22 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

22 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ISTANBUL MUHAREBELERİ Fatihin kara surlarına akamet- le neticelenen ilk hucümu Muhasaranın nasıl başladığına, iki taraf kuvvetlerinin ne şekilde bulunduğuna dair en emin membalardaki malümat İstanbulun 1453 de fethi esnasında pereyan eden deniz muharebelerini birer birer anlattım. Bu sefer Fatihin karadan akim kalan birinci taarru- gunu hikâye edeceğim. Rumelihisarı inşa edildikten, Edir. bedeki padişah nezdine gönderilen ricacı heyetinin teşebbüsünden deo bir fayda hasıl olmadığı anlaşıldık- #an sonra, Bizans, artık, yegâne çıkar yolun müdafaa tertibatı almakta ol- Guğuna karar vermişti. Surların ötesinde berisinde tamir- ler yapmak ve önlerinde sekiz hatve derinliğinde uzun hendek açtırmak Üzere hidemstı şakkada müstahdem #oücrimler, esirler çalıştırıldı. Bu çâ- Hışmalara gemi kaplanları da maiyet- ierile birlikte iştirak ettiler, Herkes, ellerinde kazmalar, kürekler ve top- rak taşımağa mahsus sepetlerle işe beşladı. Fakat Türklerin sürüne sü- rTüne yaklaşıp baskın vermelerinden korkulduğu için ihtiyat tedbirleri alınmıştı. Bütün (epeler üzerine rü sıdlar konulmuştu. Marttan otuz birinci mukaddes cu- martesi günü hendek açma ameliyatı nihayetlendi. İmparator bütün bu faaliyete bizzat nezaret ediyordu, Ça- ışma güneş gurubundan bir saat son- raya kadar sürüyordu, " OEn ziyade güvenilen müdafaa kuy- veli, Cenevizli Jüstinyani ve diğer İtalyan kaptanların maiyetindeki, yırhlı ve usta muhariplerdi. Surların en zayıf olduğu Topkapı cihetlerinin müdafaası bunlara terkedildi, Mart nihayetinde Sultan Mehmed de hazırlıklarını bitirmişti. Avrupa we Asyada el altında bulunan gerek piyade, gerek süvari bütün kuvvetle- ğini Edirneye topladı. © Ordunun mikdarı hakkında vaka- nüvisler aynı şeyi söylemezlerse de âkla en yakın gelen rakamlara naza- ran, iki yüz bin kişilik bir kuvvet vardı, Filonun mevcudü bundan ha- riçtir, Kurunuvüsta barplerine, satı- cılar ve yağma edilen malları, tutu- lan esirleri hemey orada satın alıcı bezirgânlar şeklinde birçok gayri mu- haripler de iştirak eder. Zikrettiğimiz aüsde bunlar da dahil değil Unutmamalı ki, tarihin o devrin- de, Yeniçeriler «#fomundaz yani ha- gırlıklı mütekâmil ve inkıraza yüz tut- mamış halinde bulunuyordu. Bu or- Hu asrın en mükemmel ordusuydu. Gayri muntazam asker arasında gan himet hevesine kapılmış yahud padi- a yaranmak için mecbur olmuş r çok hristiyanlar da bulunuyor- Bütün Türkler, askeri hizmet- mükelleftiler, Türk ordusu bu iti- ala milleti tamamile temsil edi- yordu. Bir şark vakâmüvisine göre, 1453 .Mmartında padişah bütün imparator- İ luğunun en uzak noktalarına harb münadileri, İslâm âleminin bir çok Yerlerine dini misyonerler yollamıştı. vete koşuşan binlerce insan (&rasında en meşhur reisler şunlardt İki, bazılarının isimleri İstanbul ma- elerine yadigâr kalmıştır: Ak Şem- Beddin, Kara Şemseddin, Molla Sinai, “mir Buhari, Molla Fenarl, Ceb Ali, sar Dede, Molla Gürani, Şeyh Zin- İ, Karamanoğlu ve yedi bin gönül- lü muharibin başında Aydınoğlu De- du... eyi, 'Muhariplerin adedini tayin etmek hi noktadan da şunun için güçtür çarpışmanın imtidadınca akın akın yeni askerler gelmişti. Bir müddet uhasaraya İştirak edenlerin yekü- inu dört yüz bini bile bulmuştu. Bunların beraberlerinde bulunan beygir, deve, öküz, koyun, keçi, kö- Mek gibi hayvanların adedi de sekiz “Yüz bin tahmin edilebilir, İmparato- Fun müşaviri vakanüvis (o Françesin İdlasına nazaran, muntazam ordu katiyen 265 bini geçmemiştir ki, en son Avrupa müverrihleri de bu ade- di makul buluyorlar. Padişah bir taraftan bu kuvvetle- #ini tertibe sokarken, öte yandan da iddi slk dia bi ilen sl kini Glüi Surların ağaçlar bürümüş bir manzarası İstanbul haritası üzerinde tedkikler yapıyor, muvaffakiyetle hücuma #n mükemmel yerleri, bataryaları yer- Jeştirmek için en müsald mevzileri, gedik açmak ve lâğım vazetmek Üze- re muvafık noktaları tesbit ediyordu. En mahrem üç müşavirile her gün görüşüyordu. Bunlardan biri hıristi- yanlarla mücadeleye girişmeğe dai- ma muhalif olan hattâ bilâhare ca- sus diye idam edilen sudrâzam Halil paşa, diğerleri 'Turhan bey ve harbin şiddetle tarafdarı Zağnos paşa idi. Avrupaya casuslar gönderilmişti, Bil hassa İtalya ile Macaristanın tehdid. kâr bir vaziyet abp almıyacağı ted- kik ettiriliyordu. Cesim Türk ordusunun kısmı kül- lisi nisanın beşinci perşembe günü büyük payitahtın surları önünde gö- Tüldü. Bizzat ikinci Sultan Mehmed daha evvel, yirmi üç martta gelmişti. Manzara tasavvur edilsin: O 1ss1z, çörak ve düz sur dışı sahasında tozu dumana katan muntazam taburlar; © gayri muntazam hadsiz hesapsız süvari bölükleri; insanların, hayvan- ların, ağırlıkların teşkil ettiği o ardı arkası gelmiyen kollar; haykırışma- lar, silâh şakırtıları, topların gürül- tüsü, asker! muzika, tırampete ve se- kiz yüz bin hayvanın kendilerine mahsus sayhalarla haykırışmaları... Bizzat padişah, on iki bin Yeniçeri ve bir kaç bin süvariden mürekkeb kuvvetile surdan takriben bir buçuk mil ötedeki bir tepeye, bugün Mal tepe askeri lisesinin bulunduğu yere yerleşti. Karşısında, yukarıda bahset- tiğimiz Jüstinyaninin muhafaza ettiği Topkapı vardı. Padişah, bugün Bay- rTampaşa deresi dediğimiz Liküs va- disini en zayıf görüyor, hücumlarını oraya temerküz ettirmek istiyordu. Otuz sene evvel Sultan Mehmedin babası Murad da, İstanbulu muliasa- ra ederken çadırını buraya kurmuştu. Namaz kılındıktan sonra, münaf diler; — Muhasara başladı! - diye ilân ettiler. Maltepenin sağında, yani lira raya doğru olan kısımda Anadolu kuvvetleri, Haliç kısmında Rumeli- iller bulunuyordu. Kritovolos, mahsurların yaptıkları bir huruç hareketinden bahsediyor. Lâkin bu, kuvayı külliyenin gelişi den evvel olmalı, Muhasaradan son ra, Bizanslılar, bütün köprüleri tah. rip ettiler. Bu kapılar asla açılmadı, fethe kadar hiç bir huruç olmadı. Nisanın altısında, Türk kuvvetleri, kendilerini ok menzili dışında tut. makia beraber, surlara mümkün ol- duğu kadar yaklaştılar. Takriben üç rubu millik bir mesafeye gelmişlerdi. Evvelâ padişah, imparatora, İslâm ananesi mucibince, şehri muharebe- Cevab menfi oldu. Muhasemat başla- madan evvel padişah, belli başlı ku- mandanlarile beraber, at üstünde, Marmaradan Hulice kadar bütün sa- hayı tedkik etti. Sonra, askerine mah- #urların gözü önünde muazzam bir geçid resmi yaptırtarak dehşet saldı. İ Bu harpte en büyük rolün yeni bir tahrib vasıtası olan top tarafından oynandığını, evvelki yazılarımdan birinde uzun uzadıya anlatmıştım. Bu muazzam ordunun kaışısında tarihin dillere destan o emsalsiz sur- Jarı arkasında sekiz bin muharib var- â1. Françes, üç bin ecnebi ve 4979 Bizanslı muharib olduğunu söyler. Bizzat imparator, padişahın karşı- sında Sen Romen kapısındaki mer- Kilni işgal etti, Mabeyinci Françes şöyle yazar: «Bakınız bu mikdarları ben nasıl öğrendim. Her mahallenin kuman- danına maiyetindeki gerek rahib ve gerek sinil muharebeye elverişli as- kerlerin mikdarile silâhların cins cins hesabını vermesi imparator tarafm- dan emredildi, İmparator bunların gizlice yekünunu yapmağı bana em- retti. Kendisine hesabı verdim ve de- rin bir yeis içinde bulunduğunu giz- liyemedim. Bu zayıf mikdar, muha- saranın sonuna Kadar ikimiz arasın» da sır olarak kaldı. Gerek asiizade- gündan, gerek milleften bir mikdar sekene muhasara başlamadan evvel alçakcasına kaçmışlardı. İmparator benden bu hakiki mikdarı öğrenince derin bir nefes çekmekle iktifa etti. Beynimizde xımni bir karar vermiş | gö buna dair ağzımızdan bir kelime “ eyaletinden de ib gelmişti. Müda- #ilerin en iyi muhariplerini araların- Ga Türkler de bulunan üç bin kadar ücretli asker teşkil ediyordu. (1) İtalyanlar, İstanbul fethedilirse Ga- Jatayı elden kaçıracakları için canla başla çarpışıyorlardı. Mösyö Piyers, yazdığı bir tedkik eserinde, Türklerin hakiki muharip- lerini yüz elli bin kadar, Bizanslıla- rınkini sekiz bin kadar diye tesbit | i eder. Nisanın on ikisinde, Türk donan- masının çalgılarla, naralarla Dolma- bahçe civarına nasıl geldiğini tasvir etmiştim. Aynı gün zarfında büyük bombardıman başladı ve yedi hafta müddetle, yani harbin sonuna kadar o muazzam tunç toplar bir lâhza sus- madı, Mahsurlar, bu yeni icad toplar kar- sısında, o efsanevi surlarının muka- vemet edemiyeceğini daha ilk patla- yışları müteakib anladılar, Her gül- le, burçları uçuruyor, duvarda kor- kunç delikler, çatlaklar açıyordu. Şehir halkı, çoluk çocuk, kadın, ih- tiyar, bu rahneleri kapatmağa uğra- şıyordu. Depolarda ne kadar eşya bu- lunursa, deşikler bunlarla kapatılı- İ yor; yün hararları asılıyor; mermi- lerin bunlara çarpıp darbelerini ha- fifletmek suretile duvara zarar ver- memeleri temin ediliyordu. Rumlar ve İtalyanlar surlara uzun kirişler raplediyor, yün dolu torba- arı bunların üzerlerine takıyorlardı. Bu tsdbirlerden epeyce fayda hasıl () Bizanslılar arasında Fatihe karşı harbeden şehzade Orhanın nasıl öldürül düğünü evvelce bikâye etmiştim. Fransa yeniden 5000 tayyare yaptıracal Baş tarafı 1 inci sahifede) imkânlar meselesi değil, alelâde bir kredi meselesidir.» İngilterenin silâhlanmasi hakkında bir Alman gazetesinin makalesi Berlin, 21 (A.A) — Revter ajansı muhabirinden: Volkişer Beobahterin Londra muha- biri, İngülerenin silâhlanma plânla- rının yegâne gayesinin sulhun muha- fazası olmasından şüphe etmektedir. Bu muhabir, ezcümle şunları yazi- yor: «Bir Avrupa harbine iştirakin, müm. kün olduğu takdirde önüne geçilmesi JAPONLAR (Baş tarafı 1 nci sahifede) ! bombardıman edildiği bildirilmek- | tedir, İ Japon tayyarelerinin faaliyeti Hanken 21(A.A.) — Santral Niyüz ajansına göre, Japon tayyareleri dün Pingatiyang'ı bombardıman ederek 300 evin yıkılmasına ve 600 kişinin ölmesine veya yaralanmasına, ve sabahleyin de üç defa Huan'ın pâyı- tahtı olan Çangha'yı bombardıman ederek 300 kişinin ölmesine ve yara- Almanyada papaslar Eski Avusturyada 16 papas muhakeme edildi Salzburg, 21 (A.A) — Ekserisi Nlâ- hiyat talebesi olmak üzere 16 Fran- sisken, başkasına ait emvali tahrib ve Kanunlara riayetsizlik ocürümlerile Salzburg mahkemesi huzuruna çika- rılmışlardır. Maznunlardan biri bir ay, dokuzu 3 hafta, beşi 14 gün sonuncusu da 10 gün hapse mahküm olmuştur.. Bu rahipler Salzburgda işgal ettikleri bi. nadan çıkmaları için hükümet ma- kamlarından emir aldıkları zaman eş- yayı pençereden dışarı eden dışarı atmışlardır. Yunan kralının seyahati Atina 21 — Yunan kralı Jorj, geçen sene olduğu gibi buyılda ecnebi memleketlere mütenekkiren seyahat edecektir. Bu seyahat bir kaç hafta sürecektir. Yunan veliahdinin zevcesi doğur» mak üzeredir. Doğacak çocuk erkek olursa 101, kız olursa 20 pare top atıl. mak suretile ilân edilecektir. Marakaz dün ilk seferini yaptı, Denizbank Denizyolları işletmesi- nin Almanyada yapılan Marmara tipi vapurlarından üçüncüsü Mara- kaz dün ilk seferini. yapmış, Mudan- adin Yıkılan yerleri de anlattığımız ! gibi barikadlarla kapattılar. Fakat | yığılan mallar ekseriyetle yanacak eşya olduğu için, Türkler,- bunları yakmağa kalkıştı. Ucu ateşli oklar | atıyorlardı. Müdafiler de, boyuna su dökerek yangını söndürmeğe çabalı- yorlardı. Tahrib edilen mazgallar ye- rine içi toprak dolu fıçılar konuyor, okçular vesair muharipler bunların arkasında gizleniyordu. Venedikli vakanüvis Barbaro şöy- le anlatıyor: «Türk askerleri, bilhassa Yeniçeri» ler surun dibing kadar çarpışmağa gelâiler. Eğer içlerinden bir kaçı ölürse, derhal diğerleri koşuyor, ce- sedi omuzlarına yükleniyordu ve Bi- aanslılar onlar üzerine endaht edi- yorlardı, Bu defa her ikisi biribiri üs- tüne yuvarlanıyor fakat derhal diğer Türkler, korku nedir bilmeden koşu- yorlar, düşenleri alıp götürüyorlardı. Surun dibinde tek cesedi bırakmak- #ansa on kişi ölmeği tercih ediyor- lardi.» Birinci hücum nisanın on sekizin- dedir, Venedikli Barbaro şöyle anla- tır: «Türkler, kalabalık halinde surlara dayandı. Tacrruz gecenin (alaturka) ikisine doğru vukua geldi ve altısma kadar sürdü. Türkler pek çok zayia- ta uğradılar. Gecenin. karanlığından ce İzne “in lâzım olduğu fikri şimdiye kadar Bü. yük Britanyada çok taraftar kazan. mıştır. Diğer taraftan İngilterede böyle bir harbe iştirak zarureti hasıl olduğu takdirde bu harbe ancak donanmanın ve hava kuvvetlerinin iştirak etmesi Yâzım geleceği mütaleası ileri sürülü. yordu. Fakat şimdi İngiltere, Fran sanın âcil teşebbüsleri üzerine, Avru- padâ zuhuru muhtemel her hangi bir Mmtilâfa kara ordusutilede iştirake Amade bulunmağa karar vermiş gö- rünmektedir. Binnetice İngilterenin bu kadar ha raretle silâhlanması acaba sırf sulhu muhafaza emelinden mi münbaisdir? suali sorulabilir.» larımâsına ve 490 evin yıkılmasına sebebiyet vermişlerdir. Şimali Çindeki harekât Şanghay*21 (A.A) — Japon kıta- atı, dün Hankov'un 50 mil cenubu garbisinde kâin Tayeh şehrini işgal etmişlerdir. Japonlar, Çin payıtabtının memle ketin sair aksamı ile olan son müna- kale hattını kesmek için Hankoy - Kanton demiryolu istikametinde iler Jemektedir. Japonyada kasırga Tramvay seferleri durdu, telefon muhaberesi kesildi Tokyo 21 (A) — Tokyoda zuhur eden bir kasırga, Tramvay müna- kalâtı ile telefon muhaberatını inki- taa uğratmış ve 10000 evin zemin katları su altında kalmıştır. Brezilyanın Berlin sefiri memleketine gidiyor Berlin, 21 (A.A) — Brezilyanın Ber. lin sefiri Momiz de Aragao ailesi ile birlikte saat 11 de Berlinden ayrılmış ve otomobille Parise hareket etmiş- tir. Sefir, bir müddet Pariste kaldık. tan sonra Rio - de - Janeiroya gide- cektir. Frankocularda kumaş kıtlığı var. Henday, 21 (A.A) — Frankist İs. panyanın mensucat kıtlığı çekmekle olduğuna bir işaret ve Frankonun tayyareleri tarafından geçenlerde Bar- selona ve Madridin francalalarla bom- bardıman edilmesine bir mukabele olmak üzere cümhuriyetçilerin bir tayyare filosu Burgos civarında bazı yerlere tonlarca gömlek, çorab ve ipek kadın (çorabı ve saire atmışlar. dır. ili LLRLLLİLELİLLERİER istifade ederek görünmeksizin bizim- kiler üzerine atılmaları kabil oluyor. du. Bir taraftan da davullar çalıyor- lar, naralar âtıyorlardı. Böylelikle hakikt mevcudlarından pek fazla imiş hissini veriyorlardı. Sesleri tâ Asya sahillerinden duyuldu. İmparalor, bu hilcum karşısında her ümidin mahvolduğunu sanarak ağlamağa başladı. Fakat muharebe gecenin altısında kesildi. Türklerden iki yüzden ziyade insan öldü. Bizden tek #aylat yoktu. Başka bir müverrih de, Türk ku- mandalarının; — Yağma! Yağma! - diye askerle- rini hücuma teşvik ettiğini yazar, Bir diğeri, Türklerin ölülerini mer diven gibi kullanarak, üzerlerine ba- su basa duvara çıktıklarını söyler. Belli başlı taarruz, Jüstinyaninin tarafına olmuştu. Zırh kuşanmış İtal yanlar ve Rumlar, Türklerin yağdır- dıklari oklardan hiç bir zarar gör- meksizin gediği muhafaza ettiler, Her şeyin çaresini buldular ve muhacim- lerin bütün gayretleri akim kaldı. Nihayet, dört saatlik bir çarpışma Can sonra, Türkler geri çekildiler. Zayiatlarını binlerce diye tasvir eden vakanüvisler de vardır, İşte, karadan ilk hücumun hikâ- yesi, Yürük Çelebi

Bu sayıdan diğer sayfalar: