15 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

15 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 Tetrika No. 226 Mümtaz bey, derhal Enver pa- şaya veda ederek yalıdan ayrıldı. Bu vaziyetle daha ziyade alâka- bu mevzu etrafında görmedi ve o günkü trenle İzmits avdet etti, Yakup Cemil ve Hakki beyler, böyle ani bir surette tevkif ve ay- rı ayrı hücrelere konulup ihtilât- tan menedilmelerinin sebebini bir türlü keşfedemiyorlar, kendi hak- larında böyle şiddetli bir muame- le tatbik edildiğini hâlâ mıyorlardı. Hakkı bey, Meserret oteli içti- maımdan sonra Enver paşanın Ya- kup Cemil beyi bir müfreze teşl etmeğe memur etmesinden ve bu müfreze ile Istanbuldan hareket ederek İrana gitmesini emrelme- sinden başka bir şey bilmiyor, arada dan, husu- anıya inen eni sile Kara Kemal beyle arkadaşla- rının Enver paşayı nasıl kandır- muş olduklarından haberdar bu- lunmuyordu. Tevkifat devam ediyor. Yakup Cemil bey de kendi müf- rezesi efradından beş on kişiyi barındırması gibi, haddi zatında hiç te ehemmiyetli olmıyan, bir hareketinin tevkifine âmil oldu- Bunu ve bunun bir delil olarak kullanıldığını hatırına bile getir. miyordu. Fakat aradan yirmi dört” saat geçmeden Hakkı ve Yakup Cemil beyleri takiben daha bazı kimsele- rin de ayni muameleye maruz kal dıkları, yani tevkif edildikleri gö- rüldü. (Bekirağa bölüğü) ne geti- ilen bu yeni mevkuflar, Yakup Cemil beyin maktai raftar olarak iddia e hut (taklibi hükümet) işinde alâ- kadar olduğu görülen kimseler. den ibaretti. Bu yeni mevkuflar arasında inzibat bölük kumar nı Nevzat, divanıharp reisi Nafiz beyin yaveri Murat, Yenişehirli Haydar beylerle Yahya kaptan ve ir bir takım kimseler dikkati celbediyordu.. Nevzat, Murat beylerle Yahya kaptan Yakup Cemil beyle hükü- düşürmek teşebbüsü etrafın- da konuşmuşlar, Meserret oteli iç- timema iştirak etmişlerdi. Fakat Haydar beyin yegâne kabahat Meserret otelinde bulunması idi Haydar bey, Yakup Cemil beyin Meserret otelinden çıkarak Babı- öliye hücum etmesini doğru bul. mamış, hattâ bu çılgınca hareke- #in vukuuna meydan vermemiş Hakkı beyi telefonla otele çağır- mış, içtima dağılmasına çalışmış ve ömil olmuştu. Ancak divamharp, Yakup Ce- mil beyle arkadaşlarını mesul et- mek için aleyhlerinde yapılan ta- kibatı bu kadar mahdut bir daire- ye hasretmek istemiyor, bu me- seleyi bahane tutarak son günler- de «sulhü münferit» hareketi et- rafında vaziyet aldığı görülen da- ha bir takım kimseleri de tevkif ettirmek istiyordu. Bunlardan bi- ri de prens Sabahaddin beyin kâ- bibi Satvet La nazarına bey de İstanbula getirilerek tev- kif edildi. ittihat ve Terakki ö | tarihinde esrar perdesi | | Yakup Cemil niçin ve nasıl öldürüldü | 15 Haziran 1934 Satvet Lütfi bey neden tevkif edilmiş, niçin böyle bir muamele- ye tâbi tutulmuştu? Bursada «ika- mete memur» olan bu zatın vazi- yetini yakından bilenler, Yakup Cemil bey hadisesile Satvet Lütfi beyin münasebeti olacağına şaşi- , bunun hakiki sebebini bir #ürlü kayrıyamıyorlardı.. Prens Sabahaddin beyin bir mektubu Yakup Cemil beyin ötedenberi müdahale eti ri hadise ve mesele- lerde uzaktan veya yakından hiç bir suretle alâkası olmıyan Satvet Lütfi bey, ittihat ve Terakki» ye dahil olmuş bir vaziyette bulun- madığından <İttihat ve Terak- indeki cidal ve mü Yakup Cemil beyin siyaset ve fır- ka sahasında arkadaşları sırasın- da bir mevki almış değildi. Ancak bu hadiselerden epey Zaman evvel ve henüz Yakup Ce- mil bey Bağdattan İstanbula gel meden Satvet Lütfi bey İsviçrede bulunan prens Sabahaddin bey- den bir mektup almış ve bu mek- tup üzerine Bursadan dahiliye na- zarı Talâ mişti Satvet Lütfi bey bu telgrafında ezcümle: «Prens Sabahaddin bey, beye bir telgraf çek- disine İsviçrede bir teklif vaki olduğunu ve size bunu arzetmek- liğimi bana bildiriyor. Sabahsd- din beyin mektubunu da size gön- deriyorum. Şayet Sabahaddin be- yin bu teklifni prensip itibarile kabul ederseniz bu hususta bizzat size maruzatta bulunurum. Ve ka- bul ederseniz kendisile muhabe- reye girişirim» demişti. Bunun üzerine Talât bey Sat- vet Lütfi beyi Istanbula çağırmış, prensin bu mektubu etrafında gö- Tüştükten sonra: — lcap ederse ben sizi gene ça- Ürer, görüşürüz, demişti. Satvet Lütfi bey de tekrar Bur- saya dönmüş, fakat aradan aylar geçtiği halde Talât beyden hiç bir 4es çıkmamış, bu meselenin unu- tulup kaldığına hükmedilmişti. Mahmut Şevket paşanın öldü- Tülmesi üzerine nefyedilen Satvet Lütfi bey Bursada menfi oturduğu halde şehirde serbet dolaşmak, istediği içi tutmak, Bur- sa halkile ve Bursaya gidip gelen- lerle istediği gibi görüşmek hak- kına malikti. olarak (Devami var) ri table Bu meraklı, eğcnoel kitabı okudunuz mu? Fiyet Taşra için pesta Heryerde 150 | ii Karuştur.. İİ Tevzi ve satış merkezi yalnız: AKŞAM KITAPHANESİ azı, Ankara caddesi, İstanbul Tara yerine posta pulu da gönderekilirsiniz. AKŞAM Dilinkilâbı — | Tarama dergisi hakkında | mütalâa gönderenler Ankara 13 (AA, —7T. D. T. «Tarama neşrine başladığı dergisi» nin şimdiye kadar çıkan fasikülleri hakkında bundan ev- velki dokuz ilândan sonra yeni- den mütalea gönderenlerin onun- 1- A, Fevzi bey, Muğla maarif müdürü, 2 - Ali Rıza bey, Biza kaymakamı, 3 - Cemil bey, Subo- öaz köyü muallimi, 4 - C. Gültekin bey, Samsun maarif müdürü, 5 - Denizli halkevi, 6 - Emin K. Çöl bey, Mersinde harp malülü, 7 - H. Nami bey, Havza ilk tedrisat fettişi, 8 - Karaburun maarif me- | muru bey, 9 - Kâzım bey, Sıvas maarif başkâtibi, 10 - M, Şükrü bey, Balıkesir ilk tedrisat müfet- i, 11 - Mustafa bey, Beşiride mü- 12 - Nazmi bey, Manisa - Horoz köy başmuallimi, 13 - Os man bey, Muğla maarif kâtibi, 14 - Rüştü bey, Seydişehirde muallim, 15 - Sait bey, Beşiri maarif me- muru, 16 - Sait bey, Silifke bele- diye reisi, 17 - Selçuk bey, Erzin- can orta mektep türkçe muall 18 - Şeref bey, Mersinde muharrir, 19 Tevfik bey, fen fakültesi mü- derrislerinden. Bu zatların gönderdikleri fiş sa- | yası (2367) dir, Evvelki dokuz Tis- | te ile beraber gönderilen fiş ye- künü (18.556) yı bulmuştur. Her birine ayrı ayrı, teşekkür mektubu yazmağa imkân buluna- madığından gösterdikleri him- metten dolayı kendilerine alenen | teşekkür olunur. Arjantin vis konsolosu Hi. Blanco Willatia Şahinşah Hz. nin tabiiye İ yalı boyda bir ( bas relief yapmışlır. Iran sefareti vasıtasile | Şabinşah Hiz. ne takdim edilecek olacak resmin klişesini dercedi- yoruz. | BORSA | Istanbul 14 haziran 1934 ( Akşam kapanış fiatleri) Esham ve Tahvilât st. dahili © 3— | İş B Hamiline 825 Kupancuz 1933 | > Müemsis 98 istikraz T.C. Merkez Ünütürk 1 Banka & >. Anadolu hisse 27,50 >. Telefon 10 Mümeesi 1 Terkos 1940 > ON 4085) Çimente 11,80 > ME ,—) Hühat değin 10,— 1ş Bankası BERİ Şark > 130 (Çek flatleri ) Pasin aapisol Ga ie ra ll emmi Pek 300 Nev York 700784 zaza | Madrit BASE Milano 220) Barat Süş02) Atina 636200) ziy Za Cenevre © 24448) Pengo BiB Braksel © 54060) Bükreş Amsterdam 1,1718) Mlskova 10720 “ Sergüzeşt , den sonra Altmış sene evvelki Istanbul hayatı nasıldı?: Sami paşa zade Sezai bey büyük bir eser hazırlıyor Eski edebiyat zamanlarda bir faaliyet gelmi; Abdülhak Hâmit bey hasta olma- #ına rağmen harıl harıl yeni bir eser hazırlamaktadır. Hiç bir şeyle meşgul olmamasi. ni doktorlar kati surette kendisine tembih ettikleri halde üstat zev- cesi Lüsyen hanımdan gizli yata- Zindan kalkmakta ve hatırına ge- len mısraları kaydetmektedi Büyük şairin hastalık arasında böyle çalışması pek dikkate bir şeydir. Diğer taraftan meşhur «Sergü- Zeşt» müellifi Samipaşazade Sezai beyin de tekrar eski faaliye edebiyat âlemine atıldığını işi Kadıköyündeki siyonları, kitaplar, kâğıtlar, def- #çrler duran bir masanın önünde galışıyorduz — Kolay gele üstadım. — Teşekkür ed «Sergü- zeşt» i yazdıktan sonra ilk defa yeni bir romana başlıyorum. Ara- dan çok uzun seneler geçmesine rağmen bu işte kendimi hâlâ ku vetli buluyorum. Ve zannederim eni yazacağım roman «Sergü- zeşt» romanımdan daha iyi ve daha kuvvetli olacaktır. Romanı- mın mevzuu tamamile şudur: «60 sene evvelki İstanbul.» Tabii bir sanatkâr mevzularini kendi hayatından alır. Kendi ya- şayışından, kendi doğduğu yerden alır, Ben de babamın konağından bir çok parçalar alacağım. Maa- mafih babamın konağını anlattı- üm hissini katiyen vermemeğe ça- ışacağım. Eserimde bel kemiği olarak anlatılan şey «konak tır. Bir konak ne mühim bir mevzu- dur. Ve şimdiye kadar bizim ede- biyatta konak kâfi olduğu kadar anlatılmamıştır. Eserim tamamile 60 ki İstanbula ait olduğu bütün hatıralarımı topluyorum. “Adeta 60 sene evvelki İstanbul yatma ait etüt yapıyor. gibiyim. Ho bunun için böyle bir etüde lüzum yok ya, Çünkü içinde bu- Tunduğum hayattır. Yazımda 60 sene evvelki Istan- bulu bütün teferrüatına kadar an- atmak kararındayım. Roman şöy- ne evvel. şimdi le başlıyor Büyük bir konakta sabah... Uyanma. İlk sabah hareketleri. İlk uya- kaldırıyorlar. Giydiriyorlar. beraber mektebe gidiyor. O zamanki mektep. Ben romanda mek- tebini anlatıyorum. O zaman oku- man eserler. Hocanın ceza usul leri, Ve saire. “Ayni zamanda o gün ramaza- nın biridir. Çocuk mektepten dö- nüyor. İftara gelenler. İftar sof- rası. Yemekten sonra araba ile ti- yatroya giden mahdum beyin eğ- İenişi, Tiyatroda Recaizadenin bir eseri oynanıyor. O zamanki tiyat- rolar, o zamanki artistler... Bun- ların hususiyetleri, “Aklıma üstadın bir müddet vel bana anlzttığı ilk aşki geldi. di anlattığı gil gecesi araba ile tiyatroya gitmiş gene Recaizadenin bir eserini se) » isminde bir Eri te âşık olmuştu. zamanki artistler» dedi bunu hatırladım. retmiş ve «K. hususiyetlerini sınız?. ım, Üç çifte sandallar. Bunları inde Boğazın pırıltılı suları ü tünde mehtap safası yapan y klı güzeller. Sabahleyin kon Zin kapısının önünde öküz arabi hazırlanıyor, süsleniyor. Alemdi ğına gidilecek. Araba hareket edi yor. Alemdağına gidiş. O zamı ki Alemdağı âlemleri, Göksu, ğilhane ve sair mesirelerdeli hayat, — Ustadım, dikkat ediyor bütün bunları anlatırken büyü bir zevk içindesiniz. hayatı nasıl buluyorsunuz? iyebiliri şüür dolu Fakat muvaffakıyet irli haline bakıp ta terakkiye şı durmak felâkettir. Fakat elektrikleşmek te olan bir şeydir. Meselâ akiden öküz arabasi Alemdağına kadar gi en büyük zevkimizdi. şimdi arabada palıyorum. Otomobil, bile beni sıkıyor, daha, daha istiyorum. — Yeni romanınızda Mümkün olduğu kadar sai yazıyorum. Üstat yeni yazdığı bir bana okudu. İçinde tek bir ece: kelime yoktu, Hep türkçe keli meler. — Yalnız arasıra terkip kull niyorum. Meselâ «zelzelci akvan lar arıyorum. Cekoslovakyanın alacağı tütü Çekoslovakya reğisi bu Yunanistandan 540,000 kilo tütü vermiştir. Bu tütüt eski Yunani tır. Çek rejisi Türkiyeden de

Bu sayıdan diğer sayfalar: