28 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Eyi 1937 Dilkcat edilmesi edilmesi lâzım gelen bir kaç nokta Evde yapılacak pastaların güzel ol- ması, kabarması için birçok şeyelere dikkat etmek lâzımdır. Bunlardan bi- rincisi kullanılan malzemenin, yani Yağın, unun, şekerin, iyi cinsten ve yumurtaların taze olmasıdır. En çok itina edilecek nokta da temizliktir. Kullanılacak kap kacak tertemiz ol- Malıdır. İ Tarif edilen ölçülere dikkat etmek elzemdir. Fazla yağ, un, şeker, yumur- Ra koymak pastanın kabarmamasına, hamur gibi kalmasına sebep olabi- lir. Aksini yapmak, gösterilen ölçü- lerden az koymak ta ayni neticeyi ve- bir. Un kullanılacağı zaman elekten ge- girilir. Yumurtalar telle vurulup kö- pürtülür. Akları ayrıca vurulacaksa çabuk sertleşip kabarması için vur- mazdan evvel ya bir tutam tuz, yahu”, bir iki damla limen suyu ilâve etmeli- dir. Keklere konulacak kuru üzüm- lerin dibine durulmaması için un için- de yuvarladıktan sonra hamura kat- Malı, Fırına tatlıyı vermezden evvel si- caklık derecesini anlamak için bir par» ça kâğıt koymalı. Kâğıt beyaz ka- arsa fırın ılıktır, sararırsa sıcaktır, Koyu sarı olurda kızgındır, kâğıt ya- 'narsa fazla kızgındır. O zaman fırına bir kap içinde soğuk su koymalı, Fırın bir iki dakika içinde istenilen harare- te iner, Kalıplar dalma yağlanmalı, sonra içine hamur dökülmelidir. Pişirilen pastanın kalıptan kolayca çıkması için fırından çıkar çıkmaz üzerine bir p3- çete örtmeli, yahut bir kapak kapa- malıdır. Birkaç dakika sonra hiç bo- zulmadan pasta kalıptan çıkar. Kek, torte, pasta gibi şeyleri birkaç gün taze olarak muhafaze etmek için durdukları dolaba kesilmiş birkaç parça elma, yahut patates koymak kâfidir. Kapalı kalan odaların kokusu nasıl giderilir? Sayfiyeden avdet edince uzun müd- det kapalı kalan odalarda garip bir koku olur. Bunu gidermek için açık ağızlı madeni bir kap içine bir mik- tar kolonya koymeli ve yakmalıdır. Kolonyayı yanıp bitinciye kadar bı- rakmalıdır. Odada serinlik veren hoş bir koku hasıl olur. (AKŞAM) ın deli vo romani Mektep arkadaşları »— Genç miydi — Pek değil, ama güzel kadındı, Hastabakıcı benim bu bir tek sun- Mmden kuvvet almış gibi o kadar de- rin izahat vermeğe başladı ki dinle- memek için muayene odasına geçme- ğe mecbur oldum. Ona ben cesaret vermiştim. Neden alâkadar olmuş- tum, Genç mi diye neden sormuştum. Bazan öyle zâaflarım oluyor ki sonra- dan farkına varıyorum. Bu yüzden akşama kadar günüm neşesiz geçti. Karar verdim. Vazifem olmıyan şe- ye katiyyen karışmıyacağım. ... Hastam tamamile iyi oldu. Doktor iyi tahmin etmiş, On beş günde kol hareket etti. Bizim asabi- yeci arkadaşa da kontrol ettirdik. Si- Birler tamamile arızasiz. Şimdi artık yavaş yavaş kendi hareketile eski ha- Mini bulacak, Adamcağız ameliyat olmak niyeti- le geldiği için böyle masajla iyi oldu- Şunu görünce doktorla mutabık kal- dıkları yüz elli liradan başka bana a yirmi beş lira vermek İstedi, Alma- Sonbaharda ince yünlüden veya yünlü jerseyden bir toyörü beş altı şekilde giymek mümkündür: 1 — Tayör olarak giyildiği zaman içine ipekli bir bluz lâzımdır. 2 — Reverlerini kemer altına devi- Terek içine organdiden bir jabo gi 50 yaşından sonra ekmek yememeli imiş! Bir Fransiz doktoruna göre, çok yaşamak için ekmek yeme müddeti- nl üçe ayırmalı imiş. Çocukluktan otuz, yaşına kadar ekmek yemeli imiş. Otuz- dan elli yaşına kadar siyah köy ek- meğini az miktarda yemek eniz imiş. Elli yaşından sonra hiç ekmek yeme- mek ömrün uzamasını temin eder Göz altlarının kırışmaması icin Otuz yaşını geçen kadınlar mutla- ka gece yatarken göz altlarına yağlı bir krem, hattâ düz zeytinyağ sürme- Mdirler, Yüzde ilk kırışma alimi göz altında başlar. Buranın cildi ince ol- duğu için bunu yağlamak yumuşak- lığım ve elâstikiyetini muhafaza eder, kırışıklara mâni olur. Tefrika No. 59 Bürhan Cahid ——— dım, Israr etti. Doktor benim de ısrar edeceğimi hissedince araya girdi: — Siz masaya bırakın da efendim. Ben kendisinden rica ederim sonra! Adamcağız herhalde gönül rızasile verilen parayı almaktan çekinen dok- töru ilk defa görüyordu. Beş liralık- ları masanın üzerine bırakırken ga- rib bir tebessümle de bana baktı: .— Maşallah hanım kızım, dedi. Her doktor senin gibi olsa İstanbul yangın yerine dönerdi. Doktoru güldüren bu esprinin mâ- nasını pek geç anladım, Hasta bin bir teşekkürlerini tekrar ederek ve bize Bursadan bir çok hediyeler göndere- ceğini vaadederek çıktıktan sonra doktor bana döndü. Âdeta azarlar gi- bi: — İyisin, hoşsun, -zekisin. Fakat paraya karşı pek bigânesin. Şunu bil Ki iyi bir doktor olmak için paralı ol- mak lâzımdır. Seyahat edersin. Avru- pa hastanelerinde kalırsın, güzel bir kabine açarsın, hayatını düzeltirsin. İyi yaşamak için iyi kazanmak lâzım- dır, Şu tabiatini değiştirmeğe çalış i kuzum. lirse şekli büsbütün değişir. 3 — Yakası kapalı giyilince keme- ri renginde kadife bir eşarp boğazı- na konmalıdır. 4 — Reverler ilikli, üzerine beyaz krep satenden iki katlı yaka konmuş- | Mayonezier lar, sebzeler mayonezle ye- nir. Fakat dalma aymi lezzeti olan ma» yonezi değiştirmek icab eder. Mayonez yapmasını ekseriyet bilir. Bir yumur- tanın yalnız sarısını almalı, kaşıkla ezmeğe başlamalı, damla damla ol- | mak üzere bir çay fincanı zeytinyağı akıtarak ezilen yumurtaya içirtmeli, Buna az sirke içinde ezilmiş hardal katmalı, tuz ilâve etmeli, Tam ekşi olması için limon suyu koymalı. Ma- yönez sarı renkte tahin koyuluğunda bir salça olur. Bu mâyönez içerisine bir veya iki kaşık ezilmiş domates suyu ilâve edi- Mirse pembe renkte nefis (Nis) mayo- nezi ismi verilen salça yapılmış olur. Düz mayonez içerisine ince doğran- Ve masanın üzerindeki paraları ai yüz lirasını her zamanki gibi sumen- nin altına koydu. Geri kalan yetmiş beş lirayı bana uzattı: — Al bakalım! Zannederim ki şim- diye kadar tedavi ücreti diye hiç bir hastadan para almadın! — Hayır! — Öyle ise uğurlu, bereketli olsun! İşe yeni giren bir genç doktor için fe- na para değildir, Hastanede bir ay ça- laştığın halde anöak bu kadar maaş alabileceksin, Ümid ederim ki burada sana ayda üç yüz liralık İş çıkar. İs- tersen seninle bir mukavele yapalım. Ameliyatlarda bana yardım edersin, bazı hastaların, meselâ diyatermi te- davilerini sana bırakırım. Kabinenin hiç bir masrafına iştirak etmezsin - buna mukabil kestirme ayda üç yüz Yira alırsın - kabul mü? Ne cevap vereceğimi şaşırdım, Ha- yalimdeki ümidlerin birdenbire hâki- kat olup çırçıplak önüme serilmeleri beni sersem etmişti. Fakat karşımda her şeyi maddi cep- heden gören tecrübeli meslektaşım bir Amerikalı iş adamı gibi benden cevap istiyordu. Hiç düşünmeden: — Peki hocam, dedim. Kabul ediyo» rum, Ve ona daha faydalı olmayı düşü- merek hemen ilâve etiği; çok yermetler, soğuk | | tur. 5 — Reverin bir tarafı devrik giyi- | ince biri açık, diğeri koyu fki renkten İ yaka ve rever konmuştur. © — İki reveri açık olunca içine İ konuları ipekli bir jile yakadan do- lanarak önde bağlanmaktadır. Yumurta kabukları çamaşır- ! ları beyazlatırmış Yumurta kabukları, çamaşır yıka- Hip kaynatılırken bazan içerisine atı- Lrsa çamaşırlar kar gibi beyaz olur- miş. Ütü kızartılarını izale için Kumaşlarda ütüden hasıl olan kı- İ zartıları izale etmek için bol Borate de Souda konulmuş olan su içinde çalka- lamak lâzımdır, Kumaş kuruduktan sonra ütüden geçirilmelidir. miş zeytin, kapr, hiyar turşusu, katı yumurtanın beyazı karıştırılırsa (Ta- tar salçası) denilen mayonez olur. Bu mayonez içerisine arzu edenler pek az sarmısak ta koyabilirler. — İsterseniz hastanedeki vazifem- den de istifa edeyim. Âdeta haykırır gibi: | — Hayır, hayır, dedi. Sakın! Şunu İ bil ki hastane, maaşı ne kadar az olur- sa olsun bir doktor için asla tepilmi- yecek bir ekmek ve nimet kapısıdır. Bir hastanenin doktoru olmak şöhre- ti ve ehliyeti az çok resmi sıfat ve sa- Jâhiyetlerde arıyanlar için kuvvetli bir emniyet supapıdır. Ayda binlerce lira kazanan profesörler bile günleri- nin yarısını zapieden hastanelere bağlılıklarını muhafaza ederler. Bu mutlak lâzımdır. Parası için değil, is- mi için.. bundan bahsetmiyelim artık, Şimdi aramızda hususi bir mukavele yaparız. İstersen notere de tasdik et- tiririz, İşimize devam ederiz. Sen ak- şamlari almanca dersleri aldığını söy- Jüyordun, Devam ediyor musun? — Evet! — Devam et, çok istifade edersin. Bir fırsat çikip Avrupaya gidecek olursan... Doktor Hayri bey hayalimdeki yaşı- yan ümidleri işletip hakikat şekline getirmek için tesadüfün karşıma çi- kardığı bir adam.. bugüne kadar dü- şüncelerime ve hislerime bu kadar ya- kın insanla karşılaşmadım.. ben onu dedikler igibi egolst bulmuyorum. Bel- ki biraz maddi. Fakat anlıyorum ki doktor Hayri bey ilk defa bana hisle- Moda haberleri Siyah krep saten etekler ile her türlü biüzları giymek moda- dır. X Tilkilerin kuyrukları şapka- lara tüy gibi kullanılıyor. * Eldivenlerin üzerine renkli ipekle çiçekler işlemek rağbette- dir. * Bolero günün her saatinde giyilecektir. Dradan, kadifeden, kürktef, satenden lâmeden yapı- lacaktır. Kemerler enli ve uzundur. Kadifeden veya ipekliden yapılı- yor. Bağlandıktan sonra uçları sarkıtılıyor. # Şapkalar çok yüksek, bilhas- sa tepeleri sivridir. * Krep saten bluzlara ince kürkten aplikasiyon yapılmakta- dır. * Siyah, çam yeşili, at kesta- mesi rengi, bakır rengi, mavim- İrak kurşuni ve şarabi renkler modadır. Erenky, B. Muallâ: Bağınızda bulu- nan üzümden istifade ederek üzüm körü yapmak istiyorsunuz. Bu, iki surette olur; Birineisi günde bir öğün yalnız öğle ye- meğinde izgsra et ve bol sebze yemeli, sa- bah, ikindi ve akşam yemeklerinde yiye- bildiğiniz kadar bol üzüm yemeli. İkinci- si her gün mutad yemeği yiyerek haftada bir gün yalnız üzüm yereli, O günü ne et, ne sebze, ne de ekmek yememelidir. Bazı kimseler sabah kahvaltısını haz- federek her gün sabahları yarım kilo üzüm yemek suretile bu kürü yapmakta- dırlar, Üzüm kürünü herkes yapabilir. Arzu ederseniz bir defada aile doktorunuza sorabilirsiniz. Sünger nasıl temizlenir? Ihlamur, Babire: İri süngerlerin te- mizlenişinde diğerlerinden bir fark yoktur. Derince bir kap içerisine ılık su koymalı, buna bir iki İlmen sıkmalı ve bu su içeri- sine temizlenecek süngeri sokmalı. Bir kaç san durduktan sonra temiz suyla çalka- layıp sıkmalı ve gölgeye kurutmak üzere asal Limon yerine bir çorba kaşığı bikarbo- nat Gö sud yahut iki çorba kaşığı tuz su içerisine konuluran ayni tesiri yapar, belki de daha iyi temizler, Saçın rengini açmak Adana, Fatma. : Saçlarmızın rengini açmak için saçlarınızı yıkayıp kurulunuz. İki bardak su içerisine bir avış Alman papatyası koyup yarım saat kaynatınız. Bonra süzünüz. İçerisine yarım çaz kaşı- ği amonyak karıştırınız. Saçlarının bu su İle islatip kurutunuz. tarsimz daha Kizil olür. On günde bir bu ilâcı yaparsanız saçla rınız dalma ayni renkte kalır, Güneşle kuru- rinden bahsetmiyen bir adam oldu, Beni meslek arkadaşlarıma karşı mü- tereddid ve ürkek hareket ettiren hep o eski temasların bıraktığı menfi te- sirlerdi. Doktor Hayri beyle konuşur- ken gözlerinin, kadın karşısında der- hal rengini, bakışını değiştirip istika- metini şaşıran bir çok erkek gözleri gibi titremediğini görüyorum. Bu adam yaşlı da sayılamıyacağı halde çok görmüş geçirmiş olduğu için ha- yatına olduğu gibi hislerine de hâkim, Beş yıldanberi yanında çalışan hasta» bakıcısı Leylâ hanım onun bir gün ok sun hırslandığını görmemiş. Böyle 8i- nirsiz ve iradesine hâkim bir insanla arkadaşlık etmek herhalde İs tifadeli olacak.. kendim için kusur bildiğim zayıf taraflarımı o belki de İ yavaş yavaş terbiye edecek. Bunun benim için teşekkür edilecek bir tesa- düf olduğuna inanıyorum. , Onunla çalışırken kadın olduğumu unutuyorum. Başka meslektaşlarımla konuşurken bile gösterdiğim ihtiyatlı tedbirlere lüzum görmüyorum, Çün- kü ne bakışlarında, ne hareketlerinde beni ürkütecek, benimle mesai arka» daşlığını geride bırakacak ve herhan“ gi bir hissi temayülü belli edecek biz iz görmüyorum. Demir gibi bir adam, ".” Hayatımdan çok memnunum, o (Arkası var) edusa

Bu sayıdan diğer sayfalar: