30 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

30 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

? Canl ansiklopedi. (Almanyanın garbinde Perth şeh- rinde altı yaşındaki bir çocuk göster- diği fevkalâde zekâ ve malümatı İle yalnız bu kıtanın değil bütün dünya | nın hayretini celbetmiştir. Bu zekâ | harikasının kudreti otibbayı da şaşırt | mıştır, Çünkü en yüksek profesörler gibi ilmi ve fenni meseleleri hallet- mektedir, Kendisine şimdiye kadar verilen ri- yaziyata aid bütün meseleleri doğru olarak halletmiştir. Fakat kudreti yal- nız riyaziyatta değildir. Diğer ilimler- de ve meselâ tarihte en maruf mü- yerrihlerin gıptasını celbedecek kadar malümat sahibidir, Binlerce senedenberi geçen meşhur tarihi hâdiseleri ayı ile günile doğru olarak anlatmaktadır. Mektebe girdi- ğindenberi on ay olduğu halde üniver- site profesörleri âli tahsil talebesine birçok cihetten faik bulunduğunu tas- dik etmişlerdir. Çocuğun en ziyade hoşlandığı kitap-| mendiferler ida- lar ansiklopedilerdir. Hergün beş altı saat meşhur ansiklopedi Britanikayı okumakta ve okuduklarının bir keli- mesini bile kaçırmayıp hafızasına nak- şetmektedir. Bir gün bu çocuğun tam mânası ile canlı ansiklopedi olacağına şüphe edilmiyor. Çocuğu muayene rohiyat mütehassısları kendisinde bir gayri tabiilik bulamamışlardır, Eski bakır ve bronz eşya İngilteredeki bronz ve bakır eşya kolleksiyonu yapan meraklıların eski bir teşekkülü olan komitesi, Londra. da büyük bir sergi tertibine karar ver- miş ve bu gibi kolleksiyon meraklısı bulunanları iştirake davet etmiştir. Komitenin gösterdiği daireye şimdi- den küliyetli miktarda bakır ve bronz eşya gelmiştir. Gelen eşya arasında on beşinci ve daha evvelki asırlara alt tunç kalkanlar, tunç bira kupaları, bronz Kilotlar ve akıl ve hayale gelmi- yen çok garip ve dikkate şayan ve me- deniyet tarihi ile alâkadar tunç ve ba- kır mamulâti gelmiştir. Bazıları çok ransada p. için dans v. trenleri ihdas ca.. Fransadâ şi- resi trenlerin sey» rüselerindo bir yenilik göstermiş ve eğlenceye çok hevesli olan Pa- rislileri memnun eden tabipler ve | etmek için dans ve kabare trenleri ihdas etmiştir. Bu trenler henüz bir kaç tecrübe seferi yaptığı halde çok rağbet görmüştür. Trenlerde başlıca eğlence iyi radyo teşkil etmektedir. Eğlence treninin her bir vagonun- da bir hoparlör vardır. Trenin kendi radyo santralı tarafından çalınan havalar bu hoparlörler vasıtasile din- lenmektedir, Trenin santralı herkesi memnun etmek için nöbetle hem dans müzikası hem de hafif muzlka mahir sanatkârların elinden çıkmış- çalıyor. Trende dans vagonları da tır. Müthiş bir kazanın önü alındı Son günlerde Tilanik kazası kadar büyük olacak bir deniz kazasının önü alınmıştır. 320 yolcuyu ve 200 müret- tebatı hâmil Vandyek ismindeki 13250 tonluk bir İngiliz transatlanliği Fas- tan gelirken Şimali Was sahilinde zi- firi bir karanlık ve sis esnasında Besa- Tabya ismindeki gayet büyük bir Ro- manya tankı ile karşılaşmıştır. Romanya gemisi 18 mil süratle İn- giliz transatlantiği üzerine geliyordu. İki gemi o kadar biribirine yakınlaş- muşta ki yolcularının sesleri biribirin- den işitiliyordu. İngiliz transatlantiği süvarisi mü- sademenin çaresiz olduğunu ve müsa- deme vukuunda gemisinin ikiye bölü- neceğini anlamışlar, Rumen gemisi iskeleye rotasını çevirmişti. İngüiz kaptanı meyusane bir düşünce ile dü- menciye dümeni tam sancağa çevir- mesini emretmiştir. İki gemi biribiri- ne elli ayak kalarak yani âdetâ sü- rTünerek geçmişlerdir. vardır. Bunların mavi boya üzerine gümüş yaldızlı çizgilerile dans Salo- nu oldukları hariçten tefrik edilmek- tedir, Dans vagonlarında kompartiman taksimatı ve oturacak yerler yoktur. Bütün saha dansa tahsis edilmiştir. Bütün bu işler dört dakika içinde | Pans salonunun” verdiği darlık his- olmuştur. Kazanın atlatılmasını mü- tenkip kaptan, kamarasına koşmuş ve | kendisine dalma uğur getiren bebeği- ni okşamıştır. Dört dakikalık zaman, İngiliz kap- tanını kırk sene yaşamış kadar, bir anda İhtiyarlatmıştır. Transatlantik | Liverpul limanına geldiği zaman müt- his bir kaza atlalmış olmalarından se vinen yolcular, kaptana nasıl teşek- kür edeceklerini bilmemişler ve kıy- metli bir hediye takdim emişlerdir. Kaptan, kendisine değil, uğur geti- ren bebeğine minnettar olmalarını söylemiştir. Gemiler müsademe etsey- di, Jâakal bin kişi boğulacaktı. Taze süt sarfiyatı artıyor Bu sene havalar garbi Avrupada fena gitmiş olmakla beraber süt is- tihsalini pek müteessir. etmemiştir. Geçen ağustos zarfında yalnız İngil- | teredeki çifliklerde 87,500,000 galon | süt istihsal edilmiştir. Geçen sene | ağustosuna nazaran sekiz buçuk milyon galon fazladır. Taze olarak sütlerin içilmesi de seneden seneye artmaktadır, Çünkü en sıhhi gıda taze süttür. İngilizler bir ayda 51,000,000 galon taze süt sarfetmiş- lerdir ki geçeli sene ağustosuna na- saran iki buçuk milyon galon fazla- dır, Süt müstahsillerinin sattıkları süt. ten büyük kârları yoktur. Çint yani galonun sekizde birinde yarım pens temettü aliyorlar. Fakat hükümet sağlam ve iyi inek besliyenlere mü- him mükâfat verdiğinden bundan | müstahsiller istifade etmektedirler, Diğer taraftan hem istihsalin hem de istihlâkin artması süt müstahsil- lerini memnun etmektedir. İngiltereğe sütün üçte biri peynir ve yağ gibi mevaddı gıdaiyeyi çıkar- makta kullanmıştırlar” Lâkin büunla- rıh fiatleri taze süte nazaran daha düşük olduğundan büyük kâr birak- mamaktadır. Şimdi İngilterede büyük bir pro- i paganda var. Mümkün mertebe fnz- la taze süt içilmesi Lavsiye olunuyor. En sıhhi ve faydalı gıdanın taze süt olduğunu isbat için meşhur profesör- ler ve doktorlar makaleler yazıyorlar ve konferanslar veriyorlar. İngiltere harb zamanında hariçten süt getir. meğe ihtiyacı olmaması noktasından sini gidermek için duvarlar aynalarla kaplanmıştır. Bu sayede vagon için- deki dans salonu hududsuz bir saha gibi görünmektedir. Dans vagonları en son sistem vagonlardandır, Onun için tren mutad olan yüz kilometre süratile bile ilerlese dans edenler bu süratin farkına varmamaktadırlar. Eğlence treninde bir de sigara salonu ve bir bar vardır. Tren Paris istasyonundan ayrılır ayrılmaz hemen muzika neşriyatı başlamaktadır. Vagonlarda seyahat, eden yolcular istedikleri gibi ya dans Çay mı, otmu? Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde garip bir dava Sultanahmed birinci sulh ceza mah» kemesinde garip bir davaya başlan. mıştır. İddiaya nazaran Josef adında biri beşer kuruşluk çay paketleri ya- parak üzerlerine: «Her nevi nefis çay- lardan yapılmış harmandır.» ibaresini İ yazmiş ve bunları satmağa başlamış- tır. Bunu gören belediye memurları çay paketlerinden nümunelik almışlar, bunlar belediye kimyahanesinde açi- Lup muayene edilince içinde nefis çay yerine yüzde yirmi nisbetinde, Bursa civarında çıkan bir ot dolu olduğu gö- rülmüştür. Bunun üzerine Josef hakkında me- vadı gıdaiye tağşiş suçundan dolayı evrak tanzim olunarak mahkemeye ve. rilmiştir. Dün Sultanahmed birinci da bu gıdanın istihsal ve İstihlâki ter. | sulh ceza mahkemesinde Josefin mus viç edilmekledir. a m Avlaması yasak edilen hayvanlar 28/9/938 tarihinde toplanmış olan İstanbul vilâyeti Av komisyonu, Yilâ- yet dahilinde nesli pek azalmış olan yerli av hayvanlarından karaca, sü- ün ve kekliğin iki sene müddetle av- lanılmamasına karar vermiştir. Bü karar Ziraat Vekâletine bildirildiği gibi, Av kanununun tatbikile vazife- | dar bulunan jandarma, polis, Tüsu- mat idaresi ve sâlreye tebliğ olünmuş- | tur. i ,Av kömisyonlarınca Verilmiş olan ka» | rarlar tebliği tarihinden itibaren mer'i | olduğudan, vilâyetimiz hudutları da- | hilinde 1 Birinelteşrin 1938 tarihin- den İtibaren karaca, sülün ve keklik avı ile bu gibi hayvanların satışı me- neğilmiş bulunmaktadır, Bundan başka, diğer vilâyetilerden damızlık keklik ve sülün ile bunların vü ctilerek vilâyetimiz- “an av hayvanları | “rilecek ve bu sü goğaltıl- ü ( Bir yangın iddiası Aynalıçeşmede oturan madam Zel evvelki gün eşyasını 1500 liraya si- gorta etmiş olan kumpanyaya gide- rek: — Bundan on beş gün evvel yortu- muz vardı. Gece Meryem Ana kandili- ni yakmış, bırakmıştım; kandil der- | rilmiş, ateş eşyaya sirayet etmiş ve bir hayli eşyam yanmıştır. Ateşi görünce hakemesine başlanmış, maznun Süçü- nu tevil ederek; — Çay paketlerine Bursa çayı deni. len ottan karıştırdım. Fakat bu. işi milli bir vazife addederek yaptım. Her sene çay için Hindistana, Rusyaya bir Sürü para veriyoruz. Bu paranın mem- leketimizde kalmasına çalışmak da mil- li bir vazifedir. İşte bu yüzden ben de Bursa çayını sattım. demiştir. Hâkim, kilosunu 65 kuruşa mal et- tiği Bursa otunu iyi çay diye 450 ku- ben koştum, ev halkı kova kova su | ruşa salmasının doğru olamıyacağını dökerek söndürdük. Zararım iki yüz | ihtar edince Josef buna karşı da: lira kadardır. Tazminini isliyorum» demiştir, — Bunu dört yüz elli kuruşa satı- yordum amma, üzerine gayet güzel şık Sigorta idaresi, bu iddia karşısında | ambalâjlar yapıyordum. cevabını Yer- hiçbir şey yapılamıyacağımı, on beş gün evvel olan bu yangının evvelemirde zabıtaca tesbitini bildir- miştir, Şimdi polis, iddianın ne dere çünkü | miştir. Çay paketlerini muayene eden bele. diye doktorunun mahkemeye celbi ve malümatına müracaat edilmesi için ceye kâdar doğru olduğunu tahkik | muhakeme başka güne bırakılmıştır. etmekledir. Yangın başlangıcı Ramide oturan bayan Ulviyenin sa- Kadın çorapları İneö çorap imaline nihayet verildiği için, imalâthaneler, şimdikilerden da- hip olduğu evde pencere kenarina bi- | ha kalın çorap imeline başlamışlardır. rakılan bir cigara ile kaplamalar tutuş-| Verilen kütarları tatbik etmek üzere muş, kısa bir zamanda da ateş saçağı | seçilen Çorap encümeni pazartesi gü- sarmıştır. nü tekrar içtima öderek Çorap koope- Eğlence trenlerile seyahat edenler sabahtan akşama kadar neşeli vakit geçirmekte ve pek az gara vermektedir. Harp çıkmazsa bu trenlerin her tarafa yayılacağı muhakkaktır müzikasi veyahud hafif muzika din- liyebiliyorlar, Hoparlörleri ona göre âyar etmek kendi ellerindedir. Tren Paristen uzaklaştıktan sonra spiker de faaliyete geçmekte ve trenin önün- den geçtiği manzaraları, meşhur bi- naları ve şehirleri kısa cümlelerle yol- culara izah etmektedir. Bu suretle yolcular vagon penceresi önünden gelip göçen panorama hakkında ma» lümat alabilmektedir. Tabii arada gene muzika programına devam et- mekte ve yolcuları eğlendirmektedir. Bu eğlence trenin oyun ve muzika programına yolcuları da iştirak et- tirmek ciheti tecrübe edilmiş ve bu tecrübe muvaffakıyetle neticelenmiş- tir, Yolcular yalnız istedikleri hava- ları çaldırmakla kalmamışlar, ken- dileri de trenin radyo santralında şarkı söylemek, hikâyeler anlatmak gibi roller oynamak suretile progra- mı zenginleştirmeğe gayret etmişler- dir. Yolculardan bir kısmının bu su- retle radyo programına İştireki diğer yolcuları da mukabelede bulunma- ga sevketmiş ve bu suretle açilan neşeli münakaşalar bütün seyahat esnasında devam elmiştir. Dans ve eğlence trenlerinde birer alıcı istasyon da mevcud olduğundan tren giderken bazan seyyar radyo istasyonu durmakta ve buna mukâ- bil Avrupanın muhtelif istasyonları MEK, yede hc. bir değişi. sule getirilmiş yor, Kem de Pe rislilerin meşhur olan havadis ta- rafı tatmin oluyor. Bu eğlence trenleri Paristen kal- karak ekseriya deniz kenarına, Hav- re limanına kadar gitmektedir. Yaya bir seyahate iştirak etmek için veri- len ücret pek azdır, Bir bilet ancak beş Türk lirası kadar tutmaktadır. Bu flate yalnız gidip gelme yol pa- rası değil, aynı zamanda trende ve Havre limanında yiyip içmek dahil Hattâ yolcular trenden çıktıktan son- ra aynı biletle Havre limanında bir gezinti yapmakta ve büyük trans at- lantik vapuru «Normandia» yi de ziyaret etmektedirler, Dans treni pazarları sabahleyin erkenden Paristen hareket etmekte- dir, Yolcular öğle yemeğini trende, akşam yemeğini Havre limanında yemekte ve gece yarısına doğru Pa» rise geri dönmektedir. İlk eğlence treni böyle bir gezintiden sonra Pa- rise döndüğü zaman yolcular o kadar eğlenmişlerdi ki İstasyonda biribir- lerini terkederek ayrılamıyorlardı. Onun için hepsi birden Pariste İs- tasyon lokantasına girmişler, loko- motif makinistini, ateşçiyi, biletçiyi ve radyo spikerini de davet ederek gece yarısından sonra sabaha kadar €ğlenmişlerdir. Dünya vekayii karışmaz, harp çık- mazsa bu trenlerin çoğalacağı ve her tarafa yayılacağı muhakkak sayılır yor, Tiyatro ve Opera mektepleri Tiyatro mektebinde bir ders Ankara Tiyatro ve Opera mektep- lerine bu sene de leyli ve meccani ol- mak üzere imtihanla talebe almacak- tir. İmtihanlar 4 ve 8 birinciteşrin ârasında İstanbulda Galatasaray li- sesinde, 11 ve 15 birinciteşrin arasın- da Ankarada yapılacaktır. İmtihan heyeti porfesör Preatoryus, profesör Braun, orkestra şefi Hasan Ferit, f0- netik şefi doktor Tahsin Bangooğlu ve Tiyatro mektebi edebiyat mualli- mi Cevdet Kudret Solokdan mürek- keptir. Talibler için asgari orta okuldan mezun olmaları ve istidad sahibi bu- lunmaları şart koşulmaktadır. İmti- handa edebi bir yoklama, küçük bir parçanın temsili, ses için kulak yok- laması yapılacak ve bir de şarkı söy- letilecektir, Tiyatro mektebi 3, Opera 5 senedir. Tiyatro mektebinde tahsilden sonra bir sene de stajyer olarak çalışmak mecburiyeti vardır. Bu satj müddeti zarfında talebeye maaş verilecek ve bu müddeti muvaffakıyetle ikmal Az sonra yetişen itfaiye çalı ve bir | ratifinin teşkili hazırlıklarile meşgul | edenler Devlet artisti unvanını ala- kısım kaplamalar yandıktan sonra ate-İ| olacaktır, şi söndürmüşlür. caklardır, Mektebş girmek için her taraftan meklup vesaire ile müracü- atlar yapılmaktadır, Vekâlet bu vazi- pe İleriye Antimanyetik bir cep ve kol saati sahibi olmanın menfaati Antimanyetik olmıyan en iyi bir saatin bile kuvvel miknatiziyeden müteessir olup ayarının bosulduğunu (bilir miydiniş? «REVUE» saat fabrikaları, kendi Icadları olup en son terakkiyatı fenniyeye (evfikan ilihaz edilen emsalsiz metodlağ sayesinde imal etiği antimanyetik saate leri en büyük miknatıs kuvvetinden bile müteessir olmaz, ne ayarı, ne de işlemesi bozulmaz. Bir çok fabrikalar, saatlerinin kuvvel miknatisiyeden ari olduğunu iddia ederler. Fakat, İsviçrede, Nöşutel santçilik resmi lâboratuarları tasdik etmişlerdir kiş YALNIZ «REVUE, SAATLERİ HAKİKA»- 'TEN ANTİMANYETİKTİR. "Tanınmış saatçilerde arayınız. REVUE fabrikalarının satış deposu: | İstanbul Bahçekapı Taşhan 22. Telefon: 2139

Bu sayıdan diğer sayfalar: