21 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

21 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Kânunusani 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA “İkinci sınıf,, mütekaidler mesel Bir milletin şerefi çalışa- mayanları rızıklandırmasile mütenasiptir Fransayı sevmiyen bir milletin bir gazetesinde şu tenkid çıkmıştı: — Geçimlerinin yüzde elli beşi, irad, temettü, faiz, teknaüdiye, yar dun şeklinde, yani doğrudan doğru- ya çalışmayı icab ettirmiyen memba» lardandır. Varın kıyas edin bu mil Jeti... İşin içine biraz hased de karıştığı muhakkak. Zira haydi diyelim ki, müstemleke zencilerini ucuza çalış- tırıp anavatanı terfih etmek siyaseti bazı nazariyelere göre saklın görül sün; keza, diyelim ki, on dokuz ya» | sında bir delikanlının on doku mik yona konması ve ömrünü Monte Karlo'da kumarla ve hovârdalıkla geçirmesi - bu misallerin de çok ol ması - bir memlekete iyi bir not ver- dirmez, Fakat öte yandan bu manza- ra içinde bir de takdire lâyık cihet yok mu? Bir memleket ki geliri için- de, ihtiyarlarına, tekaüdiye diye bü- yük bir yer ayırmış; rızmın tenkid okuna uğrıyan Fran- sadaki * 55 nisbetini böyle kabartan mühim bir unsur budur. Bizim bu tarz istatistiklerimiz şa- yed hazırlanmaktaysa bile bunları görmeksizin de, insan pekâlâ tahmin ediyor ki, Türklerin kazancı bilhas- sa alın terine dayanmaktadır. Ne müstemleke sümürdüğümüz var, ne milyonerliği teşvik eden bir dizginsiz liberal sistemimiz. o Cemiyetimizin cehdi, devasa terakümün devlet ser- mayesi halinde olması şeklindedir. Nasıl bir ailenin gençleri, zinde- leri, sihhatlileri çalışır da evdeki ih- tiyarlara, çoluğa çocuğa, hastaya ba- karsa ayni manzaranın, daha bü- yük, daha teşkilâtlı mikyasta, cemi- yet içinde mevcud olması kadar tabii ve mergub hiç bir şey tasavvur edile- mez. Haşin ruhlu bazı evlâdlar vardır; kendileri kazanırlarken, lüks apartı- manda oturürlarken, dedelerinin ke- nar mahallede sürünmesine, ömür- lerinin sonunu zaruret içinde geçir- mesine omuz silkerler. Bizim milli ahlâkımız bu olamaz. Şöyle diyenlere rastlıyoruz: — «İkinci mevki tekaütlerin» ma- aşlarını da «birinci mevki» ler gibi arttırmak mı?.. Bu Halil Menleş'in teklifi de şimdi nereden ortaya çıktı? Bütçenin sarfiyat kısmını kabartacak bu fikir hiç de yerinde değil! Bir nesil evvelki imkânlar dahilin- de, o zamanki müşküllerle pençele- şerek, türlü türlü harb felâketleri çekerek ihtiyarlıyan bu bedbaht nesli, şimdi aramızdan tekaüde çi- kanlarla mukayese ederek «ikinci $i- nıf» saymak, civanmerdliğimizle te- lif edilemez. Bahusus unutmamalı ki, böyle bir müsavatsızlığı kaldırmak, bugün, bütçeye şu kadar milyona mal olacaksa da, ihtiyarcıklar fani- liğin akıbetine uğradıkça, yetimler büyüdükçe, bütçenin sırtındaki yük mütemadiyen azalacaktır. Azami on beş yirmi sene sonra, eski mülekaid- ler için yapılacak bugünkü fedakâr. hk, gayet tabi olarak, artık hisseğil mez bir hal alacaktır. Türk nesilleri, istikbalde de pek büyük milli davalar halledecek, hari- kalar başaracaklardır. Evlâdlarımız. rine aklım ermez am- kaplarına bir lâ- çalışamıyacak- | lara yardımda bulunuyor. İşte mua- | |Cihangirin harab sokakları Vali derhal yapılmalari için emir verdi Cihangir son zan İenmiş bir semt olduğu halde sokak- ları kışın çamurdan, yazın tozdan geçilemiyecek derecede berbatlır. Bu hal vali ve belediye relsinin nazarı dikkatini celbetmiştir. B. Lü Kır- dar, dün yollar müdürü B. Galib. le beraber bu sokakları teftiş etmiş ve derhal yaptırılmasını emretmiştir. Belediye merkez teşkilâtı tarafın- | dan Cihangirde evvelâ Anahtar, Hav- yar, Yen sonra Gü sokak yapılacaktır. Bu #okaklar hazirana kadar behemehal ikmal edilecektir, Bozuk sokakların tamiri Bozuk sokakların tamiri için bele- diye şubelerine verilen tahsisat ile mevcud sokaklardan bir kısmının ta- | mirine başlanmıştır. Bunlardan Mahmudpaşada Kılıç- çilar ve Bileyici, Fatihde Camciçeş- me sokâklarınm tamiri bitmiştir. Fa- tihte Kiremid sokağı da yakında ik- mal edilecektir, Belediye reis muavini B. Lütfi Aksoy dün bu sokakları ma- hallinde teftiş etmiştir. Hâl müdür muavinliği Münhal bulunan Hâl müdür mu- avinliğine İzmir zahire borsası komi- seri B, Ahmed tayin edilmiştir. Kovboy taklidi İki çocuk oyun oynarken biri diğerini yaraladı Sermed ve Yavuz adlarında iki ço- cuk dün karşı karşıya geçerek evvel- çe sinemada gördükleri bir (kovboy filmini takliden oyun oynamağa baş- Jamışlardır. Bu sırada Sermed elin- deki tabanca ile kovboy taklidi yapar» ken tabanca kazaen pallamiş ve kur- şun karşısında durân Yavuzun baca- | ğına saplanarak yaralamıştır. Yavuz | Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış, | Sermed yakalanarak tahkikata giri- | şilmiştir. Dün adliyeye teslim edilen sermed ifadesinde: — Oyun oynarken tabanca kaza- en patladı ve Yavuz yaralandı. Bun- da benim kabahatim yoktur. Ben Ya- vuzu vurmak istemedim. Vaka sade- ce bir kaza eseridir. Demiştir. Sermed birinci sorgu hâ- kimine verilmiş ve yapılan sorgu ne- ticesinde tahkikatın gayrimevkuf de- vamına karar verilerek kendisi ser- best bn a.arama nane sEAAEA KA AANAAAAEEEENEN EA SENİN AE e da kendilerinden evvelkilere nazaran nefislerini imtiyazlı görmek ananesi hasıl olmasın diye de, bir misal, bir nümune. olarak, bu farkı şimdi orta- dan kaldırmak doğru olur, Çalışabilenlerin kazancından dal- ma daha fazla ayrılan bir hisse ile, çalışamıyacak mevkide olanları rızık» landırmak, terfih etmek bir cemiye- tin şeref miyardır. Değil bir avuç memur bakiyesinin, hattâ bütün sı- nıflar muhtaçlarının da içtimal yar- dum çerçevesi içine girmesi bizim memleketin de en büyük şerefi, en büyük iftiharı olacaktır. Kerem sofra- mızı gittikçe genişleteceğiz. (WA-Nü) Bay Amca Nüfusta!.. Karilerimizin mektupları İmtihanlar kolay değil, güç olmalı İsmini yazmadığımız bir karimiz şu noktai nazarının tarafunızdan müda- faa edilmesini istiyor; «Bir gazetede: (Lise imtihanlarına dışarıdan girecekler için..) başlıklı bir yazı okudum. Aşağıya aynen ya- zıyorum: Maarif Vekâleti, dışarıdan ise im- hanına girenlere mahsus olan tali- matsameyi tedkik ederek, bazı de- Bişiklik yapacaktır. Şimdiye kadar me- zuniyet imtihanı veren oObu ta- Jebeler ayrıca olgunluk imtihanma tâbi tutulayorlardı. Halbuki, bitirme imtik her sınıfın dersinden ol- duğu için olgunluğun bir faydası görülmemektedir. Bu haber dışarıdan imtihana gire- gekler için memnuniyetbalışlır, Fakat lisenin son sınıfına kadar okuyan ve son sınıfta okurken sene ortasında tahsilini terke mecbur olan talebeler ne yapacaklar? Lise mezunu olabilmeleri için her üç sınıfın derslerinden imtihana tâbi tutulmaları doğru ve âdilâne bir karar mıdır? Yalnız son snf imlihanını vermeleri, lise mezunu olmüları için kâfi değil midir? Maarif Vekileti, dışarıdan lise imtihanına girenlere mahsus talimaf- namede değişiklikler yaparken bü moktayı da nazarı itibara almasını, mseleğinin tam ehli olan kıymetli kilimiz Hasan Âli Yücelden ai A.Ö. CEVAB: Bizim düşüncemizce, imtihan şeraitini gevşetmek değil, bilâkis yüksek evfasta mezun almak üzere güçleştirmek lüzımdir. Li- senin son sınıfında wektebi ter- kedenler, şayed diploma almak iktidarını kendilerinde buluyor- larsa, bir değil, beş imlihana bile tabi olmaktan niçin çekinsinler? İnsana «İki kere iki kaç eder?» diye isterlerse on defa sorsunlar. suallerin tekerrürü cevap verm&- ği güçleştirmez. Her “ seferinde «Dört eder'» demek mümkündür. Elverir ki kerrat cedveli bellenil- miş olsun, Tramvay şirketi Murahhâslar dün akşam Ankaraya gittiler Tramvay şirketi merkez meçlisi idare relsi B. Speslalin riyasetindeki heyet dün akşaraki trenle Ankaraya gitmiştir. Murahhas heyet hükümet- le ilk temasını bugün yapacak ve pâ- zartesi gününden itibaren de satın. alma müzakerelerine başlanacaktır. Tramvay şirketinin hükümete geç. mesini Tünel ve havügazı şirketleri- nin de satın alınması takip edecektir. Tramvay şirketi mukavelesi muci- bince tramvay caddelerinde rayların iki tarafında yedişer buçuktan on beş metrelik kısımları inşa etmeğe mec- burdu. Şirket bu inşaatı şimdiye kadar yapmamıştır, Nafia Vekâleti ile şir- ket arasında yeniden başlıyacak mü- zakere neticesinde yollara sarfedile- cek masraf da satış bedelinden mah- gup edilecek ve bu para belediyeye ve» rilecektir. Belediye, tramvay caddelerini ken- di vesaitile yapacaktır. 110 yaşında bir kadın hastaneye kaldırıldı Senelerdenberi Hasköyde bir mahzen içinde yaşıyormuş Dün sabah, Hasköyde Kilise soka- ğından geçmekle olan polis devriye- leri bir mahzen içinden gelen inilti- ler duymuşlardır. Bu sesler üzerine mahzene giren polis memurları, yer- de, ağzından kanlar akarak yatan çok yaşlı bir kadın görmüşlerdir. Zabıta memurları, kadna ne ol- duğunu sormuşlarsa da bir cevap ala- mamışlar, bir sediye getirterek yara» h kadını iskeleye kadar indirmişler, : oradan da bir kayıkla Balat Musevi hastanesine götürüp yatırmışlardır, Bunu müteakip kadının hüviyeti- nin tahkikine girişilmiş, kendisinin 110 yaşında Halli kızı Hatice olduğu bir müddetten beri yalnız başına bu mahzende yatıp kalktığı, o gece de, mahzende yattığı bir duvar üzerin- den aşağıya yuvarlanarak ağır yara- landığı tesbit edilmiştir, Silivride dört mektebin inşası bitti Çatısı da dahil olduğu halde du- | varları köy halkı tarafından yüpıla- rak dahili kısımları ve sıvaları vilâ- yet tarafından tamamlanacak köy mekteplerinden Silivriye ald dördü. nün inşası bitmiştir. Şilede yapılan mekteplerden on beşinin inşası bit- mek üzeredir. Hırsız çocuk Çaldığı madeni eşyayı leble- biciye satarken yakalandı Habil isminde on üç yaşlarında bir çocuk bundan bir kaç gün evvel Kur- tuluşta Enver isminde birinin inşaa tında çalışmağa başlamıştır. Enver birkaç gün çalışmış, fakat müteaki- ben yapı yerinden bazı madeni eşya- nım birer birer kaybolduğu görük müştür, Yam sahibi zabıtaya müracaat ederek vakit vakit çalınan bu eşya- dan bahsetmiş ve Habilden şüphelen- diğini de söylemiştir. Bunun üzerine İki zabıta memuru inşaat yerinde gizlenmişler, ve Habilin harekâtını göz altında bulundurmuşlardır. Ha- bel, bir aralık paydos zamanında eli- ne geçirdiği madeni kapı kollarile is- panyolet tabir edilen madeni levazım- dan on tane kadar bir torbaya dol- durmuş ve yapı yerinden uzaklaşmış- fır. Memurlar Habili takib etmişler, nihayet çocuk Galatada Çeşmemey- danında leblebici Yusufa gelerek çal- diklarıni teslim etmiş, para alırken yakalanmıştır, Memur- lar, hem Habili, hem de leblebiciyi yakalıyarak mahkemeye vermişler- dir. Taksimde yeni helânın inşası bir müteahhide ihale edildi Taksimde inşa edilecek helâ, dün daimi encümen tarafından 7300 li. raya bir müteahhide ihale edilmiştir, Yeni helâ inşa edildikten sonra şim- diki aptesane kaldınlacak ve bura- nın yeri mimar Gotye tarafından ha- zırlanan mevzii plâna göre derhal tanzim edilecektir. Iktisadi meseleler Siyasi hadiseler ve piyasa Avrupadaki siyasi vaziyetin gergin bir hale girmesi, ihracat mevsiminin en hararetli bir devresine tesağili edi- yor, Fransa - İtalya arasındaki siyasi ihtilâflar, bazı Avrupa gazetelerinin harp ihtimallerinden bahsetmesi piya- sada ufak tefek tesirler yapmıştır. Dur- gunluk en ziyade Fransadan getirilen malların takas primlerinde hissedil- miştir. Fransaya ihracat azaldığı için takas primleri yükselmiştir. Masma- fih bu hâdise ehemmiyetle telâkki edi. lecek bir şey değildir. Esasen bu mev- sim Fransaya olan ihracatımaz azalır. Fransa geçen aylar içinde hububat kuru sebzelerden bakla, kuru meyva- lardan da fındık ve üzüm satın almış- tı, İtalyaya gelince, İtalya ile olan ti- cari münasebetlerimiz gitlikçe art- maktadır, İtalya, hububat maddeleri- mizin birinci derecede müşterisidir. En çok arpa İtalyaya satılmıştar. Bun- dan başka Ege mıntakasından öç ay içinde yapılan pamuk ihracatının ek- serisi İtalyaya ihraç edilmiştir. Doku. ma ham maddelerimizden yapağı ve tiftik de İtalyaya satılan mallar ara- İ sındadır. İthalâta gelince, son bir iki ay için- de piyasaya 3 milyon liralık pamuklu İ dokuma girmiştir ki, bu miktar aşa ğı yukarı İtalyadan ithal edilmiştir. Bu gidişle İtalya, Almanyadan sonra ikinci derecede bir müşterimiz olacuk- tar. Son siyasi hâdiselerin İtalyaya olan ticaretimize tesiri olmamıştır. Esasen siyasi hâdiselerin piyasadaki tesirleri daha ziyade hissidir. Pratik olarak Akdeniz ticaretinde bir noksanlık mev- cud değildir. İhracat tacirlerimizin si- yasi hâdiseler üzerinde uzun boylu dü- şünerek mütereddid bir mevkide kal- malarına sebep yoktur. Çünkü siyasi hâdiselerin gergin bir safhaya girme. si, sık sık görülen hâdiselerdir. Bu ger- ginliklerden sonra gene bir sükünet devresinin başladığını çok görüyoruz. H.A. Karamustafa paşa türbesinin arkasından bir yol açılacak Çarşıkapıda Merzifoni Karamusta- fapaşa türbesi yolun ortasında bu- Yunduğu için burası tramvay cadde- ini büsbütün taraltmaktadır. 'Türbe- nin geriye çekilmesini doğru bulmı- yan B. Prost nâzım plânında türbe- nin arkasından bir yol açilmasnı münasib görmüştür. İlk imar hare- ketlerine başlandığı zaman bu yol da hemen açılacaktır. On lira verip yirmi almak isterken Hüsnü adında biri dün Sirkecide bir hamama gitmiş, yıkanıp çıktık- tan sonra giderken vezneye bü- ün bir on liralık vermiştir. Hamamcı bu parayı bozmak üzere çeltmeceyi açınca Hüsnü, hamamcının meşguli- tinden istifade ederek çekmeceden yirmi lira alıp savuşmuştar, Bunun farkına varan hamam sü hibi zabıtaya haber vermiş ve Hüs- nü biraz sonra yakalanıp adliyeye verilmiştir. Sultanahmed birinci sulh ceza mah kemesinde yapılan muhskeme neti- cesinde suçu sabit olduğundan Hüs- nünün üç buçuk ay hapsine karar verilmiştir. Erkeğe (Bay). . Gel gelelim kıza bir lâkap yok!... Yani (Madmazel) in karşılığı!.. i i i | i J ! j | ! (Bayan) kadın dilinde dalma (mad. mazel)in karşılığıdır!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: