15 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

15 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 15 Haziran 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA Japon yazısı Öğle üzeri matbaada oturdu- ğum sırada, odamızın kapusu açıldı; sarı ırka mensup olduğu yeknazarda dikkate çarpan bir genç içeri girdi. İsmimi telâffuz ederek beni sordu. Üzerinde Satoru Goto diye yazılı bir kart uzatup mükemmel bir Türkçeyle dedi ki : — Efendim, ben, Japonyalıyım... Altı senedir Türkiye'de bulunu- yorum. Iki buçuk sene Galata- saray lisesinde okudum.. Şimdi, Bursada ipekçilikle meşgulüm... Ve sonra, anlattı: On beş yirmi gün evvel “ Akşam ,, sütunlarında yazdığım Rusya seyahat mektubunda, Mos- kovada'ki Japon ateşemiliterinden bahsetmiştim. Bu yazı, şehrimiz- deki Japon mahafilinin nazarı dikkatini celbetmiş. Satoru Goto bey, makalemi Japon karileri için de: enteresan bulduğundan, tercüme edip Tokyo'ya yollamış. Japon meselesinin bu derece günün mevzuu olduğu bu devirde, enmuzeçleri şehrimizde nadir olan bir Japon münevverile, bilhassa türkçeyi bu derece mükemmel bilen bu gençle, memleketine,dair hasbıhali faydalı buldum. Ona, kendi hayatına, memleketin haya- tına taalluk eden bir çok sualler sordum, Anlattı: Japonya'da Kont Otani isminde bir milyarder varmış. Bu zat, gayet âlim, fazıl, hayırpervermiş. Mekteplerde iyi yetişen gençleri kendisine manevi evlât olarak alır; onları, dünyanın dört tarafına münasip şubelerde tahsil etsinler diye yollarmış. Misafirim Satoru Goto bey de bu gençler! meya- nında imiş. Genç Japonyalı, bana, kendi dini olan Budismden bahs etti. Fakat din meselesi, Japonya'da milliyet hissinden sonra gelirmiş. Bir Japon, bangi dine mensup olursa olsun, her şeyden evel Ja- ponyalı imiş. Sonra, mevzu, döne dolaşa, Japon yazısına intikal etti, Ben, Japonya'da lâtın harf- lerinin kullanılmağa başlandığını ve yeni harflerin büyük bir mev- ki ibraz ettiğini sanıyordum. Hattâ, bir rivayet duymuştum: Sözde Japonyalı'lar (ingilizceyi resmi dil olarak kabul edecekler- miş. Satoru Goto, benim bu mes- muatımın esassız olduğunu haber verdi. Japon'lar, hâlâ eski işaret- lerini kullanıyorlarmış. Bir Japn münevveri, asgari iki bin işareti aklında tutmak mec- buriyetindeymis. Gazetelerde kul- lanılan işaretler, iki bin kadar olduğu için, ancak bu miktar şekli ezberleyen insan okuyup yazmayı iyice becerebilirmiş. Bizim bildiğimiz bütün yazıların esası, harflere istinat eder. Yani her kelime, barflerden teşekkül eder. Lâkin, Japon yazısının keli- meleri böyle tertip edilmemektedir, (Devamı dördüncü sahifede) (Vâ-Nü) Elektrik Anadolu ciheti bir türlü aydınlığa kavuşamıyor Elektrik o şirketinin (o Anadolu yakasındaki tesisatı devam ediyor. ancak tesisat pek yavaş ilerle- mektedir. Buna sebep malzeme- den bir kısmının elan gümrükten çıkarılamamasıdır. Hükümet, mukavele mucibince, tesisatın bir an evel ikmali için icapeden malzemeyi (kontenjan listesinden istisna etmiş ve bu kararı tebliğ etmiştir. Buna rağ- men malzemenin mühim bir kısmının elân gümrükten çıkarıl- amadığı söyleniyor. Bu iddia dogru ise sırf kırtasi muamelât yüzünden, bir çok elek- trike (o kavuşması ( gecikecektir. Halbuki bir kaç ay içinde tesisat tamamlanacak, Anadolu sahilinde bir çok yerler elektrike kavuşa- caktı. Alâkadar makamların nazarı dikkatini celbederiz. Yağmurlar Balıkçılar epice zarara uğradılar Bir kaç gün evvel yağan yağ- murlar ziraat işlerine pek iyi tesir etmiştir. Fakat diğer taraf- tan balıkçılar havaların tehavvü- lünden memnun olmamışlardır. Hattâ bir çok balıkçılar bundan zarar görmüşlerdir. Balıkçılar cemiyeti geçen günkü fırtınanın zararları hakkında tet- kikat yapmaktadır. Alınan haber- lere göre Boğaziçinde Fil bur- nundaki Odalyanlar (| fırtınadan tamamen harap olmuştur. Bundan başka diğer dalyanlardaki ağlar da bozulmuştur. Bu arada bir balıkçı sandalıda batmıştır. Şileyle, Boğaz arasında işleyen bir kaç balıkçı sandalıda karaya düşmüştür. Bir adam kayboldu Eyip civarında oturan Hakkı isminde birisi bir kaç gün evvel ortadan kaybolmuştur. Bu adamın bir sandala binerek denize açıldığı ve bir daha döne- mediği anlaşılmıştır. Vukubulan müracaat üzerine zabıta tahkikata başlamıştır. Bir deniz hırsızı yakalandı Son zamanlarda Kumkapı sahil- lerine bir deniz hırsızı dadanmış, bir çok kayık ve mavnalar soy- duğu halde yakalanamamıştı. Bu hırsız evvelki gece gene bu civarda kayık soyarken cürmü meşhut halinde tutulmuştur. Ah- met isminde olduğu anlaşılan bu adam hakkında takibat yapılmak- tadır. Akşam Sigara satışları Lüks sigaraların sarfiyatı azaldı Tütün inhisar idaresi, sigara Satışları hakkında tetkikat yap- maktadır. Bu tetkikat neticesinde, bazı sigaraların satışmın arttığı görülmüştür. Son aylar zarfında 15 lik siga- raların sarfiyatı çoğalmıştır. Tütün inhisarı, bu nevi sigaradan daha fazla imal etmektedir. Diğer taraftan, sipahi Ocağı gibi lüks sigaraların sarfiyatı da azalmıştır. Bundan başka Yenice sigara- sının da sarfiyatı azalmıştır. Bunun sebebi Yeniceye çok yakın bir harman olan Yalova sigaresinin Piyasaya çıkarılmasıdır. Kereste hırsızları Iki hırsız keresteleri hazırlarken yakalandı Fener civarında kereste depo- larına dadanan bir hırsız geçen- lerde yakalanarak adliyeye veril- mişti. OBundan sonra gene bu civarda muhtelif kereste hırsız- lıkları olmuş, alınan tertibat neticesinde bu azılı hırsızlardan ikisi daha yakayı ele vermişlerdir, Dimitro ve Yuvan isimlerinde olan bu iki kafadar evvelki gece Fenerde Murat oğlu isminde bir tüccarın kereste deposuna girerek tahtaları (O birer birer dışarıya atmağa başlamışlardır. Bu sırada orayı kontrol etmekte olan devriyeler yetişmişler ve her ikisini de cürmü meşhut halinde yakalamışlardır.' Dımitro ve Yuvanın © başka arkadaşları olup olmadığı tahkik ediliyor. Izmirden Yunanistan ve Mısıra seyahat Izmir Himayei Etfal cemiyeti Atina, Selânik ve Giride, Izmir maarif cemiyeti de Atina, Rodos ve Kahireye bir seyahat tertip etmişlerdir. AKŞAM ABONE ücretleri po Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1 AYLIK 150 » — i we Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kir ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 10 — Ruzuhızır: 41 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 6,25 846 432 8,53 12 23 Va, 2,7 4,48 12,14 16,15 1943 2145 —— —— — Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 ŞEHİR HABERLERİ i Sünnet köprüsü Inşaat bitti, kaldırımlar bir türlü bitmiyor! Kâğıthane deresi üzerinde Sün- net köprüsü namile bir köprü vardır. Elektrik fabrikasına ve o civara giden otomobiller her gün bu köprü üzerinden geçer. Köprü ahşap ve pek harap bir halde olduğu için belediye burada yeni ve beton bir köprü inşasına karar vermiş, geçen sene inşaata başlanmıştı. Yeni köprünün inşası epice uzun sürdü, fakat nihayet inşaat bitti. Fakat şimdi de köprü Üze- rindeki kaldırımların yapılması aylardan beri uzayıp gidiyor. Bu müddet zarfında ahşap köprü son derece harap olmuştur. Buna ragmen ber gün üzerinden otomobiller, kamyonlar geçiyor. Bunlardan biri dereye düşecek ve bir kaza vukua gelecek olursa kim mesul edilecektir ? Beldiye bir türlü bitmiyen bu kaldırımları çabuk yaptırarak yeni köprüyü açamaz ve gözle görülen bir tehlikenin önünü alamaz mı? Otomobil düşmanı! Otomobilleri soymak için ne yapıyormuş? Son günlerde Beyoğlunda oto- mobillere dadanan bir hırsız peyda olmuştur. Yapılan tahkikat neticesinde bunun Kemal isminde birisi ol- duğu anlaşılmış ve kendisi yaka- lanmıştır. Kemalin gayat garip bir şekilde otomobil soymakta olduğu: mey- dana çıkarılmıştır. Beyoğlunda o hususi otomobil sahibi bir çok kimseler bir mağa- zaya ve yahut başka bir yere girecekleri zaman ekseriya yan- larındaki eşyayı otomobilin içinde bırakarak kapısını kitleyip ayrıl- maktadırlar. Kemal, işte bu gibi kimseleri kollıyarak otomobili boş bulunca kimseye görünmeden otomobilin altına yatıp içeride ayak basılan tahtayı kaldırmak suretile ara- banın içine elini uzatmakta ve bu suretle eşyayı kolayca © aşırmak- tadır. Yapılan ilk tahkikatta Kema- lin bu şekilde bir çok otomobil aletleri de çaldığı anlaşılmıştır. Kemal tahkikat evrakile mahke- meye verilmiştir. Kardeşini yaraladı Küçük Ayasofyada oturan 18 yaşında Muhteşem isminde bir çocuk dün gece annesile kavga ederken büyük kardeşi Şahabed- din efendi: araya girerak ayırmak istemiş, Muhteşem buna kızmıştır, Çocuk bu hiddetle eline geçirdiği büyük bir makası ağabeysinin bacağına saplayıp yaralamıştır. Sahife 3 ARADA SIRADA Tahsin Nahit Edmond Rostand “ Aiglon ,, un başına, şu sözleri manzum olarak yazmıştır : “Ne bir dava müdafaa ediyorum, ne de bir davaya hü- cum; bu, biçare bir çocuğun hikâyesinden (Obaşka bir şey değildir. ,, Ben de bu yazımda, ne edebi bir tetkik iddiası güdeceğim, ne de, Tahsin Nahidi pek çabuk unutanlara tariz edece- ğim; sadece, genç yaşında öldü- gü için zavallı olan Tahsinden, beş on satırla bahsedeceğim... Herhalde “Tahsin Nahit “lirizm, ,in ileri gelen bir şairi idi, ince, hassas ruhlu bir şairdi, Yahya Kemal devrinin biricik şairi idi , dersem, sırf dostu olduğu için Ömer Seyfeddin merhuma “anto- loji,, sinde bir çok sahifeler ayıran, uzun uzun kendi şiirlerine yer bulup Tahsini unutan Ali Canip beyle, “ Edebi yeniliğimiz , de üç beş satırdan fazlasını bu şaire çok gören İsınail Habip bey bana darılmazlar zannederim. * .. Yahya Kemal, muhakkak, ki şiirimize yepyeni bir “ses, koy- muştu ve gene muhakkak, ki bu “ses, i canü gönülden duyan Tahsin Nahit oldu. Adalardan yaza ettik de veda, Sızlıyor bağrımız üstündeki dağ... Diyen Yahya Kemali ananlar ve bu manzumesini okuyanlar, arkadan herhalde Tahsinin şu beytini yadederler: Aşkı pek ezelden biz bilegeldik, Âşıklar yolundan biz Dil'e geldik... Söyledim ya, edebi bir tetkik yapmıyorum, (Kemal'le Tahsin arasında muvazi birer hat çizmi- yorum. o Tahsin Nahit, Yahya Kemalin tilmizi idi, amma kıymeti ve varlığı olan bir tilmizi... Bugün bir edebiyat tarihi kita- bında, bir antolojide e Yabya Kemalin : Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden, Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden. Şarkısını görenler, neden Tahsin Nabidin : Adanın çamlarında nisandı, Yolda gördüm, ne hoş hıramandı, Karşıdan baktı, gözlerim yandı, Şarkın ahu kadınlarındandı... Saçının anladım siyahından, Sesinin gizli gizli ahından, Kalbe mesti veren nigâhından, Belli aşkın kadınlarındandı... Manzumesini görmesinler, neden okumasınlar ?.. .. baktım ta kendi, Gene bir kalb arıyor pençesine..? Aşk, uzaktan görünüp seslendi, Koştum iman ile aşkın sesinel deyen bu şairden bahsetmemek, bu hassas ruhu, ince duyguyu nisya- na atmak, Yahya Kemal devrini noksan bırakmak olmaz mı? ... Gözlerim bağlı, başım hummalı Ey ilâhem sana kurban geldim | feryadile her güzelligin karşısında coşan, taşkın gönüllü hassas şairi, sıcak bir yaz günü, çok sevdiği Büyükadanın yüksek tepesindeki mezarlığın, kızıl topraklarına kur- ban verdik... Zavallı, zavallı Tahsin Nahit1.. Selâmi İzzet — İstanbul'a seyyah celp etmek için bel bol reklâm yapmalı Amca bey! i .. Meselâ şehrin, görülmeğe lâyık, şu manzaralarını filme çekip bütün dün- yaya göstermeli ki merak uyandırsın! .Amca Beye göre... A- B. — Bunlar kimsenin merakın celp etmiyor iki gözüm.) — Ya no yapmalı? A.B. — Içinde müteaddit menbaları bulunan bir şehirdeki şu manzarayı... ... Yahut şu sahneyi göstermeli merakı celbetsin! ee mmm NM ye a eeeemee e aç eee EEE SEÇER

Bu sayıdan diğer sayfalar: