16 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

16 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Haziran 1987 —— AKŞAM SİYASİ İCMAL Ademi müdahale meselesi let! dünya Tapan- birinde ya işlerinin Avrpa de Rİ biribirine katması ihtimali hdid ediyor. dan bombardıman Almanya esi yüzünden in bir harp ik lerine almışlardı. Bu esm inci bir hâdise çıksay- di Almanya ile İtalya her türlü aki beteri göze aldırarak İspanyanın Va- | mantakaları gösterilecektir. Bu gemi- | ler bir tarruza uğradıkları zaman ateş | bardıman veişgal gibi harekâtta bulu- Tensiya hükümeti elindeki yerleri harple' ve Kuvvetle zapt ve işgal ede- ceklerdi. Bu suretle Akdenizin ve bü- | tün Avrup n statükosu ve muvazö- nesi bozularak devletler biribirine gi- 1 Fa İngiltere Avrupa sulhil- ırtarmak için billün politika kudretini ve diplomasi meharetini kullanarak Almanya ile İtalyayı tekrar ademi müdahale komitesine ve kon- İrol işlerine iştirak ettirmeğe muvaf- Jak olmuştur. Bu suretle Almanya ile İtalyanın kendi bildiklerine hareket eleri tehlikesi bertaraf olmuş olu- bu mesaisine Fransa müzaheret etmiş ve karşilikle yardım Paristeki 28 fer takının yük» Sekliği 49, genişliği 22 metredir, He- Sap etmişler: Bir adam resmini yukar nda gördüğünüz çöreklerden günde üç tane yemiş olsa on beş gün sonra yediği çörekler Paris zafer takı cesa» metinde büyük bir kütle teşkil eder- mz ile bağlı bulunduğu Sovyetl&- donanmasını komirol işine karış- ak için yaptığı teklifte israr et- şırılmasına itiraz etmişse de İn- giltere Avr tarmak | hususunda tuttuğu olim davar et- miştir. Bundan sonra İngiliz, Alman, Fran- sa ve İtalyan harp gemileri için Ispan- yada her iki muharip tarafın muay- yen limanlarında o bitaraf emniyet açarak müdafaada bulunacaklardır. Fkat mukabeleidümisil olarak bon- nabilmek için dört donanmanın ami- ralleri kendi aralarında istişarede bu- harip tarafın da limanlarda emniyet ve bilanaf mıntakaların tayin edilme» lerine riza ve mubafakaf göstermele- rine ihtiyaç vardır. Bu yolda ademi müdahele komitesi namına kendileri. ne İngiltere resmen müracaat etmiş- | tir. Feyzullah Kazan Almanyadan yeni bir haber geldi. Askere alınan gençlerden yüzde elli- si düztabalnmış; düztaban oldukları için de bel kemikleri fona teşekkül ediyormuş. Bu meseleyi inceliyen profesör Sehe- de raporunda; Almanlar küçük yaşta çizme giymeğe başlaıkları için düztaban oluyorlar; diyor. Her yerde bulunur Paris-Soir güzelesi şu acıklı mek- tubu neşrediyor: <Üç çocuğum var. Röne 3. buçuk, Marsel 2 yaşında, Fernand da 9 ay- lık. Ağustosta 4 üncü çocuğu dünya» ya getireceğim. 18 yaşındayın. İlk çocuğu 14 yaşında doğurdum. Kocam 23 yaşındadır, işsizdir. Bana gelince, bakılmağa muhtacım. Reymond Kiffer» Bursa Halkevindeki sergiyi açanlar ve sergiden bir köşe Bursa (Akşam) — Haikevi ders haneler komitesinin kararile açılan: biçki ve dikiş dershanesi, bir yıllık | | çalışmasının sonuna erdi ve hazırla” | dığı. bir sergi ile. bu yoldaki faaliye- tinin ne kadar faydalı olduğunu göstermiş oldu, Derslere devam edenler tamamile fakir ailelene. mensup genç kadın ve kızlardır. Sayılan yüz yirmi yi, bulan: bu çalışkan bayanlar; büyük bir he- 68. ve İntizam ile derslere devam:et» | mişler ve kısa bir zamanda çok ves rimli bir netice. almışlardır. Gerek sergideki eserler, gerekse talebenin canlı biralâka ile devamları da göse tir ki, bu dershane, Halkevi» zin şimdiye kadar halka doğru ve hâlk için yaptığı bbüslerin en Çubukluda iki vapur çarpıştı Tahkikat, Italyan kaptanının mesuliyetini meydana çıkardı Bir kaç gün evwel Çubuklu önlerin- | de iki vapur biribirine çaypmıştır. Tahkikatımıza göre çarpışma. şu 56- Kilde olmuştur: İtalyan bandıralı bir gaz vapuru lmandan hareket ederek Boğaza gi- derken, Boğazdan limana gelmekte olan Sami vapurile çarpışmıştar, Sami xapuru derin bir yara almış olduğu için batmak tehlikesine karşı Çubuk- lu önlerinde karaya oturmağa mec bur kalmış, İtalyan şilebi de baş tara- fından yaralanmıştır. Bu kaza tahkikatına el koyan polis beşinci şube müdürlüğü ile liman ida- resinin yaptıkları (ahkikat şu nefice- yi vermiştir? Boğazdan gelen vapurun Anadolu sahilini takiben inmesi, limandan Bo- ğaza, giden vapurun. ise Rumeli sahi- Jitarafından ilerilemesi lâzımgelirken Boğaza doğru giden İtalyan vapuru bu kaideye riayet elmemiş ve Sami vyapurunun Üzezne doğru yürümüş- tür, Sami vapuru süvarisi düdük çala- rak İtalyan vapuruna istikametini hatırlatmışsa da söz İtalyan kaptanmın meye sebebiyet ver- batma tehlikesi- tir, Sami ziyanının uni yollara başvur- değiştirmesini dinletememiştir Zabıtanın hazırladığı tahkikat ev- rakı alâkadar makamlara verilmiş, İtalyan vapuru Halice Halice çekilmiştir. Festival hi sal hazırlığı Şimal memleketlerinden güreşçiler gelecekler Evvelce hazırlanan festival proğrar mının görülen lüzum üzerine yeni baştan tanzim edileceğini yazmıştık. Festivalde yapılacak beynelmilel gü- reşler için Fenlândiya, Estanya, Le- tonyadan davet edilen güreşçiler İs- tanbul festivaline gelmeği kabul et- mişlerdir. Bu heyetler gelecekleri tarih beli olduktan sonra umumi proğram har aırlanacaktır. Trabzon limanının islahı Liman işletme idaresi müdür'mua» vini B. Hümldin riyasetinde idarenin hukuk müşavirile muhasebecisinden mürekkep üç kişilik heyet dün Trab- zona hareket etmiştir. Heyet Trabzon limanının satın alınması için Trabzon man şirketile müzakereye girişecek» tir. Hisse senedleri tamamen satın alı- nıp Trabzon limanının İstanbul li man işlleme idaresine devri muame- leleri yapılırken bir taraftan da Trab- zon limanının ıslahına başlanacaktır. İhraç mevsiminin en hararetli zama» nı sonbahar ve kış bidayetleri oldu- | Eu için ilk öncee li yor. Bu arada, bili; fındık. ihrag deposuna. ehemmiyet verilerek mev- sime yetiştirilmesi kararlaştırılmıştar.. Sanat mekteplerinde imtihanlar Şehrimizdeki bülün sanat mektep- | lerinde nazari dersler dün bitmiştir. Yarından itibaren ameli derslere baş- lanacaktır. Bu seneki ameli derslere © çok ehemmiyet verilmesine dair emir | gelmiştir. Sanak mektepleri mezum- sahibi olmak üzere yetiştirileceklen- dir. Kardeşini çakı ile yaraladı Cağaloğlunda oturan Melâhat. ve Ali isimlerinde iki kardeş; oyun yü- zünden münazaaya tutuşmuşlar bir aralık, Ali, kendisini oyundan menet- mek istiyen kardeşini, eline geçirdi- ği çakrile yaralamıştır. Zabıta, Melâhati tedavi altına al- dırmış, Aliyi de yakalamıştır. Zavallı hamal füceten öldü Çocuklar arasında: 70 “Asker olacağımalayın en | önünde ben geçeceğim ,, “Neden kızlar asker olamazlar- mış? öyle bir olurlarki..., — Kazlar asker olmuyorlar ki.. dedi. Gönül buna âdeta kızdı. Gönül Adar — Neden? Neden Kızlar asker ola- mazlarmış... dedi, öyle bir olurlar ki... Erkekler ne olursa kızlar onların hepsinden olurlar. Madem ki erkek- ler asker oluyor, kızlar da olur. Gönül Adar âdeta heyecana gelmiş- ti, «Asker olacağım!» diyor, başka bir şey söylemiyordu. — Bu kadar küçük yaşta bu heves sana nereden geldi Gönül?.. Baban da asker mi? Gönül Adar: Hayır, dedi, babam bir fabrika- da çalışıyor. O'da asker oldu ama, asıl işi askerlik değil... — Peki Gönül Asker olacaksın ama.. piyade mi? Süvari mi? Topçu mu? bahriyeli mi? — Baâyır.. hayır.. tayyareci. tayya- reci olacağım. Hem ben kızlardan sevdim ki hemen babama söyledim: — Ben de tayyareci olacağım ba- — En büyük hevesin ne? oldu mu? Alayın en önünde ben ge- çeceğim.. tayyareci elbisesile.. alayın bayrağını tutacağım... Tayyare suba» yı olacağım.. Küçük Günülün ağzından subay kelimesini işitince şaşaladım. Lâkin © beni büsbütün hayrete düşürmek için bir çok askerlik kelimelerini say- dı. Subayı, alayı, onbaşıyı, çavuşu, yüzbaşıyı, hepsini biliyor. Askerlikle dehşetli alâkadar olmuş. — Bunları nereden biliyorsun Gö. nül?. diye-sordum. Hemen cevap ver- di: — Babama sorup öğrendim. — Demek alayın en önünde sen gitmek istiyorsun... geçen gittik alayı seyrettik. O kadar güzel oldu ki, bayıldık, bayıldık. Tayyareci olacağım diyorsun. sen kadın tayyarecilerden kimseyi ta- nıyor musun? — Tabi. tanımaz olur mıyım hiç?.. Sabiha Kökçeni tanıyorum.. evde res- mi var, — Nereden buldunuz resmini?, — Gazeteden kestik. işte ben de öyle olacağım.. Günül Adar hiç nefes almadan, Iü- Mükâfatlı anket — İnsan kız olur da ev işi bilmez mi?.. Hep anneme yardım ederim. — Peki.. en işler yaparsın? — Çook... Bir kere gayet iyi çocuk bakmasını bilirim.. küçük kardeşim Yüksele hep ben bakarım.. o ağladığı zaman sustururum.. onu güldürürüm. Uyuturum.. salıncağını sellarım.. nin- ni söylerim. «Pış, pış, pişe derim. — Ninni de biliyorsun ha?.. — Öyle çok ninni bilirim ki... Bildi- ğim ninnleri büyük kadınlar bilmez. sonra kardeşime şarkı da söylerim. — O şarkıdan anlar om?. — Anlamaz.. o şarkıyı ninni zam- mediyor amma ben gene söylüyorum... ben çocuğu uyuturken annem de ev işlerini yapar... — Nasıl eğlenirsin?. — Para biriktiriyor musun?.. — Elime geçen parayı kumbarama atıyorum. Dolunca annem İş banka- sına götürüp boşaltacak. — En hoşuna giden şey nedir?.. — Annemle beraber gezmeğe çık- mak.. amma hava güzel olmal, Gü- — Nerelere gitmesini istersin?. Ka- Jabalık yerlere, Beyoğtuna, sinema- ya filân mı?.. Yoksa tenhalara, kırla- ra m?.. — Kırlara, bahçelere... Ben hep böye le yerleri severim.. kıra, bahçeye gi- delim.. annem işini alsın, örsün.. ben de çimenler üstüne yatayım, güneş banyosu yapayım.. güneş banyosunu çok severim ben.. — Eiç yemek pişirdin mi?, — Pişirdim amma.. yalancıktan ye- mekler yaptım.. oyuncaktan yemekler, Bu söylediklerim hep oyuncak yemek- Ter... Bir tuğla parçasının içine otları doldurursun, olur türlü... Birdenbire küçük Gönül Adar sesi- ni kesti, gözlerini havaya dikti — Tayyare.. tayyare. diye zıp zıp sıçramağa başladı. Hakikaten havada beyaz bir kartaj gibi bir tayyare süzülüyordu. Gönül Adarın işaret parmağı havaya doğr çevrilmiş: — Tayyaret.. diyor.. ben de tayyare” ci olacağım. H.P.E ları bir sanat şubesinde tam ihtisaş A m Hurşid isminde bir hamal, dün Ge- Aydın (Akşam) — Aydın ve havalisinde spor teşekkülleri, zaman geçtik» çe kuvvetlenmektedir. Arasıra civar vilâyet ve kazalardan gelen spor klüple- rile samimi temaslar yapılmaktadır. Resmimizde Aydınspor takımı ile Sü- merspor takımı bik arada görünüyorlar, dikpaşadan Aksaraya sırtında yük gö» türmekle iken birdenbire fenalaşmış ve yere düşerek ölmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: