22 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

22 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam 32 Kamile 1902 Kadın - Eskek elesi. Kılıbıklık erkeklerde irsi bir istidatmış!. “Benin fikrimle hareket eden bir erkeğin indimde hiç Fyaiçii yektur, Feriha Tevfik Hanımın nikâhı... davetliler.. Kalabalık.. Darülbedayi artistleri bir köşede gurub teşkil etmişler.. Galip, Mahmut, Bedia Muvahhit Hanım... Damat Bey telâşlı telâşlı ortada dolaşıyor. Resimler çekiliyor.. Bedia Hanıma: — Resim çekilirken bende Sizi sıgaya çekeyim Hanımefendi. De- dim,. Nikâh memurunun tam arka- sındaki iki koltuğa iliştik.. Önü- müzde paravan halinde bir kala- eği var,. — e izmirdeki er- kekler birliği de ne demek?.. Gazetelerde bunun hakkında bir iki şeye tesadüf ettim. Fakat okumadım. Bunlarm © birlikten maksatları nedir ?.. Acaba evlenmeye tövbe, kadın yüzü görmemeğe yemin için mi ?, Yani birlikleri Aynaros teşkilâtı gibi bir şey mi 2. Her halde bunların azası genç, bekâr erkeklerden müte- şekkil olacak... Öyle değil mi ya?. Madem: ki yer yüzünde erkek ve kadın diye iki cins vardır. Her halde bir tarafın birlik yapması öteki Otarafa meydan okuması demektir. Yani evli erkeklerin yapabilecekleri bir iş değil. lik içtimaımdan çıkıpta evlerine döndükleri zaman kadınlarının yüzlerine nasıl bakarlar ?. — Ya “ kılıbıklarla mücadele cemiyeti, için ne düşünüyorsunuz?. — Böyle bir cemiyet teşekkül ettiğini sizden işitiyorum. Şayanı hayret bir şey.. Siz erkekler bir- birinizi tanımıyorsunuz. Erkekler- deki bu kılıbıklık illeti irsen gelen bir şeydir. | Bunu değişlirmek kimin haddine ?.. Nasıl bir çocuk resim, musiki, tiyatro sanatına karşı istidatlı doğarsa kılıbıklık istidadı da öylece bir tabiat mese- lesidir. Bu rubta bir adamı dün- yanın en sakin bir kadını ile evlendirseniz o, istidadını gene gösterir; ne yapar yapar, kuzu gibi kadına kendini azarlatır. Arkadaşlarım turnede tanıştık- ları bir efendiden bahsederler.. Müthiş bir zatmış bu efendi. Dekşetli bir kahraman.. Kuvvetli ve harikulâde cesaretile meşhur. Başından bir çok maceralar geç- miş.. Bu zat evinin kapısından girdi mi kedi yavrusuna dönermiş.. Dedimya bu bir istidat mesele- sidir. Nasıl bir ressamın resim yapmasına, nasıl bir musikişinasın müzikle meşğul olmasına ve nasıl benim tiyatrocılığıma mani ola- mazsanız kılıbıkların da buy ve tabiatlarını değiştirmesine mani olamazsınız.. — Aile hayatında kadının mı yoksa erkeğin mi hakim olması lâzımdır? — Kadın olmama rağmen bir ailede erkek varken kadının hakim olmasını doğru bulmam.. Bunu bir maksadı mahsusla söylemiyo- rum, Bilmiyorum. ananevi terbiyeyi sevdiğim için mi nedir? Hiç bir gün kocamın zamanında kocamın, şimdi de erkek (o kardeşimin hakimiyetini evin içinde elinden almak aklımdan bile geçmemiştir. “Bu böyle olacak, benim dediğim seninkinden daha doğrudur, de- mek erkeği gülünç vaziyete sok- maktan başka bir şey değildir. Hal böyle iken ailem arasında bir erkeği böyle külünç bir mev- kiye düşürmeği tabiatile istemem. esasen benim fıkrimle hareket edecek bir erkeğin benim indimde hiç bir mevkii yakdur.. — Çok mazohist sinz efendi. hanım — İster sadist diyin ister ma- | Bir- | Bedia Muvahhit hanım zohist.. Ben böyleyim. Benim taktir edeceğim erkek kafa itiba- rile benden yüksek olmalıdır.. Öylede olunca hakimiyeti onun elinden almak kimsenin aklından geçmez.. Yalnız şunuda söyliye- yimki maalesef böyle kafalı ve mukakemeli erkeklere zamanımız- da nadir tesadüf ediliyor.. Hattâ ender.. Onun için kadınlarımızın hakimiyeti ellerine almalarına ve erkekekleri | kılıbık Obir şekle sokmalarına pek o kadar da hay- ret etmiyorum.. — lIsraf meselesine ne buyu- rulur hanımefendi?. Cinslerden hanımefendi?, Cinslerden hangisi daha müsriftir... — Bence erkekler kadınlardan ziyade müsriftirler.. Niçin mi di- yeceksiniz?. Sorarım size.. Hiç müsrif olmasanız kadınlarla evle- nip te kendinize hiç yoktan müthiş bir masraf kapısı açar mısınız?. Söyleyin... Sesimi çıkarmadım.. Oturduğum yerde süklüm püklüm oldum.. Ne denir?. Hak güneşi balçıkla sı- vanmaz. Bu esnada salonda çıt yoktu.. Yalnız nikâh memurunun sesi: — Rahmi bey.. Siz Feriba Tevfik hanımı zevceliğe kabul ediyormusunuz?.. Rahmi beyin sesi: — Evetl, Bedia hanıma döndüm: — Rahmi israf ediyor değil mi hanımefendi?. işte Beni kele leri için bir masraf kapısı daha açıldı... Mamafi bu israf mes'ele- sinde rakkama istinat edilmedikçe bir şey söylenilemez.. Şık bir kadın senede nekadar sarfeder?. Bedia hanım bu sual üzerine şaşalar gibi oldu: — Sualinizde bir yanlışlık var zannederim.. Paralı şık kadın var, bir de parasız şık kadın var.. Ben bunların ikisi arasında dağlar kadar görürüm. Biri bilmem ne zadenin kızıdır. Tuvaletine dünya kadar fark para sarfeder. Fakat kendine yakıştıramaz. Giydiği ve kullandığı şeyler üstünden akar. Sonra beri yanda parası hesaplı olan zarif bir kadın ötekinin sarfettiği paranın dörte biri ile bütün nazarları üstüne çevirebilir. “Şıklık,, kadın ruhunda olmalı... Ben hadınlarımızın içinde öylele- rini tanırım ki tuvalet masrafları binlerce — liraları aştığı (halde ellerinde mendili nasıl kullanacak- larını bilmezler. En pahalı kumaşı alırlar en büyük terziye diktirirler. Hiç birimiz farkına bile varmayız. Sonra beri taraftaki alelade ipekliyi küçük bir dikişci kızı ile | bir | Sebep ne imiş? Apartıman güzel, her türlü konfor var, fakat İ kiracı yok!... Paris'te bir Saaballe halkının | uzun müddetten beri balledeme- diği bir muamma nihayet anlaşı- | labilmiştir... Paris'in en güzel | | | mahallelerinden biri olan Parc Monceau - cıvarında yeni yapılan | bir apartımanın bütün konforu | kaloriferi, sıcak suyu asansörü, bulunmasına, ve kirasının ucuz olma-! sma rağmen aylardanberi kiralan- | maması * birçoklarının hayretini mucip olmakta idi. Nihayet bir gazeteci apartımana talip olmuş ve sahibi ile görüş- mek istemiştir. Apartıman sahibi kendisini gayet nazikâne kabul etmiş ve şu sözleri söylemiştir: — Apartmanın bir - dairesine talip imişsiniz. İstediğim fiati veriyorsunuz, yalnız size şeraitimi | bildireyim eğer kabul ederseniz kontratı imzalarız. Evvela apartımanın diğer dai- relerinde oturanlarla görüşmeye- ceğinize, piyano, gramofon, radyo çalımıyacağınıza söz verecek ve kontrata yazarak imza edeceksiniz. Sonra bu caddede oturan bazı kimselerle benim aram iyi değil- dir. Kiracılarımın da bunlarlarla görüşmesine razı değilim. Bizim sıramızdaki dahveye ve karşıdaki sinemaya kiracılarım giderse mu- kavelemiz bozulur. Bu caddedeki bakkal ile geçen sene kavğa etmiştim. Kiracılarım ondan (alışveriş (o etmiyecekler. Köşe başındaki sütçü kadından süt yumurta, peynir, tereyağ alan kiracıyı eveden çıkartmağa hak- kım olacaktir. Çünkü bu kadın bende ahçı iken topladığı para ile bu dükkânı açtı, ve dükkânı açacağı zaman ,behi alıçısz braktı, gitti. Diğer taraftan kapıcının da rahata ihtiyacı olduğundan kira- cıların hiçbiri geceleri on ikiden sonra ne eve gelebilirler ne de misafirleri ondan sonraya kala- bilir. Bu şeraiti kabul ederseniz kuntratı imza edelim.,, demiştir. . Apartımanın bu kadar vakitten beri boş kalmasının hikmeti bu sözler üzerine anlaşılmıştır. Apartımana talip olan gazeteci birçok çalışmış, fakat ev sa- hibini Obu fikrinden caydırama- mıştır. Apartımanın o boş kalmasının sebebianlaşıldıktan sonra mahal- lede bahsa tutuşanlar o elmuştur. Bazıları apartımana hiç kiracı bulmıyacağımı bazıları da ancak ecnebilerin böyle apartımana ge- leceklerine bahsetmişlerdir. aaa öyle bir hale koyar ki birbirimize sorarız “Bu zarif kadın kimdir?.,, diye.. Görüyorsunuzya şıklık para ve hesap işi değil, zarafet ve incelik işidir.. Ben fatura halinde bir he- sap çıkarsam tabiidir ki benim şahsi masrafımın hesabı olur, bunuda söylemek, bütçemin hesa- bını bir gazeteciye anlatmak hiç işime gelmez..,, Nikâh bitmişti, & şekerlerimizi aldık.. Bedia hanım elindeki ku- tuyu Galip beye uzattı: — Bunu saklada ben bir tane | daha alayım! diyordu. Aklıma mevlitlar geldi. Bir mevlitte şeker dağıtılırken küllâhı saklar bir tane daha alırdık. Gülümsedim.. Fakat biliyor musu- nuz Bedia hanımın fikirleri Ziya | | | l Molla beyin fikirlerine nekadar benziyor.. Ziya Molla aşağı yuka “Kadın sarfetse bile o israfı k i mankenini kendisine tenkih ediyor,, demişti H.F, | Garip bir macera Cenazesinin nasıl > kaldırıldığını seyretmiş! . Komşuların ı taziyetlerini, lerini, hakkındaki düşüncelerini işitmişi. Liyonda, Louis Dö namında otuz iki yaşında biri, zabıta © tarafınan tevkif | edilmiştir. Bu tevkifi o icapettiren sebep pek: gariptir. Durand Gezairde kendisini, öldüğü takdirde para metrcsine verilmek üzere, 150,000 franga sigorta ettirmiştir. Bir müddet sonra güya ölmüş ve defnedilmiş, bunun üzerine metresi vasıtasile sigorta parasını alarak memleketi olan Liyona dönmüştür. Burada, sigorta şirketinin şubesi kendisini. tanımış ve polise müracaat etmiş-! tir. Polis Durandı tevkif etmiştir.! Durand zabıtaya verdiği ifadede bu dolandırıcılığı şu suretle izah etmiştir: — 1931 senesi haziranında Ce- zairde bulunurken metresim Gaut- hierin menfaatine kendimi 150000 franga sigorta ettirmiştim. Sigorta bedelini, şirketten alarak cebe indirmek için arka (arkaya on aspirin tableti aldım. Tabletleri yuttuktan biraz sonra, titremeğe başladım. Vücudum soğuyor, kuv- vetim kesiliyordu. Sigorta şirke- tini faka bastırmak isterken ha- kikaten ölmekten korkmağa baş- ladım. Ne ise, uzatmayalım, bir dok- dor çagırttık. Beni tedaviye başladı. Doktor, tedavinin üçüncü günü metresimi bir kenara çekerek: — Madam cesur olunuz. Dos- tunuz, geceyi geçiremiyecek. Şim- diden bu felâkete hazırlanmak lâzım gelir; dedikten sonra, çıkıp gitti. Ben, doktor gittikten sonra artık aspirin yutmaktan vaz geçtim ve kuvvetli bir yemek yedim. o geceyi, metresimin kucağında geçirdim. Şafak sökerken, ellerimi ve yüzümü kuvvetli permanganat mablulüne batırdım. Bu bana, morumtrak bir ölü rengi verdi. Metresimin feryatları üzerine odamıza koşan komşu kadınlar, cesedi görmekten ürktüler, beni tedavi eden doktoru çağırttılar. Doktor odaya girince, böbürle- nerek metresime: —Ben size demedimi mi Madam! teşhisimde hiç bir zaman aldan- mam dedi ve beni bir def'a bile muayeneye lüzum görmeden def- nime rubsat verdi. Dotordan defin raporunu aldık- tan sonra cenaze şirketi memur- ları, tabutu getirdiler ve beni tabuta sokmak için cesedi kaldır- mağa teşebbüs ettiler, İşte o zaman metresimin cerbe- zesi açık gözlülüğü imdadıma yetişti. Metresim cenaze şirketi memurlarına bitap etti: — Rica ederim efendiler, za- vallı kocamın cesedine dokunma- yınız. Onu ben kaldıracağım dedi, Verdiği bol bahşişler meselenin alt tarafını bitirdi. Cenaze şirketi memurları dışa- rıya çıkınca, metresim, oda kapı- sını sıkıca kilitledi. Ben de derhal yataktan fırladım. Metresimle be- raber, odamızda bulunan bir soför kumla (o doldurmağa başladık. Bu mankeni tabuta koy- | duktan sanra, baş tarafına da sa- İ rımtırak bir ölü maskesi taktık. Bu vurulmağa başladı. iş henüz bitmişken Ben, kapı ancak l Louis Durand ve metresi Jeanne Gauthler elbise dolabına girere saklanacak kadar vakit bulabildim. Dolabın içinden kendi cenazemin nasıl kaldırıldığını ne suretle seyretti- gimi kolaylıkla tahayyül edebi- lirsiniz !. o Saklandığım (yerden komşuların metresime taziyetlerini, hakkımdaki (o düşüncelerini o gü- lümseyerek işidiyordum. Getirilen çiçekler de tabutun üstüne ko- nulduktan sonra, cenaze mera simle mezarlık yolunu tuttu. Cenazem, bu suretle defnedil- dikten sonra tepdili kiyafet ede- rek savuştum. Metresim sigorta bedelini salmak için teşebbüste bulunmağa başladı. Bütüğ, mua- meleler bittikten sonraj resmen vefat etmiş ve defnedilmiş oldu- ğum cihetle bankadan paraları tıkır tıkır aldık sonra, uzun bir seyahate çıktık. Aldığımız paralar ile har vurup harman savuruyorduk. Ötede beride dolaştıktan sonra elimizde kalan bir kaç bin fraakla Liyona geldik. Fakat felâkete bakın ki, Liyon- da beni teşhis ve sigorta şirke- tinin şikâyeti (oOüzerine (tevkif ettiler, Durand'ın metresi de bu dolan dırıcılıkta şeriki cürüm sıfatile tevkif edilmiştir. Rüşvet alırken yakalandı Ankara,20 (A.A.) — Ankara tapu dairesi başkâtibi Ahmet bey Kigork namında bir ermeniden 400 lira rüşvet alırken cürmü meşbut halinde yakalanarak tevkif edilmiştir. Aynı meselede alâkası görülen bir müdürün de tevkifi için Maliye vekâletinin müsaadesi istenmişt Sadi Acele satılık ev Şişlinin en mutena bir ye- rinde 10 odalı, bahçeli konforlu güzel kârgir bir ev müsait şeraitle acele satılıktır. Müracaat yeri : Umum Emlâk Acentesi Bahçekapı, Taş han No. £ Telefon

Bu sayıdan diğer sayfalar: