15 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

15 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Kömürcülük diyipte geçmemeli.. “Felek bize çok yar olmaz, onun için eek çok tutuluruz,, fırtınaya p “ Kömürün bir katını döktük, doyar mı hiç? Bir kat daha... Heyyamol Heyamol.... Heyyamoooool — Haydi çocuklar!, Haydi ço- cuklar!., — Ha gayret! — Hop... Kaldır. — Sırta vunur. Eğer Kasımpaşa iskelesinin ya: mına yolunuz düşerse, yanyana yanaşmış bir sürü koca koca yel. kenlilerde kömür tozlarına bü- simsiyah yüzlü bir çok in- sanların böyle bağırarak müte- madiyen çuvallara kömür doldur. duklarını, sonra bunları sırtlana Tak kalasların üzerinden karaya çıkardıklarını görürsünüz, — Heyamol... Heyyamool... — Haydaaaa... Sesleri mütemadiyen devam ederken kalasların birinin üstün- den ilerliyerek büyük bir kömür kayığına girdim: Şileli Mehmet kaptanın kayığı. Kayık tepeleme kömür.. Çuval siz kömürler.. Kömürler kayığa kat kat konulmuş, her katın ara- sında geni Kö- mür, Karadenizin muhtelif iskele- lerinden böyle geliyor, Kasımpa- şada bunlar çuyala doldurulup kö- mürcülere satılıyor... uzun tahtalar. ileli Mehmet çavuşla iki karşi- lıklı su fıçısının üzerine oturduk. — işte halimizi gördün beyim... Sana daha ne anlatayım ki... Bi- ir biz biliriz, bir ir, Karadenzin bir iske- lesinden kömürü alır, yelkeni aça- nız. Bizim işimiz gücümüz yelken- ledir. Felek bize çokluk yâr ol maz. Onun için fırtınaya pek çok tutuluruz. Kaldığımız iskeleden 4 kat kö- mür alırız. Kayık tepelemesine doludur. Amma ve lâkin fırtına çi- kınca iş değişir. Kayık yalpala- mağa başlayınca hemen küreklere sarılırız. Kömürün bir katını suya dökerzi.. İstersen dökme... Bir yalpa hepsini altüst eder. Biraz sonra fırtına biraz daha şiddetle .nince gene reis bağırır: — Çocuklar küreğe yapı Haydi gene küreğe yapışıız. in ikinci katını da Bu sefer kömi dökeriz. sa kömürün üçüncü katının da git- olur. İstanbula geli man kayıkta ancak bir kat kömür kalmıştır. Eğer fırtına pek azdırır. — Kaza geçirir misiniz? — Karadenizde ne zaman fırtı- na olmuştur ki bir iki kömürcü ka- yığı batmamıştır efendi?. Karadenizde hangi fırtı- na kömürcü kayığı batırmadan Sorarım sana geçip gitmiştir. Fırtına bizim kö- musallattır O hıncını bizden çıkarır yahu... Vallahi de böyle, Billâhi de böyle... Bundan bir kaç zaman evvel iki kayık yola çıkmışlar.. Fırtına en- mürcü kayıklarına anam babam. selerinden yapışmış.. Bizde us den değil mi ki? Hemen kayığın bir katını kürekleyip yallah et mişler denize... Amma ve lâkin efendim fırtına bu bir kat ki ış... ..Bir kat daha iste , doym na paşada kömüre! inat değil mi bu?. Arkadaşla. rın da inadı tutmuş... Dökmemişler. Vay efendim yen?. Fırtınanın karşısında duru- lur mu efendi? Kızmış, köpür “Almış kayıkları altına... İki- sini de batırmış. sen misin dökmi Zavallı çocuk- lardan bir tane: F: koydunsa bul... daha yeni evlenmişti de... Bir müddet durdu: — Geçen sene İstanbula kömür getiriyorduk. Karadenizden geli- yoruz. İğncada açıklarında fırtına İ eteğimizden yakaladı. Dunur hem- şeri... Ona kefaretini verdik. Ki mürün bir katını döktük... Dişinin kovuğuna gitmedi alimallah... Do- yar mı hiç talebe muallimlerile Nigâr hanımdır. ) kayıktan kömür boşaltıl Sarıyer kazası Kireçburnu mektebinden bu bir arda ( XX işaretli son sınıf muallimi kayıkta hayat, ken da doymadı.. Bir kat daha... der. ken koca kayığın birdenbire dal- gaların avucunda fıstık kabuğu gi- bi çatırdadığını duyduk. Ne oldu, nasıl oldu?. Kendimi: Zi suyun içinde bulduk... Gözleri- mizi açtığımız zaman kumlarin üzerinde yatıyorduk.. Yaaa... İşte böyle arkadaş... Kö- ürcülük deyip te geçmiyelim... Onlardan ayrıl lâ arkamdan gelen seslerini işiti yordum: — Heyamol... Heyamol... — Haydi çocuklar. — Gayret!, — Hoooop ım zaman hâ- Hikmet Feridun sen mezun olan Ankara mektüpları Çankırıda hamamlı düğünler nasıl yapılır? Hamamdan tertemiz çıktıktan sonra yumurtaya bulanan güveyin hali! Çankırının umum! manzar, Ankara 12 (Hususi muhabiri mizden) — Çankırı seyahati hak-| kındaki mektubumda Çankırının! çok eski bir âdetini de «Hamam- da düğün» ü yazacağımı vadet miştim. Bir çok yerlerde düğün âdetleri başka, başkadır. Güvey gireceği dün damat beyin sırtın yumruk darbelerile çürütmek, ge- lin olan kızım muhakkak surette «kına gecesi» tabir edilen eğlen- ce esnasında çamaşır sandığı üze- rine oturması... Zifaf gecesinden! sonra damat beyle gelin hanımın etli yemeklerden perhiz tutmaları ve daha buna benzer bir çok garip âdetler. Çankırı seyahatimde de şimdi- ye kadar işitmediğim bir âdet ö rendim. Düğünü hamamda yapar- larmış!... Bilhassa kaydetmek iste- rim ki; dedelerinin dedesinden beri yapılıp gelen bu âdetin hâlen 'de icra edilmekte olduğunu öğre- nince müteessir olmaktan kendi- mi alamadım, Masallarda dinlerdik: Padişah oğluna kırk gün kırk gece çalgı galdırmış, düğün yapmış!.. Çan- kırı âdetini de hemen, hemen bu- na pek yakın buldum. Söz kesil. me, nişan, düğün ara ile devam. eden bu merasimler en aşağı on beş yirmi gün çalğı çalmak sureti-! le eğlence ile geçer... Her ney- se: Hamamda düğünü bugün size baş 1 anlatayımz Söz kesilme İzdivaç işine evvelâ söz kesme ile başlanır. Kadın ve erkek ta- rafına gidilerek şerbetler içiliyor. Şayet her iki tarafın tahkikatı | müsbet bir neticeye varırsa der- hal söz kesilir ve iki genç giyaben biribirlerine namzet olmuş bulu- | nurlar, Kızla erkeğin zifaf gecesine kadar biribirleri; başlıca esas teşkil etmektedir. Bu konuşma esnasmda kadının er- görmemesi kek evine götüreceği cihazla, er İkeğin gelini «ağırlık» para, altın, inci, elmas ve sair hususatta mutabık kalınır. hanıma vereceği Bu cihet her iki tarafın müta- bakatı suya düşer. Bu mühim mülâkat esnasinda mütabakat hasıl olursa derhal kazanlarla şerbetler ya- pılır ve bütün davetlilere olduğu gibi komşulara da bol bol şerbet | il m | neticelenmezse izdivaç Söz kesilmeden sonra ni; arasını uzatmak yerliler tarafın- dar görülen bir vaziyet olma: dığı için en fazla 10-15 gü: in merasimine giri ra ir. Bu merasimde çalgı bulunması şart- tır. Her iki taraf kendi yakın ak- rabalarına bohçalarla çamaşır he diye eder, Erkek kıza, kız erke- Ee yüzük takar, fakat müstakbel damatla gelin hanım gene biribir. lerini göremezler, Yüzük bunların gıyabında ın kaynanalari tarafından takılır. Hamamda düğün Enteresan nokta şurasıdır ki; düğün hamamda oluyor! Çankıri- nin okuyucu namile maruf iki ka dını vardır. Halen 40-45 yasla rında bulunan «H» hanım ile «EF» hanım. Bu iki meşhur tip sex nelerdenberi biri erkek, diğeri kadın tarafı davetçi nınmıştır, Her dü dan biri erkek, diğeri kadın tas rafından angaje edilir; vazifeled ri ellerine verilecek birer liste il$ düğüne komşu, tanıdık davet ete mektir, Davetçi kadınlar her kas pıdan o evin hal ve vaktine göre bahşiş alır ve bu suretle geçinire, ler. Çankırıda bulunduğum gün «H» hanımı görmeği çok meral ettim. Arkadaş beni evine kadar götürdü. Kapıyı çaldım. Kimse yoktu. Etrafındaki evin penceres İleri açıldı ve hayretle bakıyorlaği dı, Sordum: — «Ho hanım evde yok mu?. ihtiyarca bir ha, im cevap veri di — Yok evlâdim - dedi - hayrola düğününüz falan mı var? Bu komşu kapı çalışma bile derhal bu ma mayı vermişti. Aksi olacak «Ha hanım o gün Koçhisarda bulunu- yordu. Hamamda düğünün Çankırılı: larca bir tabiri var, «Hırız- ma» diyorlar. Davet üzerine ge- lenler muayyen saatle hamamda hanım © benim toplanırlar. O hamam o gün için kira ile angaje edilmiştir. Başka hamama da gidilir. Yalnız bu Hı- ii laşıyan hamamda düğün olur. (Devamı, 10, uncu sahifede)

Bu sayıdan diğer sayfalar: