15 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

15 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık piyasa Tüccar yeni sene rekoltesi hakkında | Adalardan taş malümat toplamağa çalışıyor İhracat vaziyetinde ehemmiyetli bir değişiklik yoktur. Tüccar, yeni se- ns rekoltelerile meşguldür. Buğday vaziyeti hakkında iyi haberler alın- maktadır. Kışlık zeriyat için kuraklık tehlikesi geçmiştir. Ekseri yerlerde, hava ve yağmurlar mahsul için pek müsaiddir. , Zeytin rekoltesinin de, geçen sene- ye nisbetle çok olacağından bahsedi- liyor. Diğer taraftan tiftik mahsulü de geçen seneki kadar bol olarak el- de edilmiştir. Ihracat maddelerimizin vaziyeti Bu hafta içinde ihracat maddeleri- mizin geçirdiği vaziyeti birer birer aşağıya yazıyoruz: lerde, Fiistinden de siparişler başla- mıştır. Bütün talebler ve siparişler buğday flatleri üzerinde, zannedildi- ği kadar büyük bir fark yapmamış- tar. Dişarıdan en ziyade aranan Po- latı buğdayları 7 kurus üzerinde li tahminler yüzünden, piyasaya bol miktarda mal gelmektedir. Her gün Anadoludan aşağı yukan 50 - 60 va- gon kadar buğday geliyor. Tütün — Satışlar durgun gitmek- tedir. Maamafih fiatler fena değildir. Amerikaya, Fransaya ufak partiler halinde ihracat yapılmaktadır. Afyon — Bu hafta içinde, uyuştu- rucu maddeler inhisarı muhtelif mem- leketlere afyon ihracatı yapmıştır. Bu söneki afyon mahsulü hakkında kati bir rakkam tayin etmek müm- kün değildir. İnhisar idaresi rekolte hakkında ketum davranmakla bera- ber, bu seneki hazırlıklarına şimdi- den başlamıştır. Geçen sene İnhisar idaresi, doğrudan doğruya müstah- silden mal almak için pek geç hareket etmişti. Afyon müstaheilleri etlerin. deki malı tüccara sattıktan sonra, İnhisar idaresi müstahsilden mal al- mıştı. Halbuki müstahsilin elinde mal kalmamıştı. Bu sene de ayni hatâya düşmemek için, İnhisarlar idaresinin şimdiden hazırlıklara başlamasında büyük bir isabet vardır. Tiftik — Piyasada durgunluk de- vam etmektedir. Esasen stok malda kalmamıştır. Sovyet Rusya, İngiltere gibi alıcılar da yeni sene rekoltesinin piyasaya olan tesirlerini beklemekte- dirler, Yeni sene mahsulü üzerine pi- yasa açıldıktan sonra mal alacaklar- dır. Fındık — Karsdeniz fındık istihsal mıntakalarından gelen haberlere gö- re, bu sene iyi mahsul elde edilecek- tir. Havalar ve yağmurlar, fındık bahçeleri için pek müsaid geçmiştir. Vaziyet böyle devam ederse, bu sene en bol fındık mahsulü senesi olacak- tır. Diğer taraftan İktisat vekâletinin bu mıntakalarda satış kooperatifleri yapacağı haberi, piyasada büyük bir alâka ve hassasiyetle karşılanmıştır. Bu teşkilâtın mahiyeti hakkında he- nüz ortada tafsilât olmaması, tücca- rı endişeye düşürmektedir. Teşkilâtı yapacak olan heyetin ne zaman An- karaya gideceği belli değildir. Heyeti burada bekliyen üçüncü umum mü- fettişlik iktisat müşaviri, Saffet, aldı- ğı emir üzerine Trabzona hareket et- miştir, Heyete oradan iltihak edecek- tir. Heyet Ünyeden Hopaya kadar olan fındık oramtakalarında teşkilât yapacaktır. Zeytin, zeytinyağı — Yukarıda yaz- Gığımız gibi, bu sene zeytin mahsu- lünün bol olacağı haberi piyasaya iyi tesirler yapmıştır. Maamafih bu te öirler perakende piyasada hissedile- cek derecede bariz değildir. Bilhassa zeytinyağı piyasasında böyle bir te- panistana sevkedilmektedir. Yalnız burada orkinos balıklarmı, İtalya he- salına satın bir kaç komisyoncu, ba- liklara karşı cephe atmışlardır. Ko- Bursada hava kurumu kongresi verimli bir çalışmadan sonra işlerini bitirdi, Şetik Kongre resliğini yapan İlbay Soyerin büyük bir intizam ile idare ettiği toplantı, olgun ve hazırlıklı bir çalışmanın bütün iyi vasıflarını gös- | termiştir. Kongrede kararlaştırılan esasların | başlıcalarmı yazıyorum: 1 — Memleketin her taralında yer ürünleri ve mevadından alınan ku- yum payının yüzde iki olârak tesbiti; 2 — Çarşı-ve pazarlarda köylü ve halk tarafından yapılan perakende alış verişlerden pay slınmıyarak, tay- yare hissesinin yalniz toplu satış ve ihracattan alınması; 3 — Umumiyetle kurum paylarının baik ve tüccar için kolaylık verecek Şekilde, her tarafta ayni surette ta- “o Gölcük parti binası Gölcük (Akşam) — Göleükte otu- rulacak en temiz ve kibar yer Parti binasıdır. Burada ilk göze çarpan yer parti binasının salonudur. Salon o kadar güzel odöşen- miştir ki, buraya girib inlizamına hayran kalmamak kabil değildir. Bu- rada gündelik ve haftalık gazeteler, masalar üzerine muntazam bir suret- te konulmuştur. Kütüphanesi de çok zengindir, Kütüphanede aranılan bü. tün kitaplar mevcuttur. AKŞAM Okuyucularımız 2 —<— Bize ne bildiriyor? çıkarılırsa muva- zene bozulurmuş Şürayı Devletin üç yüz onüç senesinde verdiği garip bir karar Tanıdığımız bir zattan aldığımız mektubu neşrediyoruz;: Gazetenizde «dünyada neler oldu, neler oluyor?» başlıklı bir, iki sütun var ki, cidden çok meraklı ve frideli fıkraları muh- tevi. . teviyalında yalnız yabancılardan ve onlara müteallik hâdiselerden bahse- dilmekte olmasını doğru bulmuyo- rum. Dünyanın büyük işlerine en çok ka- rışan ve bu işlerde en büyük âmiller- den biri olan millet ve memleketimi- zin iyi veya fena birçok hüdiseleri oldu ve oluyor. Bunların bizim için daha faideli olacağını sanıyorum. Bize ald fıkraları da o sütunlarda görüp oku- mak her halde iyi olur. Ben size, eyvelce ve bugün olmak- ta bulunan hâdiselerden birini yaza- cağım: Vaktile İstanbul Rıhtım şirketi Siv- ri adadan taş çıkarmağa ve bunun için bir mukavele yapmağa talip'ol- müş. Senede yirmi beş binden elli bin metre mikâbına kadar taş için senede 120 altın vermeği teklif Şürayı Devlet Tanzimat dai- parayı az görüp bunun hiç ol- beş misline çıkarılmasını İste- miş. Bu sırada şirket Burgaz adasın- dan dahi taş çıkarmağa teşebbüs et- miş. Şürayı Devlet, evvelce Hayırsız adalardan birinin bir devlet sefirine kiralanmasından doğan ve Osmanlı devletine büyük Reşid paşanın haya- tile beş yüz bin altına mal olan hâ- diseyi hatırlıyarak kapitülâsyonların gölgesine sığınan sevbaş zümresiler yeni bir maceradan sakınmak için işi bertaraf etmek istemiş ve 26 haziran 1313 tarihinde 927 numaralı bir maz- bata yapmış. Mazbatanın esbabı mu- cibe kısını aynen şöyledir: etmiş; resi bu mazsa 4...... Gerek mâskün ve gerek gay- | rimeskün âdalardan ameliyatı cesime icrasile taş ihracı halinde bu adalar tabakatül'arz törtibatı iktizasınca bu gibi ameliyala zaten müsaid olma- makla beraber arazice dahi kalilül'im- tidad bulundukları cihetle ocak kü- şadile taş ihracı ameliyatının icrası bunların taklili cesametlerini mucib olacağı ve zaten mezkür adaların ka'ri bahirde müteselsilen muttasıl bulun- maları fennen sabit olmasile ameli- yatı mezküre sebebile sair civar ada- ların dahi tahtı tehlike ve tezelzülde kalması misllü mehalik ve muhata- rat tevlid edeceği derkâr bulunmuş...» Millete çok kara günler geçirtân, vatanın ve devletin tarihine baştan başa kara yazılar yazan, ecdadın a7- mile, celâdetile, yüksek evsatile taban tabana zıd korkular, kaygular İçinde devlet haysiyetini koruyamıyan o miş- kin ve zelil ve bunlardan dolayı da bi- hakkin zail istibdad devrinin kapitü- lâsyon himayesinde şekavete mâni o- labilmek çin, Şürayı Devlet Tanzimat dalresi yukarda yazılı mazbatayı ya- Pıp İzmit körfezi ağzındaki meskün ve gayrimeskün adalardan taş çıka- rimasnın men'i kararını vermiş, İşin en garib ciheti İstanbul bele- diyesinin bu karan hâlâ mer'i ve mu- teber saymasıdır, Rumi 1313 senesinden milâdi 1937 senesine kadar hemen kırk senelik bir zaman geçtiğini ve bu geçen za- manın asırlara sığmıyan hâdiseleri ve inkılâpları ihtiva ettiğini, tatbikat ve kanun bakımından dahi bir güne kıy- met ve itibarı kalmayıp mensuh ve mefgih olan yukardaki Şürayı Devlet kararının müstenedi bulunan zihniye- tin bizde yeri kalmadığını İstanbul belediyesi anlamalıdır. mmm ma SARAY ve BABIÂLİNİN iç Yüzü Yazan: SÜLEYMAN KANİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Teirika No. 864 Ferid paşa: “ Galata gümrük hamalları bile benden talihlidirler,, dedi Kabahat hükümetin aczinde eski- den beri ne haricen elçilere, ne da- hilen Arnavudlara söz ve meram an- latamamasında idil. Babıâlinin bu meseleyi kapatmak, Rus sefaretini ve maktulün ailesini susturmak İçin hayli uğraşması lâ- zım geldi. Rusya hükümeti bunu Avusturya- nın tahriklerine hamlediyordu. Babı- âliyi tazyiko başladı ve Avusturya nü- fuzunun daha ziyade inkişafına mey- dan bırakmamak fikrile katillerin şid- detle tedibini istedi. Babıâli hüsnüniyetini gösterecek tedbirlerin hiç birini esirgemedi, Rusya hükümeti Kudüste bir Rus Kilisesi tesis arzusunda idi. Buna mü- sald davranmadığı için Kudüs muta- sarnfı Reşid beyle (H. Nâzm) Rus konsolosunun arası açılmıştı. O sırada Rusya konsolosu bir kaç gün için merkezden tebaüd eyliyerek pek genç yaşta bir kançılarını vekil bırakmıştı, Karçılâr bu vekâleti esnasında bir defa bir asker karakolu önünden ge- çer; nöbetçi nefer konsolos vekilini tanımıyarak selâmlamas. Kançılar nöbetçiye kendisini niçin selâmlama- dığını sorar, nefer çavuşuna güönde- rir; çavuş İtizar eder. Konsolos vekili biraz uzaklaşır, son- ra döner, bir daha karakolun önün- den geçer, bu defâ nefer selâmlar; tekrar geçer, tekrar selâmlanır; bu hareketi bir kaç defa tekerrür eyler. Kançıların bu densizlikten maksa- dı neferi bıktırıp bir mesele çıkar- maktı; fakat muvaffak olamaz. Ka- rakolun çavuşu zabitine, zabiti ku- mandana bu halden şikâyet eder. Mu- tasarruf Reşid bey de bu hareketten baberdar olur; avdetinde konsolosa anlatır, Konsolos şahsen insaflı bir adam olmak dolayısile kâtibi Kudüsten baş- ka bir tarafa kaldırtır. Mesele kapa- nır. Fakat her yerde Iş böyle tatlıya bağlanamıyordu. Rusya konsolosları ekseriya tahak- kümlerini perde altından yürütneğe bile razı olmuyorlar, cebbarane ve kahharane hareket ediyorlardı. Be- yazıd sancağı Mmefkezinde bulunan Rus Konsolosu ilede mutasarıfın arası açılmıştı. Mutasarrıfın konsoloşa barilane bir muamelesi Üzerine Rusya elçisi Goğrudan doğruya mabeyine şikâyet- te bulundu Sadır olan ve gene doğrudan dağ- ruya kendisine tebliğ edilen bir irade Üzerine dahiliye nazırı Memduh pa- şa Rusya sefareline giderek Beyazıd mutasarrıfının hareketinden dolayı hükümet namına teessüfle tarziye verdi! Bu iş böyle görülüp bittikten ve mutasarrıfın aziine irade sadır olduk. tan sonra dahiliye nazırı sadrazam Said paşaya haber ve malâmat ver. di! Manastırdaki hâdise ise ehemmi- yetçe bütün bunları bastırdı. Manastır Rus konsolosu Rotkoysii bir gün yanında kavas olmadığı hal- de tek başına bir jandarma karakolu önünden geçerken Kudüste olduğu gibi tanılmıyarak selâmlanmamıştı. Konsolos bundan kızdı. Haşin bir lisan !le nöbetçiye niçin selâma dur. madığını sordu; nöbetçi kendisinin konsolos olduğunu bilmediği cevabını verdi, Bir Rus konsolosunun tanın- madığına bir türlü inanmıyan Rot- kovski * bu cevap üzerine büsbütün hiddetlendi ve elindeki kamçı ile jan- darmanın suratına vurdu. Bu hakarete tahammül edemiyen nefer de elindeki tüfekle hemen ora- cıkta konsolosu öldürdü. (8 ağustos 1905) Bu büyük bir siyasi mesele ol- du. Bir Rus filosu İstanbul boğazı met- haline 80 mil mesafeye kadar yaklaş- tı. Hükümet resman tarziye vermek mecburiyetinde kaldı, Sadrazam Bü- yükderede Rusya seferetine giderek Zinoviyefe hükümetin teessüflerini ve tazmihat vermeğe müheyya bulundu- ğunu bildirdi. Bir kaç defa Livadyada Rus çarına i paşa ile şehzade Ahmed efendi de sad- razamdan bir gün sonra sefarete gi- derek ayni tebliğatı teyid eylediler. Rusya hükümeti konsolosun cena 26 töreninde Manastır valisi ve ku- mandanı Ali Rıza paşa İle vilâyetin bütün mülki ve askeri erkânınn büyük üniformalarile hazır bulunma- larmı, maktulün ailesine büyük mik- tarda tazminat verilmesini, valinin bir daha devlet memuriyetlerinde kul. lanılmamak üzere azlini istedi. Rus- ya hükümetinin gösterdiği bu şiddet Üzerine cenaze törenini en yüksek bir tarziye mânasına gslecek surette yap- maktan başka çare görülemedi. Hü- kümet maktulün karısına 200,000 frank verecekti. Bu miktar 400,000 franga çıkarıldı. Katil jandarma ile bir arkadaşı 48 saat içinde hüküm giydiler ve konso- losun katlinden beş gün sonra idam olundular, Azlolunan vali süşir Ali Riza paşa Rus çiçisinin talebile bir daha memu- riyette kullanılmamak üzere Trablus garpte Fizana nefyedildi. (1) Manas- tir jandarma alay beyi, tabur binba- şısile bir jandarma yüzbaşısı da ar- Yolundular, Padişahın hoşuna gitmiyecek şeyle- rin İstanbul gazetelerinde neşrin im- kân yoktu. Bu meselede Rusyaya gös- terilen vemilelor mecburi olarak mat- buatta da intişar eyledi! Abdülhamid gene kanunu esasiyi hatırlıyor! Sadrazam Ferid paşa ile dahiliye nazırı Memduh paşanın araları öte- denberi açıktı, İkisi de Konya valili- ğinde bulunmuşlardı, Ferid paşa vali- liğinde dahiliye nazırı Memduh pa- şaya kafa tutar, acı sert şeyler ya- zardı. Sadrazam olunca Memduh pa- şayı izac için hiç fırsat kaçırmazdı. Memduh paşa da Konyada Ferid pa- şanın kendisine yaptığını dahiliye nezaretinde sadrazama yapardı! Maliye işlerinde kendisini pek sa- lâhiyet sahibi gören orman ve maa din, ziraat nazırı Selim Melheme pa- Şa da maliyeye müteallik her işte Fe. rid paşanın muarizi olarak ortaya Atılıyor, kendine hâs usuller ile sad- razamın tertib ve tedbirlerini bozma- Ba çalışıyordu. Forld paşa sadaretinde oAbdülha- midin mutlakiyeti ile hükümet büs- bütün infisah etmişti, Tunuslu Hayreddin paşa Babıâli- nin iktidarını ÂH paşa zamanındaki vaziyete irca eylemek istemiş, fakat Abdülhamid okarşısnda makamını bırakmağa mecbur kalmıştı. Said ve Kâmil paşalar sadaretlerin- de makamlarının nüfuzunu temin etmek için &z çok uğraşmış İseler de şahsi haysiyetlerinden başka şey kur- taramamışlardı. Cevad paşa İpin ucu- nü elden kaçırmış (2) Halil Rifat pa- şa tutimağa bile uğraşmamıştı. Ferid paşa da bunu derleyip topla- mağa imkân ve kudret bulamıyordu. Abdülhamid osadaret makamında bulunanlara karşı istediği gibi mua- Tüsie etmekte kendisini hiç bir kay- da bağlı görmüyordu. Hiddetli bir gününde Ferid paşa- ya; — Bana bak! Mitat paşayı ben bi- tirdim! Seni de mahvederim. demek- ten çekinmemişti. Vükelâ meclisinde ötedenberi zahi- ren olsun muhafaza edilen vekar ve intizam Ferid paşa sadaretinde muh- tel olmuştu. Çünkü “eski vükelâ Ferid paşayı valilikten ve Rumeli ıslahat komisyo- nu riyasetinde bir kaç günlük bir stajı dan sonra sadaret makamında hafif görüyorlardı; bir nazırlıkta eskime- miş bu sadrazama &aldırmıyorlardı. Serasker Rıza paşa bu hususta en zi- yade İleri gidiyordu. (Arkası var) (0) Abdülhamid mesele kapandık- tan sonra Âli Rıza paşayı gene devlet işlerinde kullanmıştır. (2) Ali Fuat: Ricali mühimmei siya tazimat, arzına gitmiş olan Turhan | siye. ği

Bu sayıdan diğer sayfalar: