May 20, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

Lu » ga N ŞESECEETE EETESE SD Mayıs 1937 — AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA Balık yemeğe teşvik Toriklerimiz dış piyasada, bam se bepler yüzünden, alıcı bulamadığı için, bunları yok bahasına elden çı- karmak mecburiyetinde kalmamayı düşünüyoruz, mektepler ve saire gibi müesseselerde balık yenmesini tavsi- ye ediyoruz. Ötede beride memlekette balık sar- fiyatını arttırmak ve halkı balık ye- imeğe teşvik etmek sözleri urtuda dö- ner, Memlekette balığa rağbet pek fazla değildir. Hele tatlı su balıkları- nın iç piyasada hemen hiç mevkii yoktur. Deniz kıyısı olan bir çok kasabalar- da eski balıkçıların memleketi terket- miş olmaları neticesinde balıkçılık ta- mamen durmuş sayılır. Zaten onla rın tuttukları balık yerinde istihlâk edilmiyor, harice gönderiliyordu. Bütün bunları gördükçe, tabiatin hiç istifade edilmiyen şu hazinesin- den mahrumiyetimize kurşı derin bir esef duymamak kabil değildir. Şu sırada fazla gelen torik balıkla- rının istihlâkini temine çalışmanın da pek hayırlı bir teşebbüs olacağı inkâr kabul etmez, Fakat bu balık- Jar gelip geçici hayvanlardır. Bizim tedbirlerimizin tamam olmasını ma- atieessüf beklemezler. Biz bir çare buluncıya kadar onların arkası kesi- lir, Memlekette balığa rağbetin yayı- lamaması biraz da balık azlığından- dır. Bugün balık, bilhassa beyaz etli balıklar, istihlik bakımından bir <lüks» teşkil ederler. İstanbulda, Ka- Tadenizden gelen kalkan balığı en ucuz günlerde kilosu otuz kuruştan satılır, Halbuki bir kilo kalkan ala- mazsımız. Alsanız da bunun yenecek «ti pek azdır. Başı, kuyruğu, ötesi be- risi çıktıktan sonra ancak yarı yarıya kalır, Kırk kuruşa sığır eli dururken en ucuz zamanında altmış kuruşa hem de gıda kuvveti daha az kalkan balığı ancak keyif için alınır. Bu memlekette balık ete rekabet edemez. Balığı çok sürmek için hem halkta balığa karşı iştiha o uyandırmalıdır, hem halkı daha çok para sarfedebi- lecek bir vaziyete çıkarmalıdır. Balık sarfiyatını genişletmek behe- mehal balığı ucuza satmakla kabil olabilir, Bazan dört beş kiloluk koca torikler on on beş kuruşa satılıyor. Bu hakikaten ucuzdur. Fakat kaç gün sürer ve halk buna lâyık olduğu derecede rağbet gösterirse kime yeti- $ir? Biraz fazla ahcı olunca fiatler derhal yükselir. Onun için, dahilde balık sarfiyatı- hı temin gayesile pek masraflı tedbir lerin boşa gitmesi tehlikesi vardır. Bizim için balıkçılık dış piyasalar ba- kımından daha faydalı olabilir. İlk ittihaz olunacak tedbirlerin ve yapı- lacak fedakârlıkların daha ziyade bu gayeye tevcih edilmesi münasip olacağı kanaatindeyiz. Akşamcı mina Aksarayda Sineklibakkal civarındaki yaralama vakası Aksarayda Sineklibakkal civarında Oluran bay Şevkinin mahdumu Roşi- din evde yarali bulunduğu ve kendi- Sini kimin yaraladığını söylemediği Yazılmıştı. Sineklibakkal civarında o- furan mütekeld subay B. Şevki, ken» disinin oğlunun da adı Reşid olduğu- nu, fakat bu tarzda bir vaka cereyan Mimediğini bildirmiştir. Tavzih ede- Iktisad vekili Dün öğle trenile Ankaraya hareket etti dün öğle trenile Ankaraya hareket et- miş, Haydarpaşa garında şehrimizde- ki İktisad vekületine bağlı müessese müdür ve umum müdürleri tarafın- dan teşyi edilmiştir. 'B. Celâl Bayar dün hareketinden evvel Liman işletme idaresine gelerek bir buçuk saat meşgul olmuş, lima- nın tesisatlandırılmasına aid projele- ri son defa gözden geçirdikten sonra umum müdür B. Ravfiye bazı direk- tiler vermiştir. Vekil projeleri tasvip etmiştir. Vekilin Liman işletme idaresindeki dünkü tedkik ve direktifleri arasında umumi mağazalar meselesi de vardır. Şehrimizde yeniden kurulacak olan umumi mağazaların tesisi ve idaresi son çikan bir kanunla Liman Işletme idaresine verilmiştir. Umumi mağaza» larda Varont usulü tatbik edilecektir. Bu suretle tacirler mağazalara koya- cakları mallara mukabil alacakları senedleri piyasada paraya tahvili et- mek suretile istifade edeceklerdir. Rıhtımların tahdidi ve liman dahi- linde modern vesaitle tahmil, tahliye- ye ald proje de Londradan gönderii- dikten sonra umumi mağazaların in- şasına başlanacaktır. İngiliz mühendislerinin Londradan göndremiş oldukları kömür mıntaka- sına aid avan projelere göre esas pro- jenin hazırlanmasına başlanmak ü- zeredir, Silâh sesleri Sinir buhranı esnasında sağa sola ateş etmiş Evvelki gece Balatta birçök evleri telâşa düşüren bir vaka olmuştur. Hâ» disenin ceryan şekli şöyledir: Balatta oturan Ali adında biri, bir müdettenberi arasıra sinir buhranları geçirmektedir. Ali evvelki akşam evin- de böyle bir buhranın tesirile taban- casını alarak gölişi güzel ateşe baş- Jamıştır. Ev halkı, birer tarafa kaçış- mışlar, komşular zabıtayı haberdar etmişlerdir. Ali, tabancasında son kurşun bitim» ceye kadar ateş etmekte devam etmiş- tir, Memurlar, icap eden tertibatla Al- ye yaklaşmışlar ve tabancası elinde olarak yakalamışlardır. Kurşunlar, kimseye ras gelmediği için hâdise bir facla şeklini almadan önüne geçilmiş- tir. Ali tıbbi adiice müşahede altına alınmıştır, Haydarpaşa lisesini bitirenler kurumunun senelik kongresi Haydarpaşa lisesini bitemler kuru” mu başkanlığından: 23 Mayıs 937 pa» zar günü saat 10 da Haydarpaşa li- sesini bitirenler kurumunun senelik kongresi Eminönü Halkevinde yapılar cağından bütün mezunların beli gün ve saatte Eminönü Halkevinde bu- Yunmalarını dilerim, Polis iki hırsızı yakaladı Biri pandantif, birisi de bir yüzük çalmış Beyazıdda Yolgeçen hanında kundu» ra mağazası bulunan bay İbrahimin evine giren bir hursız, bir konsol üze- rinde eline geçirdiği bir pandantifi al- miş ve savuşmuştur. Zabıtaya yapılan müracaat üzerne bir hayli arama yü pılmışsa da bir iz bulunamamıştır. Bu aralık ikinci şubenin sivil me- murları bir adamın kuyumcularda bir pandantif satmakta olduğunu gör- müşler, müşteri sıfatile slmağa kalkı- şarak muayene ettikleri sırada, bay İbrahime aid pandanlif olduğunu gör- müşlerdir. Bunun üzerine bu adam yakalan- miş, Cahid isminde olduğu ve filhaki- ka pandantifi çaldığı tesbit edilmiş, hakkında tahkikatın derinleştirilme- sine başlanmıştır. Pandantif sahibine iade edih » Diğer tareftan çarşıya gelen bir de Jikanılının elinde, pırlanta taşlı yüzü- Kü satmak üzere bulunduğu sivil me- murların nazarı dikkatini celbetmiş- tir. Bu genç, biraz sıkışınca, bu pırlan»- ta yüzüğü, kendi evinden çalmış oldu- gunu itraf etmiştir. Lâzım gelen kar nun! muameleye başlanmıştır. Bir hırsız aranıyor Kocamustafanaşada Onnik adın- da birinin evine evvelki gece hursıs girmiştir. Hırsız konsolün gözünde bu- Yunan 480 lirayı, 11 tek, bir de beşi- birlik altını ceplerine yerleştirmiş, ve kaçmıştır. Sabahleyin uyanan ev halkı, konsol gözündeki küçük servetlernin yerin- de yeller estiğini görünce, derhal zar bıtaya baş vurmuşlardır. Polis, meçhul hırsızın hüviyetini tesbite uğraşmak- tadır. Istimlâk parası Muamele neticelenir neticelenmez derhal veriliyor Şehrin muhtelif yerlerinde yapılan istimlâk paralarının hemen ödenmesi için belediyenin aldığı tedbir üzerine istimlâk edilen bir gayrimenkulün ta- Puca muamelesi neticelenir neticelen- mez derhal parası belediyece verilmek- tedir. Bu itibarla münazaalı olmıyan ve yahud henüz muamleesi bitmemiş olanlar müstesna olarak istimlâk be- delleri borcu kalmamıştır. Belediyenin istimlâk borçları, sahip- leri Laralından takip edilmiyen gay- rimenkullere aittir. Bunların tutar bedellerinin neden #baret olduğu ay- rca hesap edilecektir, Sultanahmed üçüncü sulh ceza bâkimliği Adliye memurları arasında yapılan yeni terfiler meyanında İstanbul müd- delumumi muavinierinden B. Kâmil Günas'da terflen Sultanahmed üçün- cü sulh ceza hükimliğine tayin olun- muştur. B. Kâmil bugün yeni vazife- Sine başlamıştır. On dört senedenberi adliye mesleginde ve on senedenberi de İstanbul müddeiumumi muavinliğin- de bulunan B. Kâmile yeni vazifesin- de muvaffakıyetler temenni ederiz. İyi bir karar Tabelâcılar imtihana tabi tutulacaklar Son zamanlarda tabelâ, reklâm ve ilânlardan bir kısmında çirkin, biçim- siz resimlerle, türkçenin imlâ ve şive- sine uymuyan yazilar görülüyor. Bi- hassa dilmize karşı gösterilen bu hür- metsizlikten şikâyet etmiyen yoktur. Bu kabil tabelâların sahipli ziyade hunları yapanların kâfi dere- cede ehliyetleri olmadıkları anlaşilmiş tır. Belediye, afişaj işlerini bizzat ida- reye başladıktan sonra bu işle daha yakından meşgul olmuş, bozuk yazılı ve resimli tabelâlarn tatımin edildi- ğinden fazla olduğunu görmüştür. Belediye bunun içih yeni bir tedbir almağa karar vermiştir. Tabelâcılık edecekler de gerek resim, gerek yazı hususunda bazı ehliyetler aranması muvafik görülmüştür. Bu meksadla belediye zabıtası talimatnamesine bir madde konacaktır, Belediye zabıtası talimatnamesini hazırlıyan komisyon; (tabelâcılarda aranacak tahsil, seviye derecelerini tar yin edecek ve bunlar imtihana tâbi tutulacaklardır. İmtihanda muvaffak olmıyanlara tabelâcılık yaptırılmıya- Hapishanedeki cerh muhakemesi Suçlu, kendisinin bir şeyden haberi olmadığını söylüyor Bir alacak meselesinden dolayı Üs- 'küdar hapishanesinde Celâl ve balikçı Aziz adlarında iki mahküm kavga et- mişler, bunlardan Celâl Azizi ağır yar ralsmıştı. Dün ağır ceza mahkemesin- de Celâlin muhakemâsine başlanmış” tır, Suçlu Celâl ifadesinde Azizi ken- disi vurmadığını, bir mektup mese lesinden dolayı Aziz kendisine omus çarparak çatmak istediği halde kendi- sinin mukabele etmediğini söylemiş- tir. Şahid olarak dinlenen hapishane gardiyanlarından Aziz de şunları an- latmıştar; — Ziyaret günü idi. Kapının yanın- da ziyaretçilerin girip çıkmalarile meş gul bulunduğum sırada yandaki ziyar rel odasından ses duydum. Odanın penceresinden baktığım zaman Azi- zin yaralı olarak yerde yattığını gör- düm. O sırada Celâl de odadan çika- rak hapishanenin bahçesine doğru kaçtı. Baş gardiyan işe el koydu. Son- ra ne olduğunu bilmiyorum... Bundan sonra halen Bursa hapis hanesinde bulunan balıkçı Azizin ya ralandıktan sonr& hastanede verdiği ifadesi okundu. Aziz bu ifadesinde var kayı şöyle anlatıyordu: — Ertesi gün Bursa hapishanesins nakledilecektim.” “Tanıdıklarımdan Genco gâmda biri görüşmek üzere tevkifhaneye gelmişti. Ziyaret odasın- da Genco ile kucaklaştık. O sırada sırtıma bir bıçak saplandı. Döndüğüm zaman Celâl gördüm. Celâl elindeki Radyonun ıslahı Halicin temizlenmesi gibi sik sık tazelenen bazı havadisler vardır. Bi zim İstanbul rağyosunun ıslahı da düşünüldüğü şu sıralarda aklıma bir şey geldi. Geçenlerde bir gece Bük- reş radyosunu dinliyordum. Muhtelif ler verilmesi için gayet güzel bir program yapılmıştı. Tabil bu muhte lif milletlerin şarkıları, musiki parça- ları plâklarla Gelmiyen bıçağı bu defa da göğsüme sapladı. | muhakeme başka güne bırakılmıştar. — Hastalıkların iyisi olmaz amma, büy Amca, mide rahatsızlığı hepsine den kötüt,, .. İki ay var ki ağzıma bir lokma sicak yemek girmiyor... Bay Amcaya göre... .. Hamur işi desen kezal., KEM Kİ d