15 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

15 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iki mesut gün filminden bir sahne | Iki mesut gün Berlinde çevrilen çok eğlenceli bir filim Berlin 8 (Hemi) — Aslını ararsanız insanlar, oldukça fena mabluklar... Öyleya, başkasının işa gelen acıklı akibetlere gülüp eğlenmek, iyi bir şeymidir. Ufanın “Iki mesut gün, imini seyrederken zavallı ihtiyar Fredrichin başına gelenlere gül yeçinek kabil degil Anlatayım da Zavallı Fredrik (Jokole Ticdke) şehirdeki hayatından bılıp usan- mıştır. Bunun asıl sebebi komşusu olacak Freisinger (Erust Pröke) dir. Açığı lokantada muzikaya bütün gün nöbetle Wayner'den parçalar ve Fokstrot çaldırıyor.. Tahammül kabil değil. Şehir dışında Friedrik bir köşk yaptırarak sraya taşınıyor. Son günlerde komşusu- Dun Amerikadan yeni gelen oğlu Pepi (Paul Hörbiger), biricik se- vimli kızı Elseye ( Claire Rommer) pek sokulmaya başlamıştır. Baba Ümit içindedi Fakat maalesef bu köşkte hiç bir şey işlemiyor, elektrik işlemez, kalorifer işlemez, imdat tertibatı ebetsizlik yapar, kedi geçer- hırsız girmiş gibi, gürültüler çıkarır, yanlışlıkla itfaiye çağrılı Hülâsa zavallı Friedrich bekle: ükün ve istirahatı kaybeder. Üstelik baş belisi. Altilie yenge (Senta Söneland) daimi misafir dlarak gelir yerleşir. Kendi Yör leştiği yetmiyormuş gibi sürü ile misafir de davet eder. Bu gürültü arasında kaybetmiyen | biri varsa, oda Elsedir. o Çünkü (hemen her gün gölbaşında Pepi Freisinger ile buluşup onun, motorbetu ile gölde dolaşiyor. Farat işin far kına varan baba, kızının bı adamla konuşmaktan menet gibi, kızı ile evlenmek için gelen Pepiyi de kapı dışarı ediyor. Bütün bunların üzerine tuz neşesini biber gibi, eski düşmanı Freisni- tutup, gerin yanındaki arsayı Salgılı lokanta yapmı haber alınca, yede Pil satın. İmasına, fakat onun ile evlenme- Şart koşmasına bile itiraz r. Tek ev satılsın da ne olursa olsun. En mesut günü evden çıktığı gündür. Böylece ihtiyar Firedrih, yeni igne. i Paris Kızı Çok şen ve eğlenceli bir operet Bu hafta Glorya sinemasında “Paris Kızı, filmi gösteriliyor. | Filmin baş artisileri Grazin Del r ve ani Gl a ir operettir ve çok neşelidir. | Mev güdü Si Andre genç bir bestekârdır. Montparnassede tavan bir oda da sevgil oturuyor. Babası zengin bir kibar- dır. Fakat kendisine para verme- diğinden şarkı besteliyerek geçin- meğe çalışıyor. Fakat kâfi dere- ede para bulamıyorlar. Nihayet aş kalıyorlar, Anderenin babası ihtiyar bir moter vasitasile oğluna Yorjet ismide bir kızla evlenmeği teklif ediyor , evlenirse yarım milyon frank verceğini bildiriyor. Andra ibtida bu kızla evlenip yarim milyonu almağa, sonra tekrar Nikalet'in yanma gelmeğe karar iyor. Nikolet de bunu kabul idince baron Votyo tarafından gönde- içeğe bir yemek davatiyesi buluyor. Kız düşünüp taşın yor, Andrer olmasına olmamak © için onunla alâkayı kesmeğe karar veriyor ve kendisine bir telğraf çekiyor. Ayni zamanda yemek davetini de kabul ediyor... Nikoleti yemeğe ça Andirenin babasıdır. O gece bir- likte geziyorlar, kız serhoşluk es- masında bütün macerasını anlatıyor. Bu sırada Andırada Nikolanın tel- grafını alınca, her şeyi bırakarak koşup yanına gelmiştir. Baron Nikolanın namuslu bir kaz. ylen- olduğunu anlayınca oğlu mesine müsaade eder. Bu filim münasebetile Glorya- Bn cazbandı başlıca havaları çal- maktadır. Bundan başka Fransız muganni Marcel By de “Paris kızı, filimini başlıca havalarızı iki Gi köşkünde yalnız. geçirmiş oluyor: çıktığı günler. şte Rudolf Walther - Pein'in beceri rejisörlüğü ile çevrilen m bu... Filmi başlan sonuna kadar gülmeden seyretmek kabil değil. - | mesut gün ği ve İhtiras fırtınaları Almanca ve fransızcası birden gösteriliyor Bu hafta Melek ve Alhamra sinemalarında “Ihtiras fırtınaları filmi gösterilmektedir. Bu filıni almanca nüshasını büyük alman artisti Emil Yanings ve Ana Sten © oynamaktadır. Fransızça nüshasında ise Florelle, Charles Boyer ve Arnand Bernard oyna- maktadırla. Almanca nüsha Ek hamrada, fransızçası ise Melek sinemasında gösterilmektedir. Fil- min mezuu şudur: Ralf eski bir hayduttur. Hapi- saneden çıkıyor. Metresi Anyanın evine gidiyor. Azılı haydut eski arkadaşlarından — birinin ü üzerine onun oğlu Willy'i kendi sine evlitlik almıştır. Ralf haya- tında Anya ve Willyden başka hiç bir şeye ehemmiyet verme mektedir. Bir gün Anya bir kürkçü dük- kânında güzel bir kürk görüyor. Ralf bunu aşırıp genç kadına getiriyor. Fakat kadın o esnada evine bir fotoğrafçıyı almış 8 mektedir. Ralf hemen adam üzerine atılıyor ve fotoğrafçıyı öldürüyor. Haydut polisin elinden kurtul. mak için şehir haricinde bir yere salılanıyor. Bu esnade Willy Anya hergün Ralfa yemek ve saire gelirmektedirler. o Fakat evde uzun müddet yalnız kalan İki genç birbirlerini / çıldırasıya sevmeğe başlamışlardır. Nihayet polis Willyyi yakalıyor. ve Rolfun gerede olduğunu söylemesi iin onu tazyık ediyor. Anya işıkını kurtarmak için Ralfın adresini veriyor. Haydudu yakalıyorlar. Fakat Ralf gene bir kolayını bulup kaçıyor. Metresinin kendisini Willy için ele verdiğini anlıyarâk genç evlâtlığının üzerine atılıyor. Ralf, Willyi öldüreceği esnada polis yetişiyor. Ralf hapis- haneye atılıyor. Willy ile Anya evlenip namuskârane bir hayata yer pe an Lamel artistlerinden Clara | Tambour “Bir gecenin şarkısı,, filminde baş yapacaktır. Erkek rolünde | meşhur tenur Kiepura vardır. X Fransız artisilerinden Rene Lefevre "Limon çiçeği, filminde gevirirkön bir günde dokuz elbise değiştirmiştir. İ Jet eder aslanın —Nakili Ahmet Hilâli Bu müthiş bir kızgınlığa dela- üthiş güğreme- sinden ve saldırışından evvel d ima bu kuyruk hareketi göri — Aslan kuyruğunun hareket emel ve niyetlerini göster- diğini anladık, Şimdi sizden so ruyorum: Aslan, bazı mecmuaların iddia ettikleri vechile, ağaçlara İ rmanabilir mi? — Bu gülünecek bir iddiadır. Aslan hiç birzaman ağaçlara tırma- namaz, aslanın lırnakları bir ağaca urmanmasını tenin edecek kadar keskin değildir. Aslan saldı hamle ile pek yüksekte olmamak şartile, bir ağacın dalına çıkabilir. Fakat tırmanmak demek: değildir. Di aslanın. fırlayışları, erkeğinden daha kuvvetlidir. Ağaca, tırmana- bilen canavarlar, tırnakları gayet keskin olan Parstır. Pars, bir ağaca! atladığı zaman keskin ve tırnakları, ağaca saplanır, canavar, tutunabilir. Fakat aslan böyle bir teşebbüste bulunursa, tutuna- maz, aşağıyu düşer. Zenciler, bunu bildikleri cihetle, tehlikede kaldıkları zaman ağaca tırmanırlar, fakat tırmandıkları ve sığındıkları dalların pek sık ve merdiven vazifesini görecek dere- cede yekdiğerine yakın bulunma- sına çok dikkat ederler. Aslanın peşinden gitmeli mi? Karilerle, aslanların ahlak ve adetleri hakkında, tam bir fikir verebilmek için bu tafsilat üze- sinde fala durmağa lüzum gör. Çekdiğimiz filimde, vakalar ve hadiseler, birbiri: arkasından gelir ve sik hiç şaşmaz, Halbuki biz, bir zincirin halka- ları gibi, birbirinin arkasından gelen bu hadiseleri, filme çekmek için büyük mahrumiyetlere ve tehlikelere katlanmağa mecbur olan ve Hornun arkadaşı olan Rechero'nun silâhsız, bir aslana hücum etmesi sahnesini filme gekebilmek için günlerce uğraştık. Biraz evvel bir geyiği paylaşa- mıyan dört aslan arasında vuku bulan kanlı boğuşmayı, ve bu boğuşmadan galip çıkan erkek aslanın geyik leşini dişleri arasına alıp gönderdiğini anlatmıştık. Biz bidayette, geyiği aslanın elinden almak için peşinden gil meyi düşünmüştük, üç ihtimal var Fakat bu defa da Barnes İşe karıştı ve dedi ki elimizde objektif bulunduğu halde iğimizi — farzedelim. Ne olacak? Carey cevap verdir — Aslan ya avını bıre' cak, aldıracaktır. filme çekmek miz sahneyi elde etmiş olacağız. Aslan bize saldırdığı takdirde Renehero ile aslan arasında ceryan edecek olan düelloyu filme çeke- ceğiz. Barnes yine söze karıştı: — Üçüncü bir ihtimal vardırki, bu daha kuvvet lan, bizim üzerimize yürüdüğünü görünce, şikârını dişleri arasına aldığı gibi tekrar uzaklaşac: — Fakat biz, bu sahneyi evvel çektik, — Hite bir üçüncü ihtimalin önünü almak için yalnız bir çare vardı. O da bugün aslanları rahat bırakmak ve başka bir gün kendilerine dişleri ile kaldırıp uzaklara götüremiyeeekleri bir şikâri onları elde etmek ğin yem gibi kullanmaktadır. Bunun için ya bir yabani mandayı, yahut bir zebro eşeğini, veyahut büyük bir geyiği vurmalıyız. Aslan bu şikârini dişleri ile kaldırıp götü- remez. Bu takdirde ya kaçmak veyahut saldırmak mecburiyetinde kalacak, Aslanlara bir şikâr bulmak ve onları celbetmek için yem ola- rak kullanmak hususunda yaptın ğımız teşebbüşler suya düştü. Aslanlar bir türlü kamçımıza sokulmıyorlardı. Tali bize yardım etti Bereket versin ki, tali bu sah- meleri filme çekmek için bize yardım etli. Yoksa bu heyecanlı sahneleri, bir defada filme çe- kebilmek bize nasip olamıyacaktı. Hattâ, bu sahneleri filme çektik» ten sonra geçirdiğimiz feci anları bizim ile birlikte yaşayan mis Both dediki; ii — Yerli, bir milyon dolar mu- kabilinde başkasına bırakamaz dım. Fakat tekrar bu sahnede bur milyon dolar verseler, bu feci dakikaları bir defa daha yaşamağa aslâ razı olamam, Insan eti yiyen vakşilerin beyaz. mabudesi rolönü gören Miss Bot- hün aslanla karşı karşıya gelmesi Reneheronun çikârını parçalamakta. olan aslan üzerine silâhsız yörü- yüşü, aslanın müthiş saldırışı, gözü açup kapayıncaya kadar çok kısa bir zaman zarfinda geçti. Bu sahneler cereyan ederken aktörlerin, operatörleri avcıların sinirleri pek ger fakat buna rağmen çektiğimiz ilimler, pek mükemmeldi, günkü, bütün hareketler, sanki stüdyoda bulunıyormuşuz gibi, normal bir rette çekilmişti. Karar vermek in ancak iki üç saniyelik bir zamanımız vardı. Çünkü mümkün mertebe aslanın yanında çalış” mağa mecburduk. Vakıa. avcıla- rımız, aslana icabında ateş etmek » için çok münasip yerlerde mevsl almışlardı. Fakat her nede olsa aslanın bu kadar yakınında bu lunmamız, korku ve heycandar sinirlerimzi harap ediyordu. (Arkası var) se aha

Bu sayıdan diğer sayfalar: