10 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

10 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a, vin 10 ür. ir” ri- an m- n U e EPP “TYE » Mağa başladığını görüyorlar, bir de in- Hava hücumlarına karşı yeni bir müdafaa usulü Bir İngiliz, büyük şehirleri, donan- | maları ve memleketin diğer can ala- Cak noktalarını düşmanın hava hü- Cumlarına karşı korumak için hava da paraşütlere bağlı bombalardan | mürekkep mayn sahası vücude getir. | mek istiyor. Fişekle hareket eden ga- Yet büyük ana bombalar 30,000 met- | Te irtilaş kadar yükselecek ve orada bir sürü bomba veyan mayn doğura- Tak havaya salıverecektir, Bu hava maynları çelik halatlar. Ja paraşütlere bağlı olarak yavaş Yavaş yere doğru inmeğe başlıyacak Ve o sahaya girmek istiyen düşman tayyarelerini tahrib edecektir. Her bir Paraşütlü bombanın otomatik terti- batı olacaktır. Bu sayede, yere inme- den patlıyacak olursa yerde patlama sı menedilecektir. Ana bomba, yavru bombalarını fe zaya dağıttıktan sonra kendi paraşü- tile yere inecektir. Ondan sonra içine tekrar 20 kadar yavru bomba doldurularak havaya salıverilecek ve düşman bücumü €6- nasında bu iş böylece devam edip gi- | decektir. Hava hücumlarına karşı bu yeni müdafaa usulü kabul olunduğu tak- dirde İngilterenin muhtelif yerlerin- de bu usulün tatbiki için muhtelif müdafaa hatları ve istasyonları tesis olunacaktır, . Kaçakçılar polisleri kurtardı! Arjantinli dört kaçakçı, motörlü bir kayıkla Uruguaya gidiyor... Tabii de- hiz havası almak için değil... Arjantinden Uruguaya doğru dört kaçakçının gelmekte olduğunu haber alan Uruguay zabıtası, dört memuru- Du bir kano otomobile bindirip, kaçak- Çıların peşine saldırıyorlar... Birkaç Saat sonra zabıta memurları kaçakçı- ların motörüne yetişiyorlar ve ara- larında bir yarış başlıyor. Bir müddet sonra Arjantinliler, peş- lerini kovalayan motörden duman çık- duyuyorlar: Zabıta memurlarının Mmotörü tutuşuyor. Kaçakçılar hemen motörlerini ge- ri çeviriyorlar ve kazaya uğrıyanların imdadına koşuyorlar, Dört zabıta memuru da kendilerini denize atıyorlar; fakat ikisi ağır yara- Tanıyor, Kaçakçılar, dört zabıta memurunu kendi motörlerine alıyorlar, yaralıların yaralarını sarıyorlar ve dördünü de, en yakın bir kıyıya çıkarıyorlar, Uruguay merkezine teslim ediyorlar sonra gene motörlerine binip Arjantine doğru açı- lıyorlar. Bu sefer peşlerini hiç bir zabıta me- muru takip etmiyor... Kömür konferansı toplanıyor Beynelmilel kömür konferansı ma- Yısın ikisinde Cenevre toplantısına tır. Kömür Omadenlerinin işletilmesi ile alâkadar iktisadi ve İçtimai umum meseleleri müzakere €decektir, Madenlerin içindeki ame- lenin mesai müddetinin kısatılması (dahi bu meselelerin arasında bulu- nuyor. Konferansa İngiltere, Fransa, Bel- Çika, Holanda, Çekoslovakya, şimali Amerika müttehid hükümetleri ve Brezilya iştirak etmişlerdir. Bu mem- leketlerin her birinden hükümeti, Patronları ve ameleyi temsil eden üçer heyet gelmiştir, Bu konferans münasebetile hangi memleketlerde kömür istihsali arttı- BI ve hangilerinde azaldığını bildiren | Yaühim malümat neşredilmiştir. Bu | Malümata göre ötedenberi dünyanın | en büyük kömür müstahsili Ameriks We İngilterenin istihsalâtı nisbeti | dünya islihsalâtına nazaran azal Maktadır. 1909 dan 1913 senesine kadar bütün dünya kömür istihsa- yüzde altmış altısını Amerika Koca serseri! Geçen hafta, Belçikada, Brüksel Cİvarınde zabıta bir serseri yakaladı. Merkeze getirilen bu serseriyi merkez memuru sorguya çekti: — Adınız nedir? — Güstav Niderger. — Kaç yaşındasınız? Mesleğiniz? — Altmış beş yaşındayım. Hedden- bergde dişçi idim. Büyük harpte Kayzer ordusunda çalıştım. Rütbem binbaşıdır. Harpten sonra Rayştağa Mebus - intihab edildim. o Nihayet memleketimi terkettim. Binbaşı bay Niderger, serserilik Sürmünden bir hafta hapse mah- küm edilmiştir. Hüviyeti hakkında- Ki sözleri yalan değil, doğrudur. ve İngiltere madenlerinden çıkan kömürler teşkil ediyordu. Bu nisbet- te 1925 den 1929 senesine kadar yüz- de altmışa inmiştir, 1936 senesinde ise tam yüzde elliye tenezzül etmiş- tir, Bilâkis diğer memleketlerin istih- sal nisbeti artmıştır. Meselâ Japon- ya, Çin, Rusya, Hindistan ve cenubi Amerika müstahsil grupunun istih- sal nisbeti 1909 - 1913 senelerinde yüzde yedi iken şimdi yüzde on ye diye çıkmıştır. Japonyanın senevi istihsal mikda- rı 21 milyondan 36 milyon tona, Rus- yanınki 36 milyon tondan 112 mil- yon tona, Çininki 16 milyondan 33 milyon tona, Hindistanınki 17 mil yandan 23 milyon tona ve cenubi Af- rikanınki 8 milyondan 15 milyon tona çıkmıştır. ş Tezayüd nisbeti her devletin fev- kinde bulunan memleket Holanda- dır. 1913 senesinde istihsal ettiği mikdar iki milyon ton iken 1926 se nesinde on üç milyon tona baliğ ol- muştur. Kuklalar kongresi Pariste beynelmilel kuklalar kon- gresi toplanacak. Bu kongrenin çok enteresan ol- ması gerektir. Tasavvur ediniz kİ, kongreye iştirak edecek olan murah- haslar, İtalyan Pulcinallo, Alman Kaspert, Fransız Laflör, İngiliz Punch namına söz söyliyecekler, Bu kabil tiplerle, halkın yarattığı bu nüktedanlarla mümessilleri ken- dileri kadar zarif ise kongrede dinle- 5 Seyhan temizlenerek Adana: da büyük bir dahili liman yapılması tedkik ediliyor Ankara 9 (Ak- şam) Hükü- met, tanınmış bir yabancı firmanın çok enleresan ve memleketimiz- de ilk defa kuru- lacak bir işe aid teklifini tedkik etmektedir. Bu teklif, Adana Ilmanının inşasıdır, Adana, Türkiyede ilk dahili Jiman olacaktır. Seyhan nehrinin temizlen- mesi üzerine 6 - 10 bin tonluk gemi- lerin Adanaya kadar gitmesi kabil olacaktır. Nehir yatağı temizlenerek 10 metre derinlik temin edilecektir, Yapılan tedkikler, nehir yatağının ve mıntaka teşekküllerinin hususi bir imkân gösterdiğini meydana çi- karmıştır. Bu projenin tatbiki İle; 1) Türkiyede ilk nehir Ilmanı ve İKTİSADİ MESELELER Yugoslavya ile ticaretimiz Başvekilimiz B. Celâl Bayarın, dost memleket Yugoslavyayı ziyareti, ik- tisadi mahafllde de büyük bir alâka ile takib edilmektedir. Bu vesile ile, Türkiye - Yugoslavya arasındaki ti- caret münasebetlerine dair yaptığı- mız bir tedkiki kısaca aşağıya yazı- yoruz: Memleketimizle, Yugoslavya âra- sındaki ticaret münasebetleri, dış ticaret bilânçomuzda büyük bir yer tutmamakla beraber, (beynlemilel ekonomik anlaşmalara örnek olacak tarafları vardır. Bilhassa Türkiye - Yugoslavya afyon anlaşması, buna en canlı bir misal teşkil eder, Sene- lerdenberi her iki memleket, afyon satışları ve afyon istihsali üzerinde yaptıkları anlaşmayı muvaffakıyetle tatbik etmektedirler. Mümasil mad- deleri yetiştirip memleketler arasın- da, bu tarzda yapılan anlaşmaların ne kadar muvaffak olduğuna, İyi bir misal getirmek lâzım gelirse, Türki- ye - Yugoslavya afyon anlaşmasını hatırlamamak kabil değildir. Afyon anlaşmasından başka, Tür- kiye - Yugoslavya ticaret münasebet- lerinin daha ziyade artmak istidadı olduğuna şüphe yoktur. Son seneler içinde bu istidadı tebarüz eden ha- reketlere şahid oluyoruz. Meselâ: Devlet fabrikaları, şeker fabrikaları, kibrit fabrikası için sandık, amba- lâj işleri için Yugoslavyadan daha, müsaid şartlar altında kereste alm- mıştı. Kuru meyvalarımız için kutu- luk keresteleri Yugoslavyadan almak için piyasada büyük bir temayül vardır. Yugoslavyanın kereste ihra- catında gösterdiği kolaylıklâr, bu te- mayülleri arttırmaktadır. Yugoslaryanın bizden aldığı eşyar nın başında kuru meyvalar bulun- maktadır. Geçen senenin istatistik- lerine göre. Yugoslavyaya 35 bin lira- hık fındık, 10 bin liralık da kuru in- cir satmıştık. Yugoslavya ötedenberi Türkiye kuru meyvalarını istiyen yici sıfatile bulunmak hoş olacak. Bu kongreye Karagözle Hacivadı da götürmek lâzımdır. Bay Rahmi için de güzel bir seyahat olur, Her halde Karagözün dostları Pariste bir kongre toplanacağını nazarı dikka- te almalıdırlar. Cambaz hırsız Bay Humferi, bayan Humferi ile, Londrada, Edgar sokağında, bir bi- nanın yedinci katında oturuyor. Geçen gün, öğleden sonra, bu bi- manın küârşı tarafındaki apartıman- ların pencerelerine halk birikmiş, Humferinin evine bakıyordu. Evin damında dolaşan bir adam, ba- birine düğümlü uzun bir *p bağlamış, iple rahat rahat aşağı- Ya doğru kaymağa başlamıştı... Her © ya ocak veya cam temizleyici bir amele olsa gerekti. Fakat adam birdenbire bay Hum- ferinin açık duran pencerelerinden içeri girdi. ; Karşı seyircilerden biri dedi ki: — Muhakkak kiracılar sokak ka- pılarının anahtarını unuttular, da- ma çıkıp pencereden eve giriyorlar. On dakika sonra adam tekrar pen- cerede göründü ve düğümlü ipe tır- manarak tekrar dama çıktı. Bu sejer kolunun altında büyükçe bir çekme- ce vardı. Seyirciler bir ağızdan haykırdılar: — Hırsız! Zabıtaya haber verdiler. Fakat po- Hisler gelinciye kadar cambaz hırsız iki yüz bin lira değerinde mücevher- leri çalıp kaçmıştır... bir memlekettir. Bu itibarla ihracat- çılarımızın bu pazarla daha yakın- dan alâkadar olmaları icab eder. Ni- tekim Belgrad ticaret odası, ihracat işlerile alâkadar resmi ve hususi müesseselerden ihracat (tacirlerimi- zin adreslerini sormaktadır, Bu da gösteriyor ki Yugoslavya ile ticare- timizin artması için ortada büyük ar- zular meycuddur. Her iki memleket tacirleri arasın- daki bu arzuların tahakkuku, ikt memleket ticaret münasebetleri Üze- rine büyük tesirler yapacağına şüp- he yoktur. Son günlerde, Ankarada bulunan Yugoslavya heyeti, yeni bir ticaret anlaşması müzakeresine girişmek su- retile, her iki memleket - ticaretinin artması imkânlarını tedkik etmekte- dir, Anlaşma müzakerelerinin yakın- da biterek, iki dost memleket ara- sında ekonomik, münasebetlerin in- kişafına vasıta olacağına eminiz. E.A Tanınmış bir yabancı firma Adanada bir liman inşası için teklifte bulunmuştur. Limanın yapıl- ması üzerine su kuvveti elde edilerek fabrikalara cereyan verilmesine de imkân hasıl olacaktır. nehir üzerinde seyrüsefer başlamış olacak. 2) Akdeniz limanlarının vaziyeti- ne nazaran tahmil ve tahliye ve yol- cu alıp, yerme bakımından aşağı yu- karı şarki Akdenizin en büyük lima- nının temeli kurulmuş olacak, 3) Yumurtalıkla Adana şehri ara- sındaki saha Barselonda olduğu gi- bi turbin, yani su kuvvetile çalışan en ekonomik şekilde işliyen sayısız 4) Nehrin garb mecrasında şişirme suretile yapılacak barajlarla, ırya ve iska için, muharrik kuvvet olarak ve- ya tenvirat için istimal edilebile- cek elektrik istih- sal edilecek. 5) Mıntaka mah- sulâtını depo et- mek için silolar, ve tali ve merkezi pamuk antrepoları vücude getirile- cek, 6) İsviçre nehir limanlarında ol- duğu gibi bilhassa Suriye ve Şark ti- careti için bir de serbes liman kısmı ayrılacaktır. 7) Bu inşaat, diğer tarafdan su İzmir mektupları İzmir belediyesinin 4 sene içinde gördüğü işler Şehir meclisi azası, son toplantı münasebetile muhtelif eserleri gezdiler İzmir (Akşam) — İzmir şehir meclisi Azasının dört yıllık intihab devresi, eylül ayında sona erecek ve yeni belediye seçimi yapılacaktır, Şehir meclisi âzasının ekserisi ha- kikaten değerli, münevver kimseler- dir. Dört yıllık mesai devrelerinde verdikleri kararlarla şehirde hakika- ten mühim işler başarmıştır. Bu iş- ve gayretle ifa eden Dr, Behçet Uz- dur. Şehir meclisinin, yedi senelik fe- dakârane mesaisine mukabil kendi. sine vermeği kararlaştırdığı on bin lira ikramiyeyi bir sözle zelzele fe- lâketzedelerine ve şehrin harab yol- larının inşasına bırakması, belediye reisliğini bir menfaat gayesile de- gil, bir aşk, halka ve şehre faydalı olmak aşkile yaptığını gösteren en güzel bir delildir. Onun bu asti hare- ket ve ferağati hiç şüphe yok ki her- kesin kalbinde takdirler uyandır. mıştır. Şehir meclisi âzasının, senenin sn. toplantısı münasebetile şehirde bir tedkik gezintisi yapmaları kararlaş- tırılmış, başta belediye reisi bulun- duğu halde belediyenin dört senede İzmirde yaptığı muhtelif eserler ge- zilmiş, görülmüş, bu işlerin nasil ya- pıldığı ve yeni işlerin nasıl yapılaca ğı hakkında belediye reisinin verdiği izahat dinlenmiştir. Belediyeden otomobillerle hareket Paviyonlar, Türkiyede ilk defa İz- mirde vücude getirilen hayvanat bah- SE

Bu sayıdan diğer sayfalar: