18 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

18 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihten bir hatıra Yıldırım Beyazıd esaret hayatını nasıl geçirdi? Kaçma teşebbüsü. — Kafes efsanesi. — Timurun düştüğü 'Timura dair yazdığım serinin s0- nuncusu olarak, Yıldırımın esaret şehzade Şahın Ruhla yerini değiştir. diği sırada Yıldırımın esareti haberi gelmiş. Bu tesadü!, semavi bir işaret telâkki edilmiş: Bir hükümdarlığın kalebend olması, (Satrancta, Ruhun kale şeklini arzetmesinden kinaye), Şehzadenin Şah Ruh ismi bundan dolayıdır diyenler varsa da, başka müellifler de bunun doğru olmadığı. nı yazarlar. ! Beyamd, toza ve kana bulanmış bir | gekilde 'Timurun çadırı eşiğinde £ö- ründü. İ Muzaffer kumandan mağlüba kar. #1 kibir ve azamet te tezyif ve tahkir de göstermiş değildir. Bunca filozof» Yarın, tarihçilerin meclisinde olgun- Haşan şahsiyeti böyle bir küçüklüğe i garpıştığını düşünüyordu. Galibiyetinden dolayı âdeta özür diledi. İlk iş olarak, padişahm bağlarını yözdürdü. Çadırnnda, sedir üzerine, kendisile ayni hizaya oturmasını ri. ca etti, Tatlı bir sesle, teselli ederek, mağlübiyetinin şerefli olduğunu, zira | cesaret gösterdiğini söyledi. «Dostlu- | gumuzu bu halinize tercih eder- İ dim!» dedi. Pek kısa sürecek olan esareti esna» &ında, hayatının hiç bir tehlikeye ma» İ ruz kalmayacağını da ilâve etti. Derhal emir verdi: | — Padişaha da benimki gibi çadır. | lar kurulsun, Ve derecesi, kahramanlığı, lalihsiz- liği nazarı itibara alınarak Yıldırım- dan bir şey esirgenmedi, Beyand, bu hüsnü kabulden mem. nun oldu. Evlâtlarını düşünerek göz Timur, süratli süvari müfrezelerinin her tarafa yayılarak takibe geçmele. rini, esirinin evlâtlarını berhayat ya- kalayarak kendisine getirmelerini em- retti, Mustafanın cesedi altmış bin ye- niçerininki arasında bulunamadı. Belki de, Timur, bu kara haberi ve rerek babanın kalbini kanatmaktan- ancak Musayı buldular. Bir mağara. ya yaralı bir halde sığınmıştı. İhti- şamlı hil'atlerle süslenerek babasının yanına, getirildi. Mevcudiyeti, mağlüp hükümdarı biraz teselli etti. Tatarların iki emiri olan Hasan Bars'la Çenpay Yıldırımın muhafızlı- gına ve maiyetine verilmişti. Bunlar. dan biri Beyandı yumuşatmak ve muharebeden caydırmak üzere vak- e ene yünden Gn iyi muameleden cesaret ala- dervişler vasıtasile Beyazıda yolladı. Mehmed, firarı daha be esnasında Asya ordusile İatarlara kaçan “Türklerden ildi, Bunlar lâğımcılığı bi. ii Mehmed Kendilerini fettiler. Padişahın çadırına koşarak, onu hazırlanımç buldular. Firar plâ- n. de böylelikle meydana çıktı. Yukanda muhafızların serzeniş ve sitemlerini işiten Tâğımcılar, tünel den gerisin geriye kaçarak dağıldı. lar. müteessir oldu. Demek alicenaplığa karşı Tile kullanıyorlardı? Wsirlerini huzuruna çağırttı, Kaçma teşebbüsü- Nü cürüm telâkki ettiğini söyledi. Yıldırımın sadık adamı Firuz beyin kafasını, hemen orada, gözleri önün. de kestirdi. Buna rağmen Beyazıdın emrinde o ihtişamlı çadırları bıraktı, Padişah gündüzün eskisi gibi serbes- ti. Ancak geceleri, kafes denen mah- fazada kilititeniyordu. Bu kafes, kadınlar seyahat eder- ken İki katırın arasına bağlanan bir odacıktı ki, rahat bir yatak mesabe- sindeydi, Baviyeralı Sehildberger, Nigbolu muhârebesinde yakalanan esirler arasından Beyazıd tarafından kurta- rılmış, onunla beraber tatarlara esir düşerek Şah - Ruhun müsahibi ol amuştur. Hatıratını yazmış olan bu zat, ka- fes meselesinden bahis Dile etmez, Zira, Yıldırımın kafeste hapsedildiği bir şark efsanesinden 'varettir. Bu kelimenin İisanımızda muhtelif ma. Bâları gelmesinden doğmuş olsa ge- rektir. Başka bir rivayete nazaran, Beya- gd, seyahatler esnasında âlemin ken- disini seyretmesinden rencide oldu- unu söylemiş, şehirlere girerken böyle bir şeklide nazardan masun kalmağı bizzat istemiştir. i amm imam amam, Kafası kesilen Firuz Bey. — .. tereddüt Bazıları da, Timurun ata binerken Beyazıdı tahkir için onun sırtına b&s- tığını yazarlar. Halbuki, «Hükümdear- Uk mesleğiş ni küçükltmek manasına gelecek olan bu hareket, Timurdan asla.sadır olamazdı. Timur, esirini oyalamak için hare. mini de getirmesine müsaade etti. Sırp kralı Lazarın hemşiresi zevcinin galibinden büyük hürmetler gördü. Derler ki, Timur, bir gün bu kadının “endisine bir kadeh Kıbrıs şarabı eli. e ikrünı etmesini İstemiş... Yıldırım Beyanıttan yegâne intikamı da bu ol. mruş,.. Zira, padişah, galip gelince bütün haremini Timurdan alacağını vaktile söylemişti. Bir gün: — Oğullarn Anadoluda ve Avru. pada bana karşı mütemadiyen isyan ediyorlar! - diye Beyazıda haber ver- - Hatia şüpheleniyorum: Acaba seni merbest bıraksak padişahlığını ar. tık tarıyacaklar mı? 5 — Beni azad et, görürsün, Vazife- lerinin ne olduğunu hepsine öğreti- rim. — Biraz sabret, Sultanım... Seni Semerkandime kadar götüreceğim... Orasını gösterdikten sonra, bir ordu ile memleketine iade ederim, : Lâkin Bursadan ve Wdirneden fena haberler geliyordu. Oğulları biribiri. ne girmişti. Artik devleti yeniden kurmaktan ümidi kesmişti. ». Bu sıralarda, galip tatarlar, Ana- doluda har vuruyor, harman savuru- yorlardı. Akdeniz sahillerine İinmiş- lerdi. Bursaya girdilör, bufasını yağ- ma ettiler. Şehrin beş gün beş gece yanışını İstanbulda Bizanslılar mem- nuniyetle seyretti, Timur tereddüt içindeydi. Bir tr raftan Yıldırımın atak, inatçı karak- Werini düşünüyor; onu serbest bira- kırsa, hir siyaselsizlik edeceğine kâ- ni oluyordu. Diğer taraftan da, garp Türklerini bu derece zayıf düşürmek, müşterek Aüşman olan hirisliyanların ekmeği- ne yağ sürmek değil miydi? Kendi galebesinden başkaları istifade etmi- yecek miydi? Belki de birinci şıkkı tercih edecek- ii. Fakat yels içinde kalan Yıldırım Yazla yaşayamadı. 43 yaşında olarak ve esir düştüğünün sekizinci ayında öldü. Y.Ç. Avrupada sulh havası esmeğe başlamış (Baş tarafı 1 inci sahifede) kat unutmamalıdır ki, bu büyük prog- ramın icap ettirdiği masrafi İngiliz mükellefleri ödiyeceklerdir. Hitler 934 de silâhların umumi ola- rak tahdidini teklif etmişti. Bu tek- Wifi o zaman garp devletleri kabul et- memişlerdi. B. Chamberlain'in Mü. nih dönüşünde silâhları arttırmaya başlaması teessüf edilecek birşeydir. İki memleket arasındaki münasebet silâhlanına tedbirinden ziyade bu si- lâblanmanın Münih dönüşünde hiz- landırılmasından müteessir olmakla. dır.» Berliner Börsen Zeitung diyor ki: «İngiliz rlicdli İngilterenin silâhların tahdidi için bir anlaşmaya her zaman hazır olduğunu söylüyor. Buna Karşı Hitlerin bu yolda yaptığı müteaddid teklifleri hatırlatmakla iktifa edece. giz. Bu teklifler garp devletleri nez- dinde hiç bir akis uyandırmamıştır. Frunsız gazeteleri, İngilterenin ye- ni silâhlanma tedbirlerini Amerika Cümhurreisi B. Rooseveltin #iyaseti- nin bir neticesi addediyorlar. Bu ga- zeteler üç büyük demokrasi arasın. da bir blok teşkili için yeniden propa- gandaya başlamışlardır. Bu suretle if- üs esen va nihavet Münih tonlantı. sına müncer olan eski bloklar siyaseti yeniden diriltitmek isteniyor. Lokal Anzelger de şöyle yazıyor: «İn- gliterenin hattı hareketi bütün mana- sile mllitaristliktir. Her halde demok- rasilerin uğradıkları silâhlanma hum. ması hakiki siyasetlerini gizlemek için söyleye geldikleri sulhcülük sözlerle taban tabana mddır, Ancak, demok- rasiler şu bir tek noktada aldanıyor. Jar: Tehdit ettikleri devletler gafil ay. Janmamışlardır, Ve aldatılamıyacak- lardır.» İngiliz ordu mevcudu Lonâra VI (A.A.) — Harbiye müs- teşarı Lord Münster dün akşam ver- diği bir konferansta kara ordusu mev- cudunun, 1933 de 130 bin iken, bu- gün 202 bine baliğ olduğunu söyle- miştir. İngilterenin silâhlanmasi ve Alman gazeteleri Londra 11 — Berlin gazeteleri, İn- glterenin milli müdafaa ihtiyaçları için 300 milyon İngiliz Hralık bir is- tikraz aktetmeğe karar verdiğinden bahsederken, bu projenin Amerikanın stlâhlanma programile alâkadar bu- landuğunu ve İngiliz « Fransız erkâ- nharhive heyetlerinin aralarındaki Iran Veliahdının nikâh merasimi Kahirede üç gün üç gece şenlik yapılacak Petit Parislen gazetesi, Mısır krali Faruğun hemşireleri prenses Fevziye ile evlenmek üzere İran velishdının Misira seyahat proğrami hakkında Şu tafsilâtı veriyor: İran vellahdı I martta Bağdad - Şam tarikile Beruta varacak ve Mr sir kralının kendisile maiyetini alıp İskenderiyeye götürmke için oraya gündereceği Elmahrusa yatına bine- cektir. İran veliahdının maiyetinde İran mebusan meclis reisi, birçok ri- esl ve parlak bir maiyet alayı bulu- nacaktır, Elmahrusa yatı, prens Faruk ve prenses Fevziye namındaki Iki Mısır kruvazörünün refakatinde Beruttan İskenderiyeye hareket edecektir. Ei- mahrusa yatı 3 mart sabahı, İsken- deriye limanı önüne vardığı zaman prens Faruk kruvazörü 21 pare top atacak, Saleh istihkâmı da önünden geçerken, Elmahrusa yatını selâmlı- yacak, yatın üstünde Mısır tayyare floları uçacak ve iran veliahdını Kahireye götürecek olan hususi tre- ne refakat edecektir. İran vellahdı Kahireye varınca par- lak bir alay teşkil edilecektir. Alay, donanmış caddelerden geçerek Ahi- din sarayına gidecektir. Kral Faruk, İran veliahdını orada istikbal edecek Nikâhın aktedileceği 16 marta kar dar resmi şenlikler birbirini takib edecektir, Nikâh merasiminden son- ra üç gün üç gece şehirler ve saray- lar donanıp tenvir edilecek, halk şen- likleri tertib edilecek ve haval fişek- Jer atılacaktır. İran veliahdı nikâh ve düğünden sonra Mısırda bir ay kadar kalarak Yukarı Mısırı ziyaret edecek mütear kiben gelin ile güveyi, Mısır Valide Kraliçesi ve Mısır prensesleri ile be- raber Portsaidden Mehmed Aliyülke- İran Veliahdı ptens Mehmed Rıza Şahbut v8 prenses Fevziye bir vapuruna binerek Süveyş kanalı ve Bahriahmer tarikile İranın Şahpur limanına ve oradan da Tahrana gi- deceklerdir. İran veliahdı ile reflkası- ni, Mısır Valide Kraliçesi ve pren- sesler İranda büyük merasimle kar- şlanacaklardır. Gayrimübadillerin vaziyeti Divanımuhasebat yapılan tevziatı yarı yarıya azaltmak istiyor mütebaki istihkaklarınm yüzde onu nisbetinde hazine bonosu tevzi edi- lerek bu meselenin tasfiyesi karar- laşmıştı. Kanunun neşri üzerine em a Bu beyannameler divanı muhasebat Sazan Gnl: etnik ve Mağ: kiki biten beyanname sahiblerine hg- zine bonosu verilmektedir. Bu münasebetle aldığımız mek- “tuplarda mühim bir noktaya temas ediliyor. Mektuplarda .deniliyor ki: «Gayrimübadillerden büyük bir kıs- mının istihkakı İngiliz lirasa veya drahmi üzerinden hesab edilmiş, bunlara o zamanın resmi kursuna göre Türk parasme çevrilerek gayri- mübadillerin eline istihkak mazbata- sı verilmiştir. Şimdi divanı muhase- bat bu mazbatadaki rakamı kabul etmemekte, bugünkü kursa göre ye- niden istihkak mikdarını tayin ey- lemektedir. Gayrimübadiller esasen çok mağ- dur olmuşlardır. Kendilerine şimdi EKEN EER EEE Ar ara RİSE ERESRAREEEPE teşriki mesaiyi sıkılaştırdıklarını ilâ- ve ediyor. Deyli Telgrafın Berlin muhabirine göre Alman gazeteleri İngiliz silâh- lanmasına karşı Alman bükümetinin hiç bir itirazı bulunmamakla beraber, bunun arkasındaki plânı ve propa- gandayı dikkatle takib etmesi lâzım geldiğini yazıyor ve silâhların arttı- rılması, Almanyanın müstemleke ta- leplerinin reddine müncer olmıyaca- Mm ümidini ishar ediyor. umum matlublarının ancak yüzde beşi derecesinde tevziat yapılıyor. Di- vanı muhasebatın tuttuğu yol bu- nu yüzde üçe indirmektedir. Divanı muhasebat, tasfiye kanu- nunun 938 de çıktığını nazarı dik- kate alıyor, Fakat istihkak mazbata» Yarı bundan on, ön iki sene evvel ve- rilmiştir. Hükümet o zaman bu maz- batadaki parayı tediye etmeği kabul etmiştir. Şimdiye kadar yapılan tev- ziat bu mikdar üzerinden olmuştur. Hükümet gayrimübadillerin vaziye- tini ve yapılacak tevziatı bedkik eder- ken gene bu mazbatalarm yekünunu gözönüne almıştır. Şimdi bunu hiç hükmünde telâkki etmek muvafık değildir.» Mektuplarda ileri sürülen fikir doğrudur. Geçen sene Maliye Vekili, gayrimübadillerin işinin tasfiyesi tebaki istihkalın yüzde onu verile- bileceğini söylemişti. Divanı muha- sebat şimdi bunu yüzde beşe indir. mek istiyor. Hükümetin, gayrimüba- dillerin bu suretle bir kere dahs mağdur olmasına meydan vermiye- ceğini fimld ederiz. BİZDE EDEBİYAT AKADEMİSİNE LÜZUM VAR MI? Anketimize yarından itibaren devam edeceğiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: