31 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

31 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 mi MUHABİR MEKTUPLARI Kastamonu köylerinde bir tetkik seyahati Kastamonu, 24 ( Hususi ) — Dağ köylerinde bir kaç gün devam eden bir tetkik seyahati yaptım. Köylerimiz, köylülerimiz ve umumiyet itibarile köy işleri” miz hakkında çok dikkate şayan bulduğum intibalarımı (Akşam) da neşretmeği faydalı buluyorum: Cumhuriyet idaresine okadar, köy dediğimiz zaman hatırımıza ilk gelen şey, içinde bulunduğu- muz cemiyetin dışarısında kalmiş insan kütlesinin oturup, yaşadığı yer demekti. O zaman, köylüler, saraya zevk ve safa uğrunda bo- şalan keselerini dolduran, yolları yapan, o söylemek, O konuşmak dert yanmak hakkı olmayan kim- selerdi. Köye padişahın memuru, sadece vergi almak, asker topla- mak, angariye ve mekkâre tedarik etmek için giderdi. Vaktaki, türk köylüsü, Cum- huriyete kavuştu. Kendisine bu memleketin ( efendisi olduğu bütün işlerinde kendisinin arzu ve ihtiyaçları nazarı odikkata alınacağı ve alınmakta olduğu gösterildi, işte o zaman çarıklı erkânı harplerimiz, (o uhdelerine düşen vazifelere dört elle sarıldılar. Şimdi, Türk köylüsü devletin umumi seyasetinde adeta bir na- Zım vazifesini yapmağa başlamıştır. Nüfüsun artmasına mı çalışıla- caktır, ilk safta Türk köylüsünü görürsünüz; memlekette milli tasar- ruf ve milli iktisat sahasında bir varlık ve mevcudiyet mi göster- mek lâzımdır, bir santim bile ecnebi malı almıyanın Türk köy- lüsü olduğunu derhal görürsünüz, memlekette milli kültürün esas olmasını mı istiyorsunuz, hiç şüphe etmeyin, bu işi üzerine ilk alan gene Türk köylüsüdür, bunu mem- nuniyetle müşahede “edebilirsiniz. Aziz türk köylüsünün, memleket siyasetinde oynadığı roller, üze- rine aldığı vazifeler, böyle say- makla bitmez, tükenmez şeylerdir. Onlar, cumhuriyetin kendilerine bahşetmiş olduğu sayısız nimetler sayesinde bu memleketin efendisi olduklarını bihakkın isbata muvaf- fak olmuşlardır. Yalnız bugün türk köylüsünün, sadece mevzii olmayıp, Kasta- monuya, Çankırıya, Sivasa inhisar etmeyen şumullü ve müşterek bazı dertleri vardır. Kendisinin efendiliğini tanıyan, cna dokuz, on sene içinde bir çok haklar veren Cumhuriyetin o dert ve ihtiyaçlarına da tedricen mer- hem olacağına, 'arzularını isaf edeceğine, ne bizim ve ne de köylünün zerre kadar şüphemiz yoktur. Yalnız elverirki, memleket içinde münevver geçinen herkes üzezine düşen vazifesini bu sahada yapmış olsun. Biz bu husustaki vazifemizi yaparak müşahadeleri- mizi anlatacağız. Manisa emniyet müdürlüğü Manisa, 30 (Hususi) — Vilâyet polis merkez memuru Mehmet Ali beyin Edirne polis merkez memurluğuna naklen tayini üze- rine yeniden teşkil edilen emniyet müdürlüğüne İzmir kısmı idari reisi İhsan bey tayin edilmiştir. Mumaileyh bugün şehrimize ge- lerek vazifesine başlıyacaktır. Suriyeye kaçan bir mahküm iade edildi Bir katil meselesinden dolayı otuz seneye mahküm olup hapis- aneden firarla Suriyeye iltica et- miş olan Ahmet oğlu Mehmet ismindeki şahıs Suriye fransız za- bıtası tarafından Kilis hükümetine teslim edilmiştir. Memleket “hab Akşam -— — erleri “Dağlar arasında bir kasaba Mudurnu evlerinin bir kapısı birinci, Mudurnu, 20, (Hususi) — Mu- durnu, o Boluya merbut, tarihi bir | kazamızdır. Yal: © çın dağlarla ku- # şatılmış dar bir arazide olan ka- * saba bir kale manzarasıni ar- zeder. Burada çok eski zaman- © larda (o yaşayan © insanların mağa- ralarına sıksık tesadüf edilir. Kasabada yıl- dırım Beyazıdın yaptırdığı tarihi bir cami ve bir hamam © vardır. Buranın hamamı Istanbulda mis- line tesadüf edilmiyecek derecede sanatkârane ve güzel yapılmıştır. Şehri sımsıkı saran dağlar çıplak ve kayalıktır. Isviçre dağlarında olduğu gibi, yağmur ve aşınma tesirile, büyük kayaların dağların tepesinden yuvarlanmak ve önüne gelen kayaları da sürükliyerek evleri yıktığı ve bir çok tahribat yaptığı vakidir. Zaten bir dere içine sıkıştırılmış olan şehirde diğeri en üst kattadır! Mudurnunun umumi manzarası evler umumiyetle dağların meyilli diplerinde yapılmıştır. Bunun bir neticesidir ki bu ev- lerin birinci sokak kapıları zemin katta, ikinci sokak kaçısı da evin dağa müteveccih olan arka tara- fında, ikinci veya üçüncü katta- dır. Böylece, en alt ve en üst katlarında birer sokak kapısı olan evler çoktur. Mudurnunun ara zisi arızalı ol- i duğundan zira- ate pek elverişli değildir, Burası ancak kendisini idare edebilir. Burada ziraate nisbeten hayvan yetiştirme daha " ziyade (inkişaf | etmiştir. Bilhassa keçi ve koyun ön safta gelir. Mudurnunun pey- niri de meşhurdur. Diğer başlıca . ihracat madde- leri yumurta ve kerestedir. Mudurnu, ihra- catı ithalâtından fazla olan bir kasabamızdır. Bunun başlıca sebebi ahalisinin, öteden beri Avrupa malına pek ehemmiyet vermemesinden ileri gelir. Burada hemen hemen her kesin evinde bir dokuma tezgâhı var ve ihtiyacı olan bezi filânı kendisi dokur.. Ahalisi umumiyet itibarile fakir fakat çalışkandır. 1. Vasfi Urfa ve Antapta su azaldı, yağmur bekleniyor Urfa, 28 — Uzun müddetten beri bu bavaliye yağmur yağma- mıştır. Bu yüzden su tedariki hususunda sıkıntı çekilmektedir. Şehirde su azalmıştır. Bu sebeple su getirtilmektedir. Çifçiler ve halk yağmur beklemektedir. Antapta da vaziyet (aynıdır. Şehirde sular azalmıştır. Bilhassa cami şadırvanlarında su kalma- mıştır. vi Şehir ortasından akmakta olan sudan halk birbirini iterek su almaktadır. Belediye susuzluğa çare aramakla meşguldür. Gümüş paranın kiymeti gittikçe düşmektedir. Geçen aylara kadar bir türk evrakı naktiyesi 38 kuruş gümüş paraya tedavül eder- ken şimdi gümüş para üç meci- diyeye çıkmıştır. Gümüş paranın gittikçe itibardan düşerek büsbü- tün tedavülden kalkması muhte- meldir. Kırıkhanda kanlı bir arbede oldu Kırıkhan 26 — Çam köyüne tabi Kabaklar çifliğinde kanlı bir hadise olmuş ve iki kişinin ölümü ile neticelenmiştir. Vaka şöyle olmuştur : Çiflik vekili Hapo Bekir ismin- deki şahıs çiflikteki darıları kes- tirirken (obedeviler hayvanlarile birlikte | çifliğe (hücum ederek darıları yağmaya başlamışlardır. Bekir buna mani olmak isten miş ise de bedeviler silâhlarını çekerek ateş etmişlerdir. Bu vaziyet karşısında çiflik halkı av tüfeklerile bedevilere ateş etmiş- ler ve iki taraf arasinda şiddetli bir müsademe başlamıştır. Müsademede çiflik kâhyası ile bedevilerden bir kişi ölmüştür. Nasıl yandı ? Malatyanın Sultansuyu , harasındaki yangın Malatye, 27 (Hususi) — Malatya civarında ki Sultan suyu harasında bir yangın çıkdığını bildirmiştim. Yanğın ağustosun on sekizinci gecesi çıkmıştır. Ahırların yanında kuru yonca idhar edilen bir an- bardan gece saat dokuz buçukta kesif bir düman çıktığı görülmüş ve derhal söndürmek için faaliyet başlamıştır. Fakat burası çabuk yanmıştır. teş bundan sonra merkez binasına geçmiş, orasını da tahrip ettikten sonra bire yakın söndü- rülmüştür. Hara son zamanlarda tevsi edi- lerek pek mükemmel bir şekil almıştı. Müdiriyette bulunan Al- manyada ikmali tahsil etmiş muktedir baytarlarımızdan Sadık bey burasını mükemmel bir hale koymak için yorulmak bilmez bir gayretle çalışınıştı. Ateşin hariçten yonca anbarına atılmış olmasından şüphe edildiği için bu hususta tahkikat yapılıyor. Haradaki hayvanlar yanmaktan kurtarılmıştır. Kamyon nakliyatı Manisa, 30 (Hususi) — Merkezi Manisada olmak üzere Manisa-Izmir kamyon nakliye cemiyeti teşekkül ederek teminatlı nakliyat icrasına başlanıldı. Manisa inhisar idareleri Manisa, 29 (Hususi) — Tütün ve müskirat idarelerinin tevhit kadroları hazırlandığından 1 ey- lülden itibaren tatbikine başla- nılacaktır. Manisa mezbahası Manisa 30 (Hususi) — Beledi- ye reisi Riza bey evelki gün mez- bahayı teftiş etmiştir. Rıza bey mezbahayı beğenmemiş ve yeni- den bir mezbaha inşasinı derecei vücupta görerek derhal teşebbü- sata girişmiştir. Kız oynatmak Malatya civarında “ kanlı bir vaka oldu Malatyadan yazılıyor: Burada kız oynatmak yüzünden kanlı bir cinayet oldu. Mahmut ve Mehmet isminde iki kişile diğer arkadaş- ları bir düğünde oynatmak üzere kız getirmek istemişler. Fakat kızı getirirlerken yolda önlerine bazı kimseler çıkarak kızı almak istemişlerdir. Bunun üzerine arada kavga başlamıştır. O sırada yol üstündeki bir tar- lada Mahmut isminde bir köy- lü kendi halinde çalışıyormuş. Kız getirenlerden Muharrem ismindeki adam kamasını çektiği gibi, hiçbir şeyden haberi olmıyan Mahmudun omuzuna saplamışlır. Bu kanlı hadiseye rağmen kav- gacılar hırlaşınakta devam etmiş- ler ve Ahmet isminde birisi daha yaralanmıştır. Portakalları muhafaza Adana, 28 — Memleketimizde portakal mevsimi pek az devam ettiği ve bütün mahsulün bir, iki ay zarfında satılması mecburiyeti bulunduğu için o portakallarımız ekseriya yok pahasına satılmak- tadır. Filistinde ( portakallar (osoğuk hava mahzenlerinde bütün sene muhafaza ve icap ettikçe ihraç edilmektedir. Bu şekilde porta- kallar lezzet ve nefasetlerinden hiç bir şey kaybetmemektedir. Ofis, bu şekilden memleketimizin de istifadesi için oteşebbüsata girişmiştir. Salihlide üzüm fiatleri Manisa 30 (Hususi) — Salihlide üzüm fiatlerinin düşkünlüğü yü- zünden ticaret odası reisi başta olmak üzere bir heyet Manisaya gelerek bankalarla temasa baş- ladılar. 31 Ağustos 1932 İKTİSADİ HABERLER: Komşu memleketler de tütün vaziyeti — Yeni çıkmağa başlıyan inhisar- lar umum müdürlüğü istihbarat bülteni oOkomşu (memleketlerde tütün vaziyetine dair mühim ma- lâmat vermektedir. 1932 temmu- zunda Yunanistanda tütün vazi- yeti şudur : Yunan gazeteleri tütün buh- ranının uç aydanberi hafiflemekte olduğunu yazmaktadırlar. Istihsa- lâtın azalması, Almanyadaki kü- çük fabrikaların süratle tevessü eden sarfiyatı dolayısile talebin tezayüdü, tütün buhranına nihayet verecek gibidir. Halihazır piyasası atideki şu vaziyeti irae etmektedir: Alman- yanın büyük fabrikalar pahalı tü- tünlerden hayli miktar stoka ma- lik olmakla beraber küçük fabri- kaların rekabetine karşı durmak mecburiyetinde olduklarından ucuz tütün de almak ihtiyacındadırlar. Küçük fabrikalar ise, eski tütün stokuna malik olmadıkları gibi bunları diğer ecnebi piyasalarında bulamadıklarından Yunan tütün piyasasına teveccüh etmektedirler. Çok ümit ediliyor ki 1929 mah- sulü de dahil olduğu halde eski mahsul üzerinde pek yakında mühim alım satım vukua gelecek- tir. Verilen tarifeler, pastal ve çıkıntı denilen adi neviler için okkada 0,90 ile 1,20 Felemenk filorini arasında oynamaktadır. Tütün ticaretindeki obuhranın tedricen zail olması yüzünden is- tihsaldeki buhranın da ortadan kalkacağı tütün ziraatine hars olunan arazinin tahdidi münasebetile tütünlerin cinsleri mühim surette iyileşeceği söylenmektedir. Temmuz nihayetinde Bulgar tütün piyasası Bulgar ziraat bankasının neşri- yatına nazaran haziran 932 niha- yetine kadar 931 mahsulünün takriben 21 milyon kilosu satılmış- tır. Ahiren elde edilen fiatler evvelki aylardan daha iyi idi. Hali hazır şöyle tasvir olunabilir: Bul- gar tütünlerini müstahsil köylüden mubayaa eden iki ecnebi rejisi ile Almanya sigara fabrikalarının it- tihadından mütehassıl büyük sen- dika ki bunu M. Schnur temsil eder. Ve bir kaç büyük tütün ticarethanesi 931 rekoltesinden 12 milyon kilo kadar mal almışlardı. Bu miktara bir de Bulgaristan dahilinde sarfedilen 5 milyon kilo tütün ile 3 milyon döküntüyü ilâve etmek o icabeder. Böylece yirmi milyon kiloya vasıl olunur. Demek ki geçen seneden Bul- garistanda 1l milyon kilo tütün kalmıştır. Bu, evvelki senelerden müdevver 5 milyon kilo ile ceman 16 milyon kilo eder. Bulgarlar bu mıktarı harice sevke çalışmakta ve satabileceklerini zannetmekte- dirler. Tütün zeredilen arazi miktarı evvelki senelere nisbetle yüzde otuz raddesinde az oldu- ğundan bu sene mahsul o nisbette dun olacaktır. Bulgaristanda 1931 tütün rekoltesinin kati mıktarı Bulgaristan ziraat bankası 1931 tütün rekoltesi ve zer'iyatı hak- kında atideki malümatı vermiştir. 1931 senesi zarfında istihsal olunan Bulgar tütünleri resmen vezin olunarak 31,197,667 kilo zuhur etmiş, 1932 haziranı evası- tına kadar bu miktardan takriben 16 milyon kilo zürra tarafından satılmıştır. 1930 senesinde alinan mahsul ancak 26,835,951 kilo gramdan ibaretti. 1931 senesinde, evvelki senelerden daha geniş sahada ziraat yapılmıştır. Şöyle ki 1930 ziraat sahası 32,062 hektar araziden ibaret olduğu halde 1931 de bu saha 33,649 hektara baliğ olmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: