5 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

5 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yassı MİLEEKETEEEEER Her pazar akşamı, yemek saatine ya- kın, kocasının otomobili çocukları bi- Takmak üzere evin önünde durur; ve Klakson uzun uzun çalardı, Kendisine bakanlar tarafından zaafi hissedilmesin diye Vedia, gözlerini ö- mündeki tabağa doğru eğer, öylece du- Tardu, Hemşiresi mırıldanırdı: — Bu münasebetsiz herif niçin bu kadar düdük öttürür, bilmem? Öteden, annesi ilâve ederdi: — Gene o eski deli... Şimdi tam sekiz sene olmuştu, Bu #özler bu göz iğmeleri, klakson çalma- lari hep ayni suretle devam edip duru- Yurdu. Ve her pazar, ayni saatte, Vedia, İki omuzu arasına bir bıçak saplandı- ğını hisseder gibi olurdu. Yalniz çocuklar değişiyordu. O şim- di, yavrularını evden kaçırdığı geceyi hatırlıyordu. Daha o zaman bir tanesi hele pek güçüktü. Kucağına almıştı. Apartımanın merdivenlerinden İner- ken yavrunun bir patiği düşmüştü. en, sokak kapısı gıcırdamıştı: Hik- metin geç geldiği akşamlar gıcırdıya- Tak Vediayı daima uyandıran kapı Artık çocuklar büyümüştü: Biri on beş, diğeri on altı yaşındaydı. Açık ka- Jan pencereden, Vedia, onların babala- Tile şakalaşan veda eden seslerini işi- yordu. Sonra otomobilin kapısı şid- detle kapandı ve makinenin homurtu- a işitildi. — Çocuklar büyük bir patırtile içeri gir- diler, Mantolarını, şapkalarını kana- Pelerin üstüne fırlattılar, Hazırlanmış #ofranın etrafındaki iskemlelere ken- güm diye bıraktılar, Tabaklara lar, Dudaklarını bükerek: — Gene mi etli pilâv?.. Öğleyin de yemiştik. — Duruşuna bak... Kadri... Anneleri; — Yemeği sekizde hazırlamıştık. 8iz Beç kaldınız... Kadıncağız onlara bu sözleri söyler- ken sert sert konuşuyordu. Halbuki bo- Yünlarına sarılıp ağlamak ihtiyacını “uyuyordu. Öfkeden yanakları al al “lan teyzeleri, havlusunu büküp gümüş e sokarak: — Karnınız aç olsaydı, ne verilse Yerdiniz. Halbuki bütün gün mutla- ka durmadan atıştırmışsınızdır... Ka- bahatır kimde olduğunu bilirim, Kizlar ses çıkartmadan biribirlerine baktılar, Gözlerinde müstehzi bir ifade Ye neşeyle geçirdikleri bütün bir gü- izi vardı. Sonra kendilerini top- İadılar. Mecburi bir iş yapar gibi, bir Yazifeye katlanır gibi, surat astılar, Anneleri sordu: — Nereye gezmeğe gitliniz? — Halamızın çifliğine, — Hepiniz mi? — HepNniz. Bu «hep» tabiri, üç dört otomobil, ıkahalarla, neşeyle, kuzenler, kuzin- ler toplanıp gidilmesi demekti. Çinar ağaçları arasında kaybolan » Açık havada çevrilen kuzu... Bu manzara, Vedianın gözleri önün- tecessim ediyordu. O dalma neşeli Vesihhatli olan görümcelerinden nasıl â yaradılışta bir insan olduğunu dan anlamıştı, Kocasının hemşi- Tİ, onun uçuk benzine, iztırap çe- gözlerine bakarlardı da: “— Zavallı Hikmet! Böyle bir kadın- ile dolduruyor, İnsan her dakika ko- kıskanacak olsa vay geldi başı- MAİ Bazı şeylere göz yummasını da bil- «» derlerdi. Pilhakika kendileri o tabiatteydiler. alarının muhabbetini, olduğu gibi I ediyorlardı. Uysal ve sessiz her Tazı oluyorlar; ancak, allenin va- Ht mevzuu bahs olduğu zaman arını almak hususunda aslan ke- AMiyorlarcı Fükat Vedianın mantıkı bunu asla kabul etmemişti. Onun yegâne varlığı Mikiydı. Bu aşkın üzerine çocuk gibi Mtriyor en ufak şeylere ehemmiyet ve- vE üzülüyordu. Ablası genç kadmı, ren NİN etrafı kararm pi uçuk, göz- çökmüş — Ayrıl şu heriften! Sana lâyık de- 5 Anlamıyor musun? Ayrıl! i de: >> Ben sağım, hamdolsun... Evimizde! MACERA NUVELI açık... Sana aramızda her zaman yer var... Rahatın temin edilir! - derdi, Ah, evet... Kurtulmak... Doğup bü- yüdüğü evde şöyle rahat rahat yatıp uyumak... Herşeyi unutmak... Evlen- diğini, aşkını, ıztırabını!.. Bu yegâne halâs çaresiydi!.. Halâs mı?, , Kaçtığı akşamdan itibaren bütün maneviyatında bir “şeyin yıkıldığını hissetmişti, Sonra endişe faslı tekrar başlamıştı. İçin için kendisini yiyordu. Saatlerini doldurmak üzere, ev işle- rile meşgul olmağa çabalıyor; siliyor, oğuyor, parlatıyor; güzel beyaz ellerini harap edercesine temizlikle uğraşıyor; ve ancak bu yorgunluk sayesinde ge- | ce uyku uyuyordu. Maamafih bazen gene uykusu kaçı- | yor, kalbi ıztırapla burkuluyor ve ku- | lağında, boğuk boğuk, şu kelimeler | uğulduyor: «— Görüyorsun ya... Seni çağırma- | 1!.. Onun da gururu seninkinden aşa- | ğı değili., Başkalarının tesiri altında | kaldın... Sanki kurtuldun mu?.. Aşkın. | devam ettikçe, nereye gitsen, üzüntün | de devam ediyor!.. Belki çocukların sa- yesinde yarın...» i Ve o günden itibaren, bütün hayatı, | pazar günlerini beklemekle geçti, | Ayrıldığından beri, kocasını hiç gör- memişti, Evden dışarı çıkmıyordu. Dört duvar arasına kapanmıştı, Kimseyi görmek istemiyor, kendire acındırmak- tan nefret ediyordu. Nakleden: (Vâ - Nü) mış muhabbete alışmışlardı. Böylece pek mükemmel yaşanabildiğine ka- niydiler, Sonra büyüdüler; kendi genç kızlık hayatları içine kapıldılar, Elbi- se yapmak, çay, ziyafet, arkadaşlari- le gezmek... . Bir akşam, annelerinin koynunde yatarken, Vedia, onlara: — Artık büyüdünüz! Yakında siz de evlenip gideceksiniz! - demişti. Kızlardan bir tanesi kızararak ba- şını yastığı içine sokmuş, öteki gül- müştü. Fakat o gece, üçünün de gö- zünü uyku tutmamıştı. Yakında... o Hakikaten yakında evleneceklerdi. İkisi bir günde... Ba- baları öyle istemişti, Vedia titremelerle o günü bekliyor- İ du. Kaç senedir kocasını görmemişti ve şimdi mecburen karşılaşacaklardı. Fakat düğünden birkaç gün evvel, ab- Tası: — Çocuklarla ben gideceğim. Öyle karar verdik. Çünkü sen gidersen © çapkın herif kendisini görmeğe çalı- şıyorsun, sanacaktır. - deği. Donuk bir sesle Vedia cevap verdi: — Peki... Kararınız muvafık! Otomobile bindi söyliyecek söz bulamıyordu. Gün geçlikçe bu hapis hayatının | ağır kapıları, büsbütün üzerine kilid- | leniyor gibiydi. Hürriyete kavuşmak için mücadele cüreti büsbütün kay- boluyordu. Artık isyan etmiyordu. O da etra- fındakiler gibi, kocası hakkında «ah- lâksız herif, münasebetsiz herif» ta- biflerini kullanıyordu. Çünkü öyle yapmamış olsa, kendisini çok fazla sevenleri kızdıracağını 'biliyordu. Fa- ! kat onlar kocasile kavgalarının ferda- | sında kavuştukları o mesud anları hiçbir zaman tasavvur edemezledi ki... Şimdi kendi rizasile girdiği bu mah- busluk hayatının içinde ne aşk, ne ize tırap kalmıştı. Yalnız sönük, zevksiz bir boşluk... Geçmişteki ıztırapla karışık zevk- HU günleri, zehirli, fakat çok güzel | günlerin ihyası için ne vermezdi! Bütün ümidi çocuklarındaydı. On- lar babalarından dönüp te yatak oda- larında yalnız kalınca gülüşerek s0- yundukları zaman genç kadın hep, senelerdenberi, onların şöyle söyleme- lerini beklerdi: «— Annet,.. Bak, dinle... Bu böyle devam edemez!... Bu vaziyet çok fe- nal... Iztırap çekiyoruz... Babamla da konuştuk...» Fakat bu sözler hiç söylenmedi, Çocuklar! Onlar ne anlar ki hayattan Onlar, küçüktenberi bu ikiye aynl- Fakat - sanki bomboş bir odaya onu ebediyete kadar tıkamışlar gibi - bütün benliğinde sonsuz bir yalnız- ık hissetti. Ne diyebilecekti? Yegüne İ kabahatli kendi değil miydi? Her za- man ağlamış, inlemiş, kızmış ve mü- temadiyen: «— Artık gideceğim! Burada kal- | mam. Evime döneceğim! Bu Hayata | tahammülüm yok!> diye tutturma» mış mıydı? Mukadderata razı olarak yaşamak- tan da daha hazin bir hayat şekli olduğunu hiç düşünememişti. Şimdi, pazar akşamları otomobi- Yin sesini ve kızlarının avdetini bek- lemekten başka bir zevki kalmamıştı. Fakat bunlar da nihayete eriyordu. Kendisini maziye bağlıyan bütün bağ- Jar çözülüyordu. Otomobilin homur- tusunu şimdi artık son bir defa daha işitecekti. O da, Hikmetin gelinlik el- bisesini getirdiği gün... Zira, kızlar, bu hediyeyi babalarından beklemiş- Jerdi. ... Hikmet bu sefer pazardan başka bir gün geldi. Otomobil durdu. Klak- son hızlı hızlı ötmeğe başladı. Evde | kimse yoktu. Vedia, odadan odaya koştu. Seslendi. Fakat ona cevap ve- ren olmadı. Dışarıda, klakson acı acı bağırıyor, Hikmet sabırsızlanıyordu. İşte o za- man, düşünmeden, birdenbire merdi- venlerden aşağı koştu, sokağa fırladı. ' Hisleri ile baş başa.. Kendisini otomobilin önünde buldu. Gözlerini kaldırıp bakmağa cesaret edemiyordu. Yağmur sicim gibi yağıyordu. Ara- banın içinden erkek itina ile birkaç paket uzattı. Vedia da bunları ihti- mamla aldı. Bir çocuğun oyuncak ku- tusunu tutması gibi, paketleri, kal- binin üstüne basıyordu. Bir an bakıştılar, Bahar yağmuru, genç kadını iliklerine kadar ıslatıyor- du, Kımıldamağa mecali yoktu. Erkek ona: — Bin otomobile!... sırılsıklam ol- dun! - dedi. Sözlerinin manasını İyice anlama- dan, perişan, dalgın, bindi. Ve yanıma oturdu. Şiddetli bir homurtu... Bir kaçış... Güya sema, ayaklarının önünde açıl- dı Sonra, erkek ilâve etti: — Meğer bu iş, ne de kolaymış... Vedia derhal cevap vermedi. O, birçok sözler söylemek istiyordu: «— Acı tecrübeler geçirdikten son- Ta bu birleşmenin kıymeti büyüktür. Hele şimdi, yaşlarımız da ilerlemiş, akıllarımız başımıza gelmiştir; mazi- nin acı günleri, arkada, karıştırılması icab etmiyen bir yığıntı gibi kalıyor.» Ve, demek istiyordu ki: «— İnsanın bir kararı vermesi için yalnız kendi kalbile baş başa kalma- s1 lâzım... Başkalarının fikri ve tesiri | buna katılmamalı...> Bunların hepsini, uzun uzun söyle- mek istiyordu. Fakat o derece mesud- du ki, ancak: — Evet! - diyebildi. Nakleden: (Vâ BULMACAMIZ Kr a Boldan sağa: 1 — Bir deniz kahramanı 2 — Lâhza - İlgi. 3 — Efendi - İpekli bir kumaş. 4 — Zam - Yuva, $ — Gemilerin istirahat yeri - Adam. 6 — Bir çiçek. 7 — Vasıtalar, 8 — Su - Kasabın sattığı - Bir seyahat acentesi. 9 — Hayvana konan iki terafı yük torbası - İnsan, 10 — Kokulu bir madde - Kokulu bir ot. Yukardan aşağı: 1 — Harabesi meşhur eski şehri - Meydan, 2 — Tahlli - Birinci şahıs zamir, 3 — Müthiş - İki harf, 4 — Babanın yarısı - Bir vilâyet mer- kezi - Çocuk doğurtan. 5 — Bir renk - En fena. 6 — Dıvarda öteberi konan tahta - Bir emir. — Mekteb - Erkek ir 8 — Bir nevi sucuk - Gayri 9 — Öz yurd. 10 — Yelken direği - Mektub. Geçen bulmacamızın halli: Soldan sağa: 1 — Kalay, Baro, 2 — Alan, Tatar, 3 — Namaz, Raca, 4 — At, Somaki, 5 — Çırak, 8 — Acar, Ratib, 7 — Nim, Ak, Asa, 8 —- AL, Ark, 9 — Aras, İane, 10 — Aval, Eksik. Yukardan aşağı: 1 — Kanakana, 2 — Alt, Çilâv, 3 — Lâm, Çam, Ra, 4 — Anasır, Bal, 5 — Zor, Marka, 7 — Baraka, Rik, 8 — Atak, Takas, 9 — Raci, İs, Ni, 10 — Ara, Aba, Ek. bir Türk Yeni telefon numaralarımız Gazetemizin telefon numaralarında değişiklik olduğu için yeni n MAFA- ları okuyucularımızın dikkatine ar- ediyoruz: Başmubarrir Yanı işleri İdare, ilân ve abone Akşam matbaası OMüdür) 20497 | kestra — | Eambr. 2110 «Çingene Aşkı. Lehar ope- 5 Mayıs 938 Perşembe İstanbul — Öğle neşriyatı: 1230: Piükla Türk musikisi, 1250: Havadis, 13,05: Piâkin Türk musikisi, 1330: Muhtelif plâk neşriyatı, 14: SON. neşriyatı: 17: İnkılâb tarihi dersi, Üniversiteden naklen: Yusuf Hik- met Bayur, 1830: Plükin dans musikisi, 19,15; Spor müsahabeleri; Eşref Şefik, 1985: Borsa haberleri, 20: Sadi Hoşses ve arkadaşları tarafından “Türk musikisi ve halk şarkıları, 2045: Hava raporu, 2048: Ömer Rıza tarafından arabca söy- lev, 21: Radife Neydik ve arkadaşları ta- Tafından “Türk meüsikisi ve halk şarkıları, (Bant ayarı), 2145: ORKESTRA: 1 - Mo- zar: La nos dö figaro, 3 - Artemiyef: Potpuri rüs, -3 - Tavan: Meresk, 4- Sinde: Fatima, 2215: Ajans haberleri, 22,30: Plâkla sölolar, opera ve operet par- çaları, 2250: Son haberler ve ertesi gü- hür programı, 23: SON. Ankara — Öğle neşriyatı: 1230: Kari- vk plâk neşriyatı, 12550: Plâk: Türk mu. sikisi ve halk şarkıları, 13,135: Dahili ve barlel haberler. Akşam neşriyat: 1830: Plükin dans musikisi, 1615: Türk musikisi ve halk tarkıları (Makbul& Çakar ve arkadaşları», 20: Saat ayarı ve arapça neşriyat, 20.15: Radyo fonik temsil, 21: Konferans: (Se- Hm Sırrı Tarcan), 21,15: Stüdyo orkestra- m: 1 - Richartz: Travm Melodien, 2 - Jean Nengo: Muecla, 3 - Alfons Plank: Melodic der Sterne, 4 - Georg Behütz: Pommersche Polka, 5 - Lehar: Kva, 29: Ajans haberleri, 22,15: Yarınki program. Avrupa istasyonları Saat 20 de Berlin 20,10 salon muzikası — Dentaehi.S. ye Danzig 20,10 hafif ziuzika — Franf. 20,10 konser — Hambg. 20,10 askeri mu- zika — Leipzig 20,10 dans — Münih 2019 operet ve filim havaları — Saarbr. 2010 valsler Stutig. 2018 orkestra — .Athlone 20 kanser, 2048 solistler — Brük- sel TI 20402 Şubert havaları — Budap. 2030 çigan muzikası — Budap. II 20 gan muzikası Bükreş 2030 senfon. konser — Droitviç 20 orkestraya devam — Kaşav 2035 hafif muzika — Karakovi 2040 viyolonsel — Lille 20 konser — Lon- dra — 2030 piyano — Milâno 2030 kon- ser — Midland 2030 keman — Oslo 20,15 gitara -— Berom. 2030 konser — Riga 20,35 hafif muzika, sonra orkestra — Sof- ya 1920 hafif muzika, 1830 orkestra — Strasbg. 20,10 piyano Rad. Toulouse 20,45 filim havaları — Varşova 2040 viyo- Tansel, Saat 21 de Berlin 21 dans — Breslav 2030 or- Deutsehl, 8. 21 orkestra — reti — Leipsig 2) konser — Saarbr. 21 dans — Atblone 3i konsere devam — Bari 2115 Yunanca neşriyat — Belgrad 21 senfon. konser — Budap. 21 çigan muzikasına devam — Bükreş 21 konsere devam — Helsimr 21 2130 konser — M. Ceneri 2145 orkes- tra — Oslo 2140 salon muzlkası — Rad, Paris 2130 örkesten — Paris - Eyfel, Montpellier, Lyon. 2130 Tambunnajer'in Kızları opereti — Riga 21 orkestraya do- ns 21 orkestra Sirusbiz, Rad. Toulouse 21 konser, Saat 22 de Berlin 22 dansa devam — Breslav 22 orkestraya devam — Deuwtsehl, 8. 2215 orkestra — Frankf. 22,20 salon murika Hambg. 22 opertle devam — Kolonya 22 konsere devam — Könlgsberg 22,15 #o- ister — Leipzig 28 konsere devam — Stutig. 22 dans — Viyana 22,10 senlön. konser — Athlone 22 konsere devam Berom. 2215 salon muzikası — Bükreş 22 konsere devam, 22,45 Rumen orkestra- m — Florans 2215 orkestra — Kopenhag 2205 orkestra —yubliana 22,10 piyano — Paris - Eyfel, Montpeliler, Lyon 22 vpe- rete devam — Lille 22 opera komiğe de- - Limoges 22 konsere deram — Lüksemburg 2230 senlon. konser — Mi- lâno 22 «Ayda» operası — M. Ceneri 2235 konser — Rad. Paris 22 orkestraya de- vam — Riga 22 orkestraya devam — Ro- ma 2230 orkestra — Skaltish 2220 or- kesira — Sirasbg. ve Nis 22 konsere de- vam, 2230 harp konseri, 2240 solistler — Rad. Toulouse 22 konser, Saat 23 de Deutsehi. 8. 2330 konser — Frakf, Kolonya eğlence ve dans — Hambg. 2330 orkestra — Königsberg 2335 askeri mu- ka — Münih 2320 konser — Saarbr. 1340 piyano — 2050 Btutip. tan nakil — Viyana 23,90 konser — Diğer Alman istas- yonlârı Stutturtan naklen halk ve eğien- ce muzikası — Belgrad 23,15 salon mu- zikası Bükreş 23 konsere devam — Droitviç 23.20 salon muzikası — Fülvesr T 23,10 hafif muzika — Hüvers, Hi 2325 piyano — Lyubllana 23,15 hafif muzika — Lille 23 opera komiğe devam — Londra 230 dans — Lüksemburg 2355 dans — Paris — Eyfel, Montpellier, Lyon 23 operete devam — bMülâno 21 operaya devam — Rad. Paris 23 konsere devam — Roma 73 konsere devam — Sottens 23 orkestra — Stokholm 23,15 orkestra — Strasbg. 23 s0- Histlere devam — Rad. Toulouse 2330 konser — Varşova 23 salon muzlkası, Sant 24 den itibaren Alman istasyonları 24 - 1 prorramları- na devam — Budap. 2430 cazband — Droltviç 24,15 dans — Kopenhag 2415 dans — Londra 24 dansa devam — Rad. Toulouse 24 konser — Stuttg. ve Prankf, Iden 3e kadar gece konseri, Ev kadınları?. Taze yemiş mevsiminde reçel ve şurup hazırlamak için kolla- rınızt sıvayımız! Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu —. me yam pre z

Bu sayıdan diğer sayfalar: