5 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

5 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i; çi Sahife 6 AKŞAM 5 Mayıs 1938 — Taşa çevrilen insanlar Ingilterede çok esrarlı bir cinayetin faili nasıl meydana çıkarıldı? Polis, heykeltraşın atölyesinde etrafında karasinekler uçuşan kadın heykeline çekiçle vurunca alçı tabakası yere düştü, altından çıplak bir kadın omuzu göründü ! İngilizler fazla gürültü ve heyecan- dan hoşlanmadıkları için bazı facıala” rın mahiyeti, seneler geçtikten sonra anlaşılır. «Gerda Malloy» hâdisesi de bunlardan biridir. Bu facıanın tafsi- Jâtı ancak üç sene sonra meydana çık- mıştır. Bundan on sene evvel Danimarkalı dansöz Gerda, Londranın «Alhambrün tiyatrosunda danstaki meharetinden ziyade güzelliği sayesinde büyük alâ- ka uyandırıyordu, Bu güzelliği yüzün- dendir ki Gerda bir sene sonra meşhur ressam Collius - Malloyun karısı oldn, Bu ressamın son tablolarından birisi olan (Afrodit Romada) eseri Ameri- kalı Fenley tarafından fki bin İne'i; lirasına satın alındı, O zaman Ve,de- nım bu tablonun vücude gelmesi ıçin kocasına modellik yaptığı, çünkü vü- cudünün eski devir kadın heykellerin- de görülen ideal çizgilere çok uygun olduğu söylenmişti. Bundan üç sene evvel ressam Mal- loy bir gün Londra zabıtasının mer- kezi olan Scotland Yarda müracaatle karısı Gerdanın kaybolduğunu büyük bir heyecan ve endişe içinde anlattı, Karısının yalnız bir ipekli picamasi eksik olduğu için kaçırılmış olması #htimalinin çok kuvvetli olduğunu söyledi! Ressam ortada yok: Bir iki saat sonra zabıta Malloyun villâsına girdiği zaman ressamın da ortadan kaybolduğunu görerek hayre- te düştü. Hâdiseyi takib eden bir kaç gün zarfında zabıta hallolunamıyacak bir muamma karşısında kaldığını zan- netti, Ressam Malloyun villâsı bir çok ressamların ve heykeltraşların ikamet ettikleri Kenrington mahallesinde bu- Tunuyordu. Nihayet Scotland Yard bu muam- manın ballini polis hafiyelerinden Smolla havale etti. Ressamın villâsı tenha bir yerde bulunuyordu. Sağ ta- rafta büyük bir bahçe içinde heykel- İraş Hardingstanun eski binası görü- nüyordu. Villânın medhali iki buldog köpeği tarafından muhafaza ediliyor- du. İlk araştırma Smoll yanına iki arkadaşını ve bir zabıta memuru alarak villâya gitti, Kaybolan karı kocanın yatak odasın- da yapılan araştırmalar hiç bir netice vermedi. Ancak Smoll odanın zemini- ni bir pertevsizle muayene ettiği 22- man bir şey bulur gibi oldu. Mesai ar- kadaşları detektifin cebinden çakısını çıkardığını, yerde duran beyaz bir toz tabâkâsını kazıdığını ve o tozu ihti- mamla bir kibrit kutusuna koyduğu- nu gördüler. Arkadaşlarından biri: «Ne buldü- nuz, şef,» diye sorunca Smoll: «Ehemmiyetli bir şey değil... Biraz kireç!» cevabını verdi ve: — Gidelim bir de heykeltraş Har- dingstonu ziyaret edelim... sözlerini Mâve etti, Zabıta memuru düşünceli bir tavırla: — Onun evine girmek için ortada hiç bir sebep yok! diyince Smoll: — Doğru söylüyorsun, fakat son eserini ziyaret etmek maksadile gel- diğimizi bahane ederiz! dedi. Hardingston güzel, koyu saçlı, uzun boylu ancak kırkına varmış bir adam- dı. Smoli ziyaretinin maksadını anla- tınca heykeltraş iltifatı bir tavırla gülümsedi. Geniş atölye içinde bir çok heykeller duruyordu, Bu heykeller Hardigstonun çok muktedir bir sanat- kâr olduğuna delâlet ediyordu. Hey- keltraş mutlaka çok zengin bir adam olmalıydı, çünkü yaptığı eserleri el- den çıkarmak lüzumunu hissetmi- yordu. Garib bir heykel Eserler arasında bir de henüz ikmal edilmemiş bir kadın heykeli vardı. Bu heykel alçak bir kaide üzerinde yere uzanmış vaziyette duruyordu, Gövde- sinin çizgileri henüz belli değildi. İle- ride işlenmek üzere kabataslak bir al- çı tabakasile sıvanmıştı. Smoli biraz geriledi ve içerisi hey- keitraş aletleri ve mermer parçalarile dolu olan bir sandığa çarparak devir- di. Maiyetindeki adamlarla Hardings- ton yere dökülen sandık muhteviyatı- nı toplamakla meşgul iken Smoli he- men heykele yaklaştı, iğildi ve yerde duran ölü karasineklerden bir kaç tanesini alıp kimseye belli etmeden cebine attı. Bir müddet sonra atölye- — Nasıl, bir şey dikkatinizi celbet- t mi?.. diye sorunca memur: — Bilmem ama, atölyedeki sert for- mol kokusuna bir mâna veremedim. cevabını verdi. Smoll: — Pek doğrul dedi. Atölye zemini- nin ölü sineklerle dolu olması da bun- dan İleri geliyor. Fakat, nasıl oluyor da atölyede bu kadar sinek bulunu- yor?.. Mühim bir ipucu Smoll yerden topladığı ölü sinekleri Scotland Yardın lâboratuvarına tes- lim etti. Ondan sonra Kensingtonda kimyevi maddeler satan bütün mağa- saların adreslerini istedi, ölü hayvan- ların içlerini doldurarak muhafaza etmekle meşgul olan adamların kim- ler olduğunu öğrendi. Ertesi günü Smoll &mirlerine verdiği raporda di- yordu ki: «Hardingston bundan üç hafta ev- | vel kırk Htre formol, yüz kilo katran ve elli kilo kireçli madde satın almiış- tar. Bundan başka hayvan taciri Jon- sondan bir düzüne ölü kedi tedarik et- miştir. Hardingston hakkında bir tev- kif müzekkeresi ısdarını rica ederim.» Bir iki saat sonra Smoll ve arkadaş- ları heykeltraş Hardingstonu tevkif etmek üzere atölyeye girdikleri zaman heykeltraş onları bir gün evvelki gibi sakin bir tavırla karşıladı. Tevkif edi- Jeceğini anlayınca: — «Acele yamlacak bir iki mektu- bum var. Onları yazıncıya kadar Yütfen bekler misiniz?» diye sordu, Bu esnada Smoll ilerliyerek: — Sizden daha evvel bazı malâmat almak istiyoruz, dedi. Gerda Malloy nerede? Hardingston bir kahkaha savura- rak: « — Ben ne bileyim?.. Heykele çekiçle vurunca... Bu aralık Smoll eline geçirdiği bir çekiçle o kadın heykeline vurdu, Et- rafında karasineklerin uçuştuğu o heykelin bir tarafı kopup kırılarak yere düştü ve altından çıplak bir ka- din omuzu göründü. O anda birisinin: - Beni yakalıyamazsınız!.. diye ba- gırdığı işitildi ve bu sözleri bir kaç el rovelver tarrakası takib etti. Çıkan kurşunlardan biri Smollün kulağın- dan vızıldıyarak geçti ve gidip büyük pencerelerden birinin camını parça- Jadı, Ondan sonra ağır bir vücudün yere yuvarlandığı görüldü. Hardings- ton, kendi tabancasından çıkan bir kurşunun isabetile ölmüştü. Smoll bermutad itidalini muhafaza etti, ondan sonra elindeki çekiçle ka- dın heykelini büsbütün kırdı, Ölünün başı göründü. Bu baş Gerdanın başıy- dı. Smoli: — Tahıminimde yânılmadım... Ko- cası Malloy da herhalde uzakta değil- dir... diye bağırdı, Ressamın cesedi de bulunuyor Hakikaten, atölyenin zemin katın- da ressam Malloyun cesedi de bulun- du. Ressam boğularak öldürülmüştü. Çıplak vücudü çömelmiş vaziyette bir taş kaidenin üzerinde duruyordu. Ba- cakları bir alçı tabakasile sıvanmıştı. Ayni yerde, kedi ölüleri de acaib va- riyetlerde duruyordu. Bunların üzeri de hir kum tabakasile sıvalıydı. Har- dingston bu kedi leşlerini eski Mısır- hıların usulünü tatbik etmek için yap- cevabını verdi, tığı tecrübelerde kullanmıştı. Mecnun | heykeltraş leşlerin çürümemesi için damarlarına evvelâ formel enjeksiyo- nu yapmış, ondan sonra vücudlerini katran tabakasile sıvamıştı. Nihayet bu tabakanın üzerine de kat kat alçı ve kumla karışık bir madde sürmüş- tü, Ölülerin ve leşlerin kokusile atöl- | yede biriken kara ve yeşil sinekler ol- masaydı, dünyada emsaline tesadüf edilmiyen bu cinayetin esrarını kal- dırmak mümkün olamıyacaktı, Ceyhan çabuk ilerliyor Kasabada yeni binalar yapılıyor, sinema bitmek üzere Ceyhan (Akşam) — Ceyhan gittik- çe nüfusu artan, yeni yeni binalarla büyüyen bir kasabadır. Kozan, Salm- beyli, Kadirli, hattâ Osmaniyenin ti- caret merkezidir. Ceyhanda bir hükü- met konağına çok ihtiyac yardır. Ma- ye, tapu, hususi idare, iskân, adliye, ziraat idareleri, askerlik şubesi ayrı Ayrı binalarda senede 2000 lira icar parası verildiğine göre yeni bir bina yaptırmak muvafıktır. Ziraat bankası 10binlira sarfile yeni bir bina yaptırmağa karar ver- miştir, Maliye dairesinde büyük faali- yet vardır. Tahsilât nisbeti yüzde sek- sen altıdır. Son zamanlarda Ceyhanda yerle- şenler çoğalmıştır, Bu sebeble şehir büyümektedir. Belediye relsi Salâhad- din Serpici yolların parkeye çevrilme- si ve beton kaldırımlar yapılması için çalışıyor. Yol kenarlarına ağaçlar di- kilmiştir. Haftalık piyasa Rd İthalât ve ihracat piyasasında vaziyet - Rekolte hakkında tahminler İthalât piyasasındaki hareketler biraz durmuştu. Geçen hafta yazdı- gımız gibi temmuzdan on beş nisan na kadar devam eden ten: un tar rifeler yüzünden yünlü ithalâtı pek fazla olmuştu. Alâkadarların iddia- sına göre piyasamızda bir senelik stok kumaş vardır. Yalnız bir mües- sese 450 bin metre yünlü kumaş ge- tirtmiştir. Piyasada bu kadar kumaş bolluğu olduğu halde, kumaş fiatle- rinde hiç bir ucuzluk göze çarpmı- yor. Yazlık çeşid ithalâtı devam etmek- tedir. Son günlerde en ziyade Al manya' ve Amerikadan mal gelmek- tedir. Hava rekolte vaziyeti Her sene bu mevsimde piyasanın ü mesele, yeni sene rekol- tesidir. Havalar yağmurlu ve soğuk geçtiği için yeni rekolteler bakkın- daki tahminler, güçleşmiştir. Son yağmurların oumumiyet itibarile mutlak olarak iyi veya fena tesirler bıraktığından bahsetmek mümkün değildir. Yağmurların bazı ziraat şu- belerine zararı veya faydası vardır. Meselâ: Son yaj , Trakya mmnta- kasındaki pancar zeriyatı için büyük bir nimettir. Fakat ayni havatide çiçek açmış, veyahud tomurcak haline gel- miş meyvalar için pek iyi değildir. Çilek için pek muzırdır. Maamafih yağmur vaziyetini mahdud mikdar- da çıkan mevsim meyvaları üzerin- de tedkik etmek doğru değildir. Mem- leketin başlıca istihsal maddeleri üzerindeki tesirlerini aramak daha faydalıdır. Bunun için de meteoro- Joji enslilüsünün aylık umumi re porlarını beklemek lâzımdır. Tüccarın elde ettiği hususi haber- leri buraya kaydetmek lâzım gelirse, şu neticeleri elde ederiz: Son vağ- murlar, afyon ziraat için iyi geçme- miştir. Adana ve Antalya, Mersin gibi sı- cak yerlerde, son yağmurların ve soğukların turfanda sbezeler üzeri- ne iyi tesirleri olmamıştır. Havalar biraz sıcak geçseydi, İstenbul piya- sasında Adana domateslerin göre- cektik. Piyasada kilosu 160 kuruşa satılan domates İskenderiye malla- rıdır. Henüz Adana domatesi piya- saya gelmemiştir. Rekolte hakkında tüccarm duydu- ğu haberlere bakılırsa, buğday mah- sulü bereketli olacaktır. Bu hüküm kışın yapılan zeriyal hakkındadır. İlkbahar zeriyatı için henüz hüküm vermek kabil değildir. Anadolu ve Trakyanım ekseri yerlerinde yağmur yağdığı için, köylü zeriyat yapmak Üzere tarlaya giremiyor. Havaların soğuk ve yağışlı geçişi- nin hayvan besleme şartları üzerin- de fena tesiri görülmektedir. Hay- yanları ilkbahar güneşi altında, açık yerlerde otlatmak kabil değildir. Bu yüzden hayvanlar kışlık yemlerle doymaktadırlar. Bunun neticesi ola- rak hayvanlara bakmak, bilhassa fakir köylü aileleri için daha çetin bir mesele haline girmektedir. İhracat maddelerimizin vaziyeti İhracat vaziyeti nasıl gidiyor? Bu- nu her hafta olduğu gibi aşağıya izah ediyoruz. Hububat maddeleri — Ziraat ban- kası birkaç gündenberi Derince silo larındaki buğdayları satmaktadır. Bu surelle fiatlerin yükselmesine mâni olmaktadır. Yukarıda da bah- settiğimiz gibi, piyasada mahsul hakkında birbirine uygun (olmıyan haberler vardır. Elinde mali olan tüccar, mahsulün az olacağını söy- lemek suretile fiatleri yükselterek büyük bir kâr temin etmeğe çalış» maktadır. Bu, her sene ticaret bor- sası koridorlarında, Galatada han- larda görülen < hâdiselerdir. Ziraat bankası netice itibarile fiatlerin art- masına sebebiyet veren bu hâdiselere meydan vermemek için, piyasada nü“ zım rolünü ifa etmektedir. Buğday üzerine ihracat ufak par tiler halinde devam etmektedir. Alı- cı memleketler arasında Almanya, İtalya bulunmaktadır. Dokuma ham maddeleri — Roman- yadan ilk defa olarak yapağı ve tif- tik islenilmektedir. Şimdiye kadar Romanyaya bu madde üzerine bir satış olmamıştır. Alınan haberlere göre, rumen dokuma sanayindeki Merteyişin bir neticesi olarak Türki- yeden yapağı istenilmektedir. Geçen- lerde de İtalyadan, aynı maddeler üzerine siparişler olmuştu. tecrübe mahiyetinde olan bu siparişlerden daha iyi neticeler alınacağına şüphe yoktur. Bu sene tiftik rekoltesi iyi- dir, tiftik keçilerinin kırkım zamanı gelmiştir. Yalnız Kırşehir ve civarı gibi tiftik merkezi olan yerlerde, bu iş yapılamamışlır. Pamuğa gelince, İlalyaya pamuk ihracına başlanmıştır. Son bir tekas anlaşması göre, İtalyaya kufu Üzüm, pamuk, yağ tohumları verile- cek, karşılık olarak motör, sigara kâ- gıdı alınacaktır. Tütün — Piyasadaki durgunluk devam ediyor, bilhassa Bursa mınta- kasmdaki tütüncüler, vaziyetlerin- H.A den şikâyet etmektedirler. | Akba müesseseleri Ankarada her dilden kitap, ga- zZete, mecmua ve kırtasiyeyi ucuz olarak AKBA müesseselerinde bu- Her dilde kitap, mec- < kabul edilir. İstanbul gazeteleri için ilân kabul, abone kaydedilir. Undervodd yazı ve we sap makinelerinin Ankara acentesi Parker dolma kalemlerinin Ankarada satış yeridir. Telefon: 3377. e rrsesz HEBSESERK , GL EEREYEE BEBE YEFS SR FES? SS» ep “een

Bu sayıdan diğer sayfalar: