22 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

22 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Samsunda bir bayram Gazi Hz. nin heykelinin küşat resmi çok parlak merasimle Samsun 15 (Hususi) — Sam- sunda rekzedilen Gazi hezretle- rinin heykelinin açılma resmi bu gün çok parlak bir surette yapıldı. Uu münasebetle Samsun çok tatlı ve çok heyecanlı bir gün yaşadı. Sabah erkenden kadın, erkek, çoluk çocuk bütün Samsunlular Gazi parkına akın ediyorlardı. Saat on üç buçuktan sonra park ve bu civardaki caddeler en geçilmez bir hale gelmişti. Parka bakan binaların balkon ve pence- releri dolmuştu. Parkta heykelin etrafında vali, kumandan, cemiyetler mümessil- leri, askeri ve müfki erkân, kon- soloslar, büyük bir halk kütlesi toplanmıştı. | Muzikanın çaldığı istiklâl marşını müteakip vali Salim bey kürsiye çıkarak bir nutuk iret etti ve kurdeleyi keserek heykelin küşat' resmini yapt. Bu esnada şiddetli bir alkış koptu. Kurdele kesildikten sonra cum- huriyet halk fırkası namına Sam- sun: gazetesi baş muharriri Ethem Veysi bey güzel bir nutuk irat ette ve çok alkışlandı. Bunu vilâyet umumi meclisi namına Zübeyr oğlu Fuat beyin nutku takip: etti. Fuat bey “ Gazinin aziz ve şerefli nesli,, diye baş- lıyan nutkunda on üç sene evvelki kara günleri hatırlattıktan . sonra “işte böyle müstesna ve felâketli bir tarih anında idiki memleketin kararmış ufuklarını nurlandıran bir yıldız doğdu ye yıldız baştan başa Türkler ateşlendiren esa- tiri bir balâs ve necat mü beşşiri bir çırağ oldu,, diyerek Gazi hazretlerinin 19 mayısta va- tanını kurtarmaki çin Samsuna çıkışından bahsetmiş ve nutkuna şu suretle nihayet vermiştir: Dünün inkilâpçısı Samsunlu, bugünün cumhuriyetçisi Samsunlu bu: abideyi dikmekle dün olduğu gibi bu gün ve yarın da onun şerefli sahibinin yolunda yürük- lerini ve yürüyeceklerini filen gös- termiş oluyorlar. Bizleri herhangi bir zavalli ve fakir düşünceler bu yoldan asla döndüremiyecektir. Hatta rublarımız bedenlerimizden ayrılıdığı zamanlarda debhi.., Ey heykelinin önünde kalbimi- zin olanca kuvvet ve kudretile taazzum ve şükran duygularımızı sunduğumuz koca türk, güneş #mibverizden fırlalayıncaya kadar kürre çürüyünceye okadar sen yaşa, var ol,, Fuat beyden sonra şehir namına Kefeli Muhiddin, maarif namına müdür Cemal Gültekin beyler birer nutuk irad etmişlerdir” M. Kripel'in nutku Müteakiben heykeltraş M. Kripel alkışlar arasında İsüirsüye çıkarak dmanca bir nutek irad etmiştir. Türkiye idman cemiyetleri. ittifakı İstanlml mıntakası denizcilik heyeti reisi Ekrem Rüştü bey tarafından ? Heykelin yakından türkçeye tercüme edilen bu nutukta heykeltraş demiştir ki: “Çok sevdiğim Türklerin bu anda: huzurile müşerref olduğum muhterem Halkı: Heykeltraş M. Kripel Bütün hayat; ruhun kuvvei as- liyesinden, sırrı ve menşei anla- şılmayan bir tarzda meydana gelir ve mukannen müddetini doldur- duktan sonra üfuk eder. Sanat; müşahede olünan vaka- yiden doğar ve yalınız yaşanan vekayiin ruhundan alınan: ilham kuvvetile cansız mevadı iptidaiye ye bir hayat vermeğe sayeder. Dinamitin şimşek kuvveti; kür- reden taşı koparır ve çeliğin haşin sertliği, onu işlenebilecek bir şekle sokar. Vali Salim bey kurdelayı ksserken yapıldı görünüşü Ateş; güneş yavrusu, imbakâr ve ihyakâr kudretile kıymetli olan bronza yeni bir şekil verir. Şanatkarın azim ve kudreti; alât ve edevatın yardımile mün- ferit parçaları toplayaruk yaşan- mış vak'anın ruhundan bir timsal vücuda. getirir. Mücahededen doğan ve müca- hedeyi ifade eden bu heykel; Gazinin muharip timsalinden başka bir şekilde tecessüm ettirilemezdi. Gazi; taştan dahasert, çelikten daha bükülmez yüksek ruhunnn ateşile muazzam eserini meydana getirdi. Onun: vatanı kurmak az- mi, memlekette hayatı dogurdu, bütün ruhları ve bütün mevaddı seferber ederek gayesi olan Istik- lâle sevketti. ve muvaffak oldu. Son hedefi, yarattığı eseri mu- hafazaya ve günden güne takviye- ye yorulmak bilmez bir say ile, uğraşmasıdır, Bu heykel bir gayenin timsali telâkki edilraemeli; Türk milleti Gazinin bronzdan ve taştan daha ebedi yarattığı ruhdan ilham ala- rak teceddüt ve terakkiyi gaye edinmelidir. Türk milleti harpte ne büyük harikalar yaratabileceğini ispat etmiştir. Sulh ve insaniyet cida- linde de, büyük Rehberinin arka- sında, onun göstereceği nurlu yollarda daha pek büyük ve pek güç cidallere hazır olduğunu da, Cihanın: hayret ve takdiri muva- cehesinde, ispat etmektedir. Yaşasın Türkiye, Yaşasın Gazi, ,, Nutuklardan sonra geçit resmi yapılmış ve gündüzki merasime nihayet verilmiştir. Geceki ziyafet Gece saat 19,30 da tütün inhi- sar fabrikası apartımanının geniş ve zarif salonlarında M. Knpel şerefine 35 kişilik bir ziyafet ve- rilmiştir. Ziyafet çok iyi geçmiş; müteaddit nutuklar © söylenmiş, bunlara Kripel çok güzel bir nu- tukla cevap vermiştir. Bütün ma- nasile samimiyet ifade eden bu ziyafet üç saat devam etmiştir. Bugünkü merasim dolayısile Gazi Hz. müteaddit tazim telgraf- ları çekilmişti. Gazi Hazretleri bu. telgraflara şu mukabelede bulunmuşlardır. Muhterem Samsun o halkının şahsıma karşı besledikleri asil duyğuların kıymetli bir tezahürünü bildiren telgrafınızdan pek müte- hassıs oldum. Teşekkür muhabbet ve selamlarımın muhterem halka arzını rica ederim. Reisicumhur Gazi M. Kemal MACERALARI Ahmet Cezmi dedi ki: — Mehlika hanımı ittihamınız şaka götürmez. İnceden inceye meseleyi tetkik etmek lâzım ge- j liyor. Bu işe beni memur ettiler. i O — Mesele çidden naziktir. — Mehlika ve Hadiye hanım- larla beraber başbaşa verip zabıt kâtipsiz bir hasbuhalde bulunma- mız faideli olur fikrindeyim... Musanın gözleri parladı. —... Ondan sonra daha res- mi istiçvaplara başlarız. Musanın gözlerindeki parlaklık söndü: — Tahkikat seyrini takip ede- cektir. — Evet. Bu esnada girdi: — Beni islemişsiniz Cezmi bey? Şemi Musayı gördü, başı hava- landı, gözlerinden alevler fışkırdı: — Şemi beyl.. Etrafa göz gezdirip Behçeti aradı. Bulamayınca başını önüne eğdi: — Şimdi adladım... Cezmi başka bir şey söylemesine mani oldu: — Biraz susunuz lütfen, sonra konuşuruz . Mehlika her zamanki gibi, arkasını pençereye verip. oturdu. Arkasından giren Hadiye. kapıyı kapadı, şöyle bir köşeye; çekildi. Ahmet Cezmi masanın başına geçti. Çantasından yeşil bir dosya çıkardı. İçinden bir kâat aldı. Şemi Musaya döndü: — Beyfendi, Meblika hanımın 27 nisan gecesi, yengesi Mürrüvvet hanıma, fazla miktarda uyku ilacı vererek, (o hanımı (o öldürdüğünü iddia ediyorsunuz. Mehlika kapıdan Şemi Mucsa doğruldu: — Iddia ediyorum ve iddiamda israr ediyorum: Evet. — Uyku ilâcının cinsini biliyor mısınız? — Morfin olduğunu tahmin edi- yarum, emin değilim. — ddianıza göre, Mehlika ha- Bım İimonataya mı zehir karıştır- mıştır? — Evet. Cezmi kâadı dosyasına koydu. — Hizmetçi Makbuleyi itham etmiyor mısınız ? Şemi. Musanın gözkapakları takallüs etmiş, gözleri kan içinde yerinden fırlamış, saçları ürper- mişti, — Katiyen, dedi, Makbuleden katiyen şüphem yok. Hasta olsam kendimi ona baktırırım. Aman Ahmet Cezmi beyefendi. haksız» lık yapmıyalım. Kati Ketumiyet AHMET CEZMİ Mürüvet hanım öldü mü, öldürüldü mü? Sıra numarası: 11 Mehlikayı Çipil Hafızın evine girerken gördüm ve hayret ettim. Bu adamın evinde ne işi vardı, Şüphelendim, müddeiumumiliğe müracaat ettim — Anlaşıldı. Ahmet Cezminin tatlı sesi, munis ifadesi, yavaş yavaş Şemi Musaya emniyet ilka ediyordu. — Hayır, onu itham etmiyorum benim ittiham ettiğim... Musanın sesi titremeye başla- mıştı: — Onun limonatasına zehir döken, sonra utanmadan, sıkıl- madan, hiç bir vicdan azabı duy- madan ziyafete giden şeni mab- luktur. Biçare ablacığım. Hadiyenin sesi duyuldu: — Hayır, ablanız değil. Şemi Musa derin bir göğüs geçirdi : — O, benim ablamdı. Sonra Cezmiye döndü: — Tesadüfün aksiliğine bakın ki, o gece Boğazda, balıktaydım. Eğer evde olmuş olsaydım... — Eve geldiniz. Işte bundan sonrası garibime gidiyor. Mürüvvet hanımı çok sevdiğiniz, ağlamanız- dan: anlaşılıyor... — Rahmetliyi çok severdim. — Neden iddianızı on gün sonra ortaya attınız? Tarihleri tespit edelim: Hemşireniz 27 nisan gecesi ölüyor. 28 de konağa geliyorsunuz, ve hiç bir şey yap- mıyorsunuz. 29 nisanda defnedili- yor. Ses çıkarmıyorsunuz. Bir hafta sonra istidanızı veriyorsunuz. Neden? Rica ederim Musa bey yüzüme bakmayın, cevap alnımda yazılı değil. Şemi Musa doğrulu: — Ancak bir hafta sonra ka- naat hasıl ettim. Ben aklı selim sahibi, düşünceli bir adamım. Düşünerek hareket ederim. Göz- lerimin önünde hep Meblikayı canlandırdım. Güzel, şık, fakat garip ve esrarengiz halleri var. Aklı fikri gösterişte. Zevkte, eğ- lencede. Güzelliğini de mağrur. Küstah: bir mahlük... O zamana kadar hareketsiz duran Mehlika harekete geldi. Gülümsedi. Öbür odada Behçet kızıyordu. Ne: diye Cezmi, yok yere, Meblikaya. hakaret ettiri- yordu ? Neden mektuplarını yü- züne vurmıyordu ? Şemi Musa devam ediyordu : — Mehlikanın para hırsı göz- lerini bürüdü. Evin içinde yarı ölü bir basta vardı... Bu hastayı - Musanın evde bulunmadığı bir gece - öbür dünyaya gönderdi miydi, servete, hürriyete, sefahete kavuşacaktı. Kavuştu... Mehlika gene lâkayıt tavrını takındı. Hadiye güldü. (Bitmedi) UMUM EMLAK ACENTESİ EMLÂK IDARESİ ALIM ve SATIM KIRA ÜZERİNE AVANS IPOTEK Istanbul Bahçekapı, Taş Ilan: No. 20-21-22 Telefon: 20307; »sta kutusu ; 668 İstanbul

Bu sayıdan diğer sayfalar: