5 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

5 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 5 Mühim bir Pamuklu mensucat sanayii Bu sanayiin inkişafı için 65 -75 milyon lâzım Hereke fabrikası müdürü Reşat B. mensucat sanayiimizin inkişafı için bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor Ticaret odası kongresinde müzakere edilmektedir. Reşat beyin raporunda pamuklu mensucat kakkında şayanı dikkat malümat vardır, İstatistiklere göre Türkiyeye her sene 50 milyonluk pamuklu eşya girmektedir. 929 senesinde 59 milyon 865 bin lira- lık pamuklu ithal edilmiştir. Ithalât eşyamız arasında en geniş yer tutan pamuklu mensu- cattır. Buna mukabil memleketi- mizde en az ehemmiyet verilen bir sanat şubesi de pamuklu mensucattır. o Türkiyede (ikisi istanbulda, ikisi Tarsusta, birer tane de Adana ve (İzmirde olmak üzere 8 fabrika vardır. Bunlardan ikisi de yalnız iplik fabrikasıdır. Reşat beyin hesabına göre bu fabrikalar memleketin iplik ihti- yaçının yüzde ellisini temin ediyor. Mensucat fabrikaları ise iki sene evvelki hesaba göre 8 milyon metro kaput bezi ve emsali do- kumuştur. Bu sene bu mık- tarın 16 milyon olması ümit ediliyor. Türkiyede pamuklu mensucat sanayiini tesis için Reşat beyin hesabına 65 - 75 milyon liralık bir sermaye lâzımdır. Grip Uzunköprüde hastalık çok tevessü etti Uzunköprü 2, — Hertarafta olduğu gibi burada da grip salğın bir haldedir. Geçenlerde 'hasta- lığın önünü almak maksadile mektepler on gün tatil edilmişti. Uzunköprüde hemen herkes kapı kapamacasına hasta yatmaktadır. Bütün civar köylerde dahil olduğu halde burada bir tek eczahane var dır. Bu itibarla Uzunköprü halkı için ilâç tedariki pek müşkül ol- muştur. Bu mesele hakkında mer- ciinin nazarı dikatini celbederiz. Edremit zeytinyağı piyasası Edremit 3 (A.A.) — Şehrimizde zeytinyağları okkası vasati 45 kuruştan satılmaktadır. Telafif panayırı Ticaret odasında ve ofiste hazırlık başladı Filistinde Telafifte bir şark panayırı açılacağından baksetmiş- tik. Balkan memleketleri bu pa- nayıra pek ehemmiyet veriyor. Bulgarlar Telafif panayırında bir paviyon açacaklardır. Bu pavi- yonda Bulgar mahsulât ve mas- nuatı teşhir edilecektir. Paviyonda Bulgaristan hakkında umumi malümat veren bir kısım olacaktır. Diğer taraftan Yunanlar da şark ponayırında bir paviyon aça- caklardır. Romanya hükümeti bu sergiye “ştirak edecektir. Şehrimizdeki Romanya ateşe (Okommersiyalı Romanya tarafından bu işe memur edilmiştir . Iktisat vekâleti şark panayırına ehemmiyet verilmesni alâkadar ticaret odasına bildirmiştir. Ihracat ofisinin mezaretinde , panayırda bir Türk paviyonu açılacaktır. Panayır nisanın 27 sinde açıla- caktır. Ofis, Telafif panayırma GÜNÜN HABERLERİ| Arap musikisi Kahire kongresinde görüşülecek meseleler Kahirede bu ayın on dördünde Arap musikisi kongresi toplana- cağını yazmıştık, Bu kongreye iştirak için Rauf Yekta beyle Mesut Cemil bey salı günü Ka- hireye hareket edeceklerdir. Arap musikisi kongresinin ruz- namesinde yeniden tadilât yapıl- mıştır. Yeni ruzname İstanbul konservatuvarına da © gönderil miştir. Kongrede yedi komisyon olacak- tır. Birinci komisyon Arap musi- kisinin inkişafını tetkik edecektir. Ikinci (komisyon makamlar ve usullerle meşğul olacaktır. Rauf Yekta B. bu komisyona dahildir. Üçüncü komisyon Arap musi- kisinin ıskalasını tespit edecektir. Dördüncü komisyon alâtı mu- sikiye ile uğraşacaktır. Beşinci komisyon Arap halk şarkılarını tetkik edecektir. Altıncı komisyon mekteplerde musiki tedrisatile meşgul ola- caktır. Yedinci komisyon musiki tarihi ve nadir eserlerle uğraşacaktır. Rauf Yekta bey bu komisyona da dahildir. Arap musiki kongresine Alman müsteşriklerinden bazıları, Arap musikisile meşgul olan bazı Avrupa musikişinasları da iştirak edecek- lerdir. Kongre ve murahhaslarının masrafını Mısır kralı Fuat temin etmiştir. Altın yerine kâğıt İ logilterede altın, kâğıt paraya ! nisbetle yüzde elli derecesinde kıymetlendiğinden bir çok kim- seler ellerindeki altırı verip yerine kağıt para almaktadırlar. Resmi- mizde bu suretle altınlarını değiş- tiren bir kadın görülüyor. Okumak ihtiyacı Bandırma halkı üç gün gazetesiz kalıyor Bandırma, 3 (Hususi) — Seyri- sefain idaresinin haftada bir gün, salı postasını kaldırması ve tüc- car vapurlarından birinin tamirde bulunması haftada üç gün Ban- dırmayı gazetesiz bırakıyor. Vapurun gelmediği bugünlerde halk okumak ihtiyacile gözden geçirdiği gazeteleri tekrar okuyor ve okumak ihtiyacını tatmine uğraşıyor. Gün geçtikçe bir şehir (o kütüphanesinin (lüzumu hissedilmeğe başlanıyor. Bandırma muallimleri biriktirme ve yardım sandığının sene başı hesabatı bir kaç gün evvel hitame erdi. Hesabat neticesinde her muallimin hissesi 60 lira olduğu ve bir sene zarfında sermaye- lerine yüzde on beşe yakın bir kâr temin edildiği anlaşılmış, temettü de hissedarlara tevzi edilmiştir. Kendi mubhitlerinde ve çok kıymetli bir teşekkül olan sandığın heyeti idaresi yeniden seçilerek vazife- A Kaşları. Lindberg de tehgit ediliyor 50 bin dolar vermezse tayyareci öldürülecekmiş New York 4 — Lindberge bir mektup gönderilerek çocuğunun bırakılması için 50 bin dolar para istenmiş, bu parayı vermezse kendisinin öldürüleceği bildiril- miştir. Gelen mektubun yazısı evvelce gönderilen mektubun yazı- sının aynıdır. Şimdiye kadar 100 kişi isticvap edilmiş, fakat yalnız biri tevkif edilmiştir. New York civarında bulunan bir kartpostal çocuğunun öleceğini bildirmektedir. Çocuğun bulunması için dua edilecek | New York 4 (A.A. ) — Lind- berg'in Oçocuğunun kaçırılması umumi nefreti gitgide ziyadeleş- tirmektedir. New York baş pes- kaposu çocuğun bulunması için dindarların dua etmelerini talep etmiştir. Meksika reisicumhuru M. ve madam Lindberge derin teessüf ve teessürlerini iblâğ etmiştir. Brezilyanın harici borçları New York, 3 (A.A.) — Rio de Jeneirodan bildirildiğine (göre, Brezilya hükümeti, Londradaki Rotcild bankkasile yapılan müza- kerelerden sonra, şimdiye kadar akdedilmiş olan harici borçların daimi düyuna tahvil edildiğini ilân eylemiştir. İşsizlik Fransada fabrikalar az çalışıyor Paris, 3 — Fransada işsizlik gittikce artıyor. Bunun için birçok ecnebiler işlerinden çıkarılmışlar- dır. Bunların ekserisi garsonlardır. Bunlar memleketlerine dönmeğe mecbur oluyorlar. Şimdiye kadar 30 bin italyau İtalyaya avdet etmiştir. Bir çok fabrikalar iş saatlerini azaltmışlar ve haftada dört gün çalışmağa başlamışılardır. Işsiz kalan ameleden yeri olmı- yanların geceyi soğukta geçirme- meleri, için bunların polis merkez- lerinde sıralar üzerinde yatma- larına müsaade edilmiştir. Merkez- lerde bu gibi işsizlere birer kah- ve de verilmektedir. İngiliz lirası Ecnebi dövizi hakkındaki kayıtlar kaldırıldı Londra 3 (A.A.) — M. Cham- berlain, Avam kamarasında ingiliz tebeasının ecnebi dövizleri tedarik etmelerine mani olan tahdidatın bu akşamdan itibaren refedile- ceğini beyan etmiştir. Mumaileyh, Ingilterenin taahhü- datının yarısından fazlasına karşı koyabilmek maksadil icap eden tedbirleri aldığını söylemiştir. M. Chamberlain, Amerikan kredisine mahsuben cuma günü 150 milyon dolar tediyesine te- vessül olunacağını ve neticede bu kredinin 40 milyon Ingiliz lirasın- dan 10 milyon İngiliz lirasına tenezzül eyliyeceğini ilâve eyle- miştir. Mumaileyh, fransız kredisinin takriben 1,600 milyon frank tenzil edilmiş olduğunu ve bu suretle bu kredi miktarının da 20 milyon liradan 7 milyon liraya inmiş AKŞAM'ın tefrikası: No: 43 — 5 Mart 1932 ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : Öyle zannettik ki: Beş on adım önümüzden hadit ve sağır adım- larla ve homurtularla bir kaç arap geçiyor. Ve ilerideki telgraf direğine doğru köpekler havlıya- rak koşuşuyorlar... Orada yarım saatten fazla kumlara yapışarak sessiz, haraketsiz bekledik. Bütün sadalar süküt etti, gece- nin eski uykusuna daldığını gör- dük ve kalktık. Artık sendeliyerek, arada koşarak evlerimize geldik. Bilmem telgraf teli kesilmiş mi idi. Fakat her halde şunu biliyo- rum: O gece bir asır helecan yaşadık... Dördüncü firar Firarlar artık birbirini takip ediyor. İstibdadın zulmü, istibda- dın kuvveti hiç bir şeye mani olamıyor, her firarın arkasından şiddetli Otakipler, O koşuşmalar, telâşlar, muhabereler, tekdirler, aziller, tecziyeler, inkisar ve kor- kular... İşte istibdadın nasibi bu. Bu defa üç arkadaş kaçıyor. Bunlar Ferit, Yusuf Akçura, ve Fazlı beylerdi. Trabulusta eczacı Lanson is- minde bir zat vardı. Sağ ise Allah selâmet versin, iyi bir adamdı, jon türkleri sever, takdir eder, ve onlara hizmet etmesini candan isterdi. Bir gece Hacı Raşit beyin evinde (toplanıyorlar, ( Lanson arkadaşları kaçırmağı deruhte edi- yor. Mes'elenin teferruatını müza- kere ve halletmeyi bir başka güne bırakıyorlar ve dağılyorlar. Bir başka gün Lansonun ecza- hanesinde toplanıyorlar. Eczaha- nenin iç tarafında böyle gizli konuşmalar için müsait bir yer var. Oraya giriyor ve konuşuyor- lar. Lanson anlatıyor: Kat'i ve emin bir vasıta. Adam başına onar lira verilecek ve san- dal onları Tarabulustan alp Tu- nus sahiline bırakacak. Âlal Gün de tekarrür ediyor. Akçura, Ferit ve Fazlı beyler buluşuyorlar. Karar veçhile şehir kenarında ve sahildeki millet bahçesine ( gidiyorlar. (Bahçeyi eçiyorlar ve arkadaki sahilde Dar bekliyorlar. o Aralarındaki parula mucibince alaturka saat bir buçukta bir gibrit çakıyorlar. Bekleyen sandaldan da bir kibrit çakılıyor ve biraz sonra denizde hafif hafif kürek sadaları işiti- liyor.. Ferit ve Yusuf Akçura beyler resmi formalarile, kılıçlarile... Her ihtimale karşı o kıyafettedirler. Sandal geliyor, fakat sahil sığ olduğu için yanaşamıyor. Fakat fazla bekliyecek, dura- cak, düşünecek sıra değil. Suda biraz yürümek lâzım. Yü- rüyorlar. Karanlık, helecan ve beyecan, yakalanmak, duyulmak korkusu ... Denizde yürüyüş... Yusuf Akçura beyin sandala atlarken kılıcı bir yere takılıyor, ve kılıç geceyi uyandıran bir şakırtı ile kopuyor. — Eyvah duyacaklar ! Bereket versin doyan yok.. Nihayet hep kotradalar. Kürekler tekrar harekete geli- yor, ve kotra ilerliyor. Fakat tehlike bitmedi. Şimdi (Muzaffer) kuruvetinin önünden geçiyorlar. — Ya oradan seslenirler ve sandalı durdururlarsa ? * Hayır hiç bir ses yok, ortalık ölü sükütu içinde. Bu son badireyi de atlatıyorlar. Biraz sonra rüzgâr başlıyor ve kotra yelkenlerini açıyor. Fakat bir korku daha var: Tarabulusta Muzaffer kuruvetin- den başka bir de sahil muhafızı stim- bot var. Bu stimbot ekseriya devirdedir. O gün devirden avdet etmiştir, — Ya sabahlayın firarı duyunca stimbotu takibe çıkarırlarsa?.. Sabahlayın Tarabulusugarp ufukta bir duman gibi görünürken bu korku sandaldakileri düşündürü- yor. Rüzgâr da durmuştur. Yek kenler indirilmiş, kuvvet küreklere verilmiştir. Gidiyorlar, gidiyorlar, gidiyor- lar... Peşlerinde kimse yok. Üçüncü gün Zuvare açıkları ve nihayet Cebri adası ve Tunus... Bir küçük firar hâdisesi Bir gün Hüseyin Tosunu yaka- lamışlar tekrar hapse tıkmışlardı. Artık bu gibi hallere tahammül edemiyorduk. Arkadaşlardan birinin de olsa fena bir muamele görmesi, hele acısını uzun zaman çektiğimiz mahpese atılması hem gücümüze gidiyor, hem tahammülümüzü tüketi- yordu. Kendi kendimize istibdatla mücadele edecek kuvvet bulu- yorduk. Komitenin Trabul şubesi de kuvvetli idi. Hüseyin Tosunu nasıl mahpesten kaçırmalı? Nihayet karar verildi ki Hüse- yin Tosunu kaçırabilmek için merkez askerinin önünde bir arbede çıkarmak lâzımdır. Böyle şeylerle çabucak telâşa düşen vilâyet şaşırınca Hüseyin Tosun da > kargaşalıkta tebdili kıyafetle mahpesten kaçar. Fakat bu işi kim yapabilirdi? Arkadaşlardan Hayri bey kü- çük bir zulme karşı ateşler püskürerek isyan eden ve isyan ettiği zaman dağları yıkmak, en müthiş istibdatları (o ayaklarının altında çığnemek isteyen, buna muvaffak olamayınca dişlerini gr- cırdatan bir gençti. Bu iş ona havale edildi. Kimi döğecekti? Oda bulundu: Son günlerde Jön Türk- lere karşı fazla ileri giden, pek aşırı hareket eden bir hafiye var- dı, aynı zamanda liman kılavuzu idi. Onu dövmekle hem bu mülev- ves hafiyeye iyi bir ders verilmiş hem de Hasan Tosunun firarı temin edilmiş olacaktı. Hayri bey, mu- ayyen olan zamanda, Kılavuz merkezin önünden geçerken bir şahin savletile ona hücum etti. Ve matlup kargaşalığı ziyadesile vücude getirerek Hüseyin Tosunun tebdili kıyafetle kaçabilmesini temin etti. (Bu zavili arkadaş Trablustan Tunusa kaçmış, oradan Mısıra ve Cenevreye gitmiş, orada kaçırdığı Hüseyin Tosunla buluşmuş, ve son zamanların yesile hürriyet göreme- den orada vefat etmişti.) Istanbul üzerine yürüyüş Itihat ve terakki yedi şube, yani Trabulusgarp şubesi teşkilâ- tını kuvvetlendirmiş, canlanmıştı. Elinde genç, malümatlı, fedakâr unsurlar vardı. Başta Şevket bey idi. Kanunu esasi ve meşrutiyete varmak için sultan Hamidin ölü- münü beklemek çok uzundu. (Arkası var) EEE Nörasteni, zafiyet ve Chlorose KANSIZLIK gaizsizlik icin yegâne deva kanl ihya eden dn smunlahip elibba taralından tertip bir heyet gönderecektir, ii. sine başlamıştır. bulunduğunu söylemiştir. SIROP DESCHIJENS. PARIS edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: