola tâbi tutulacak ve araba seyrü- sefer işleri tamamile belediye tarafından idare edilecektir. Bele- diye hangi mıntakalarda araba işletmenin daha kârlı olduğunu tesbit ettiği için arabacılar yeni idare şeklinden istifade görecek- lerdir. Sandalcılar yine eskisi gibi ehliyet vesikalarını deniz ticaret müdürlüğünden alacaklardır. Bun- ların halkla münasebetleri, alacak- ları ücretler belediye tarafından tayin edilecektir. Bu suretle yolcu vapurlarına adam taşıyan sandal- cıların bir kişi için rıbtımdan biraz uzaktaki vapura 50,60 kuruş istemelerinin önüne geçilmiş olunacaktır. © Sahife 3 Dz çırpan | En basit iş Eğer nüfusumuzu çoğaltmak istiyorsak şehirli hanımlar köylü hemcinslerini taklit etmelidirler... Amma ne hususta biliyor musu- nüz?. Çocuk doğurmak hususunda. Anadoluda çocuk (doğurmak faraza ense kaşımak, esnemek, öksürmek, apşurmak, aksırmak kadar basit bir iştir.. Hattâ belki bir Enşe abla için çocuk doğur- mak yemek yemekten daha kolay bir şeydir. Bakın size bir hikâye anlata- yım”, Geceyi küçük bir kasabada geçirdik.. Sabaha karşı bir oto- büsle yola çıktık.. Bir köyden üç kadın aldık. Kadınlar otobüse binmeden evel şoförle iyice pazar- lık ettiler. Biri sıkı sıkı tembih etmeği unutmadı : — Bak üç baş canız.. Sonra mızıklanma.. Üç baş can için bir kaime., Sonra verdikti de, verme- dikti de bize iş çıkarma... Otobüs hareket etti.. Dağ tepe geçtik.. Öğle üstü şoför bir az mola verdi. Bir aralık üç kadın fundalıklar arasında kayboldular. Otobüsün hareket zamanı gelmişti. Üç kadın hâlâ meydanda yoktu. Nihayet çıkıp geldiler.. Kadınlar- dan ikisi, en genç olan üçüncü- sünün koltuklarına girmişlerdi. Ortadaki kadının kucağında bez- lere sarılı bir şey vardı. Baktık bir çocuk... Otobüse bindiler şoförün gözü açıldı... — Tevekkeli değil... “ Bak biz üç can biniyoruz, sonra karış- mam..,, diye sıkı sıkı tembihler... Bunun için para vermeyeceksiniz demek... Sonradan anlattılar.. Lohosanın daha sabahtan sancısı tutmuş... Mola verdiğimiz zaman hemen gitmişler, çocuk doğmuş, derede yıkayıvermişler.. Sarsıntının loho- salar için pek fena olduğunu bir yerde okumuştum, Bunu karşımda oturan lohosaya söyledim.. Gü- lümsedi: — Evde, dedi, iki tane daha var.. Biri gene böyle oto- mopilde doğdu... Aldırma sen efendi... Salihliye gelmiştik. Çocuğun is- mini Salih koydular. Halbuki köy kadınlarının bu kadar basit telâkki ettikleri şey şehirli hanımlar ne derecelerde korkutur, dehşet verir.. Hikmet Feridun Türk parasınını koruma a kanunnna muhalif hareket Türk parasını koruma kanu- nuna muhalif hareketten dolayı Isak ve Rober isimlerinde iki kişi hakkında bir müddetten beri müstantiklik tarafından tahkikat yapılmakta idi. Istintak dairesi bunlar hakkın- daki tahkikatı ikmal etmiştir. Tahkikat neticesinde tanzim olu- nan evrak berayı muhakeme 3 üncü ceza mahkemesine veril- miştir. İsak ve Rober efendilerin muhakemelerine yakında başlana- caktır. A. B. — Istanbul şöyle böyle | amma ne de olsa... Amca Beye göre... OF ayağım!.. .. Sözünü tamamlasana Anca | Beyl.. A. B. — Utanıyorem miriml — Ne diyecektin?.. A, B. — Ne de olsa münevver | bir şehir diyecektimi..

Bu sayıdan diğer sayfalar: