29 Eylül 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Eylül 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKKM 29 Eylül 1934 Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ “e Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur « Tetrika No. 362 Serasker yaveri bir mektup uzaitı, Süleyman paşa nefyediliyordu Süleyman paşanın umum ku- mandan sıfatile Edirnede bulun- ması, Balkandaki bütün asker kuv- .vetini o tarafa toplamak istemesi Abdülhamitçe tedehhüşü" mucip oluyor idi. Padişah Süleyman pa- şanın bu kuvvetle s ikinci Alemdar gibi - Istanbula gelecei kendisini hal'edeceği vahimesine kapılmış idiz etrafındakiler de bu vahimeyi besliyecek mütalealar serdeylemelerile Abdülhamit Sü- leyman paşayı Edirneden çıkartıp ileriye göndermek kararını ver- mişti © Süleyman paşa Edirnede kal- makta israr edince Rumeli umumi kumandanlığından azlolundu; bu kumandanlık Rauf paşa uhtesine verildi. (Mehmet Ali paşanın icap ederse Süleyman paşayı, tevkif için fermanı hâmilen Edirne- ye gönderildiği rivayeti vardır.) Süleyman paşa Edirneden çıka- rak Otluk köyünde yeni müdafaa hattını tutmağa memur e . Bu defa (müşirim Süleyman paşa) me aldı. Abdülhamit bunda şöyle diyordu: (Devletimizin bu mahvı w bakası âni zatiyat ile uğraşmağa mütehammil değildir. . Bu sırada zsemlekete teveccüh eden tehlike. lerin definden başka seye zihin sarfetmiyenler vatanın en sadığı ve meslekleri mesleklerin en i hizmetleri de memnuniyetimize müstahaktır. Sizin zatınıza ve efa- linize itimadım, gayret ve sada- kati vataniyeniz hakkında takdi- Tatım beğkemaldir. Bu bapta tam smaniyet dairesinde bulunmanızı arzu ederim. Memleketimizin mü tait olduğu muhataraların def ve Harp merkezi. nin bizzat kumandasında buluna- caktınız. Kuvveti tanzime muvaf- fak olacağınızı ümit ederim.) Fakat bütün ümitler boşa git miş, Ruslar ilerilemiş, Süleyman paşa Rodop balkanlarından Gü- mülcüneye çekilmeğe mecbur kal- mıştı. Tehlike kapıya gelmişti. Na mik ve Server paşalar mütareke için Kızanlığa gönderilmişlerdi. Tophane müşürü Mahmut Celâ- leddin paşa şimdi yanıp tutuşuyor. du. Süleyman paşaya yazdığı bir telgrafnamede: (Başımıza gelen felâket hep suitedbir seyyiatıdır. Sulhün ta- karrürü pek karip zannolunmakta ise de pek ağır ve Rumeli kıtası- mın bir takım mümtaz eyaletlere raptı gibi vahim bir suret. te olacağını teessüf ve teellümle şlar dökerek arzederim. Gözüm gibi vukunundan içtinap” ederken bu dilsuz ahvali bilfiil müşahede ettiğimden dolayı Allahtan her dakika ölüm dilemekteyim) di- yordu. Vülcelâ heyeti tebeddül etmiş, Hamdi paşa kabinesi y met Vefik paşa kabinesi gel Bolayır kumandanlığına tayin olunan Süleyman paşa Mariz ve Gelibaluda durmak üzere iki zerhli gönüerümesni talep ediyordu. Süleyman paşa lerde: (Düşman İstanbula girdik- ten sonra dünya lehimize sahihen fak etse bize faydası olmıya- cağını tekrar arz ile müsalâhada tereddüt olunmamasını) da ye ediyordu, Zırhlılar gelmedikçe Süleyman paşa müracaatlarını sıklaştırıyordu; nihayet mabeyin başkitabetine, başvekâlete son bir telgraf daha yazdı: : # «Ruslar Eneze asker sevkedi- yorlar. Zırhlı istiyorum. Gönder miyorsunuz. Bu hal ile bir gün Ça- nakkaleye Enezden Rus askeri geç- haber alacaksınız. Bu tel. grafnamenin vüsulünde de zırhlı göndermezseniz ben kendimi me- muriyetimden sakıt addedeceğim. Kumandayı kime verirseniz veri- ve vatan kardeşlerimi gö- zümün önünde eli bağlı düşmana teslim edemiyeceğimi, buna razi olanlardan bulunmadığımı arzey- lerim.» (1) Kanunu esasi bahsinde tafsilen yazdığım veçhile bu telgrafname- nin bir sureti Selânik mebusu Ra- dovişteli Mustafa beyin eline geç- imiş, o da mebusan meclisinde oku- muş, elli kadar mebus tarafından bir mazbata ile serasker Rauf pa- ganın muhakeme altına alınması talep edilmişti. Mebusanca Rauf paşadan (ru- mi 2 şubat 1293) te istizah karar. laşmıştı. Ancak buna vakit kalmı: yarak meclis dağıtıldı, Süleyman paşanın da Geliboluda tevkifine irade istihsal edildi. Şubatın 13 ünde Gelibolu öni üç, ertesi günü diğer üç İngiliz zırhlısı gelmiş, Gelibolu önünde kalarak dördü İstanbula doğru hareket eylemişti İngiliz visamiralı Süleyman pa- şayı ziyarete geldi. Süleyman paşa da 16 şubatta amirala ziyaretini inde eyliye cekti, O gün gelen Vakit gazetesinde Rauf paşanın «cürmü sabit olan kumandanlar hakkında kanuni muamele icra ve bergetleri tebey- yün edeceklerin enzarı umumiye. ileceğine» dair bir ilânı- nı görünce bunun kendisine de ta- allük edeceğini anladı. (1) Telgrntisanenla. yalnız» en nim etleri aldı Bunun için yazdığı talgrefname. Mebuslara hitaben ilân edilmek üzere Vakit ve Basiret gazeteleri- ne birer varaka gönderdi. Bunda cereyan edecek muhakemata me- busların nazarı dikkatlerini celb ile bunda: «Kimseye suizan ihtimali vermemek ve nüfuz nuyor dedirtmemek içi rin divanı harbe tevdi eyliyecek- dan bahsetti Vakit sahibi Filip efendi bu va- Takayı Rauf paşaya takdim etti, Basiretçi Ali efendi de gözete- sine yazamadı. me 1 iş Ertesi günü Geliboluda bir Or manlı zırhlısı göründü; bu zirhli kumandanı Süleyman paşayi ziy, rete gelmedi. İngiliz amirali ziyaretini edecek olan Süleyman paşayı ak mak üzere bir İngiliz sandalıni Süleyman paşanın oturduğu yalı- İ ya göndermişti; kumandan mai- yetine memur bölüğün efradı Sü- leyman paşayı yalıdan çıkarken selâmlamak üzere sahil boyuna iki fa dizilmişti. Süleyman paşa yalının alt kati na indiği sıradı veri ile Osmanlı zırh yi karşısına çıktılar. Rauf paşanin bir tabriratım kendisine verdiler. Rauf paşa bu tahriratında Süley- man paşaya: (Harp ordularında kumandan- ikla bulunduğunuz evande muha- rebelerde görülen suihal ve hare ketinizin ve buna müteferri husu- satin divanı harpte tetkik ve tah. ki alınmanız havası vüke) inde serasker ya- nın süvari” zımnında tahtı muhakemeye kararile iradei seniye iktizasındandır. An. cak hali hazır icabınca tahkikatın mesele hitamına talil hal ve mas- lâhata muvafık olduğundan emsa- iniz gibi sizin de o vakte kadar bir yerde ikametiniz lâzım gelmi tir. Çanakkalede oturmanıza ira: de sadır olmuştur. İki adamınızla oraya gitmeleisiniz) diyordu. Süleyman paşa bunu ayakta okudu. Gelen yaver kaymakam İsmail beye: — Amirale ziyaretini borçluyum; sandal gelmiş, bekli- yor. Evvelâ gider, borcumu ifa ederim. Avdette de mabeyin baş- kitabetine bir telgraf yazarım. Onun cevabını aldıktan sonra ha- reket ederim. iadeye Diyerek, askeri de selâmlıyarak İngiliz zırhlısına gitti, (Ark 1 var) ARSEN LÜPEN ciltlerini bekliyenlere müjde ARSEN LÜPEN | B ci Cilt — Forma: 87-106 4 'Teşrinievvel Perşembe günü çıkıyor Fiyeti: Her yerde 80 kuruş Anadoluda Akşam Bursada hararetli bir belediye faaliyeti var | Yeni yapılan istiklâl mektebi büyük sarayıdır bir maarif Yeni yapılan istiklâl mektebi Bursa (Umumi muhabirimiz. den) — Türkiyede Bursa kadar gelip gideni çok olan bir şehir yoktur. Gerçi İzmir gibi büyük şe- hirlere de gidenler varsa da onla- Fin en çoğu alışveriş içindir. Bur. bir taraftan hastalara şi yaz mevsiminde burasi mahşeri bir manzara alır! Son üç sene zarfında Bursa be- hükümet ve gerekse halkın yüksek #akdirlerine — mazhar olmuştur. Bursayı iki senedenberi görmi- yenler onu çok değişmiş bir hal- de bulacaklardır! Sıhhat işlerine gösterilen detli'alâkalar sayesinde yiyecek ve içecek maddeleri, sıkı bir kon- rol altına alınmış, eski oteller as- ri bir şekle ifrağ ettirilmiş, se, seferler tanzim ve mevcut hatlar» dan mada Muradiye cihetlerine de otobüs seferleri açtırılmış ve halk bu yüzden belediyeye müte- şekkir kalmıştır. Bursa belediyesi şehrin su ve elektrik işlerini de yoluna koymuş ise de bu gayri kâfi olan tesisatı tekâmül ettirmek | için başka çareler düşünmüş ve su | kuvvetile ucuz elektrik istihsali. | ne karar vermiştir. Belediyenin en ziyade makbule geçecek bir hizmeti de şehrin met halindeki Altı parmak adasını kal- | dırmağa girişmiş olmasıdır. Bu- şimdiden birçok binalar yıktırılmış ve diğer harap binal yin da yıktırılması günün meselesi olmuştur. Belediye reisi Muhiddin bey be- lediye bahçesinde kışlık bir gazi- no yaptırmağa başlamıştır. Bursa- nın bu cihetten de bir noksanı ta- mamlanacağı gibi onun üzerinde ki geniş salonlar, davetlilere, ziya- etlere, düğün ve eğlencelere ve her türlü içtimalara açık bulundur rulacaktır. Maarif faaliyeti Bursadaki maarif faaliyeti ifti- nun AKŞAM KİTAPHANESİ 121, Ankara öaldesi « Ltanbul harla © kaydedilmeğe © değer. Gerek merkez ve gerek kazalarda birçok yeni mektepler yapılmış ve tamire muhtaç olanlar da gözden kaçırılmamıştır. Şehrin şimalinde ve (Ahmet pa- #ayi Fenari) mahallesinde orta ve fakir ailelerin oturdukları 23 ma- hallenin merkezinde kâmilen be- tondan bir mektep yapılmıştır. İs- #iklâl mektebi ismindelsi bu bina- Dın hakiki bânisi olan vilâyet en- cümeni kâtibi Hasan Feyzi beyin mesaisini zikreylemek bizim i bir kadirşinaslık olur, Bu ha yetli adam şehrin bu kenar yerle- rinde sefil bir halde dolaşan ço- cuklara bir mektep yaptırmak içi 29 sene mütemadiyen uğraşmı en nihayet Fatin beyin valiliği 2a- manmda emeline muvaffak ol. muştur. Bu müddet zarfında (23) vali ve (11) maarif müdürü de- Zişmiş ve 42 mazbata ve istida takdim olunmuştur. Bursada bu mektebin bir misli daha yoktur. Gerek dışarıdan ve gerekse içeriden görünüşleri ruh- lara zevk ve neşe Mektepte, başmuallim ve mua Timler için iki oda, 11 dershane, * katta biri küçük, diğeri pek ük iki taraça, bodrum katın- da kız ve erkeklere mahsus mi kemmel helâlar, kışlık tzneffi yerleri, yemekhane salonları, su ve elektrik tesisatı cidden hoş ve güzel yapılmıştır. Bu maarif sarayı yapılırken et- yafındaki dokuz ev satın alınarak mektebin bahçesine katılmıştır. Mektebin tuttuğu yerler dört dö- müm ise de bu kâfi değildir. Mek- tep tamamile okuma zevkini ta min edebilmek ve bir de olancı vermektedir. azametile her taraftan görünebil- mek için yanından geçen ve (İs- tiklâl caddesi) adımı taşıyan ş0- seye kadar önünü açmalıdır. Bu mektebin inşa ve ikmalinde en mühif âmil olanlardan birisi de o zaman maarif müdürü bulu- nan ve şimdi Erzuruma makledil- miş olan Celâl Mahir beyle omun yerine gelen maarif müdürü Fakir beydir. Yeni vali Fazli beyefendi de mektebin son kalan noksanlarını ikmale azmeylemiş, bahçenin et rafına ihata duvarları çektirmiş ve üzerine demir parmaklı yaptırılmasına teşebbüs eylemiş tir. Fazli bey mektebin etrafındı ki köhne evleri temizliyerek İstik- Iâl caddesine ve diğer taraftan da yeni açılacak caddeye kadar bah- geyi tevsi ettirecektir. Ragıp Kemal

Bu sayıdan diğer sayfalar: