17 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

17 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Paris apaşları arasında racon davaları ve duello! Gözcü kadınlar : “Polis! ,, diye bağır- dılar. Derhal herkes karanlıklara daldı! Paris 7 (Hususi) — Paris zabr- tası geceli gündüzlü bütün faali- Eni şüpheli yerleri, * sık sık smasına rağmen, apaşlar ara- sında, racon denilen haysiyet meseleleri yüzünden vukubulan ve iki muhasımdan birinin ölümile neticelenen düellolara bir türlü mani olamıyor. Apaşlar, ibtilâflarını aralarında, bıçakla hal ve faslederler. Hiç bir zaman zabıtaya ve mahkemelere kendiliklerinden baş vürmazlar, sırlarını, hiç bir zaman Zabıtaya faş etmezler. Apaşlarin içinde yaşadıkları korkunç muhitin garip ananeleri, esrarengiz adetleri, bütün apaşlarca itaat edilen bir kanun vardır. Bu kanuna en ufak riayetsizlik pek vahşiyane bir şekilde ceza- landırılır. Apaşlar, Bu kabil arka- daşları hain ve apaşların selâmeti için yer yüzünden yok edilmesi lâzım gelen tehlikeli (omahlük addederler. Bu kabil hainler giz- ice teşkil edilen ve bodrumlar- dan birinde toplanan bir apaş mahkemesi tarafından muhakeme olunurlar, verilen kararın istinafı ve temyizi yoktur. Idam hükmü derhal infaz edilir. Apaşlar indinde ölümle çeza- tandırılan suçlulardan biri de bir © apaşın dostunu, metresini, diğer yoldaşın ayartmasıdır. Eğer muha- - keme esnasında bu ihanetin, apaşın metresi tarafından yapdığı sabit olursa o zaman ölüm cezası met- tan ere ve te idile iktifa En Fakat bazı defalar, apaş mab- kemesinin kendisine ibraz edilen delail ve vakaların iki taraftan hangisinin haklı olduğu hakkında bir büküm verecek derecede kâfi olmamasından dolayı ademi salâ- hiyet kararı verdiği de vakidir. O zaman müddei ile müddeialeyh arasında ki ihtilâf, başka bir tarz da, bıçak düellosile hal ve fasıl edilir . Bu düello neticesinde, ölen taraf, haksız ve suçlu adedilir. Düello daima gece yarısından sonra Monmartrın dar ve karanlık sokaklarında, apaş kabarelerinin önünde cereyan eder. Zabıta me- kanlı bir cesetten başka bir şey bulamazlar. Katilin, ocinayetin o esbabı daima meçhul kalır. Duelloda şahit osıfatile bulunan apaşlar zabite tarafından O yakalansalar bile, katilin kim olduğunu cina- yetin hangi sebep yüzünden yapıl- dığını aslâ söylemezler. İşte bu hafta zarfında Monmar- trın karanlık sokaklarından bi- rinde böyle kanlı bir bıçak düel- losu vuku bulmuştur. Biraz tafsi- lât verelim: Monmartrde Tontaine cadde- sinde, Zelly denilen kabarenin biraz ilerisinde, kadınlı, erkekli bir kalabalık toplanmış, aralarında şiddetli bir münakaşaya tutuşmuş- lardı. Monmartrdeki sokak fahi- şelerimin hamisi ve dostu olan bir kaç apaş, aralarında çıkan bir ibtilâfı halle (çalışıyorlar, şiddetli, şiddetli bağırıyorlardı. Bunların sözlerinden ve hareket- lerinden bir havsiyet ihtilâfını halletmek istedikleri anlaşılıyordu. Bunların metresi olan sokak fahi- şeleri büyük bir korku içinde neticeyi bekliyorlardı. Münazaa eden iki apaştan her biri de kendisinin haklı olduğunu iddia ediyordu. Bunlardan biri: — Söylediğin doğru değil, onu hamisiz birakmıştın, artık dostun değildi. diyor. Öteki de: — Hayır yalan söylüyorsun. Ben mert bir adamım. Namussuzca hareket ettin mukabelesinde bu- lunuyordu. Bu mükâlemeden anlaşılıyordu ki, münazaanin mevzuu, Monmar- trda dolaşan sokakij faişelerinden biri idi. Bu zavallı kadın, korku- sundan gözleri dışarı fırlamış bir halde dostu Boptan, aleyhine söy- lenen sözlere inanmamasını ken- disine daima sadık haldığını söyliyordu. Koko denilen diğer apaş, mes- lekdaşlar arasında cari ve meri hususiyyet kanunu ahkâmı hilâfına olarak arkadaşının metresi Jermen Moramı ayartmakla ittiham edi- liyordu. Bunlar, münazaayı azıta azıta boğaz boğaza gelecekleri sırada köşede duran ve uzaktan kav- gayı takip eden bir gölğe: — Işçok karışık, hanginizin haklı olduğu anlaşılmıyor. Aranız- daki ibtilâfı bıçakla halletmeli- siniz diye haykırdı. Orada duran diğer apaşlar ve metresleri bu teklifi derhal alkışladılar. Herkes: — Düello... — Düello... diye bağırıyordu. Kıyafetleri düzgün olan ve zahiren (o apaşlara benzemeyen Koko ile Bop arkadaşlarının talebi mucibince ibtilâflarını bı- çakla hal ve fasletmekten başka bir çare olmadığını anlayınca, bıçaklarını çekmek için bir kaç adım geriye çekildiler, sokak tenha ve 1ssız idi. Hiç bir tarafta polis gölgesi görünmiyordu. Iki apaş, bıçaklarını sım sıkı AUTA AAA AA tutarak vahşi kaplanlar gibi yek- diğerinin üzerine atıldılar. Kadınlardan ikisi, diğerlerinden aldıkları emir üzerine polisler göründüğü takdirde derhal duello- cılara haber yermek üzere sokak köşelerinde ( gözcülük yapmağa gittiler. Iki hasım yekdiğerine şiddetli saldırmağa başladılar. Düellonun ilk safhalarında, Koko hasmını, bir bıçak (o darbesile kolundan hafifce yaraladı. Bop daha kısa boylu olduğu cihetle, rakibinin vücuduna öldürücü bir darbe indiremiyordu. Hattâ bir aralık Koko bir pıçak darbesile, hasmını yüzünü yukarıdan aşağıya doğru yardı. Kan manzarası, iki rakibi daha ziyada kudurttu. Bop artık can havliyle ve bir kaplan çevikliği ile rakibinin üzerine saldırarak bıçağını köğ- süne havale etti. Fakat Koko, bir iki adım geri çekildiği cihetle, aldığı bıçak yarası öldürücü de- gildi. Göğüs göğse biaman vahşiya- ne bir mücadele başlamıştı. Bir aralık Bop daha çevik davrana- rak bir saniye içinde biçağını rakibinin göğsüne saplayıverdi. Koko inliyerek yere yıkıldı. Bop, rakibine son darbeyi vurma- ga hazırlanırken, köşede gözcü duran kadınlar: — Polis geliyor diye bağırdılar, apaşlarla metresleri derhal karan- lıklara dalarak ortadan kaybol- dular. Polisler, düello mahalline geldikleri zaman yerde inliyen ve kan deryası içinde yüzen Kokodan başka kimseyi bulama- dılar. Onu hastahaneye götürür- lerken, soruyorlardı. — Ne oldu? — Bilmiyorum. — Seni vuranlar kimlerdir? — Bilmiyorum, tanımıyorum. Meçhul adamlardı. Mecruh apaş, kendisini öldürenin kim olduğunu ifşa etmeden hastahaneye nakle- dilirken yolda terki hayat etti. Hervakit muvaffakiyetten eminim çünkü Bromural alarak sinirlerimi hüsnüidare ediyorum. Bu ilacın hiç bir mahzuru yoktur, sinirlerimi kuvvetlendirir ve zihnimi açar. (Ludwigshafen a.Rh.,Almanya) KnollA..G. Kumpanya» sının Bromural'ı çeyrek asırdanberi halkın aradığı ve heryerde muhtaç olduğu bir ilaçtır. 10 ve 20 komprimelik tüpler içerisindedir. Samsun mektupları Samsunda fırka merkezi alışıyor çok ç Halk evi büyük rağbet görmektedir yazılanlar pek çoktur Samsun halk fırkası idare heyeti reisi Şerafeddin bey Samsun, 6 (Hususi) — Bu mek- tubumda size Samsunda fırka faaliyetinden bahsedeceğim. Sam- sunda göze çarpan bir fırka faali- yeti vardır. Vilâyetin her tara- fında ocak, nahiye ve kaza kon- greleri bitmiştir. Bu seneki kon- grelerin bariz hususiyetleri, he- men her yerde idare heyetlerinin değişmiş olmasıdır. Bu suretle yeni ve genç unsur- lar fırkada yazife almak fırsatını elde etmişlerdir. £ Kongrelerde memleketin ohakihi (ihtiyaçları üzerinde çok esaslı kararlar veril- miştir. Umümi merkezin kararile üç gün evel Samsun vilâyeti kongresi de yapıldı. Kongreye elliye yakın mümessil iştirak etmiştir. Reis Şerafeddin bey vatan işlerinde fırkacılara düşen vazifeleri mev- zulu nutukla müzakeryi açmıştır. Kazaların dileklerini tetkik eden encümenlerin hazırladıkları rapor- lar, oOSamsun ve mülhakatının esaslı ve hayati ihtiyaçlarını ihtiva ediyordu. Kongre üç gün devam etti ve mesaisine nihayet verirken yeni idare heyetini intihap etti. Yeni heyet, Samsunluların itima- dını kazanmış muteber şahıslardır. Isimleri şudur: Baro reisi avukat Halil Vehbi bey, frengi hastahanesi ser tabibi Nuri Osman bey, “ şifa yurdu , hastanesi ser tabibi Ertuğrul bey, ikinci noter Ismail Hakkı bey, ahali" gazetesi sahibi Ismail Cenani bey, tüccardan kır zade Yusuf, Hacı zade süleyman, Numan bey zade Mustafa beyler. Samsun halk evi büyük bir rağbet görmektedir. Halkevinin ihtiva ettiği dokuz şubeye yazr- lanların miktarı 500 e yakındır. En çok kayitler, Spor, içimai yardımlar, köycülük, güzel sanat- lar şubelerinde görülmektedir.. Doktor beyleri Kon Hastalarınızın ıztırabını unutturmak Fırkanın esaslı meşguliyetlerin- den biride şimdiye kadar bir disipline tâbi olmıyan tütün ame- lesinin Omuntazam bir tarzda çalışmalarını temin için uğraşma- sıdır. Yeni teşkil edilen amele cemiyeti, günden güne mevcudiyetini göstermektedir. Geçenlerde bir tütün müessesesi ile amele ara- sında mesai saatlerine ait bir ihtilâf çıkmıştı. Fırka işe müdahale ederek meseleyi amelenin lehine halletti. Bu netice işçileri fırkaya daha ziyade yanaştırmış ve fırkayı ken- dilerine benimsetmiştir. Samsunda mevcut esnaf cemi- yetlerinin yeni esasa göre teşki- lâtları yakında ikmal edilecektir. Samsunda son zamanlarda ik- tisat ve tasarruf hareketleri de çok inkişaf etmeğe başlamıştır. Milli iktisat ve tasarruf cemiye- tinin Samsun şubesi bundan bir müddet evveline kadar faaliyette değildi. Şimdi şube reisliğini kıymetli doktorlarımızdan Hakkı Rüştü bey deruhte etmiştir. Şubenin aynızamanda hanımlar- dan ve erkeklerden mürekkep iki muavin komitesi vardır. Bu komi- teler, aileler arasında yaptıkları propaganda ve irşatlarla halk: tasarruf o cereyanlarına alıştırmak- tadır. Milli iktisat ve tasarruf şubesine şimdiye kadar kaydolu- nan âzanın miktarı 300ü geç- miştir. Fırka halkın tenvir ve irşadile de meşguldür.Memleketin ilim ve ihtisas erbabından bir çok zevat, sıksık fırkada halka muhtelif mev. zular üzerine konferans vermek- tedirler. Köylüleri fırka hareket- lerinden ve cihanda olup biten- lerden haberdar etmek ve onların fikri inkişaflarını temin etmek üzere yakında fırka tarafından bir gazete çıkarılacaktır. Samsunda fırkanın en fazla his edilen ihtiyaçlarından biri geniş bir konfrans salonudur. Hakikaten burada fırka için böyle bir salon muhakkak lâzımdır. Bunun da yakında bir çaresine bakılacaktır. Fırka binasının yanında bir çok dükkânlar vardır. Bu dükkânların istihlâk edilerek yıktırılması düşü- nülmektedir. Dükkânların yerine büyük bir konfrans salonu yaptırı- lacaktır. Bu salona aynı zamanda sinema tesisatı yapılması düşünül- mektedir. Sinemada köylüye zi- raata ait, dünya vukuatına dair faideli filimler gösterilecektir. Ya- kında fırka da gene okuma teş- kilâtı da yapılacaktır. e oğlu Fuat için salonlarınızda birer: Amca Zey Karikatür albümü bulundurunuz ! Fiati 5O kuruştur. Bir zarf içinde 50 kuruşluk posta pulu gönderenlere derhal bir albüm gönderilir. “Akşam gazetesinde Amca Bey. adresine müracaat ediniz /

Bu sayıdan diğer sayfalar: