31 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

31 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

z / / Harici ticaret Ihracat komisyonları İhracat tacirleri bazı itirazda bulunuyor Son kararname mucibince ihra- cat tacirleri ihraç edecekleri mal- ları üç gün evel, ticaret odasım daki komisyonlara bildirecekler- dir. Ihracat tacirleri, bu usulün ih- racat işlerini daha müşkil bir hale koyacağını iddia ediyorlar. Bir ihracat taciri diyor ki: — Avrupadan aldığım ; sipariş üzerine, derhal bir vapura mal yetiştirmek lâzımdır. Bu esnada ticaret odasına üç gün evel ihbarda bulunmaktan faide yerine zarar hasıl olaçağı pek tabiidir. Çünkü bu müddet zarfında müşterinin * başka yerden alması ihtimali var- dır. Bundan başka, malın hariç memlekete süratle yetişmesine imkân kalmıyacaktır. Bu usül, ihracat ticaretimizi işgâl eden bir usüldür. Bunu biran evvel değiştirmek icap eder. Aldığımız malümata göre, tica- ret odası ihracat tacirlerinin bu şikâyetlerini tetkik etmektedir. En ucuz nerede? Ticaret odası domates hakkında tetkikat yapıyor Ticaret odası domates ihracatı hakkında tetkikat yapmaktaydı. Yapılan tetkikata göre Türkiyede domatesin en ucuz olduğu yerin Bursa olduğu anlaşılmıştır. Bursada bir okka domates yirmi paraya kadar satılmaktadır. Oda, diğer taraftan, Türkiyede en iyi domatesin hanği yerde, çıktığıni tetkik etmektedir. Bu tetkikattan sonra, en ucuz ve ibracata yani uzun mesafelere tahammül edebilecek domatesin nerede yetiştiği anlaşılacaktır. Bu suretle ihracat için bir domates tipi öğrenilmiş olacaktır. Meyvalar Kuru ve tâze meyvanın dünya vaziyeti Kuru ve taze meyva piyasaları hakkında Londra ticaret mümes- silliğimizden gelen raporun mühim kısımlarını aşağıya yazıyoruz : Fransa ve şimali Amerikada Mildio haşeresi azim nisbette tah- ribat yapmıştır. 7-8 milyon heto- litrelik şaraplık üzüm imha ettiği tahmin ediliyor. İlalyaya ait haberler müsaittir. Ispanya ve diğer Avrupa mem- leketlerinde şerait normal bir halde tasvir edilmektedir. Yunanistan hastalıklı bulunan bağları söküle- cek olanlara prim vermeği kabul etmiştir. Portekiz hükümeti şarap fiatlerinin tereffüü için stokların mühim miktarını imha etmeğe karar vermiştir. Şimali Amerika ittihadında 932 mahsulü 19,413,000 kental olarak tahmin edilmiştir. Geçen sene 14,360,600 ve son beş sene vasa- tisi ise 22,195,700 kental idi. Avusturalyada ocenup bağları hemen temamen Mildiodan harap- olmuştur. Şimal sahası mahsulü hem az, hem kalite itibarile aşa- gıdır. Mollison, yeni Iskoçya'ya doğru havalandı Saint Jhan (Yeni Brunsvick) 30 (A.A) — Tayyareci oMollison, yeni İskoçya'da kâin Sydney şeh- rine müteveccihen hevalanmıştır, Kommünistler Halepte . şimdiye okadar 20 kişi tevkif edildi Halep, 23 — Geçen gün Halepte Artin Drabrahamyan namında bir komünist tevkif edilmiştir. Ya- pılan tahkikat neticesinde bunun Türkiyeden komünistlikle maznu- nen tardedilmiş biri olduğu anla- şılmıştır. Bundan başka Halepte komü- nist teşkilâtını idare etmek istiyen ve son mensucat amelesi grevin- den istifade ederek bir hare- ket hazırlamayı tasarlıyan Kara- bet (oOKüçükyanın evi komü- nist beyannameleri ve arkadaşla- rına âit esami listelerile proğram- ları ele geçirilmiş ve musadere edilmiştir. Bu yüzden şimdiye kadar tevkif edilenlerin adedi yirmi kişiye balig olmuştur. Londrada sıcaklar Ingilterede şiddetli (o sıcaklar devam ediyor. Sıcaklardan en ziyade müteessir olan İngiliz polisleri ve işaret memurlarıdır. Bunlar ağır elbiseleri ve kasket- lerile terlerini silerek vazifelerini yapıyorlar. Yunkers'in mali vaziyeti iyileşiyor Berlin,30 (A.A,) — Gazetelerin Desav-dan haber aldığına göre bundan bir kaç ay evvel bir kon- kordato akdi talebinde bulunan Yunkers fabrikalarmın ( vaziyeti bilhassa alman Hanse hava nakli- yat müessesinin Yunkersten G-38 tipinde (o tayyereler satın almış olması hasebile salâh kesbeylemiş bulunmaktadır. Bu mübayaa muamelesi fabri- kaya bir milyon 250 bin mark temin edecektir. Bundan maada Yunkers ( fabrikası hariçten de bir çok siparişler almıştır. Halepte Mehmetçik abidesi Halep 26 — Türkiye ile Fransa arasındaki oanlaşma (mucibince Şamda“Errekve,, mevkiinde harbi umumide şehit düşen Türk asker- lerinin namını tezkir için bir âbide dikilmesi tekarrur etmişti. Bugün aldığım malümata göre bu “Mehmetcik,, âbidesinin diki- leceği yer tayin ve tesbit edilmiş ve arsanın satın alma muamelesi de bitmiştir. Derhal âbidenin inşasına başlanacağı muhakkaktır, ER Ale GÜNÜN HABER i LERİ Aksayı şarkta Mançuride yeni vakalar Çinlilerin Mukden şehrine taarruzu Londra, 30 (A,A.) — Tokioden Reuter ajansına bildirdiğine göre kuvvetli Çin çeteleri, dün sabah seher vaktinde Mukden şehrine taarruz etmişlerdir. Mukdenden Reuter ajansına verilen bir telgraf, bu meseleye o kadar oehemmiyet atfedilmemesi icabettiğini bildir- mektedir. Telgrafta zalnız bir tayyare hangarının yanmış olduğu fakat ne tophanenin nede telsiz telgraf istasyonunun hasara uğramadığı ilâve olunmaktadır. Iktisat vekâleti memurları arasında tayinler Iktisat vekâleti memurları ara- sında yeni bazı nakil ve tayinler olmuştur. Istanbul sanayi müdüri- yeti mümeyizlerinden Esat bey, Zonguldak maden dairesi müme- yizliğine tayin edilmiştir. Esat beyin yerine de Izmirden Mustafa bey isminde bir mümeyiz gele cektir. Yaşasın.. Italyada bu suretle kime bağırılacak Roma, 30 (A.A.) Faşist fırkası umumi kâtibi M. Starace, abiren fırka şubeleri kâtipliklerine gön- dermiş olduğu bir tamimde fır- kaya mensup yüksek şahsiyetlerin yaşa sadasile selâmlanmalarını menetmiştir. Bu suretle selâmlanmak hakkı yalnız Duce'ye ait bulunmaktadır. Bu memnuiyet neşredileli ve duvarlar üzerine yazılalı birçok aylar olmuştu. Bu itibarla muhab- bet ve samimiyet alâmeti olmak üzre. “yaşasın Duce,, kelimelerin- den başka kelimeler oyazmak ve yahut tabetmek menedilmiştir. Lloyd Corç Ottava itilâfını şiddetle tenkit ediyor Londra 29 (A.A) — M. Lloyd Corç Manchester Gardian gaze- tesinin bir muhabirine beyanatta bulunarak Ottawada ittihaz edil- miş olan kararların !ngiltere için vahim ve netayicini hesap ve tah- min etmek müşkül olacağını söy- lemiştir. Mumaileyh (o sözüne devamla demiştir ki: (Biz şimdi (o himaye usulünü tatbik eden bir memleket haline geldik. Cikan refaha kavuş- tuğu zaman biz refahtan hisse- ment alamıyacağız. Uzun seneler serbestii mübadele sayesinde mü- reffeh bir hayat geçirdik. Ticare- timizin tabi olduğu bütün şerait serbest mübadele esasına istinat etmektedir. Liberal nazırların hattı hareket- lerine telmih eden M. Lloyd Ge- orge bunların bir karar ittihazı anında daima geç kalmış olduk- larını söylemiştir. Izmir inhisar idareleri kadrosu Inbisarlar umum müdürü Hüsnü bey, İzmirde inhisarların tevhit muamelesile meşgul olmaktadır. Izmirde inhisarlar tevhit kadro- sunun tatbikine bugün başlana- caktır. Alınan haberlere göre, Hüsnü bey,. perşembe günü İzmirden buraya hareket edecek, inhisarlar memurin müdürü Abdülkadir bey bir hafta daha Izmirde kalacaktır. Tefrika No.14 31 Ağustos 1932 Harp zengininin Gelini Büyük milli roman Babası, beş altı ğan gibi ezberlemişler; im- tibana çıkıp dudukuşu Tel gibi ötmüşler. Al sa- na numara, arkasın- 4 dan al sana şahadet- name. Bu avallerin alayını cebim- den çıkarmazsam yuf benim erva- hıma. İnsan hayat adamı olma- hıdır. Icabında, her baltaya sap, her testiye kulp olabilmeli; ekme- ğini taştan çıkarmalı. Benliğime lânet, Kont gibi oyaşamazsam suratıma tükürün | Lebip, deli dolu amma öylede bir girgindi ki. Ne yapıp ne ederek ticaret mektebine devama, arkasından, hususi mekteplerden birinin ipti- daiye sınıflarına muallimliğe baş- lamıştı. Bu esnalarda Suadın pederi vefat etmiş, o da yanlarına gelmişti. Bu tarih, Lebibin hayatında bir tutum noktası oldu. Lebip, boşboğaz, zivanasız, zırzopça olmakla beraber içi oyna- mış, gözü haşarılıkta ve kızlarda olan gençlerden değildi. Hattâ sokakta, güzelce bir kadın gör- dü mü, başını çevirip bir defa bile bakmaz, fotoğrafcı dükkânlarının vitrinlerindeki aktris resimlerine başını çevirmez, akranları arasın- da, havaiyata dair sözler açilmca, ya hepsini susdurur, yahut oradan kaçardı. Bu halleri bir maksada mebni de yapmazdı; yani içinden pazar- lıklı ve saman altından su yürü- ten takımından değildi. Yoksa, hiç farta furta olmadığından, içindekini olduğu gibi meydana vururdu. Suadın bunlarla teması, bay- ramda, seyranda, oda kırk yılda birdi. Lebip adam akıllı Suadın yü- züne bakmamış bile. Yüzünün ne şekil olduğunu sorsalar tarif ede- miyecek, kaşı ne biçim, gözü ne renk deseler, ben ne bileyim? diyecek raddedeydi. Suat evlerine gelip yerleşince vaziyet değişmeğe başladı. Lebip önceleri gene oralı olmu- yor, sabahleyin evden çıkıp akşam dönüyor, iki göz arasında, Suatle üç beş kelime söz ya ediyor, ya etmiyorken Suat hanım tek dur- muyordu. Lebip, yorğun argın yatağına ayağını uzatırken iğneli fıçıya düşmüş gibi bir feryat. Yatağın içinde toplu iğne dolu. Sabahleyin alelacele elbiselerini giyipte sokağa fırlarken, ceple- rinde bir yığın kâğıt kırpıntısı. Fesini başına geçirirken ibiğinin üstünde bez parçasından koca bir fiyango. Bu işlere önceleri, ateş püskürüyor: — Çoluk çocuk maskarası mı olduk? Bu eve tekmeyi vurup fertiği kıracağım! diye söyleniyor, beri taraftan Suat hanım muzip- liği artırdıkça arttırıyordu. Lebip, erkenden kalkmış, yüzünü gözünü yıkamağa gider- ken, kapı aralığında Suat; pürhiddet avrupada şehbenderlikte bulu- nurken o, annesile Istanbulda kalmış, bir çok küçük mektepleri devir ettikten sonra, sene Mektebi Sultaniye devam etmiş, sınıfında, çarkıfelek gibi dönerken, ileride diploma alamıyacağını aklı kesince, mektepten Allaha ısmarladığı çekmişti. İşte okuduğu, yazdığı bukadardı, Çenesine gelince öyle bir çene idi ki... — Eli diplomalılar içinde bir enayi olmıyanı göster de alnını karışlayım. Avanaklar, kitabı ele alıp papa- Muharriri: Sermet Muhtar Lebip, gelinin dayı zadesi zırzop, delifişek bir adamdı Arkasında dekolte gecelik, kol- lar, bacaklar açık, çat! diye kapıyı burnuna vuruyor. Akşam olmuş; hep tolanip yemeği yemişler; herkes yerli ye- rine çekilmiş; Lebip de odasını boylamış, yatağına uzanmış; annesi mutfakta bulaşıkları yıkamakla meşgul. Tık, tık kapı. — Kim 0? Ses yok. — Kimdir vuran? Lebip yerinden fırlıyarak kapıya seğirtmiş. Karşısında Suat. Gene göğüs, bağır açık. — Sende (Aşkı memnu) var mı? Lebibin edebiyatla, romanla zerre kadar alâkası mevcut mu ki Aşkı memnuu bilsin ? —Odanedemek o? Suat, kahkahalarla gerisin ge- riye dönüyor. Bu vaziyet sittin sene böyle devam edecek değil a.. Nihayet Suat hanım meramına ermiş; Lebibi baştan çıkarmıştı. Bu çeşit kimselerin baştan çıkması da kimseye benzemez. Bir defa mevlâyı verdilermi arkası çorap söküğü gibidir. Lebip, herşeyi unutmuş , aklını, fikrini Suada hasretmişti. Onu çıldırasıya Osevmeğe başlamış. Yapacağını, edeceğini uuutmuştu. Kul cinsi hatunun halini söy- ledik. Dünya yıkılsa haberi yok. Mutfakta ömrü geçip durdukça yukarı katta da envaı mercimek- ler fırına verilmekte. Tabii değilmi ya? Kadının fendi, erkeği yendi. Bu esnalarda, paldır küldür şehbender bey de vasıl oluyor. Tüyünü, tüsünü dökmüş bir hindi gibi tüneğine bözülüyor. Artık onun da, karısı gibi ağzı var, dili yok. Lebipde faaliyet son derecede, Suat mı Suat? başka düşündüğü, taşındığı ne gezer. Çivi çakılmış gibi zihnine Suat çakılmış; üstelik perçinde edilmiş. Bu esnalarda umumi harp baş- lıyor; arkasından bizim seferberlik ilân ediliyor. i Lebip, ne kadar çalışıyor, çaba- layorsada imkânı yok. Halis, muk- lis asker. Üç, dört ay, Abzıasker şubelerin- de pala çalıyor. Muallimlik, gayrı- müsellâhlık, heyeti sıhhiyeye mu- ayene, tebdili hava koparmak filân derken cephelerden birini boyluyor. (Arkası var) TAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: