6 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

6 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife AKŞAM 6 Mart 1938 İzmir mektupları Izmir kızılayının kıymetli yardımları 937 senesi zarfında yapılan işler - Yeni idare heyeti seçimi İzmir (Akşam) — İzmir Kızıly mer- ke kurumu 1937 senesinde mühim İş- Ter başarmış, fakir halka, yoksul tale- beye mühim yardımlarda bulunmuş- tur, Tahsil çağındaki çocuklara husu- sl bir alâka gösterilmiş, öksüz veya fakir 2030 mektepli çocuğa elbise, ki- tap veya ayakabı almak gibi muhtelif şekilde yapılan yardımlar için 3042 1i- ra sarfedilmiştir, Kızılay merkez he- yeti, bu yardımı, alelâde bir maarifse- verlik hissinden doğan bir alâka ile değil, bilâkis mâsum yaşlardaki ıztı- rab ve yoksulluğun Kızılayın vicda- nında daha derin ve daha şefkatli bir makes bulduğu için- yapmıştır. Gıdasız ve muhtac halde kalan fa- kirlere, her nasılsa İzmire gelen veya memleket hastanesinden çıkıp ta memleketine dönemiyecek vaziyette kalan 1436 vatandaşa 1697 lira sarfe- dilmiştir. Üç sakata suni ayak yaptı- rilmak suretile 180 lira harcanmıştır. İstirdaddanberi halkımızın rağbetine mazhar olan dispanserlerde bir yıl içinde 21965 hastaya bakılmış, ilâçla- Tı meccanen verilmek suretile ıztırab- ları tehvin edilmiştir. Kızılayın üç dispanserinde, bu neticenin alınabil- mesi için 11867 lira sarfolunmuştur. Bu hayırlı faaliyete bu sene daha ge- niş bir şekilde devam edilecektir. Kızılayın açtığı Aşevinde her gün 500 - 700 ameleye gayet ucuz sıcak yemek yedirilmektedir. Yakında baş- ka fabrikalardaki amele de yardım hududu içine alınacaktır. Bir yıl için- de vilâyetimizde iskân edilen göçmen kardeşlerimizin yerlerine sevk ve İs- kânlarına kadar Kımlay kurumu is- şe vazifesini yapmıştır, Köylerden ku- duz tedavisi için İzmire gönderilen, parasızlık ve yersizlikten memleket büslanesine misafir ödilen vatandaş- ların iaşe ve ibatesini deruhde etmek vazifesini de Kızılay merkezi üzerine alacaktır. Bundan maksad, hastane- nin aktif yatak kadrosunu füzulen işgal ettiği için sıkıntılı bir vaziyet ihdas eden bu halin önüne geçmek, hestanenin tedavi bakımından faali- yetini genişletmektir. Bunlar için icab eden masraf, hususi idareden te- min edilecektir. Büyük şefkat kurumunun İzmir merkezinin yeni sene bütçesi varidat ve musraf 45600 lira olarak müteva- zin şekilde hazırlanmıştır. Dispanser- ler masrafı 11500 fira tesbit edilmiş- tir. Kızılay yıllık kongresinde hastala- ra, yaralılara kan vermek için kan vericiler bulundurulması ve Kızılay merkezi tarafından beslenmeleri hak- kında dileklerde bulunulmuş, yeni merkez heyetine Dr. B. Cevdet Özyar, avukat Baha”Yürük, Dr. Hüseyin Hul- ki Cura, Ali Aalim Bayer, Ekrem Hay- ri Üstündağ, Lütfi Serinken, Bn. Dr. Sabire, Süeda, Nerime, Rukiye seçil- mişlerdir. Yeni merkez heyetine mü- vaffakıyetler dileriz, Liman vasıtaları Vesait buhranını önlemek için elli mavna ısmarlandı Limanda mevcud vesait buhranmı önliyecek tedbirler alınması kararlaş- tarılmıştır. Deniz Bank liman işletme idaresi bu maksadla Alaplı'ya 50 mav- na ısmarlamışlır. Bu mavnalar gel dikten sönra buhran kismen azâle- caktır. Vesait buhranına sebeb İç ve dış ticaretimizdeki inkişaftır. Diğer taraftan mavnalar ahşâb ol- dukları için pek çabuk çürümekte ve tamirlerinde de bir çok müşkülâta te- sadüf edilmektedir. Bunun önüne geçmek İçin saç mavnalâr yaptırılma- si düşünülmüş ve tecrübe edilmek üzere Havuzlar idaresine üç mavna sipariş edilmiştir. Mavnalardan biri bir aya kadar denize indirilecek ve tecrübe muvaffakıyetle neticelenirse bunlardan 50 tane daha yaptırılacak- tar. — O zaman yazacağın mabâdı âk- hıma göldi, hani yarıda bırakmıştın. | Bugün devam edebiliriz. Tam zama- nında İyi bir seri yazmış oluruz. Sofraya oturdu: — Olur, dedi. Madem ki boynuzlu Forestier geberdi, artık yazabiliriz. — - Bu şaka çok yersiz; hem ar- tik bir nihayet ver. Çok uzun sürdü... Gene alay ederek cevap verecek! tam bu sirada şu telgrafı getirdiler: «Deli olmuştum. Affediniz ve yarın Baat dörtte Monceau parkına geliniz.» li sevindi, telgrafı cebine ko- — Peki karıcığım, bir daha söyle- mem, dedi. Hakkın var, mânasız... Yemeğe başladı. Bir taraftan yemek yiyor, bir ta- raftan da tekrar ediyordu: «Deli öi- muştum. Affediniz ve yarın saat dört- te Monceau parkına geliniz» demek razı olmuştu. Bu: «Teslim oluyorum, sizinim, nerede ve ne Zaman istersi- niz» demekti. | Deniz Bank teşkilâtı İstanbulda bir şube teş- kiline karar verildi Deniz Bank'm İstanbul teşkilâtı için çalışmalara devam ediliyor, Ban- kanin merkezi Ankarada olmakla be- raber deniz müesseseleri İstanbulda- dır. Bu cihet gözönünde tutularak İs- tanbulda bir şube açılması ve umum müdür muavinlerinden B. Tahir Kev: kebin bu şubenin müdürlüğüne tayi- ni münasib görülmüştür. Deniz Ban kın bankacılık servisi * zeğdürlüğüne tâyin edilen B. Tahir Kevkeb ayni sö- manda İstanbul şubesi müdürlüğü vazifesini de görecektir. Deniz Bank İstanbul şubesinin ih- 'dasından gaye şehrimizdeki deniz mü- esseselerile umum müdürlük arasında dâha sıkı ve yakından irtibat temin etmektir. Umum müdür B. Yusuf Zi- ya Öniş tetkik ve temaslarda bulün- mak üzere yakında Ankaraya gide- cektir. tuhaf bir adamdı. Du Roy, ertesi gün randevuya tam yaktında geldi, Bahçenin kanapesin- de, sıcaktan bitap dönenlerle, yolun kumlarında yuvarlanan çocuk dadı- Tarı oturmuşlar, uyuklıyorlardı. Bayan Walteri, bir harabedeki akar suyun başında buldu. Du Royu gö- rünce: — Bu bahçe me kadar kalabalık, dedi. Du Roy bu fırsatı kaçırmadı: — Bu doğru, dedi, başka yere gi- delim mi? — Nereyel — Nereye olursa olsun, meselâ bir arabaya binelim. Kendi tarafınızdaki perdeyi kapar, görünmezsiniz, — Daha iyi olur; burada korkudan ödüm patlıyor. — Beni beş dakika sonra kapıda bulursunuz, bir araba tutup gelirim. Koşarak gitti. Kadın arabaya bi- nip perdeyi kapadıktan sonra sordu: —- Nereye gideceğiz? Gülmeğe başladı. —8iz meşgul olmayın, ben araba- Müdeleine sordu: cı ile konuştum. Ye — Nen var? Arabacıya, Constantinople soka- — Mühim bir şey değil, biraz evvel | gındaki evinin adresini vermişti. rasladığımı-bir rahibi düşündüm de, | (Kadın: hair MDR 5 Aşk yüzünden feci bir cinayet Bir köylü sevdiği kadını tabanca ile öldürdü. Sıvas (Akşam — Zaraya bağlı 'Yapak köyünde bir cinayet ol- muş bir köylü sevdiği (o kadını © öldürmüştür. Bu #* hususta yaptı- ğım tahkikatın neticesini bildiri. ” den Mehmed oğ- | lu İzzet bir müd- “iŞ det evvel İstan- 2 bula gitmiş, ora- o Katli İzzet da bulunduğu zaman Emine adında bir kadınla tanışarak gayri meşru mü- nasebette bulunmıya başlamış, böyle» ce aradan aylar geçmiştir. Bir gün İzzet köyünün hasretini #» çinde hissedince Emineden ayrılarak köyüne dönmüş, cinayetten bir hafta evvel de Emine İstanbuldan (kalkıp Yapak köyüne gelmiş, İzzeti bulmuş tur. Bir gün Emine İzzete: Bu hayatı bir sonuna bağlamak lâ- zım. Beni nikâhla 81. Daha iyi yaşarız demiştir. Bu söz üzerine İzzet hiddetlenmiş. — Ben seni karı alamam. Benim ka rım var hattâ hamiledir. cevabını ver- miştir. Sevdiğinden bu sert cevabı alan E- mine evden çıkıp gitmiş. İzzet te ar- kasına düşmüş: — Gel etme Emine kış vakti nereye gidiyorsun ben seni yarin götürürüm. demiş. Bu sırada sralarında dil kav- gası başlaimış, İzzet tabancasını çıka- rarak Emineye ateş etmiştir. Emine aldığı yaraların tesirile karların Üze- rine yuvarlanarak ölmüştür. Katil İz- zet yakalanmıştır. Kaçak ipekli kumaşlar “Toros ekspresi yolcularından Abdül- kadir ve Ali isimlerinde iki arkadaşın yaziyetinden şüptlelerlen gümrük mu- hafaza memurları üzerlerifi aramış ve bir çok ipekli kumaş meydana çi- karmışlardır. Kumaşlar müsadere edilmiş, ka- çakçılar hakkında kanuni muameleye başlanmıştır. İzmirde Türkkuşu İzmir 5 (Akşam) -— İzmir Türkku- şu için Ankaradan yeni paraşütler ve anemometreler gelmiştir. İzmir Türkküşunda bu yıl dersle- rini 52 talebe takip edecektir. Cemal Nadir'in YY Fükâye serisi mündericatın. çokluğu. dolayısile bugün dercedilememiştir. Özür dileriz. — Sizin yüzünüzden he kadar üzüldüğümü; nasıl muztarip olduğu- mu tasvir edemezsiniz dedi, Dün kili- sede çok sert davrandım, faket her ne Ölürsa olsun sizden kurtulmak is- tiyordum, Sizinle yalnız kalmaktan çok korkuyorum. Beni affettiniz mi? — “Tabii affettim, sizi öyle seviyor- rum ki, affetmememe imkân var mı? Kadın yalvarır gibi yüzüne bakı- yordu: — Bana hürmet etmelisiniz... İleri gitmemelisiniz, yoksa bir daha yüzünüze bakamam. Birdenbire cevab vermedi, kadın- ların çok beğendiği tebessümü gene bıyıklarının ucundaydı. Nihayet mı- Bunun üzerine, kendisini nasıl #ev- diğini anlattı, Madeleine ile evlendi- gini duyunca, sevdiğini kavramıştı. Birdenbire sustu. Araba durmuştu. Kocası aleyhinde şahitlik eden kadın Dört defa evlenmiş, kocalarının hiç birisini sevmemiş, beşinci defa evlen- mek istediği erkeği de sevmiyormuş! Geçen hafta, Londra mahkemesin- de, bir alacak davası görülüyordu. Bu davada, suçlu Tunstell nammds bir koca, şahid, karısı Dorothy idi. Tunstell bir dostundan on küsür ingiliz lirası aşırmakla ittiham edili- yordu. Bu davada kocası aleyhine şahitlik yapan Dorothy Tunsteli Londranm, sayılı güzel kadınlarından biridin Kemale ermiş kırmızı kirazlar gibi olgun dudakları, sehhar yeşil gözle- Ti, çok sevimli bir çehresi, ve değme erkeklerin odayanamıyacakları mu- kavemetsiz bir cazibesi vardır. Bu güzel şahit, mahkeme salonuna girdiği zaman seyirciler kendisini adam akıllı görmek için ayağa kalk- mışlardır. -Genç kadın, relsin sual sormasına meydan bırakmadan söze başlamıştır: — Bay reis! Bin dünyanın en'kor- kunç ve iğrenç kadınıyım! . Reis bu güzel mahlükun ağzından çikan ve şimdiye kadar, ne kadar çir- kin olsa, hiç bir kadının ağzından işit» memiş olan sözler karşısında şaşakal- mıştır. Genç ve güzel kadın, reisin bu hay- ret ve tereddüdünü görünce sözlerini tekrarlamıştır: .— Evet! Ben dünyanın en korkunç ve iğrenç kadınıyım! — Halbuki sizin erkekler üzerinde dayanılmaz bir sihir ve füsununuz varmış. — Evet dediğiniz doğrudur. Şimdi- ye kadar dört erkekle evleridim, fakat hepsini de aldattım, Hiç birini seve- medim. Benim yaşayış vasılalarımı, yaşlı erkekler temin ediyorlar, Suçlu sandalyesinde otutan koca» İ sr, Dorothynin bu itirafıarını hayrete le dinliyordu. Reis, Dorothynin bâş* ka bir erkekle evlenmek için kocasi aleyhine açmış olduğu boşanma dar vasını ima ederek sordu; — Hiç olmazsa alacağınız beşinci erkeği seviyor musunuz? Kadın kıy” fetine girmiş bu şeytan, reisin sualik ne büyük bir soğukkanlılıkla; — Zannetmiyorum bay reisi ceva» bını verdi. Reis de dahil olduğu halde dinleye ciler ve avukatlar dona kalmışlardı. Fenerler idaresi Yapılacak islahat ile daha müfid bir şekle konacak 'Tahlisiye müdürlüğüne -bağlı ola- rak Deniz Banka devrolunan Fener- ler idaresinde bazı ıslahata lüzum gö- rülmüştür. Penerler idaresinin eski şirket zamanındaki basit idare tarzı- na nihayet verilmiştir. Yapılacak 16- Jahat ve yeniliklerle de bu müessese daha müfid bir hale gelecektir. Diğer taraftan Fenerler idaresinde vazifesi nihayet bulan ecnebi memur- ların yerine yeni elemanlar alınması takarrür etmiştir. Bu suretle kadro da takviye edilmiş olacaktır. Tahlisi- ye idaresinin kadro vaziyeti de göz- den geçirilmektedir. Bu tetkikat s0- nunda lüzum görülürse tahlisiye kad- Tosu da genişletilecektir. — Hayır, hayır, istemiyorum. — eYmin ederim ki hürmeti elden bırakmıyacağım, geliniz. Herkes bize bakiyor, arabanın etrafına toplana- caklar, Çabuk olunuz... Çabuk olu- nuz... İniniz. Ve tekrar ediyordu: — Yemin ederim ki hürmeti elden rakmıyacağım, Bir şarapçı, kapısının önünde dur- | muş, merakla onları seyrediyordu. Kadın korkudan indi, eve girdi. Kadın merdivenleri çıkacaktı. Du Roy kolundan tuttu: — Burada, dedi, Birinci katta, Eve girdiler. Girer girmez, Du Roy, bir av gibi kadını yakaladı, Kadın çırpınıyor, mücadele ediyor, kekeliyordu: — Aman Yarabbı!... Aman Ye- rabbil... Ve nihayet mırıldandı; — Yemin ederim ki, bugüne kadar kocama ihanet etmedim. Du Roy da içinden: — Bu da bana vizgelir! dedi —5— Sonbahar oldu. Du Roylar yazı Pariste geçirmişler, tatil devresinde yeni kahinenin lehi- ne enerjik neşriyat yapmışlardı. İlkteşrinin ilk günleri olmasına yaman Kaş eee vehim. Izmir hava meydanı Yapılmakta olan istasyon binası tamamlandı İzmir 5 (Akşam) — İzmirde Cu maoyası nahiyesi dahilinde inşa edil mekte olan hava meydanı istasyon binası tamamlanmıştır. Yolcu tayys» releri garı da daha evvel inşa eğik mişti. Gar ve istasyon binalarının kabul keşfi bugünlerde. yapılacaktır. 'Tayyarelerin inip kalkacağı meyi kış mevsiminde bir çamur derya halini aldığı için beton yaptırılması muvafık görülmüştür. Nafia Vekâleti, istasyonun su ib* tiyacını temin için tedkikat yapıl ması hususunda Su işleri md ğüne emir vermiştir. bir aylık inşa inşaat Şehrimizde geçen ay içinde 13 ev, 8-apartıman, 5 mağaza yeniden inş# edilmiş ve 138 bina tamir edilmiştir. Madelelne'nin salonu nüfuzlu bip merkez olmuştu. Her hafta kabine“ niri bir kaç azâsı orada töplüniyordüz Hariciye Nazırı eve hükimdi, SK sık geliyor, telgraflar, haberler getip riyor, ya kocaya ya karısına, sanki kâtipleri imiş gibi, söyleyip yazı yağ dırıyordu. Du Roy karısile yalma kalınca, b sonradan görmüş basit adamın aley* hinde atıp tutuyordu. 3 Kadın omuz silkiyordu: — Sen de onun kadar ol bakalım Nazır ol, o zaman kafa tutabilirsirk O zamana kadar çeneni tut. Karısına yan gözle bakıp bıyık bil küyordu: — Benim nelere kadir olduğuö bilmiyorsa, belki bir gün öğrenirler. / Kadın felsefe yapıoyrdu: Madeleine yatağından; giyinen kı |, Sına talimat veriyordu. Dedi ki: — Gene Nazıra söyleyeceklerini yarısını söylemeği unutma. Du Roy homurdandı: — Nazırın canımı sıkmağa baçlâd Keratanın biri, — Benim ne kadar nazırımsa, 88 nin de nâzırın. Benden ziyade senii m üne ven 'geBPFleTsgz SEİBEFE WEP SVMSEEBaAHER önermem asHriem BiUib NOSE

Bu sayıdan diğer sayfalar: