29 Mayıs 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Mayıs 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

) AM? & Sancak statü ve anayasası Milletler Cemiyeti konseyine verilen metinleri aynen dercediyoruz “Baş tarafı birinci sahifede) Devamlı bir ihtilâf halinde Milletler cemiyeti delegesi meseleyi konseye arzedecek ve konsey de 6 ıncı madde de musarrah şartlar dairesinde karar verecektir. Madde 18 — Sancak hükümeti, münhasıran Sancağın menfaatlerine taalluk eden beynelmilel bir itilâf akdini faydalı gördüğü takdirde Su- riye hükümetine malümat verecek- e ye hükümeti böyle bir müracaatı kabulden istinkâ? eder ve- yahud girişilen müzakereler şayanı memnuniyte şartlar dalresinde cere- yan etmezse Sancak hükümeti, bu meselenin bir tedkiki mahsusa tabi tutulmasını istemek hakkını haiz ola- caktır, Bu takdirde 17 inci madde hü- tir. Sancağın Suriye hükümeti nezdin- * deki komiseri, bu maddede kaydedi- len müzakerelerin inkişafını istişari mahiyette takib edecektir. Madde 19 — Suriye devletinin dip- Yomatik ve konsolosluk mümessilleri, Sancağın menfaatlerini ve Sancak AY e el öld 20 — Sancakta bulunan ec- nebi konsoloslarm selâhiyetnameleri Sancak otoritelerinin mütalâası alm- dıktan sonra Suriye hükümeti tara- fından verilir, Madde 21 — Sancak vatandaşları- nın pasaportları, dahilde Sancak ma- kamatı ve hariçte Suriye sefir ve kon- solosları tarafından Suriye hükümeti namına verilecektir. XI. Sancağın askerlikten tecridi Madde 22 — Sancak askerlikten tecrid edilmiştir. Sancak arazisinde Şu hususlar yasaktır: 1 — Kara, deniz ve hava kuvvetle- rinin tecemmüü ve herne sebeble olursa olsun hattâ trensit suretile bile olsa bu gibi kuvvetlerin Sancak arazisine ithali, 2 — Mecburi her nevi askeri mü- kellefiyetin vazı. 3 — Sancak makamatı veyahud eş- hası hüususiye tarafından kara, deniz, hava muharebelerine yarıyacak mü- himmat ve malzemenin imal, hattâ transit maksadile bile olsa ithali ve bulundurulması, 4 — Kara, deniz ve hava muhare- belerine yarar veya buna mahsus tah- kimatın inşa ve idamesi, Madde 23 — Evvelki maddenin hü- kümlerile beraber nizam ve huzuru temin ve idameye mahsus olarak Sancak tarafından kâfi mikdarda po- lis ve jandarma kuvvetleri teşkil edi- Jecektir. Sancak hükümeti bu kuvvet- ler için lâzım olan silâh, mühimmat ve malzemeyi ithal edehilecek Ve bu- Tundurabilecektir. Madde 24 — 22 ve 23 üncü mad- delere muhalif her türlü hareket, Milletler cemiyeti delegesi tarafından konseye bildirilecektir. Fransız, Türk ve Suriye hükümetleri, bu kabil mu- halif hareketleri konseye bildirmek hakkını haiz olacaklardır, Konsey bu gibi hallerde ahval ve vaziyet icabı muvafık ve müessir gö- receği surette hareket edecek ve ta- Umat verecektir, X. Ekalliyetler Umumi nizam, sükün ve ahlâk ile gayri kabili telif olnuyan din, mez- heb ve ukde âyinlerini gerek umumi ve gerek hususi serbesce icra etmek hakkını haiz olacaklardır. Madde 26 — Bütün Sancak vatan- daşları kanun huzurunda müsavi olacaklar, ırk, dil ve din farkı göze- tilmeksizin aynı medeni ve siyasi haklardan istifade edeceklerdir. Irk, din ve lisan farkı medeni ve ifa bakımından hiç bir Sancak vatan- daşına zarar vermiyecektir. Sancağın her vatandaş tarafından gerek hususi münasebetlerinde ve ticarette ve gerek din ve mezheb, mat- buat ve neşriyat sahalarında ve g€- rek umumi toplantılarda her hangi bir lisanı serbesçe kullanılması hu- susunda hiç bir takyid konulmıya- caktır, Madde 27 — Irk, dil, mezheb ekal- liyetlerine mensub vatandaşlar, San- cağın diğer vatandaşlar gibi filen ve hukukan aynı muamele ve teminattan istifade edeceklerdir. Bilhassa kendi masraflarlle her türlü hayırpe: dini ve içtimal müesseseleri, her t mektebleri, ve başka her türlü tahsil ve terbiye müesseselerini tesis, idare ve kontrol etmek ve bunlar da kendi Hisanlarını ve âyinlerini serbesçe kul- Janmak vö yapmak hususunda müsavi bir hakka malik olacaklardır. Madde 28 —- Sancak hükümeti ırk, din veya dil ekalliyetlerinin çok mik- darda bulundukları mıntaka ve 96 hirlere ilk mekteblerde, ilk tahsilin bu vatandaşların çocuklarıma kendi lisanlarile verilmesi için teshilât gös- terecektir. Bu kayıd, Sancağı mezkür mektebierde resmi bir lisanın tahsili- ni mecburi kılmaktan menetmiyecek- tir, Madde 29 — Irk,din veya lisan ekalliyetlerinin çok mikdarda bulun- dukları mıntaka ve şehirlerde bu ekalliyetler Sancağın umumi, beledi vesair bütçelerinden tahsil, mezheb veya hayır maksadile ayrılacak tah- sisatlan #dilâne bir hisse alacaklar- dır. Müdde 30 — Sancak, ırk, din veya dil ekalliyetlerine mensub vatandaş- lar hakkında aile ve şahsi statülerini kendi hukuk veya örf ve âdetleri muci- bince hal ve fasletmek hüsüsundaki Tıyarlarını tökyid edecek hiç bir hü- küm vazetmiyecektir. Madde 31 — Sancak, ekalliyetlerin dini ve mezhebi müesseselerine ve mezarlıklarma her nevi himayeyi bahşedecektir. Elyevm Sancakta mev- Cud dini teşekküllere mezhebi ve ha- yırperver müesseselere her nevi ko- laylık ve himaye gösterecek ve elyevm mevcud olan bu kabil müesseselere lâzım olan kolaylıklardan hiç biri ye- ni dini, mezhebi ve hayırperver mües- seselerin teşkili için esirgenmiyecek- tir. Madde 32 — Teşrii meclis intiha- batı, anayasada tayin edilecek şekil- ler mucibince nisbi temsil usulile ya- pılacaktır. Ekalliyetler, iyi bir idarenin ihtiya- cı nisbetinde bütün umumi husumet- lerde âdilâne bir surette temsil edile- ceklerdir. Madde 33 — Evvelki onuncu faslın maddelerinde mevcud ve ırk, lisan ve- ya din ekalliyetlerine mensub ekal- diyetlere mütcallik hükümler, Millet- ler cemiyetinin zamânı altıma konul- muşlardır, Milletler cemiyeti delegesi, bu maksatla konsey tarafından tayin ve tesbit edilecek eşkâl ve şartlar daj- rTesinde cemiyete her türlü müfid ma- lümat verecektir. Vazifesinin ifası için lüzumlu göreceği malümatı Sancak otoritelerinden istemek hakkını haiz olacaktır. 'Ekalliyetlerin müracaatları delege- ye hitab edecek ve delege tarafından nazarı dikkati celbedecek mahiyette görüldüğü takdirde mumaileyh tara- fından konseye bildirilecektir. Bu tak- dirde kendisinin ve Sancak hüküme- tinin mütalâalarını ilişik olarak gön- derecektir, Milletler cemiyetinin konseyde tem- sil eden her âzası, ekalliyetlere taal- Iuk eden statünün her türlü ihlâl ve- ya ihlâl tehlikesi hakkında konseyin nazarı dikkatini celbedebilecektir. Konsey, vaziyet icabı münasib ve müessir göreceği şekilde hareket ede- cek ve talimat verecektir. XI. Gümrük idaresi Madde 34 — Suriye ve Sancakta gümrük işleri bir surette tedvir olu- nüshamızda neşredeceğiz.) mıntakası teşkil ederler. Bu mıntaka dahilinde ticari eşya sevk ve nakli ser- bestir, b — İslihlâk vergileri 35 inci mad- dede musarrah komisyonun muva- fakati olmadıkça, veyehud 37 inci maddede musarrah şekilde hareket edilmedikçe vaz ve tarh edilmezler. & — 35 inci maddenin kaydı ihti- razisi altında, Suriye ve Sancak güm- Tük idareleri ayrı ve farklı olacaklar- dır. Madde 35 — Suriyenin dört ve Sancağın iki mümessilinden mürek- keb olan ve 13 üncü meddede zik- redilen iki komiseri ihtiva eden muh- telit bir komisyon müştereken tedviri temin için teşkil edilmiştir. Bu komis- yon: a — Gümrük rejimini ve tatbik usullerini tayin eder. b — Bu maksadla alâkadar iki dai- rTeye faydalı göreceği telimatı verir, c — Bu idarelerin sjanları üzerin- | de inzibati kuvvetini icra eder. d Gümrük işlerinin tedvirini kontrol eder ve lüzumlu görürse bu vazifenin ifasında kendisine yardım için mahallinde ajanlar memur eder. Muhtelit komisyonun kararları ekse- riyetle verilir. Madde 36 — Suriye ve Sancak ara- sında akdedilecek bir itilâfname mu- <ibince tahsil vesair masraflar hesab edilerek Suriye ve Sancağın gümrük hasılatından hisseleri tayin edilecek- tir. Her halde Sancağa verilecek hisse, hasılatın yüzde onunden aşağı olmi- | yacaktır. İhtilâf zuhurunda 37 inci madde mucibince hareket edilecektir. Madde 37 — Muhtelit komisyonda bulunan Sancağın iki mümessili, ko- misyonun her hangi bir kararile San- çak hukukunun ihlâl edilmiş olduğu fikrinde ise, komisyonun Milletler ce- miyeti delegesinin riyasetinde akde- deceği başka bir içtimada meselenin yeniden müzakeresini istemek hak- kını haizdirler. Şayed bu yeni içtima- da itilâf hasıl olmaz, Sancağın iki mümessili taleb eder ve Milletler ce- miyeti delegesi de meselenin bu şe- kilde hareketi icab ettirecek derecede mühim olduğu mütalâasında bulu- nursa kati kararını vermek için me- seleyi konseye arzeder. Diğer bütün ahvalde ihtilâf komis- yonun ittifak ârasile intihab edilen bir hakeme arzolunur. Bu hâkem, Milletler cemiyeti delegesi olabilir. $ayed, komisyon hakemin intiha- bında itilâf etmezse hakem Milletler cemiyeti umumi kâtibi tarafından ta- yin olunur. > XII Para işleri Madde 38 — Suriye ve Sancağın Suriye lirası para cüzütamı olmak Üzere aynı para sistemine maliktirler. Diğer memleketler, bu sisteme iştirak edebilirler. Madde 39 — Sancak Suriyenin bir ihraç bankasile akdedeceği mukave- leye iltihak edecektir. Bu iltihak, Sancağa, Suriyeye mümasil haklar bahşedecek ve kendi hususi hak ve menfaatlerini koruyacak mahiyette olacaktır. Mukavele, Sancak ve Su- riye arazisi dahilinde aynı kiymeti haiz olarak banka biletleri ihracı me- selesini tanzim edecektir. Şayed bir hükümet faleba ederse bu barıka bi- letlerinin bir kısmı Suriyenin, bir kıs- mı da Sancağın damgasını da ihtiva edecektir. Madde 40 — Suriye ile Sancak ara- sında akdedilecek itilâftname, banka biletleri ihracı imtiyazının bahşinden tevellüd edecek kâr ve menfaatlerde Suriye ile Sancağın hissesini tayin edecektir. Her halde Sancağa verile- cek hisse, kâr ve menfaatin yüzde onundan aşeğı olmuyacaktır. İhtilâf zuhurunda mesele 42 inci madde mu- cibince halledilecektir. Madde 41 — Suriye ile Sancağın titr, terekküb ve ağırlık bakımından aynı ve aynı kıymeti haiz olan ufak- ık para bastırmak hıyarını haizdir- ler. Madde 42 — Suriye ile Sancak ara- sında bir anlaşma husulünü istilzam eden bütün para işleri 13 üncü mad- dede musarrah iki komiserin tedki- kine arzedilecek ve 37 inci madde mu- cibince hareket edilecektir. (Statünün üçüncü kısmını yarınki Şehremini Halkevinden: nuyor. Gümrük işleri atideki şartlar 29/5/937 Cumartesi günü akşamı sa- siyasi haklardan istifade ve bilhassa | altında tedvir edilir: at 20,30 da evimizde bir müsamere ve- umumi hizmetlere kabul, memuriyet, | o a — Gümrük rejimi Sancak ve Su- | rilebektir. Davetiye almak için ev kâtip- ve muhtelif sanat, meslek ve sanayii | riye için birdir. Bunlar, bir gümrük | liğine müracaat edilmesi, Wi di AP z BE ie i N İM e m SL ek ik Fatih cinayetinin muhakemesine dün ağır cezada başlandı Maktulün karısı ve kaynanası cinayette alâkaları oldugunu inkâr ediyorlar Fatihte İmamniyazi sokağında 34 numarlı evde Osman Nureddin adın- da bir adamı bıçakla dokuz yerinden vurarak öldürmekten suçlu 1336 te- vellütlü Receple, bu cinayette Rece- bi teşvik ve yardım etmekten suçlu Osman Nureddinin karısı 22 yaşında İrfan ve kaynanası 60 yaşında İfaka- tin muhâkemelerine dün ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır. Kocası- nı öldürtmekten- suçlu İrfanın, biri henüz kundakta, diğer ikisi de üç, dört yaşarında üç çocuğu da bereber gelmişlerdi. Okunan istintak karanamesinde İr- fanla İfakatın, aile reisleri olan Nu- reddine karşı ancak öldürmekle tes- kin edilebilecek bir kin ve nefret bes- ledikleri ve Nureddinin de Recebe kar- $ı beslediği gayri meşru arzulardan do- | layı Reebin intikam almak istediği ve bu yüzden el birliği yaparak Os- man Nureddini öldürdükleri sabit görüldüğünden Recebin yaşı göz ö- nünde tutularak ceza kanununun 450 inci maddesinin 3 üncü ve dör- düncü bendieri ve İrfanla İfakatın da ayni maddenin ayni bendleri ile mu- hakeme edilmek üzere mahkemeye sevkedildikleri zikrediliyordu. Receb ne diyor? Evrak okunduktan sonra suçlular. âan Recep istievap edildi. Recep is- nad olunan suçları inkâr ederek şun- ları anlattı: — Ben bu iddiaların hiç birini ka- bul etmem. O adam ahlâksızdı, Altı aydanberi benim arkamda dolaşıyor- du. Bir gün kendisini Beyazidde gör- ba, tulumba, kümes filân yaptırıyor- du. Bir gün üendisini'Beyazidde gör- düm. Bir kahvede oturduk. Bir zen- bil vererek eve gönderdi. On gün son- ra bana randevü vermişti. Bir buçuk lira da borcum vardı. Eve gittim. Ra- kı içiyordu. Bana da rakı teklif etti, | içmedim. Kendisi karısını aşağı gön- | derdi. Sonra yanıma sokuldu. Üzeri- İ me atıldı. Zorla bang tasallüt etmek istedi. Kamamı çektim. Bileği kesil- miş, ben kaçarken gene üzerime atıl- dı. Oda kapısından çıkarken arkam- dan sarıldı, elinde bir şey vardı. Be- ni bırakmıyordu. Bu vaziyet karşısın- da kendisini yere düşürünceye ka dar vurdum. Sonra polisler gelir diye kaçtım. Sonra İfakatla İrfanın polis. lere beni söylemeyip de hırsız geldi dediklerinin sebebini bilmiyorum. Bu kamayı da dört senedenberi cebimde taşırım. Biz vakadan evvel İrfan ve İfaketle hiç bir şey konuşmadık. Ev- velce bu yolda verdiğim ifadeler de yanlıştır. Beni polisler yakaladıkları gün rakı içmiştim. Polis karakolunda ne söylediğimi de bilmiyorum.. bun» dan sonra Osman Nureddinin karsi İrfan şunları söylemiştir: — Akşam ezanı kocam Nuri geldi. Misafir geleceğini ve sofra hazırlamar mı söyledi. Hazırladım. Sonra Recep, geldi. Onlar odada beraber rakı içme ğe başladılar. Kocam buna; sen git odanda yat, dedi. Ben çocuklarımla yattım. Annem de yatmıştı, Gece sa at bir sıralarında bir gürültü duy- duk. Odadan çıktığımız zaman Nuri ile bu Recebin oda kapısı önünde bo“ guştuklarını gördük. Bir aralık Recep elindeki bıçakla Nuriyi vurup yere serdikten sonra bizim üzerimize hü- cum ederek: «Sakın beni kimseye söylemeyiniz. Polisler gelirlerse, hırsız geldiğini ve Nureddini vurduğunu Söy« leyiniz> diye bıçakla tehdid etti, Son- ra kendisi kaçıp gitti, O korku ile biz de gelen polislere Nuriyi hırsızların vurduğunu söyledik. Kocamın elbi- selerinin ve gömleğinin saklanmasin» dan benim haberim yok. Beni polisler karakola götürdükleri zaman o elbi» se ve gömleği annem saklamış, Fakat niçin sakladığını bilmiyorum. Kocam arasıra eve genç çocuklar getirirdi. O arada bazan bu Recep de gelirdi, İrfanın annesi İfakatda vaya şöyle anlatmıştır: — Damadım akşam üzeri geldi, sof« rd hazırlattı, biraz sonrada Recep eve geldi, odaya çıktılar, içmeğe baş- ladılar. Gece uyandığımız da bir gü- rültü oldu. Kapıyı açtığımızda dama» dımla bu Recep boğuşuşorlardı. Biz kurtarmak istedik. O zaman Recep bıçağını çekerek bize: «Siz susunuz. Ben namusum için bu adamı öldü“ receğim. Size sorarlarsa hırsızlar vur- du deyiniz.» diye bizi tehdid etti ve damadım yere düşünce Recep de kaç- tı. Sonra polisler geldiler. Damadımi hastaneye, kızım İrfanı da karâkolg götürdüler. O sırada torunlarım, #An- nemiz, babamız nerede?» diye ağla İ mağa başladılar, Ben de çocukları su$- turmak için damadımm pantalonu nu alarak, şimdi babanız gelecek, diye yanlama getirdim. Şiltemizi yeni yi- kamıştık, bir tarafı da sökük duru. yordu. Pantalonu bu sökükten şilenin içine sokarak çocukları üzerine yatır- dım, Böylelikle çocukları susturmak istemedim. Yoksa damadımın eşyası- nı saklamak istemedim. Benim polis« te ve müstantikte söylediğim şeyleri yanlış yazmışlar, asıl ifadem, şimdi söylediğim şeylerdir. Suçluların isticvapları sast on do- kuza kadar devam etmiştir. Vakif geç olduğundan şahidler dinleneme- miş ve muhakeme başka güne bırakıl mıştır, Bir korucu bir sürü sahibini öldürdü Bundan üçgünevvel Çatalcaya | bağlı Nakkaş köyünde bir cinayet ol- muş bir korucu bir adamı öldürmüş- tü. Cinayet hakkında yapılan tahki- kata nazaran, hadisenin tafsilâtı şöy- iledir: : Katil olarak dün adilyeye teslim edileni adam muhtelif güreşlerde gü- reşmiş Ekrem pehlivandır. Ekrem pehlivan Çatalcaya tabi İzzeddin kö- yünün koruculuğunu yapmaktadır. Maktul Nakkaşköylü sürü sahible- rinden İsmaildir. İsrozil, sürüsünü Emin isminde bir çocuğa teslim ede- rek Nakkaş ile İzzeddin köyleri arasın- da bulunan ve ötedenberi mülkiyeti ihtilâflı bulunan merâya otlatmağa göndermiştir Emin, merâda hayvanları otlatırken korucu Ekrem gelmiş ve Nakkaş köy- iülerin bu merâda sürü otlatamıya- caklarını ihtar etmiştir. Emin bunu dinlemeyince Ekrem sürüleri zabtet- miş, Emin de koşa koşa giderek İs- maile haber vermiştir. Az sonra İsmail merâya korucu Ek- remin yanına gelmiş ve ondan ko- yuhları niçin zabtettiğini sormuştur. Ekrem de bu merâda Nakkaşlıların koyun otlatamıyacağmı tekrar etmiş, bu yüzden münakaşa başlamıştır. Münakaşa sırasında İsmalin Ekremg biraz ağır lâkırdılar söylemiş olması Ekremi hiddetlendirmiş, bunun üze rine taşıdığı silâhı ateş etmiştir. Kurs şun İsmailin bir tarafından girip öbür tarafından çıkmış, mide ve bğırsak« lar parçalanmış bunun tesirile e sonra ölmüştür, Hadiseye el koyan jandarma ve dd liye Ekrem pehlivanı yakalamışlar, İsmailin cesedini de morga kaldı mışlardır. xl Ekrem vakayı itiraf etmiş, hakkına da tevkif müzekkeresi kesilerek tev« kifhaneye eray 1 Münderecatımızın çokluğu do- layıslie «İttihad ve Terakki» tef. rikamız bugün dercedilemedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: