23 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

23 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 10 AKŞAM İ Haftalık piyasa Tiftik ve yapağıya talep fazladır zahireler üzerinde canlı muameleler oldu Piyasadaki vaziyet için durgunluk tabirini kullanmak (doğru değildir. Çünkü Akdeniz hadiseleri münasebe- tile, piyasaya da sirayek öden te- reddüt ve endişeler, tamamile orta dan kalkmıştır. Piyasa, geçen haf- neşredilecektir. Maamafih izahnameye de lüzum kal- madan, Türkofise müracsst eden tar cirlere, kâfi derecede malümat veril. mekiedir. Son günlerde, İktisad Vekâleti müsteşarının ticaret hak- kında verdiği izhat ta piyasayı da- ha ziyade tenvir etmiştir. Diğer taraftan, Fransa ile olan ti- caret münasebetleri gittikçe genişle- mektedir. Fransızlar en ziyade gü- müş, krom ve kuru meyvalarımızı ile aramızdaki ticaret mü- Bâsebetlerinde, biraz durgunluk baş- göstermişti. Fakat bu da ârızl mahi- yete idi. Akdeniz hadiseleri üzerine İtalyaya mal ihraç etmek için, piya- sada ufak bir tereddüt hissedilmişti. Şimdi böyle bir tereddüt kalmamış- tır, Gene İtalya için arpa ve hubu- bat satışları başlamıştır. Bilhassa son günlerde, gene İtalyan balıkçı gemileri, limanımıza gelerek taze ba- lk almaktadırlar. İhracat maddelerimizin vaziyeti Belli başlı, ihracat maddelerimi- zin bu hafta içinde geçirdiği vaziyeti birer birer aşağıya yazıyoruz: Tiftik — İhracat maddeleri ara. sında, en çok hararetli bir devre ge- çiren madde, tiftiktir. Başta Sovyet Rusya olmak üzere, İngiltere, Fransa piyasadan mühim mikdarda tiftik sl- maktadırlar. Şimdiye kadar Sovyet ticaret mümessilliği tarafından sa- tın alman tiftik mikdarı 150 tonu bulmaktadır. Bu şerait altında fiat yükselmek- tedir. Son günlerde en iyi kaliteyi haiz tiftiklerin kilosu 144 buçuk ku- ruştu. Şimdiye kadar tiftik flati normal olarak bu fiat üzerinde dur- mâmıştı. Diğer taraftan yapağılara karşı da ayni derecede talepler devam etmek- tedir. Bu malın da en büyük alıcısı Sovyet ticaret dairesidir, Şimdiye kadar 100 ton Anadolu yapağısı al muşlardır. Henüz tiftik ve yapağı üzerine Al manyaya ihracat başlamamıştır. Al man firmaları, tiftik piyasasındaki durgunluğu göz önüne getirerek fi- âtlerin düşmesine intizar ediyorlar. dı. Bu intizar boşa çıkmıştır. Tütün — Piyasada ihracat. için hazırlıklar devam etmektedir. Çekos- lovakya reji heyeti, Türkiyeye gele- rek bu sene satın alacakları tütünün nevi hakkında tedkiklere başlamış- lardır, Çek rejisinin alacağı tütünün mik- darı bir milyon 250 bin kilo tütün- dür. Bunun 250 bin kilosu, ticaret anlaşması mucibince, Türkiye depo- larında işlenmiş bir hale getirilecek- tir. Bu yüzden son günlerde Çek re- isine ait tütünü işlemek için bü- yük bir faaliyet başlamıştır. Esasen bu mevsim tütün işleme mevsimidir. Bütün depolarda tütün amelesinin kadrosu genişlemiştir. Polonya ve Fransız rejilerinin pi- yasadaki ikinci derecede bulunan adamları tedkiklerine deyam etmek» teğirler. Alman firmalarının piyasa ile ne dereceye kadar alâkadar oldukları belli değildir. Esasen iki senedenbe- ri Alman firmaları, muhtelif komii- nezonlarla Bulgaristandan daha faş- la tütün almaktadırlar. Kuş yemi — İhracat maddelerimiz arasında kuş yemi de iyi bir yer tuf- maktadır. Bir kaş gün evvel, ihra- cat için 1,000 kiloluk, Trakya kuş yemi piyasadan toplanmıştır. Pisi diğer senelere nisbetle yüksektir. ire piyasası Buğday — Bu hafta zahire fiatle- Tİ pek canlı geçmiştir. Anadoludan fazla mal gelmekle beraber, fiatlerde bir düşüklük yoktur. Meselâ iki gün evvel 40 vagon buğday gelmiş, der hal satılmıştır. Hattâ fazla mal gel- mesine karşılık flatlerde yükseliş göze çarpmaktadır. Yumuşak buğdayların flati 5 - 6 kuruş arasındadır. Sert buğdayların fiati ise 5 kuruş İle 5 buçuk kuruş arasındadır. . 'Musır — Karadeniz iskelelerinde mısır istihsal edilen yerlerde bu sene kuraklık yüzünden mahsulün az ol- masıdır. Halk daha ziyade mısır ek- meği yemektedir. Ziraat bankası, Karadeniz köylü- sünün yediği bu madde ile pek sıkı bir surette alâkdar olmuştur. Ziraat bankası, Adapazarı, Bandırma gibi, mısırın ucuz olduğu yerlerden, misir alarak Karadeniz iskelelerine tevzi etmektedir. Bu sayede, Karadeniz kıyılarında musır ihtikârının önüne geçmek ka bil olmuştur. Nohut — Bu sene bol yetişmiştir. Borsada flat 5 kuruştur. Hattâ Al- manyadan nohut almak için sipariş- ler başlamıştır. Karabiga nohutları, dünyada şöhret bulan İspanyol no- hutları derecesinde iyidir. Son senelerde, sürra nohut zeri- yatına daha çok ehemmiyet vermek- tedir. Bu yüzden, nohutlar, her sene kalite itibarile daha iyi bir vaziyete girmektedir. Bu suretle Türkiye no- hutları, yakın senelerde, dünya piya- salarında büyük bir şöhret bula- caktır, Bakla etmektedir. laları da, kalite mişti, Fındık — Bu sene fındık fiatleri, umumi vaziyete tabi olarak, yüksel- miş, sonra gene düşmüş, son hafta İçinde tekrar yükselmiştir. Piyasada- ki tereddüt ve endişelerden en ziya- de müteessir olan fındıktır. Avrupa siyasi vaziyetinin gergin bir mahiyet aldığı zaman, fındık ta- leplerinde de azalışvgörülmektedir. Bunun tesirile, piyasada en hassas bir madde olarak fındık tanınmak- tadır. Son günlerde fiatler normal bir devreye girmiştir. İç fındık 44-45 ku- ruşa kadar yükselmiştir. Halbuki iki hafta evvel 40 kuruştu. Bilhassa Türkiya - Almanya anlaşmasından evvel bir aralık 39 kuruşa kadar düş- müştü. Fakat Türkiye - Almanya ticaret anlaşması tatbik edildiği hak de, Almanyaya fındık ihracatı baş- lamış sayılamaz. Ufak tefek partiler halinde satışlar yapılmaktadır. HA. Fransaya ihracat devam Bu sene Bandırma bak- itibarile İyi yetiş 3800, altı aylığı 1900, &9 aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek ilzımdır. Revep 18 — Ruzıhazır 14i & İsmek Güneş Öğle İkindi Akşam Yalı B. 104 1142 559 928 1200 131 Yeni Mısır kraliçesi peçe takmak istemiyor Düğün merasimi Abidin sarayında yapılacaktır Daily Express yazıyor: Mısır kralı Faruk, her sabah nişan- hsı prenses Zülfikar ile otomobil ge- gintileri yapmaktadır, Düğün tarihi henüz tesbit edilmiş değildir. Mas- mafih prenses Zülfikar çihazınn biran evvel bitirilmesine gayret et- nikâhtan sonra parlak ziyafetler ve eğlenceler tertib edilecektir. Güvey tarafından geline verilecek olan yüz görümlüğü miktarı henüz belli değildir. Kral Fund kraliçe Naz- lı ile evlendiği zaman 10,000 İngiliz Yirası vermişti. Müstakbel kraliçe peçe takmak is- tememektedir, Maamafih bu mesele henüz daha halledilmiş değildir. Yal- nız nihayelte kraliçenin peçe takmak- tan imtina edeceği şüphesizdir. Windsor ve Düşesi Parise niçin gidiyorlar? Daliy Express bildiriyor: Dük ve Düşes dö Vindsor Parisi zi- yarete kati surette karar vermişler- dir. Bu seyahat için başlıca sebep düşesin Paristen yeni moda sonba- har ve kışlık tuvaletlerini tedarik et- mek arzusudur. Paristen sonra tek- rar Viyanaya avdet edecekler ve ski mevsimini Kitzbübelde geçirecekler- 3 Eylül 937 Perşembe İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi, 1250: Havadis, 135 telif plâk neşriyatı, 14: SON. Akşam İkinci Türk tarih kurultayının neşri (Kurultayın müteakip toplantı gün ve saatleri her toplantı s0— nunda ) 1830: Plâkla dans mnnikid İSAM: Spor malmhekeleri. ee daşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030: Ömer Rıza tarafından arabca söylev, 2045: Fasıl saz heyeti, 31,15: ORKESTRA, 2215: Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı, 2230: Plâkla #ololar, opera ve operet parçaları, 28: SON. 24 Eylği 937 Cuma İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230; Plâk- ia Türk musikisi, 1250: Havadis, 1305: Muhtelif plâk neşriyatı, 14: SON. Akşam neşriyd: İkinci Türk tarih kurultayının neşri (Kurultayın müteakip toplantı gün ve saatleri her toplantı 80- nunda bildirilecektir), 1830: Plâkia dans musikisi, 1930: Feriha Tevfik tarafından Türkçe tangolar piyano refakatile, 20: İbrahim ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030: Ömer Rıza tarafından arabca söyler, 2046: Se- imiha ve arkadaşları tarafından Türk mu- #ikisi ve halk şarkıları (Sant ayarı), 2115: ORKESTRA, 2215: Ajans ve borsa ha berleri ve ertesi günün programı, 2230: Armonik İle tangolar, 3: SON, Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli: Kurtuluş caddesinde Necdet, Taksim: Nizameddin, Beyoğlu: Kan- #uk, Yenişehirde Baronakyan, Bos- tanbaşında İtimad, Galata:* İsmet, Kasımpaşa: Müeyyed, Hasköy: Aseo, Eminönü: Agop Minasyan, Helbella- da: Halk, Büyükada: Halk, Fatih: İs- mall Hakkı, Ki ük: Ahmed Suad, Bakırköy: m, Bariyer: Asaf, ye Yeniköy, meri Ru- melih ler, Aksaray: KİRALIK EV Nişantaşında on bir odalı bah- çe içinde konforlu bir ev kiralık- tar. Geniş bahçesi, kalorifer ve garajı vardır. Her gün sabah on. dan ikiye kadar 41287 No, ya te- SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Ter Tefrika 28 Eyidi 1937. cüme, iktibas hakkı mahfuzdur No. 11 Mebusan intinabı hakkındaki Irade gelince bütün vükelâ şaşırdı! Elimizde Yıldız sarayındaki bu mühim vükelâ içtimamın zabıtları olmadığı için bu içtimada cereyan eden halleri, müzakereleri Abdülha- mid vükelisinın meşrutiyetten sorra ekseriya biribirinin aleyhinde ve ken- dilerini o meşrutiyeti ister, severken zaruretle istibdada hizmete katlan- mış bir durumda göstermek emelile yazdıkları «hatıratlar» dan istihrac eylemekten başka çare yoktu. Kâmil paşa (Said paşaya cevapla- rında) bu gece cereyan eden hallere dair Said paşanın hatıratında verdi- ği tafsilâtı «vakıa tamamile muva- fık» bulmuyor ama kendisi de çok izahat vermiyor. Ben burada bu iki rakibin bu gece- ye dair verdikleri malümatı - biribi- TİNİ ikmal ettikleri noktalarda - ala- rak bunları mabeyin başkâtibi Tah- sin paşanın Yıldız hatıralarında bul- duğum beyanat ile ve diğer vükelâ- nın yazdıklarile tatbik ve mezceyle- mek suretile bir sıraya koymağa ça- Uştam. Buna diğer risalelerde, eserler- de ve gazetelerde gördüğüm izahatı ve hususi malümatımı da ilâve ettim. Sarayda meşrutiyete karar verildiği gecenin hâdiseleri hakkındaki bu ic- mal bu suretle meydana geldi. İkinci kâtip ve karin İzzet Holo paşa meşrutiyetten sonra Avrupada bulunduğu sırada bu gece cereyan eden ahval halkında eski Ankara mebusu B. Mahir Saide bazı ifşaatla bulunmuştur. B, Mahir Saidin Politika gazetesin- de neşretitği (31 mart) eserine aldığı bu izahata göre: (Abdülhamid bütün geceyi uyku- suz geçirdikten sonra perşembe saba- hı İzzet paşayı huzuruna celb ile baş- kasına biat olunacağı hakkında Ru- meliden gelmiş telgrafnameyi göste- rir; bu hususta vükelânın ne düşün- düğünü anlamak ister. İzzet paşa huzura çıkmadan evvel saraya gelince içtima halinde bulu- nan vükelâ nezdinde biraz kalmıştı. Vükelânın hiç bir şey düşünmediğini biliyordu; Haşim ve Zeki paşalardan gayrisinin büyük bir aciz ve tövekkül ile el uğuşturduklarını görmüştü. Böyle olduğu halde iradeye imtisalen vükelânın yanına gider ve kendileri- ne: — Şevketmeab efendimiz bu telgraf için ne düşündüğünüzü soruyorlar, der, Haşim paşa: — Kabul edilmemeli. Bu bir teh- diddir. Falileri şiddetle tedib olun- malı! reyinde bulunur. Memduh pa- şa buna peyrev olmakla beraber: — Bilmem, nasıl olur? Düşüncesile tereddüd izhar eder, Vükelâ meclisine memur Kâmil paşa- nm ne dediği anlaşılmaz. Fakat Said paşa ile diğerleri el uğuştururlar ve kararı padişaha bırakırlar, Bunun Üzerine İzzet paşa tekrar huzura çi- kar. — Vükelâ aczi mutlak içinde bulü- nuyor. Halbuki vekayi durmuyor. Acil bir karar ittihazı icab ediyor. Müsaade buyrulursa kulları bugün Sultan Mecidin Hayri efendiliğini ta- kınacağım. der. Abdülhamid bir çok defalar İzzet paşaya hikâye etmiş ki: Abdülmecidin bir Hayri efendisi varmış; Defterhaneye memurmuş. Nezdinde pek mergüb olduğundan bir müşkül zuhurunda kendisine akıl danışırmış, Tanzimat ilân olunacağı sırada da bu Hayri efendi saraya çağ- rılmış ve fikri sorulmuş. Vükelâ ma- rifetile önceden meseleye vakıf olmuş bulunan Hayri efendi padişah sözünü bitirir, bitirmez: — Aman, efendimiz! Merhamet buyrunuz, bunu kabul ediniz! demiş. Abdülmecid: — Nasıl olur? Bu saltanat maka- mında hiç bir hak ve kuvvet bırakmı- yorl diye itiraz etmiş. Buna karşı da Hayri efendi; — Efendimiz şimdi bunu kabul ile halihazırdaki galleleri bir kere izale ederler, Ötesi kolaydır. Bu kâğıt par çasıni sonra lime, Time ederler ve ça» murs atarlar, Mülâhazasile padişahın endişesini bertaraf etmiş. İzzet paşa bu tarihi dakikada bu hikâyeyi hatırlıyarak: — Wükelâ aciz izhar ediyor. Halbu- ki Rumeli cevap bekliyor. Kanunu esa- siyi efendimiz ilân buyurmuşlardı. Bilâhare bazı ahkâmı tatbiksiz kaldı, Şimdi bunlara müsaade ederseniz gü- rültü bertaraf olur, Sonrası kolay ve reyi şahanelerine muhavveldir. der. Abdülhamid bir müddet düşünür! Tereddüd eder; fakat nihayette: — Peki, öyle olsun! Cevabını verir ve vükelâya lâzım gelen muamelenin ifası için emir gön- derir. İzzet paşa vükelânın - bulunduğu odaya tekrar girince hepsi kendisinin yüzüne bakarlir, O Nafıa nazırı Zihm Paşanın yanında bir sandalyeye otu- rur, iradeyi padişahın haysiyetini muhafaza eden bir Jisan ile tebliğ eder: — Padişahımız buyuruyorlar ki kanunu esasiyi karihadan ben bahş ve ihsan etmiştim. Sadrazam paşa © vakit başkâtip bulunuyorlardı! Onun için pek âlâ bilirler. Mebusan itihab olundu; âyan tayin edildi. Meclis iç- tima etti. Fakat ilcayi zaman İle bu içtima devam edemedi. Halbuki ka- nunu esasi.baki ve salnamelerde masturdur. Âyan ise maaşlarını &li- yorlar. Hal ve mevki şimdi değişmiş- tir. Mebusanın intihab ve içlimama imkân ve lüzum hasıl olmuştur. Vü- kelâ heyeti bu lüzum üzerine bir maz- bata yazsınlar ve intihabata hemen başlanmasını vilâyetlere" bildirsinler, Bu irade vükelâyı şaşırtır. Sald pa- şa: (Yalan olmasın!) diye İzzet pa- şanın yüzüne dik, dik bakarken Mem- duh ve Zeki paşalar itiraza ve telâşa başlarlar, İlk hayret dakikaları geçtikten son- ra mazbalanın yazılması sadrazamın rica ve ısrarile İzzet paşaya havale olunur. Biraz nazdar. sonra İzzet pa- şa müsveddeyi karalar, Tebyizden san ra ve mühürlenmeden evvel arzolun- mak üzere götürürken köşede oturan Kâmil paşa kendisini çağırır — Bu güzel! Yalnız bir eksiği var. Efendimiz müsaade etseler de bir de affı umumi ilân olunsa! der. mazbatalar tebyizl mütea- arzolunur ve. (mühür. esi istihsal olunurdu. fikrine uymıyan tabirler, eler çizilir, değiştirilirdi. Vüke- lâ ancak beğenilen sureti mühürler- lerdi, İzset paşa bu defa da bu iş için hu- zura çıkınca Kâmil paşanın fikrini Abdülhamide arzeder; — Pek âlâ, mazbataya bu da ilâve olunsun! İradesini alır. Bu irade de nin yanında İzzet paşa kaler bataya ilâve edilir.) İzzet paşanın bu gece cereyan edeh ahvali bu tasvir tarzı hem eksik, hem karışıktır; bazı noktalarda vükelânın hatıratlarında anlattıklarına da te- vafuk etmiyor. Bizce bu izahat arasın» da en ziyade mühim tutulacak nokta (Hayri efendi) hikâyesidir, Bununla İzzet paşa itiraf ediyor ki işine gelmezse kanunu esasiyi gene kaldırabileceği fikrini kendisi Abdül hamide telkin etmiş! Biz bu tarihi geceye ait tafsilâtı di- ğer hatıratlardan takib eylemeği ter- cih ediyoruz. Bunlardan anladığımıza göre Ru- meliden gelmiş olan telgraflar vüke- lâ heyetinde okunur okunmaz hal ve vaziyetin ehemmiyeti herkes nazarın- da taayyün etti. Kıyamın vasıl oldu- ğu dereceye göre heyette kanunu esasinin meriyetini iade lüzumuna meyl ve kanaat hasıl etmeyen kalma- dı, Fakat bu telgrafnamelerin meal ve mündericalı, açılması istenilen mebusan meclisi hakkında mütalea beyan etmek ve padişaha teklifte bü- lunmak şöyle dursun bu mebusan meclisi sözünü ağzına alacak bir yi git çıkmıyordu. (1) Yapılacak mazbatada maslahatın bulmakta bütün meclis Azası mütw hayyır bulunuyorlardı, (Arkası varj, (1) Haşln paşa: Tezkiri İnkilp, ükelâ- e maz | i

Bu sayıdan diğer sayfalar: