14 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

14 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sebzecilik: Kabuğu ince, eti lezzetli domatesler nasıl yetiştirilir? Domatesler; yaz- hk sebzelerden en aranılan , gari değil ise tohumlar ekildikten sulamak lâzımdır. Tohumlar ekil- sonra camlar kapa- talır, havalar müsald giderse arasıra sa- bahları açılarak havalandırılır. Ekilen tohumlar bir ay sonra 3 - 4 yap- rak olunca fideler ya ikinel.bir yastığa gaşırtılır ve yahut ta bir müddet daha bırakılır ve doğrudan doğruya tarlasına diküirler. Tarlaya dikilen fideler, yalnız bir defa, bemen su verilir ve dikildikten 15 - 20 gün sonra hafif çapalarır, artık su veril- mez. Erken mahsul alabilmek Için iüzum i Arıcılık: Arılar bu mevsimde Arılar ne şekilde ve niçin oğul verdik- lerini izah etmezden önce bir kovanda mevcud aile efradı ve bunların erini Kısaca izah edelim: Big kovan içinde, ana, amele ve erkek arı olmak özere Üç muhtelif arı bulunur ve bunların kovanda ayrı ayrı vazifeleri yardır. Ana arı; kovanda bir tanedir. Vazifesi yumurtlıyarak kovan halkının çoğalmü- sına hizmet etmektir , Malde arı ömründe bit defa çifleşii yumurtladığı yumurtalardan: Valde, ar Je, erkek arı meydana yumurtalarını, amele arılar tarafından ya» pılan hücrelere koyar. Çok yaşamaz, 2-3 $8- ne mükemmel bir şekilde yumurtlar, on- Valde arı bütün hayatını kovanda ge- girir, dışarı çıkmaz. Yalnız bir defa çif- üzere, bir defn da oğul vereceği Ana arının hücrelere koyduğu yumur- tadan 17 gün sonra ana arı meydana ge- lir. Ana arı günde üç; binden fala Yu- mruta yumurtlar, Amele arilar; kovanın en çalışkan uzuvları amele arılardır. Bunlar arasın- da akıllara hayret verecek tarzda iş bö- Ilmü vardır, ki, yaşlarına göre ayrl- muştur. Kovan işleri: Dış ve iç vazifeler namile ii Arıların ımlkdarı 15 - 75 bin kadardır. gelir. Yeni dünyaya gelen amele arılar ko- van içindeki işleri görürler. Yavrulara sı- leri temizlemek, kovanın zeminini süpür- mek, temizlemek, petek yapmak, bozul- | muşları tamir etmek, kovanı ve petekleri | bavalandrmak, | Bütün bu saydığımız işler 14 - Sö gün | devam eder. Ondan sonra dışarıdaki 1ş- | leri görmeğe başlarlar. Bu da 12 - 15 gün | devam eder. Bu müddet zarfında kovana | su taşırlar, çiçek tozu, tatlı maddeler, | nektar, gubantal', toplıyarak kovana ge- tirirler. | Arılarda en ziyade telefat, bu çok ça- | fatını, valdo ari yumurtlyarak telâtl eder ve bu suretle kovan halkının mey- cudiyeti muhafaza edilmiş olur. Erkek arılar — Bunlar, kovanın hazır yiyicileridir. Erkek arıların vazifesi, yal- Bız dişi arıyı telkih etmektir. Adedi bir kovanda bir kaç yüz tanedir. Bunların kovandaki bücreleri, amele ari hücrele- ye ihtiyaç görülmedikçe, İlk mahsul ha- #adına kadar, domateslere su verilmez, yalnız çapa Ile telâfi etmek lâzımdır. Boyatmış domateslerin sit yaprakları ve diplerinden süren koltuk dallarını b- çakla kesmek lâzımdır ve bundan sonra asıl ana kök rafya ile sırığa bağlanır, Domatesler, çiçekleri kâmilen açıp baş bağladıktan, domatesler kızarınağa baş- lsr başlamaz 2 - 3 günde bir boka su verilir, bundan sonra suyun tesiri görü- ir. Güzelce kızarmış domatesler topla - nır ve tekrar sulanır. Domatesleri çiçek- te iken sulamak katiyen doğru değildir. Domatesleri masura usulile sulamak «icab ediyorsa, o suretle de tavalara dik- mek lâzımdır. Resmimiz, ince kabuklu, Jezzet'i, Alman- ların Erfurt einsi domatesi göstermek- Nakleden: (Vâ-Nü) — Çünkü annen seni yollamazsa, itiraf et, yaramaz çocuk, gelmezdin, değil mi? Genç mühendis, bu kadar ehenimi- yetsiz bir şey için, kadının geytani plânlar kurmasına hayret ediyordu. Ne diyeceğini bilmiyordu, Görülmek, yakalanmak tehlikelerini tekrar ileri sürdü. Kadm, sabırsızlıkla; — Evet, evet, biliyorum. Annen du- yarsa üzülecek diye korkuyorsun, Fa- kat bu tereddüdler yüzünden beni fe- da edişin, Icab ettiği derecede sevms- diğine delildir. Atıf, içinden alay etti: Böyle geçici bir zevke «sevmek» ta- birini kullanmak ne saçma... Elbette sevmiyordu, O, muhabbetin ne oldu- ğunu şimdi anlamıştı... Cevap vermedi. Bu süküt Memduha banımı sinirlendirdi. —- Bak, ağzını bile açmıyorsun. Ce- yap bile vermiyorsun. Aşk olsun! Sonra, kendini topladı: Bu kadar dalavereyle onu eve getirdiği halde kavga mı edeceklerdi? MAZİNİN YÜKÜ ALTINDA... Aşk ve macera romanı 'Tefrika No. 8 — Kusura bakma, şekerim... Sinir- liyim... Seni o kadar seviyorum ki... Şimdi yanımdasın ya... İşte, yeter! sıl kurtulacağını düşünerek, mütered- did, ayakta duruyordu. Kadın yerin- den kalktı. Sevgilisinin boynuna sarıl- dı ve onu öpmeğe başladı. Bu hareketi yaparken robdöşambrı açıldı ve lâvan- ta kokan dekoltesi ortaya çıktı. Belli ki kadın bütün harekâtını he- Fakat erkek hiç bir mukabelede bü- lunmuyor, soğuk ve lâkayd duruyor- du. — Nen var? Neye böyle gerileyor- sun? Niçin soğuk duruyorsun? Ben- den iğreniyor musun yoksa? — Estağfirullah. Fakat biliyorsu- nuz ya... Evinizde, bu tehlikeli yerde, böyle şeyleri sevmiyorum... Belli ol- ma: Belki kocanız birdenbire gelir... Böyle bahaneler bulup çekingen Kendileri de ce- #amet itibarile daha büyük ve kafaları kocamandır. Erkek arılar, teşekkülleri itibarile, ha- Fiçten ne su ve nede tatlı maddeler ge- rinden daha büyüklür. tirebilecek kabiliyette değildirler, amele arılar onları beslerler. Kovanda oğul za- manında valdeyi telkih ederler. Hücre- lerdeki yumurtalardan 24 günde erkek arı meydana gelir. Arılar, ekseriyetle bu ay- larda oğul verirler, Her hangi bir kovanda arıların mikda- ri çoğalarak, valde arı yumurtalarını, amele arılar da topladıkları gubanı tal", nektar, çiçek balını yerleştirecek, koyacak hücreler kalmıyacak şekilde, kovanda ka- Iabalık olursa, mevcud kovan halkının bir kısmı valde arı ile beraber kovandan çıkar ve başka bir yere giderek bir mes- ken bulup orada barınmağa çalışırlar. buna, bu keyfiyete tabil şekilde oğul verme deriz. Bu şekilde oğul vermek- to insanların tesiri yoktur. Birinci oğuldan; başka, bir kovandan ikinci, üçüncü, hattâ dördüncü oğul al- mak kabildir. Bu da mevsimin müsald ve elverişli gitmesine göre değişir. Oğuldan sonra ana kovanda dalma bir mikdar arı kalır. Anların oğul vermeleri, diğer hayva- natla olduğu gibi “nesillerinin idame ve teksiri içindir. Kovandan birinci oğul çıktıktan 9 - 10 sonra, hattâ daha evvel ikinci bir oğul alınabilir. Bundan 3 - 4 gün sonrada üçüncü bir oğul, havalar müsald gi- derse, dışarda mikdarı kâfi nektar, gubarı tal bulunursa, dördüncü bir oğul da alınabilir. Kovünların oğul verme kadisesi 23 - 30 gün devam eder, ondan sonra artık oğul çıkmaz, çıkarsa bile kovanda gayri tabii | bir hadise meydana geldiği anlaşılır, Bir | kovanın verdiği oğulların hepsi ayni kıy- | mette değildir. | En mükemmel ve istifadeli oğul birinci oğuldur. Zira bunun valdesi mülâkkah olduğundan, konduğu kovanda valde arı hemen yumurtlamağa başlar ve Kuvvet- İenirler. Halbuki, Ikinci ve üçüncü oğul- lar hem adedee az ve hem de valde mülâkkah olmadığından, telkih için di- şarıda uçmasi ve bu esnada da telef ol- ması ihtimali vardır. Oğul verecek bir kovanda bazı alâmet- ler belirir ki, bunu ve meydana gelecek oğulları tutup, kovana mami yerleştir. mesi icab ettiğini ikinci bir yazımıza bi- Takıyoruz. Resmimiz, peteklerdeki muhtelif arı hücrelerini göstermektedir. A valde arı hücresi olup, arının çıkmış halini göster- mektedir. B gene valde arı hücresidir, çıkmamış halini göstermektedir. ©, D alelâcele yapılmak üzere olan valde arı hücresinin başlangıç halini, di- Berleri de amele ve erkek arı hücrelerini göstermektedir. hanım içini çekti. — Ah, ne hainsin! Niçin evli bir ka- dın olduğumu her dakika hatırlatıyor- sun? O,bu saf delikanlının hakikaten bundan çekindiğine inanıyordu. — Fakat geçen sene bu kadar ihti- yatlı değildin. Atıf, kadının bu sözlerine kandığı- nı görünce ilâve etti: — Geçen sene daha gençtim, hissi- | yatıma daha kapılabiliyordum. Ve o | zamanları düşündükçe bende korku ; artıyor... Ya yakalansaydık. Kadının ümidi kesilmiş, rumuştu. Meyus bir halde: — Pek &lâ! - dedi. - Fakat emin ola- | bilirdin ki bugün hiç tehlike yok. Yal- nız şunu bilmelisin, seni hiç okşama- mağa, seni yalnız görmemeğe ta- hammül edemem. e e — Var... Bak, dinle beni... Hani bir küçük evim yok mu?, Tenha bir yer- dedir, sana göstermiştim, biliyorsun.. Akşamları orada birleşebilirdik. Bu teklifi beklemiyen Atıf, şaşıra- rak: — Tehlikeli değil mi? - dedi, «— Yok canım! Gece vakti kim seni orada görecek? Kararlaştırdığımız günde ben daha erken gider, seni ora- da beklerim, boğazı ku- | Çiçekçilik: i Muhtelif renkli, zarif karan- filler nasıl yetiştirilir? htelif ren Mi e pile, muhtelif e arasında işgal et- mevki - pek dir. İlkbaharın, kea sonbaharın sonla- rna doğru bahçe- lerimizi süsliyen yegâne çiçek ka- ran rdir. Karanfillerin en- *ai pek çoktur. 150 grupa ayrılmış ve 12 - 15 binden fazla karanfll cinsi vardır. Karanfiller:, iki büyük kısma ayırmak kabildir: | — Saksı karanfili, 2 — Bah- çe karanfilidir. Bunlardan, her mevsim- de dalma çiçek açan, yediveren ve kat- merli karanfillerle iri yalmkat ve pek İri saksı karanfilleri de pek makbuldür. Bunların renkleri ekseriyetle beyaz, kırmızı, altısı sarısı, yeşil sarı, gül pembe- si, menekşe rengindedir. Bundan başka, bahçelerde parsellerde yetiştirilen kısa boylu, bodur karanfiller de pek makbuldür. Karanfillerin üretme ve yetiştirme tarz- lan: Karanfiller tohumları, çelik dal- dırmaları ile yetiştirilir. Tohum ekerek karanfil yetiştirilmekte, çok defa müşkülâta tesadüf edilmektedir. Meselâ: Tohumları ekilerek yetiştirilen karanfiller o ekseriyetle, basit, yalınkat clurlar ki, bunlar pek makbul değildir. Binaenaleyh, katmerli, iri çiçekli ka- ranfiller, ancak çelik daldırmalerile ye- tiştirilir. Maamafih, bazan tesadüri ola- rak, tohumlarla elde edilen karanfiller- den de, ümidin fevkinde karanfiller elde etmek kabildir. Karanfil tohumları bu syisrda, hazır- lanan yerlerine ekilebilirler. Karanfil eki- lecek toprak hafif ve gayet inee olmalı- &ır, Tohumlar toprağa serpildiklen sonra, ince delikli süzgeç kovalarile sulanır, bundan evvel, bittabi, tohum kadar ufa- lanmış topraktan, Üzerine yarım santim kadar atılmalı ve iyice örtülmelidir. Ekilen tohumlar 4 - 5 gün sonra intaş edip, çimlenip 7 - 8 yaprak hasıl edince bunlar tohum yastıklarından çıkarılarak, 5 - 6 santim aralıklarla tahtadan yapıl- mış sandıklara veya toprak tavalara di- kümelidin Bu suretle ertesi sene ilkba- hara kadar burada kalır ve bu müdde! zarfında toprak kaburtılır, ve musyyen zamdrilarda sulanır, bunda başka yapılacak bir ameli Karanfli fidedlerinin diki rak harcı sade olmalıdır. betinde kırmızı toprakdır. Fideler Tağın içinde sıkışmamasi için, & Tak hurcma bir mikdar kömü; 7 funda toprağı karıştırılırsa daye iyi olur. Bu şekilde yetiştirilmiş karanfil fidele- ri mart, nisan bidayetinde 20 - 25 sa: timetre aralıklarla bahçeye, açıkta dik! birler. Biter saksıya odilkileceklerse Ok Tanfil askalarının ağızları bir karıştan ziyadece geniş ve o nisbette de derince olmasını tavsiye ederiz. Bu tarzda dikilen fideler mayıs, hazi- Tanda çiçek açarlar. Bu zamana kadar yapılacak ameliyat, birbirlerini sıkıştır- Ruş olanlar varsa ayrılarak yanlarma ko- ngcak değnek, küçük hereklere ayrı ayrı bağlamak lâzımdır. Aralarında hastalıklı, yaprakları sararmış olan fide yaprakları de koparılır ve bu suretle havanın, ka- Fanfil fidelerinin her tarafına tesir et- mesi temin edilmiş olur. — Hayır, hayır, olamaz! Ben köyde böyle korkulu şeylere girişemem... Bİ- ri görmezse öbürü görür... Şayed dedi. | kodu çıkarsa biribirimizle buluşmak- tan büsbütün mahrum kalırız. Kadın yalvardı: — Allah aşkına hainlik yapma... Hiç olmazsa bir kere gel, Vallahi sinir- den öleceğim, Öyle asabi, öyle coşkun bir hali var- dı ki, onu daha fazla çoşturmaktan korkarak, genç mühendis: — Bakalım! - dedi, - Bir kere gide- yim, evin civarını muayene edeyim, o tarafta dolaşmamın şüpheyi uyandır. | mıyacağını tahmin edeyim, ondan sonra gelip gelmiyeceğimi haber veri- rim, Bu cevabla iktifa etmek mecburiye- tinde olduğunu anlıyan kadın: — Bari geç kalma, hemen git. Seni pek göreceğim geldiğini unulmı Atıf bu sırnaşık kadına tabhkirâmiz bir söz söylememek için kendini 20£ zaptetti, Hürmetle elini öperek kendi- sinden müsaade istedi. Memduha, ıztırabla: — Öpmüyursun bile beni! » dedi, — İmkânsız... Kocanızın evi olan bu yerde size yaklaşamam, Aradan bir kaç gün geçmişti. Atıf'la Lâmla sık sık raslaşiyor, her fırsatta başbaşa kalıp konuşuyor, böylelikle aralarında samimi bir rabıta hasıl olu- yordu. İ MUŞKULLERE CEVAİ | Zimonlardaki koşnillerin itlâfı hakkında Sirkeci, B. Man 5 Mektubunuzdakd körpe filir harab edi Buna ş1 kullanılacak Mâç, Şel kumpanyasının kış Wash ve yaz ilâcı Summer We Bu ilâç bem böcekleri ve hem de, büns©? İairn yumurtalarını tamamile imha ede İki suretle istimal edilir; İ — Kış mevsiminde yapraklar dökül düğü zaman - ilmon ve portakallarda Yapraklar varken - ve her zaman ilâği istimal olunabilir. Yazın, yaz terkibi iâgeü istimal olunur. Bu ilâç iki defa ağaçlara püskürtülüre se kâfidir. Birinci defa, kış başlangıcın* © da, ikinci defa da ilkbaharda ağaçlar t0< 55 murcuklanmağa başlamazdan biraz evvel istimal olunur. A çok rüzgârlı, yağmurlu zamanlarda ös cin püskürtülmemesi lâzımdır. Püskürei tülecek tulumbanın iyi bir tulumab olmas Sim tavsiye ederiz. ğ Aksi takdirde ilâçtan çok zaylat olduğu Gibi, ağaçların her tarafına püskürtmek imkânı da yoktur. z Yapılan ilâçtan, ağaçtan mayi akmağâ başlayıncaya kadar püskürtmelidir. Kü“ çük ağaçlar, fidanlar için, âdi, küçük ağ ka tulumbalari ile, büyük ağaçlar için döv * kuvvetli, tazyik havalı tulumbaların istis ç mali zaruridir. Yapılacak ilâç mevsime göredir: 4 Meselâ: Künunusani ayında 6 - 7 kısım © Müç, 68 - Si kısım su, Şubat, martin to © murcuklardan evvel 5 - 6 kasım ilâç, SX 96 kısın su mahiğlü güzelce karıştırdD tulumbaya konur ve sonra ağaça pö3” kürtülü İlâcın bir de yaz terkibi vardır ki, DUS nun ne şekilde istimal edileceğini ikinci bir yasınuzla izah edeceğiz. . Bu pek mücessir olan ilâç, limon, pofs takal ağaçlarına ve diğer bilcümle mey“ va ağaçlarına da kullanılır. ...... .....u. ...... Elde edilecek güzel, pek makbul cini karanfilleri çoğaltmak için bunlardan 989 lik yapılır, Ni Çelik şu suretle yapılır: - Odunlaşrığı pişmiş karanfil dallarının uçlarmdan bis rer boğum altına gelmek üzere 7 - $ sa tim uzunluğunda kesilir ve bir tahta ka sa içerisine konsn hafif kumlu toprüğ& dikilir ve bu kasalar gölgeli mahalleri yerleştirilir, ince delikli kovalarin sulat nurlar. Dikilecek çelik fidelerin toprakidi Ballanmaması lâzımdır. Aksi takdirde bu” lar iyice köklenmezler... Daldırılacak anaç dalların üçte bir kıs” mının yaprakları soyulur ve toprağa Gi Teçek kısmı da keskin bir çakı ile Yı z Kesilen ve yanlan bu kısmın ince KÖ mür tozuna batırılmasını, ondan soarö toprağa, yastığa dikilmesini tavsiye ederi& Dünyanın en meşhur karanfili Mei mason yadigârı denilen karanfildir. Souvenir de la Malmasson'un beyni pembe, kırmızı renkte çiçekleri vardır, €& iyi saksı karantilidir. Bunun çiçeği pek © iri olur. Bunun lohumu yok denecek Ke” dar azdır. teksiri daldırma, çelikleme iledif Karanfil saksılarına yüzde iki nisbetin © de kibritiyeti hadid, yani zaçkıbrıs ka” a rıştırılırsa çok faydalıdır. Yapraklarının agi fazlalaşır, koyulaşır ve parii en müassip T bedi m mim e e a ei ere yaklaştırma, yapıştırın <Ü aşı da yapılarak bir fidan üzerinde bağ” ka başka renkli karanfiller elde etmek kabildir. İ Bir gün hep birden Kayışdağına g8” zintiye gittiler, Orada güzel güzel g& | zip eğlendikten sonra Atıf, zirveye çık“ © İ mak teklifinde bulundu. Hanımlar | hepsi isyan etti: Gerek sarışın Desti” İ ne, gerek delikanlı ile başbaşa kalma" © ğı fırsat telâkki eden Memduha, bü tırmanışa cesaret edemediler, Ne ince tuvaletleri, ne ayakkabılarının ökç& leri buna müsaiddi, Fakat daima çok basit giyinen Lâmia sevinçle: f — Oh! Ne iyi! Ben yürümesini s8 verim! Hem bu tepeden etrafı görme$ ne hoş olacaktır! Haydi, çıkalım! - d€ di, vucud m »”ümcün me İki genç, koşarak ve dalga halind& kidağ eteklerini aşarak, yürümeği başladılar, En yüksek tepede kocaman bir kaya vardı, Bütün İstanbul, bütün Adalar, insanın ayakları altına serif mişti. Hava gayet güzel olduğu İçi: manzaralar, bütün vuzuhile görünü” yordu. l Bir müddet, hiç bir şey konuşm&” dan, hayran hayran etrafa baktıla Atıf'ın kalbi çarpıyor, konuşmak isti yor, fakat cesaret edemiyordu. dinlendikten sonra, genç kız; — Haydi, inelim !- dedi. - Aşağıd&” kiler bizi bekler. Delikanlının zamanlardanberi bek* lediği fırsat işte gelmişti. Cüret neticesi, bunu kaçıracak mıydı? İçine den bir ses: (Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: