18 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

18 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

muz 1934 AKŞAM Sahife 7 ıl yumurtanın kokmuş ve çok bayat olanı makbuldür Yumurtalar senelerce idrar içinde saklanır, içerisi simsiyah olunca yenir iy Çinin en büyük şel Bir muharrir geçenlerde Çinde bir seyahat yapmıştır. Muharrir bu seyahatinde gördüklerine dair im bir eser neşretmiştir, Eser Çinlilerin hayatına dair bilmedi- ğimiz çok garip malümat ile do- ludur. Bunlardan bir kısmını aşa- İlya yazıyoruz: Dünyanın her tarafında yumur- Hanın tazesi makbuldür. Tavuğun altından alınan sıcak yumurtaya herkes bayılır. Bu olmasa bile gün- lük yumurta aranır, Avrupada ol- sun, Amerikada olsun, dünyanın diğer yerlerinde olsun herkes ba- yat yumurtadan kaçar. Hele kok- muş yumurta derhal çöp teneke sine atılır. Çinde vaziyet bunun aksidir. Orada taze yumurta yetişmemiş meyva gibidir. Bir yumurtanın ye- nilebilecek hale gelmesi için se- meler geçmesi lâzimdir!... Avrupalılar nazarında şarap De ise Çinlilerin nazarında da yu- odur. Herkes şarabın eski- sini arar, Bir şarap eskidikçe kıy- metlenir. Taze şaraba rağbet #dilmez. Çinliler de bunun gibi yumur- tanın eskisini ararlar. Bir yumurta ne kadar eskimişse o kadar kıy- metlidir. Avrupada şarabı eskitmek için depolar, mahzenler olduğu gibi Çinde de yumurtaları saklamak için hususi yerler vardır. Burada. yumurtalar senelerce alıkonur ve içerisi tamamen simsiyah bir hal aldığı zaman piyasaya çıkarılır. Şarapları terbiye etmek için bir rinden Şanghaydan çok usuller vardır. Çinde de yu- | murtaları terbiye için bir. takım usullere müracast edilir. Bunların arasında en mühimmi yumurtaları idrar içinde muhafaza etmektir! İdrar sık sık deği retle yumurta terbiye edi Çinde en makbul yumurta idrar içinde senelerce saklanmış olan yumurtadır. İdi içinde yüz se- ne muhafaza edilmiş yumurtalar vardır. Çinliler bunları büyük bir ştiha ile yerler!.... Çinliler et olarak iyade kö- pek, kedi ve fare etlerini severler, Bir kasap dükkânına girdiğiniz zaman asılmış boy boy köpekler, kediler ve derileri yüzülerek kuy- ruklarından on ikişer on ikişer tutturulmuş fareler gözünüze çar- par. Çinli kasaplar fareleri, Avru» 'pada bıldırcın ve saire gibi kuşlar tarzında hevenk yaparak asi yorar. Çinde fare etine rağbet çoktur. Bilhassa bunun suyu ile yapılan gorbalar pek meşhurdur. Çinde iş olan büyük bir Avrupalı çıya kendilerine et olarak yalnız. #iğır eti almasını tembih etmiş, ahçı da bu tembibe riayet eyle miştir, Avrupalı tacir içtiği çorbalari lezzetli bulmakla beraber sığır eti suyundan başka bir lezzet hissettir ğinden alıçıyı çağırmış, çorbayi nasıl pişirdiği ların beğeni ginliler yelişmemiş meyva saydıkları taz6 yumurtalar bir manzara yol vermiş ve birdenbire mide- sinden hastalanmıştır! Çinde tarlalara gübre diye in- san pisliği atılır. Bunun için insan pisliği çok kıymetli bir maddedi: inin kaybolmama, Çinde seyahat ederken sık sık ağaç altında kazıl- mış çukurlara tesadüf edilir. Ağa- ca bir levha asılmıştır. Levhada şu tarzda yazılar vardır: «Ey yol- cul Buradan geçerken şu çukura kıymetli maddenden bir kaç par- ça bırakmağı unutma! Bu suretle bize büyük bir iyilik etmiş ola- caksın!» lerden bu ricayı kabul edenlere sık sık tesadüf edilir. Çukur dolunca derhal agi ki madde tarlalara atılır!.. Edebi müsahabe (Baş tarafı 5 inci sahifede) sahibi. hastane yatağında ölen Mahmut Sadık için, ölüsü cenaze parası bekliyen Süleyman Nazif için bir üstat unv: liyetini bahşetmek istiyenlerin karşısına dikilirler, unf ile, gayz ile haykırırlar, «nerede vesikası? Nerede bu rütbenin hücceti? Han- gi dairenin inhasile hangi tevcihat fehristi arasında ceridei resmiye- de neşrolunmuştur?...» diye be- rat isterler. Bana gelince: Ben kendi hesa- bıma bunların, Reşat Feyzi imza- 8x sahibinin olduğu gibi, gazapla- rına uğrarsağa hiç heveskâr deği- lim, Onun için bütün bana dost olanlardan, yahut, beni taltif et- mek istiyenlerden rica ediyorum, arasira müvezziin getirdiği mek- tupların zarflarını, hattâ metmini süsliyen bu ünvanı bana balişet- mesinler. Hattâ eğer benimle be- raber yaşlanmış olan refiklerimin namına da söz söyliyebileceksem onlara da bu iltifata lüzum gör- mesinler, yahut... .. Evet, yahut mutlaka böyle nazik olmakta ısrar ediyorlarsa evvelâ Reşat Feyzi imzasının sahi- ondan bini bulsunlar ve muvafakat ettiğine dair küçük bir arza alsınlar. Halit Ziya Uşşakizdde - tabiata yakın olan güzel Ameliyat ile güzelleşme errahide yeni bir şube: Estetik cerrahi: Cerrahi ile hangi çirkinliklerin izalesi kabildir? Hilkat insanları biribi tmıyor. Ruhan olduğu gibi en de beşer kütlesi arasında namütenahi şekil ve nevilere ras- geliyoruz. Bütün bu hudutsuz kol- leksiyon arasında güzel ve çirkin bir vasfı olmuş- eli tanımakta şahsi inhi- mak ve itiyatların büyük rolü ol. makla beraber ekseriya iyi ve gü- Zel üzerindeki doğru hükümler, normal muhakemelerin ekseriye- tini topliyanlardır. Belki «Platon» un dediği gibi ikir, bir mefhumdur. bu Zu edinen estetik sanatı da bu barladır ki felsefi ilimlerden çık- mpuıştır. Esya ve hadiseler arasında 'daima iyi ve güzel aramak, hiç şüphesiz bir tekâmül misalidir. Muhitinin vukuatı, mevcudatı ara- sında tefrik yapmamak, mukaye- se ile hüküm çıkarmamak ta bil mukabele geriliğe delâlet etmek icap eder. İşte bunun içindir ki fennin çok iptidai bulunduğu, binaenaleyh güzelliği temin için pek az vesaite malik bulunduğu zamanlarda bile mütekâmil baslar güzel, güzellik mevzuları üzerinde uğraşmışlar. dor. «l Kant, Aristote» un fikirleri hâlâ revaçtadır. * Fen ve sanat ilerledikçe güzel- fik mefhumunu realize edecek vesait te artıyor, Ancak tıp saha- sındaki güzellikle halk arasındaki güzelliğin telâkkileri arasında ba- zı farklara tesadüf edilmektedi Bu fark ekseriya güzellik yalnız çehrenin intihap edilişin- 'den doğmaktadır. Halbuki güzel- | lik vücudun bütün aksamı arasın- 'da bir şekil ve nisbet müvazenesi- nin doğurduğu heyeti umumiye. dir. Ve en iyi güzel, en çok tabii, Tabiaten güzel olan, güzel do- ğan bir insan hayatta en büyük bir hazineye malik olmuş demektir. Mütenasip, canlı, sıhhatli, temiz bir vücuda malik olmak cidden yüksek bir kazançtır. Fakat bu kâ- fi değil onu muhafaza ve idame etmek lâzımdır. Gençliği ve güzel- setmeyi başka bir yazıya bıraka. .rak burada bilhassa çirkinlikleri izale ile güzelleşme usulerini söy- lemek istiyorum. Bir insan ya vilâdi olarak ku- surlu veya hayatta her hangi bir suretle bir çirkinliğe musap olmuş bulunur. Ârizanın vücudun açık ve kapalı yerlerinde, belli veya belirsiz oluşu bittabi derceci ehemmiyeti üzerinde haizi tesir. dir. Meselâ vücudun kapalı yerle- rindeki yara yerleri, çukurluk, renk bozukluğu ve saireye naza- ran yüz, el, kadınlarda kollardaki leke, ben, yaralar daha çok haizi İçtimai telâkkilere nazaran bu fark ta methaldardır. Ayni bir âriza erkekte olursa ehemmiyetsiz, kadında mü- bim addedilir. Halbuki ilmen böy- le olmamak lâzımdır. Çirkin olan, göze mayup tesir yapan her şey kadında da, erkekte de fenadır. Ve bunların izelesi çarelerini mak bir medeniyet alâmetidi Çünkü medeni insanlar evvelâ kendine ihtimam etmeyi, kendini sevmeyi bilmelidir. İşte doğmalık veya sonradan kazanılmış olan bu çirkinlikleri pek çoğu sen senelerde cerrahın iştigal sahası içine girmiş, cerra- hin bıçağı estetik sanatta da yer bulmuştur. Mâselâ doğmalık ben- ler, şişler Keseler, yüzdeki, dudak- taki çatlaklar tamir edilmekte ve yerleri hemen hiç belli olmamak. tadır. Keza parmakların fena şekil- leri, fazla ağetleri, yapışıklıkları bacakların eğrilikleri, ayakların bozuk şekilleri, fena karınlar hep ameliyat ile düzelir. Bu suretle Fenni cerrahide (es- tetik cerrahi) ismile yeni bir lunuyor. Bidayeten bu ameliyele- Te yalnız yüz ve vücutların güzel- 'rince ehemmiyetli te- sanatkârlar iltifat ediyordu. Halbuki son zamanlar» da, muvaffakiyetlerin tevali etti- i görünce kusurunu düzeltmek için cerraha müracaat edenlerir. adedi gün geçtikçe artmaktadır. Estetik ameliyelerin bazılar: kansızdır. Yüz cildindeki beyaz lekeleri renkleştirmek için hasta nın tabit olen cildinin rengine müşabih mahlüller kullanmak, bas zı leke ve kabarcıkların izalesi için elektrik cereyanından istifan de etmek, bazı nahiyelerdeki kıl ları düşürmek gibi... Kanlı ameliyat olarak yüze en çok tatbik edilen göz kapakları," ve dudaklardaki buruşuklukların izalesi, burun ve kulağın fena şe“ killerini tashihtir. Kendiliğinden fena şekilde bulunan bir kulak veya burunun tashihi için pekâl gibi üzerinde meselâ kanseri çı- lan boşluğu, sui şekli izale için varından veya vücudun başka yerinden kemik, kıkırdak, cilt parçaları çıkararak bu yerlere ek- lemek suretile yapılan ameliyeler hep bu estetik, kozmetik cerrahi, metotlardir. Vücuttaki büyük s in yapılanı mik ameliyeleri istisna edilirse denebilir ki cilde münhasır ol ameliyeler küçük, ehemmiyetsiz lerdir, Bu ameliyeler bermutat mev: uyuşturma ile yapılır. Bizzat ar2e- kacağı izin hiç belli ol- in ek yerlerinden, sacla kapalı kısımlardan istifade edilir ve bilhassa tam istenilen şel vermek için ölçüye çok itina edilir. kat bu hale geldikten sonra kaklarda yüzlerinde, yamrı yumrularla gezen insanları, dudakları çatlale, parmakları yaz Pışıkı, garip çukurları görmemek lâzımdır. Bunlar bermutat izale edilmelidir. Bunun haricinde bur ruşuğunu, bozuk bir kısım cildini düzeltmek, güzel olmak gözlerinde bir insanın hareketi de hiç garip değil, çok tabiidir. Dr. Kazım Ismal Istanbul versitesi fen fakültesi dnesntlerindan

Bu sayıdan diğer sayfalar: