15 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

15 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Nisan 1937 m a va Büyük Hâmid dün gözyaşları | öesilitiiş arasında defnedildi i (Baş tarafı 1 inci sahilede) kendi kendisinin far kasında bir Hâ- taşın üstüne ko- unda memleke- Teşvikiye midin tabutu bil camiine nuyor. Camiin tin bütün mw siri r, Has- ta yatağından ış Ağaoğlu Ab- i yüzü ile camiin avlu- osunun yakasını kaldır- mış ve sıkı sıkı $ mış, Kalabalık birçok (silindir şapkalı, 5 zevat Var: en, yanında Hâmidi te- eden doktor bayan Suad tabu- n ayak ucunda duruyorlar arahk vali indir arasında yor ve ona z or, bir emirleri olup olmadı- Fakat bayan Lüsyenin ali yok. O yalnız gözle- ak ucunda. dalgın del- ğını soruyor konuşacak h. ri. tabutun a nelerden beri emekdar rüzgârdan hava- adı. Eve götü- 12.. diyor. sonra, mütağ ında hoca soruyor nasıl bilirsiniz? Buna bayan Lüsyenin sesi ile bir. likte hep birden cevap veriliyor? — İyi biliriz. Hakkınızı helâl ediyor musunuz? Genç bayan Lüsyenle beraber: Ediyoruz.. helâl olsun Ve bundan sonra Hâmid için dur- Diyor Lüsyen eldivenli ellerini göğe açarak dua ediyor Cenaze alayı Kalabalıktan gayet ağır bir yü- rüyüşle ilerleniyor. Gençlerin elleri üzerinde tabut camiden çıkanılıyor, Top arabasına bindiriliyor. Top ara- basında atlar yok. Hâmide büyüklü- ğile mütenasip bir hürmet göste- ren üniversiteliler top arabasını yü- rütüyorlar. Böyle biraz ilerledikten sonra arabaya atları takıldı. Araba- nın arkasında Lüsyen yanında vali ilerliyorlar. Fakat Teşvikiye karako- lu önünde bayan Lüsyen büyük bir buhran geçiriyor. Hümidin doktoru bayan Suad onu Teşvikiye karakoluna sokuyor. Buhran geçer geçmez bayan Lüs- yen soruyor: Hâmid nerede?. — Götürtüyorlar., — Biz de gidelim Hemen karakoldan çıkılıyor. Dertii Kadınla doktoru bir taksiye atlıyor- lar ve cenaze alayına yetişmek ÜZ€ re yola çıkıyorlar. Cenaze alayının bir ucu Teşvikiyede bir ucu Şişlide idi.., İki meşhur sair önümde konuşu” yor: — Şimdiye kadar bir fikir adamı na bu kadar muazzam bir cenaze alayı yapıldığını hatırlamıyorum. Bu Ziya Gökalpin cenaze merasiminden de büyük oldu Hakikaten böyle idi. Cenaze ala- yının en önünde yüz kadar çelenk vardı. Başta Alâtürk namına ge- len “büyük çok sade, fakat çok gü- zel yaldızlı bir çelenk askeri tıbbi- ye talebeleri ve üniversiteliler tara- fından taşınıyordu. Bunu tâkip eden ilk sırada Başvekil İsmet İnönün- den, Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya- dan, .Büyük Millet Meclisi retsigir- den gelen çelenkler vardı. Bunları Parti, vilâyet, belediye, üniversite, yüksek mektepler, resmi, hususi liseler, ecnebi mektepler Ve şehrimizdeki bütün resmi teşekkül ler ve şirketlerin gönderdikleri yüz kadar çelenk takip ediyordu. Hâmidin cenaze merasimine ilk mekteplerden yüksek mekteplere ka- dar bütün talebeler, izeller iştirâk etmişti, Üniversite ve yüksek mek- tep talebeleri, askeri tıbbiyeliler ya- kalarına Hâmidin resmi bulunan bi- rer rozet takmışlardı. Top arabası üzerinde bulunan ce nazenin hemen arkasında Hâmidin akrabaları, ordu müfettişi general Fahreddin, Harp akademsii kumanı | nı generel Fuad, eski generaller, İs- tanbulde bulunan bütün mebuslar, 1s | isi, şehir meclisi mümes- | ş Kemalin torunu | olan Hariciye vekâ Jeti siyasi müste- şarı Num: Menemencioğlu, üniver- gite rektörü Cemil Bilsel, hayatta bulunan bütün edebiyatı ceğide mens | supları, tanınmış şairler, muba: ire ler, doktorlar, üniversite profesörle- ri ve daha birçok tanınmış şah yetler huşula yürüyorlardı “Biri askeri “olmak üzere iki bando tarafından o mütemadiyen matem marşı çalımıyordu. Cenazeye iştirik edenlerin sayısı elli bin kadar tah- min ediliyordu. Saat 16 da Teşvikiye camiinden hareket eden bu muazzam &lay Zin- cirlikuyuya kadar ayni Kalabalığı muhafaza ederek, ayni huşu ve ayni ihtiramla devam etti Alayın geçtiği bütün caddelerde balk kaldırımlara ve pencereleze bi- rikmişti. Zincirlikuyu yolunun İki kenarına da ilk mektep talebeleri ve halk dizilmişti. Teşvikiyeden 16 da hareket eden alay tamı İki saatte Zincirlikuyudaki asri mezarlığa vardı. Burada bele- ve tarafından bir mezar hazılatıl- mişti. Mezarlıkta Büyük ölü gene gençliğin ellerile top arabasından alındı, ağır ağır me- zarın başına kağ; ; götürüldü. Bin- lerce insan şimdi mezarin etrafını çevirmiş bulunuyor Eller üstünde taşınan Hâmid ge- ne gençliğin ellerile, ağır ağır, ebe- di istirahatgâhıma, toprağa indirildi. Bir imam dini merasimi ikmal çi- ti. Herkes derin bir teessür içinde idi, bir çokları ağlıyordu. Yavaş ya- vaş mezar kapanmıya başladı, Herkes onun mezarma birer avuç toprak attı. Nutuk söylenmedi. Onun büyük- lüğünü bir kere daha tekrar etmeğe üzüm var miydi? Onu toprağa koy- duğumuz bu elim dakikada Hâmidi tanıtmak, büyüklüğünü anlatmak için ne söylenebilirdi2. Onu biliyo- ruz, O Türk edebiyatının en büyük şairi, Türk milletinin yetiştirdiği en büyük sanatkârdır. Hâmidi örten toprağın üzerine bi- raz su serpildi, Etrafı bir süküt kapladı. Çelenkler bu bir yığın top- rağı biranda bir çiçek bahçesi ha- line getirdiler. Hâimd şimdi Makberdedir yikin bu, Bir sırrı garibi Hâlikin bu Bir nur, ki meyledince hâba İnmekte şu bir yığın türaba En yükseğidir şevahikin bü, En müthişidir hakayikin bu. Hâmidi elleri üzerinde getirenler ağır ağır dönüyorlar. Haflf birrüz- görla onun mezarı üzerindeki çiçek- ler, dallar, yapraklar çırpiniyor. Et- raf yavaş yavaş kararıyor. Hâmid de bir güneş gibi ufkumuzdan kayboldu. Başvekilin teessörü 14 (Hususi) — Büyük sair Abdülhak Hâmidin ölümü bugün r alındı ve büyük teessür uyan- dırdı.. Başvekil, merhumun ailesine n telgrafı çekti. pe Hâmidin son dakikaları şair Abdülhak Hâmidin son diği dakikalarda yanın- Maçka eczanesi sahibi şair hakkındaki ihti- muharririmize şöyle babet Büyük nefesini ver da bulunan B. Feyzi Vehbi saslarını — bİr anlattı: — Merhum şair, eczantme sık sık gelir, hekimin verdiği reçete ile uyku verecek ilâç alırdı. Kendisine ilâçla uyumanın iyi ol- madığını söylediğim zaman: ; — Ne yapayım, benim en büyük zevklerimden biri de Kapa m simdi iki senedir gözlerim iyi ra : ölerimde oTâşe ikuyor, ne ya- bulunduğundan ne o gahiliyorum. Gerçi başkasına okutup dinlemek ve istediklerimi dikte et- mek o mümkündür. Fakat kendim okunır, yazma zevkini bulamadığım- dan vaktimi uyku ile geçiriyorum... dedi, GE : Geçer çarşamba günü gene ecza neye uğradı ve beni otomebiline çağırarak nerede oturduğumu sordu: Ankara caddesinde cenaze münasebeti, e e üna: e kapanan kitapçı dükkânları ederler diye düşünüyorum. Dedi, Kendisine gece, gündüz her saatte emirlerine hazır olduğumu söyledim. Filhakika öleceği gece saat on birde hekimin istediği ilâçlaria beraber yanına gittim. Doktor bayan Suada yardım ettim. Şair, derin bir uyku içinde saat biri beş geçe gözle“ Tini hayata kapadı. Üniversite dün tatil edildi Büyük şairin ölümü münasebeti- le dün bütün üniversite fakülteleri tatil etmişlerdir. Büyük şairin mezarı Büyük şairin, büyük şahsiyetine lâyik bir suretle bir mezar yapılma» sı belediyece kararlaştırılmıştır. Bu Yaozann güzel bir sanat eseri olmasi için şehircilik mütehassısı B Proste'in fikri alınacak ve icap eder- se plânı için mütehassıslar arasın- , da bir müsabaka açılacaktır. Akhisarda ihtifal Akhisar 14 (Akşam) Hâmiğin ölümü büyük teesşürü mucip oldu. Bu münasebetle Halkevinde bir ih- tifal yapıldı. Merhumun eşine tazi- yet telgrafları çekildi. Abdülhak Hâmid ailesinin teşekkürü Ailemizin mübarek ve sevgili reisi Abdülhak Hâmidin matem günü bü- yük milletimizin göetermiş olduğu yüksek ve asil alâka ile İstanbul Vi lâyet ve kumandanlığının, Halk par- isi ile Evlerinin, Üniversite gençliği- nin, matbuatın, o mekteplerimizin, muhtelif müilesseselerle teşekküllerin, tanıdığımız ve tanımadığımız birçok vatandaşların lütfen ziyaretimize gel- mek, telgraf ve mektup göndermek ve cenaze merasimine İştirak etmek su- retlerile göstermiş oldukları büyük lütufkârlıklardan dolayı hepsine âyrı ayrı teşekküre derin kederlerimiz mani olduğundan kusurumuzun bü- yük matemimize bağışlanmasını di- leriz, Lüsyen Abdülhak Hâmid Abdülhak Hâmid ailesi Yukarıda: Cenaze alayından bir görünüş, ortağa: refikası bayan Lüsyen, Abdülhak âmin aşağıda; Cenaze alayında mektepliler

Bu sayıdan diğer sayfalar: