17 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

17 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Nisan 1937 —.. AKŞAM Çimento ithali kararı ehemmi- yetle karşılandı Dün çimento tâhvilâtı 50 kuruş kadar düştü Teşviki senayi kanunundan istifa de eden sanaylin tesisi ve inkişafı i- çin hariçten çimento ithaline müsâr «de edilmesi şehrimizde alâka ile kar» şılanmıştır. Hemen bütün sanayi teş- viki sanayi kanunundan istifade etti- inden tevsiat ve saire gibi inşaata lâzım olan çimento vekâletten müsa- ade alınması şartile ve ihtiyaç nisbe- tinde memlekete sokulabilecektir. Süratle sanayileşmeğe doğru ilerle» memiz böyle bir kararın alınmasını İçabettirmiştir. Çünkü mevcud çi- Mento fabrikalarının istihsalâtı mem- leket ihtiyacını karşılamamağa başla” mıştır, Çimento fabrikalarımızın ade- di, altı ve bunların senelik imalâtı 180,000 tondur. Halbuki memleketin bugünkü çimento ihtiyacı asgari 210,000 ton olarak tahmin ediliyor. Çimento evvelce genel ithal -reji- minde memnu eşya listesinde iken (V) Hstesine almmıştır. Bu suretle harice siparişler yapılmadan evvel ik- tisad vekâletinden müsaade almacak- ir. Çimentonun aramızda Klering ve Ya benzeri anlaşma olan memileketler- den geleceğine göre siparişlerin bik hassa Yugoslavya ve Rusyaya verile €eği anlaşılmaktadır. Esasen bu memleketlerden çimentonun daha u- Cuz alınacağı ileri sürülüyor. Çimentonun memlekete sokulması- ma müsaade edilmesi dün kambiyo borsasında çimento tahvilâtı üzerin- de tesir yapmış ve bunları bir mıktar düşürmüştür. Aslan çimentosu evvel ki gün 1495 liradan alıcı buluyordu. Dün. 1425 liraya kadar düşmüş, akşama doğru 15 kuruş yükstlerek 14,40 lirada kapanmıştır. Bu vaziyete Göre bir günlük sükut mıktarı 53 ku- Tuşla 70 kuruş arasındadır. Katil büyük baba yakalandı Bundan beş sene evvel Bursa - İs- tanbul yolu üzerinde bir cinayet işlen- miş ve 30 yaşlarında Ayşe isminde bir Kadın, öldürülmüştü. O zaman, yapı» lan tahkikat, Ayşenin İstanbula te- daviye getrilmek bahanesile büyük babası Bekir tarafından yola çıkarıl- dığı ve yolda öldürüldüğü tesbit edil- MİŞ, fakat yapılan bütün araştırma» lara rağmen Bekir bir türlü ele geçi- rilememişti. O zaman, müteaddid yer- lerde saklanmıya muvaffak: olan 75 Yaşındaki bu katlı, nihayet her şeyin unutulduğunu zannederek tekrar Şehre dönmüşse de, birkaç gün geç- meden, zabıta memurları tarafından teşhis edilmiş ve yakalanmıştır. Katilin yakalandığı İstanbul zabı- tasına da bildirilmiştir. Elektrik şirketinde tedkikler Elektrik şirketinde tedkikat yapan Nata vekâleti teftiş heyeti relsi B. Şefikle komisyon o azasından bir Kısmı, vekâlete izahat vermek üzere Ankaraya gitmişlerdi. Bay Şefikle komisyon azalarıdün sabah Ankaradan dönmüşlerdir. Bay Şefik komisyonun mesaisi üzerinde Vekile izahat vermiş ve şehrimize ye- Bİ talimatla dönmüştür. Komisyon dün elektrik şirketinin şebekesi üze- Tindeki tedkikatımın ikinci safhasına başlamıştır. ŞEHİR HABERLERİ Mevsimsiz sıcaklar) Yirmi kadınla bir | Bakırköyün suyu Termometre dün erkek k döğüştü de 26 dereceye Mahkeme erkeği üç gün kadar çıktı Mevsimsiz sıcaklar dün de devam elmiştir. Termometre 26 dereceye ka- dar çıkmıştır. Akşam 19 derece idi Rüzgür hafif surette cenuptan esmiş- tir. Dün de şehir sisl andıran bir du- man tabakasile kaplı idi. Sokaklarda yürüyenler mütemadiyen (o terlerini siliyordu. Dün bir zelzele kaydedildi İstanbul 16 (A.A.) — Bügünkü 16 nisan 1937 cuma günü saat 5,20 de İstanbul rasadhanesi oldukça şiddet- Mi bir zelzele kaydetmiştir. Merkez Üs- tü İstanbuldan 8.900 kilometre mesa- fede tahmin edilmiştir. Şirketi Hayriyenin vapurları Bazı gazeteler Şrketi vapurlarını süratlendirmek için eski makineleri çıkarıp yerlerine yenilerini koyacağını yazdılar. Dün bu hususta yaptığımız tahkikata göre Şirketi Hayriye böyle bir karar vermemiştir. Süratli makineler getirtilmesi şüphe- siz yolu çok kısaltacaktır, fakat Şir- keti Hayriye müdürü, ortaya elılan bu havadisi hayalden hakikate çıkar- mak için çok masraf yapılmasının icap edeceğini ve şimdilik buna imkân olmadığını söylemektedir. Sarıyer isk iskelesi Alt katında bir balık lokantası ı açılacak Şirketi Hayriye boğaziçini canlan- dırmak için çalışıyor. Yapılacağını evvelce haber verdiğimiz Sarıyer İs- kelesinin yanındaki müstakbel gazi- no da halkın alâkasını celbedici yeni- Jikler bulunacaktır. Gazinonun inşasına başlanmıştır. Bir buçuk ay zarfında ikmal edilecek- tir, Üst kat daraça içkili gazino ola- Tak halka açılacak, ait katta balık lokantası olacaktır. Lokantanın orta- sma büyük bir balık havuzu yapıla” cak, havuzda her cins balık buluna- caktır. Gelen müşteri havuzun başında ba- lıklardan beğendiğini garsona söyli- yecek ve balık kepçe ile havuzdan canlı canlı çıkarılıp mutfaga verile- cektir. Gazinoda radyo bulundurulacak ve icabederse ileride bir ince saz takımı da angaje edilecektir. İstanbuldan Sa- rıyere sırf balık gazinosında oeğlen- mek, vakit geçirmek için gidenlere tesadüf edileceği ümid olunuyor, Liselerin olgunluk imtihanları senelerin olgunluk imtihan- larında bir dersten muvaffak olamı- yanlar, üniversiteye kabul edilmemiş- lerdi. Bunların olgunluk imtihanları yeniden 28 nisanda yapılacaktır. Bu imtihanda muvaffakiyet okazanma- dan üniversite imtihanlarına kabul edilmiyeceklerdir. Hayriyenin, | İ hopse mahküm etti Evvelki akşam geç vakit, Tarlabaşı caddesinde yirmi kadar kadınla bir erkeğin biribirlerile döğüşmesini in- taç eden bir hâdise olmuştur: Rifat isminde birisi, geç vakit Tar- labaşı caddesinden geçerken, bir müd- dettenberi araları açık olan ve ayrı ya- şamakta bulundukları karısına Tas gelmiştir. Rifat sokakt karısile ağız münakaşasına başlamış ve bu müna- kaşa az zamanda büyüyerek sille to- kata binmiştir. Bu sırada kadının da- yak yemekte olduğunu gören O civar- da oturan umumi kadınlardan biri işe dınların erkekten dayak yemesine razı olamadığı için o da er- keğe hücum etmiştir. Erkek bu sefer, karısını dökmekle kalmamış, Hacer | ismindeki bu kadını da tokatlamağa başlamıştır. Hacerin dayak yemekte olduğunu duyan yirmi kadar kadın hâdise ye- rine gelmişler, bu sefer, bütün ka- dınlar elbirliğile Rifatın üzerine hü- cum etmişlerdir. Yirmi kadar kadı nın bir erkek üzerine saldırması bü- tün civar halkını heyecanlandırmış, işin seyircileri de bu şekilde bir hayli artmıştır. Civardan geçmekte olan bir beledi- ye zabıta memuru işe müdahale ede- rek döğüşenleri ayırmak istemişse de Rifat, ihtarı dinlememiştir. Az sonra, iki polis memuru da yetişmiş ve Rifa- ta güçlükle bir tarafa almışlar, kavga- cı kadınları da hepsi beraber yakalı- yarak evvelâ polis merkezine, oradan da cürmümeşhud müddelumumiliği- ne götürmüşlerdir. Cürmümeşhud müddelumumiliği fat 3 gün hapse mahküm olmuştur. Sultanahmed Sulh hukuk mahke- meleri yeni bir binaya taşınacak benkiyan hanında Eminönü kayma- kamlığının bulunduğu binada vazife görüyorlardı. Binanın darlığı yüzün- den üç sulh hukuk dairesi burada küçük odalarda çok sıkışık vaziyette bulunuyorlar, bu yüzden iş sahipleri de zorluk çekiyorlardı. Bu ciheti nazarı dikkate alan İs tanbul müddeiumumliliği bu üç mah- kemenin dar yerden çıkarılarak Sul- tanahmed civarında daha müsald bir binaya nakledilmelerine (karar ver- miştir. Bir kaç güne kadar Sultanah- medde müsaid bina hazırlanacak ve mahkemeler yeni yerlerine nakledile- ceklerdir. Doktor Muzaffer Şevki iyileşti * Yirmi gündür hasta yatan doktor Muzaffer Şevkinin nakahat devresine girdiğini memnuniyetle haber aldık. Sevimli doktor daha iki hafta istira- hat devresi geçirdikten sonra her za- manki faal hayatına başlıyacak ve hastalarını kabul edecektir. Kendisi- ne tekrar geçmiş olsun deriz. Bay may A e 0 en m m göre... — Şu fotograf bana eski ze Manların payelerini - hatırlattı bay Amca, . Bir zamanlar o ne (Paşa) bol y .. Öyle paşalar vardı ki imzasını uğuydu i| atmak için eski yam ile sola bir ye di, sağa bir sekiz yazor, arasına da bir köprü çekerdi!... Hiç unutmam vaktile (Akşam) da çıkan bir kur katür de buna dairdiş Arteziyen kuyula- rının açılmasına başlanıyor Bakırköyün su ihtiyacını temin etmek üzere açılacak olan arteziyen kuyuları için Çırpıcı civarında erazi istimlâk edildiğini yazmıştık. Fen he- yeti tarafından yapılan tetkikat neti- cesinde Çırpıcı çayırında yer altında mebzul mıktarda su bulunduğu anla- şılmıştır. Açılacak arteziyen kuyularına «id bütün vesait ve makineler getirilmiş- tir. Sene başından itibaren kuyuların açılmasına başlanacaklır. İlk sene içinde Bakırköyüne, diğer seneler £- çinde Yeşilköy ve Floryaya su verile- cektir. Aynı zamanda belediye oFloryaya kadar terkos su tesisatını da yapacak» tır. Bütün bu ameliyatın beş sene İ- çinde bitirileceği tahmin edilmiştir, Henüz kati hesap bilinmemekle be- raber belediye bu havalinin su tesise» ta için iki yüz bin lira bir para sarfe- decektir, Belediyenin beş senelik programi Belediyenin beş senelik faaliyetini si için belediyece bazı memurlar An- karaya gönderilecektir...“ Rüşvet davası Onnik müdafaa için mühlet istedi Ünyon sigorta şirketine karşı yaşı- kenin muhakemeleri dördüncü ceza mahkemesinde görülürken dört gün evvel bunlardan Onnik İpekçiyanın dosya arasındaki evrakı değiştirmek için mahkeme kâtibi Avniye yüz lira rüşvet verirken zabıta tarafından cürmümeşhud halinde yakalandığını yazmıştık. Bu rüşvet suçundan dolayı dün dördüncü ceza mahkemesinde Onni- ğin muhakemesi yapılmıştır. Onnik dünkü celsede rüşvet suçunu inkâr ederek: — Sigorta dolandırıcılığı suçundan suretle kâtip Avniyi de tanımıştım. Son zamanlarda sokakta sık sık Avni- ye tesadüf etmeğe başladım. Bir defa- sında da Avni bana, «Sen benim yü- güme İyi bak, ben sana faydalı olabi- Yirim.> dedi, Fakat para meselesinden bahsetmedi. Ben Avninin evini bik mem ve evine de gitmedim. Yakalan- dığım gün de Avniye sokakta tesadüf etmiştim, polisler yakaladılar, Demiştir. Bundan sonra Onnik çok hasta olduğundan kendisini mü- .dafaa edemiyeceğini söylemiş, mahke- meden mühlet istemiştir. Bunun için muhakeme başka bir güne bırakılmış- tar, ,. Bir ihtiyar Dada ümmi ei kaşyor; «—Rahmetli büyük baban imzasını atamazdı amma yüz okka- Sahife 3 | Ağır vazife Hâmid'in öldüğü gün, Avrupalı biz fikir ve edebiyat adamı İle konuşu- yordum: — Gençler, dedi, eski şairlerinin gibi bugün ölen şalrinizin de dilini zumsuz kılmak değil, ona bir şey da- ha katmaktır. Bir tek insanın, şahsi istidadı, kabiliyeti, zekâsı, - büyük Sözleri severseniz dehası deyin - ne derecede olursa olsun bunca asırlık medeniyeti tek başına, yeniden icad edebilmesi mümkün değildir. Yalnıs gençlerimiz değil, bugün orta yaşta olanlarımız bile eski şairlerimizin, hatta dünkülerin şiirlerini anlamı- yor. Birkaç sene evvel kendi kalemi- mizden çıkmış yazılardaki kelimeleri yaşamasına dun ettiğimiz Halid Ziya Uşaklıgil'in dili bize yabancı geliyor; fakat Yunus'un #ltı yedi asırlık ne dilde yazılmaz; fakat yazı dilinin ayrı bir elügats 1 yoktur. Hangi kelimeler. le konuşursa onlarla yazar. Birta- kım «esthötes şairlerin eserleri istis- na edilirse, o kitaplarda nadir kelime (Devamı 4 üncü sahifede) er... ie yeğ e eme e em Ge 0 e e A —a

Bu sayıdan diğer sayfalar: