20 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

20 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Ağustos 1934 AKŞAM Sahife 8 Lâstik ve deri ayakkabı meselesi Ticaret odası henüz tetkikatını bitiremedi âstik ve deri ayakkabı meselesinin tetkiki de yam ediyor. Bu işle uğraşan ko- misyon evvelki gün gene toplan- miştir. Bu toplantıya ayakkabıcı: lar cemiyeti idare heyeti de gel miştir. Ayakkabıcılar lâstik ayak- kabıların deri ayakkabı ticaretine olan zararlı tesirlerinden bahset- işlerdir. Komisyon meseleyi daha ziya- de tetkik edecektir. Bir muharririmiz komisyon âza- indan bir zatla görüşmüş ve şu sevabı almıştır: — Ticaret odasi meseleyi bita- Faf bir gözle tetkik ediyor. Her iki taraf ta ticaret odasında âz 'dır. Türkiyeye lâstik ayakkabı sa» mayi de Tâzımalır, deri ayakkabi. cılar da lâzımdır. Bunlar biribi erine karşı rakip vaziyette kala» bilirler. Bu cihet bizi alâkadar ek. mez. Acaba bu rekabet memle- ket iktisadiyatı için zararlı mıdır, değil midir? Bumu tetkike çalı. siyoruz. Mersinin ithalât ve ihracatı Mersin ticaret odası tarafından yapılan hesaplara göre temmuz. ayında 310 bin liralık ihracat olmuştur. Bu miktarın geçen ay- lara nisbetle fazla olmasma sebep Belçikaya Italyaya takas suretile arpa ve yulaf gönderilmesidir. Mersin limanının temmuz ayı içindeki ithalâtı da 420 bin lira- lıktır. Bunun sebebi de Ergant bakır madenleri için makine aksamı, âdi demir ve boru ithal edilmesidir. Afyon satışı Doğrudan müracaat eden müstahsil pek azdır Uyuşturucu maddeler inhisari, doğrudan doğruya müstahsilden afyon almak için kolaylıklar gös- . Bütün bunlara rağmen, inhisara mal satan müstahsiller pek azdır. Daha doğrusu mali va- olan afyon müstah- arla münasebele gir rişmektedir. Geriye kalan küçük müstahsiller © borçlu olduklari için, afyon idrak edildiği zaman, ermek mec- köylüyle, alacaklı arasındaki münasebetler devam etlikçe, inhisar idaresinin azami derecede gösterdiği kolay iklardan istifadeye imkân yok” Ten ihisar idaresi küçük müstab- sillere kredi vermek suretile bun- ;ların alacaklılarla olan münase- betlerini kesebilecektir. Bu usul leri tatbike de şimdilik imkân yoktur. Fakat uyuşturucu mad. deler inhisarı için, afyon müstah- sillerini bu suretle korumak bir gayedir. Bu işi ileride başarmağa çalışacaktır. Tiftik piyasası hararetlendi Tiftik piyasasında canlılık baş göstermiştir. En ziyade alıcıları Sovyet Rusya ile Almanya teşkil etmektedir. Son haftalar içinde Almanyaya yapılan ihracat 3500 balyayı geçmiştir. Siparişler daha ziyade devam edecektir. Satışların artması tizerine fintler kiloda 4-5 Kral Aleksandr Sofyaya | gidecek Romanya kralı da Parisi ziyaret edecek © Sofya 19 (Hususi) — Bura ga- zetelerinin yazdıklarına göre Yu- goslavya kralı Aleksandr, Bulgar kralı Borisin Belgradı ziyaretini önde etmek üzere eylül ayında Sofyaya gelecektir. Henüz resmi malümat olma akla beraber bu haber mermu- hiyetle karşılanmıştır. Gazeteler Yugoslav - Bulgar dostluğunun lü- Zumuma dair makaleler yazıyorlar. Bükreş 19 — Romanya krali Karolun teşrinievvel iptidalarin- 'da Parisi ziyaret edeceği anlaşili- yor. Ziyaret resmi olacaktır. Prog- ram şimdiden hazırlanmıştır. Kral Pariste üç gün kalacaktır. Harici ye nazırı M. Titülesco kralın bera» berinde gidecektir. Bulgaristanda komünist faaliyeti| &ir 18 (A.A) — Sofyadan liğine nazaran Plevnede bir komünist suikast teşkilâtı meydana çıkarılmiş ve 70 kişi tevkif olunmuştur. Pamuk sarliyatını artırmak için Vaşington 19 (A.A) — Yardım gören 60,000 kadm pamuk fazla- Sini azaltmak için Şilte, havlu, çarşaf yapmakta çalıştırılacaktır. Bu eşya pazara sevkedilmiyecek ve bayır cemiyetleri vasıtasile bütün memlekette muhtacine tevzi olunacaktır. Fransada bir tayyare kazası Paris 19 — Lorient şehri civa- rinda bir tayyare düşmüştür, Pi- lot ölmüştür. M. Chautemps Eski Fransız başvekili mebusluktan çekiliyor Paris 17 — Fransız radikal fir- kasının mebusan meclisindeki grupu reisi eski başvekil M. Chau- temps yakında âyan öze mamzetliğini koyacaktır. zetle mebusan m lecek ve grup reis zat seçilecektir. Bazı mahafil son zamanlarda vukubulan şiddetli kücumların, bilhassa M, Tardieunün Stavisky hadisesi münasebetile M. Chau- #emps hakkındaki sözlerinin eski başvekilin mevkiini sarstığını söy lüyorlar. M. Chautemps radikal fırkasının menfaati için grup te lüzum gör Bu su müştür. Cenubi Amerikada muharebe Assemption 19 biye nezaretinin bir tebliğinde de yük Şakoda irin dağue ve Villozeni aldık. 10 zabit, 5I küçük zabit, 450 asker esir et- tik. Bolivyalılar harp sahasında birçok ölü ve yarali bırakmış lardır. e Amerikada milli kalkınma idaresi Vaşington 19 — Reisicumhur M. Roosevelt milli kalkınma ida- Tesinin ıslahı için bir plân hazır. lamasını ceneral Johnsona bil. iş .Ceneral, icumburun ar. idaresinin. GUNUN MESELELERİ Milletler cemiyeti- nin ordusu Harpten sonra Küledler Cemiy teşkil edildiği zaman bu” cemiyetin dünya vaziyeine bikim olacağı, bu sz rikanın Milletler Cemiyetine girmeme. 3 iptida buümtleri bir parça #aramişt. Fakat diğer devletler tarafından Cemi- yele karı en bağlık” tekrar herkese İtimat verdi. Milletler Cemi. yeli, verdiği kararlara herkesin itaat etmeğe mecbur olduğu bir mahkeme sayılmağa başlandı. ok geçmeden bu taszda dü günmenin doğru olmadığı arlaşıldı. Bir çok deçleler, muhtelif zamanlarda. Milletler. Cemiyetinin kararma kulak k bildiği gibi hareket etmeğe Bu hal Cemiyet muhitinde uyandırdı. Verilen karam din devlete karşı tedbirle lemiyen lüzumundan behsedildi Bu arada sk akin gelen şey Millet ler Cemiyetinin bir zabıta kuvvetine malik bulunması olda. «Cemiyet maz denki kati kararlar veriyor, bu ka yaşları tatbik etmek için icap eden küy- Vate malik olmalıdır» denildi. Bütün devletlerin yardımile Ceri- yeti Akvamın bir kara ordusu ve hava filosu bulunması lüzumundan bahse. dilde, Fakat bu fikre kari bir çok itiraz sesleri yükseldi, Bilhassa İngiltere buna katiyen taraftar bulunmuyordu. İni: izler böyle bir ordu terkilinin müm. olunadığını. söylüyor, Sordu. yas pılsa bile İngilterenin buna iştirak et. miyeceğini ilâve ediyorlardı Halbuki sen zamanla Milletler Cemiyetinin bir kuyu Tünmanı Tüzürmundan bahisetmeği Tadılar. İsymin gazetesi meşret makalede bu fikri hararetle mi etmektedir. Taymi, “Miller Cemic yetinin her halde maddi bir kuvveti olması lâzım geldiğini söylüyor. İngilir e efkânmaaki bu değişiklik, İngiltere palitikamndakt yani cereyanın, ir idir. İngiltere şimdiye ka 1k Avrupa işlerle pek alâkadar olmamak künde & Bunun kabil olamıyacığı ve Avı da bir harp çıkarın İngilterenin de muz iklenmesi ihtimali çok sön zamanlarda anl zler salhü kuvvesle | ziyade meşgul olm. | ğa başladılar. Bunun için de en m | Gemiz çare Milletler Cemiyetini kuvvet. lendirmek olduğu kanan İngilterede | öleleşmiştr. İşte bu kanaat sevkile Milletler Ce miyetinin mevkiini taleviye için bu ce. miyetin bir ördüm bulunmasını iste. eğe başladılar. Fakat bu Girin taz hakkuku pek kolay değildir. Milletler Cemiyetinin bir oydamı olmasi fili daha uzun müddet düşünce halinde ke acar Madam Stavisky İ Meşhur dolandırlcr Staviskyni zevcesi bir kaç aydanberi mev- kuftu, Son haberlere göre madam Staviskynin tahliye edil muh» temeldir. Tahkikat hâkimi bur günlerde bir karar verecekti Bu münasebetle madam Stavis- kynin son resimlerinden birini İ kate AVCILIK Av hakkında bir a kaç söz tatli * ve ekseriyetle bütün bir ömür süren devamlı bir meraktır, Sardıkça sarar; sıhhi kaidelere riayet etmek | şartile vücuda faydalı bir spordur. Fil rimizce irsidir; av meraklısi bir babanın — evlâdi hemen ekseri. yetle bir avcı yetişiyor. Bunda göreneğin tesiri tabii ise de her halde kanm bir rolü olduğu aşi” kârdır. Avcılar arasinda bir darbi me- sel vardır «Avcı ihtiyarlamaz» derler. Bu bir hakikat olmasa da av zahmetleri, bedenin hareket ve fanliyetini ziyadeleştirip, uyu şukluğu giderdiği için, avcı das ima zinde ve hayatı maddi cep- hesinden gören uyanık, hem nefsine, hem cemiyete faydalı bir insandır. Bu merak saikasile uzun yok lar yürümekten, kışın karlı, fırtı- nalı günlerinde dağ b: “dolaşmaktan çekinmez. Yarı don- muş, mehir ağızlarında kar fır. tınalarında gece sabahlara ka dar ördek bekliyen bir avci, hiç şikâyet etmeksizin tabiatin bü tün bu huşunet ve hurçınlıkla riyle karşılaşır. Halbuki av me- raki olmıyan bir insani ibtiya- riyle böyle bir zahmet ve meşak- sokmak mümkün müdür? Bu uğurda hayatların bir çok defalar tehlikeye koyarlar, hattâ feda edenler vardır. Bu, iptilâ- Din şiddet ve kuvvetini gösterir. Ben, burada genç avcılarımıza yirmi beş senelik tecrübelerimini neticesinde öğrenebildiğim — av. cılığı anlatırken bazı tavsiyeler. ide bulunmak isterim: Unutulmamalıdır ki «avcılık» maişeti temin edecek bir vasıfa değil, sadece bir eğlencedir. Şu halde bu merak ancak hayatını kazanmaktan özade, serbes sanlar işin doğru olup, bundan çekinmeleri lâ Çünkü - nefsirmde mü- tenddit tecrübelerimle — söylüyo” rum - bu heves insanı bazan esas vazifelerini ihmal ettirecek ka: dar zapteder; neticede tabii mu- zı olur. Meselâ: İstanbulda olan ve Yeşilköy veyahut Mal tepede oturan bir memur, son baharın yağmurlu bir gününde sağda, solda herkes bıldırcın top- larken pek güzel işini ar Bunu yapmasa bile aklı, fikri tamamile perişan; tar. lalarda bıldırcın peşinde dola şacağı için göreceği işten hayır gelmez; yahut pek çoğumuzun yaptığımız gibi (iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak) hem aylam hem de işini görmeğe kal bu daha Fenadır. Kolu kımıldatamıyacak bir halde işinin başına gelip fır. sat bulunca uyuklar ve üm nin haklı muahazelerine uğrar. Bu sebeple çalışan, hayatını kazanmıya mecbur olan genel rin bu meraka kapılmalarını doğ: ya bulmuyoruz; ve katiyetle söy- Tüyoruz ki cav» yalnız muay. yen tatil günlerinde tatmin olu” mabilecek bir merak değil, in sanı bütün hayatında saran kuv- “ Avci çalışan vazifesi lir, onün o gün etli bir iptilâdir.. Tüfek Bir avci için tüfek intihabi me- gelesi gayet mühimdir. Bizim seçerek kullanmakta olduğumuz. markadaki tüfeği karilerimize Çünkü © fabrikanın malına lü, zummuz bir reklâm yapmış olu) ruz. Buna ise bittabi sali miz yoktur. Bugün piyasada s8x tılmakta olan tüfekler meyanınr 'da seçerek hem avci hem kese ye en elverişlisinden bir tane edinmek lâzımdır. Kullanılabilecek bir tüfek as gari 40 - 50 Tiraya elde edilebilir. Horozsuz nevinden © olmasını tavsiye ederiz. Bunlari horozlu eski sistem tüfeklere tercih içini bir çok sebepler vardır: Bir kere gayet kullanışlı olmaları, sonra horozlar gizli bulunduğundan çar lılara takılarak ateş almak teh- likesinin bertaraf edilmiş ol ması ve silâhın daha çabuk dok durulması gibi... Seçilecek tüfeğin namlusu ne uzun, ne de kısa olmalıdır. Kı- sa namlulu tüfekler yalnız sirtta kullanılır. Vakıa silâhin ateş mesafesinde borunun uzun veya kısalığının. tesiri yoksa da hede- tayininde vukua gelecek ha- sebeple tüfekte vasati namlu 12 ve 16 kalibre için 0,65 - 0,74 ve 20 kalibro için 0,65 - 70 olmak lâzım gel Fazla barut ve saçma sarfiyar Him göze alanlar. ve ağırlığın dan yorulmıyanlar için 12 kalib- ro en elverişlidir. Barutun faz- lalığı nisbetinde sürmek ve yak- larının da ziyadeleşe 20 kalibro inceliği ve hafifliği ile pek kolay taşınır. sada saçmaları dar püskürcce- #i için çok dikkatle hedefi ta- yin etmek icap eder ki buda anlarda her zaman müm in olmaz. 16 kalibro bunların vasatisi olup en kullanışlı ve el verişi Belki bir çok avcilarımız ka- libronun ne üzerine hesap edi- Terek tayin edilmiş olduğunu bik- mezler, gayet sâdedir Yarm kilo kurşundan 12 adet 12 kalibro için, 16 adet 16 kı libro için kurşun meydana gelir. 10 kalibro en kalın ve 28 kalibro en ince mamlu demektir. Fakat bu son iki nevi, avda işe yara maz İşte her zaman kullanılan üç! muhtelif kalibronun ağırlıkları: Kilo 12 kalibro 2,800 16 >» 2600 20 (Ehoke lümdur ki çiftelerin son borulari ağız tarafına doğru daha dardır. Bu çıkarken saçmaları, sıkacağı gibi barut üzerine de tazyik ve- rerek endaht mesafesini arttırır. Kısa namlulu tüfeklerde sağ ya- rım ehoke ve son tam ehoke ya pılmaktadır. ce behemehal ilk iş olarak kuru- lamalı, biraz petrolle iç ve dişi m iyice silmeli, yağile yağlıyarak bırakmalıdır. | Hattâ böyle veziyetteki bir si âhi bile uzun müddet bırakmak doğru değildir. Kullanılmadığı halde bile haftada bir defa teke Far hafifçe silmek ve yağlamak lâzımdır. Aksi halde az zaman da silâh tamamile harap olur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: