24 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

24 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Şubat 1939 Sahife 3. AKŞAMDAN AKŞAMA 2 ——— a Sporcu düşmanlığı Galatasarayın eski meşhur futbol cusu Sadi (S.) sınıf arkadaşımdır. Gayet iyi ahlâklı, gayet çalışkan, her cihetçe mükemmel bir münevverdir. Fransızcayı « eğebiyatile - onun ka- dar iyi bilen ve dilimizle o lisan ara- smdaki mütekabil tercümeleri derecesinde iyi yâpabilecek bir millet. daşımız daha var mıdır, mütereddi. dim. İlle bir kusuru aranırsa: - bütün hükiki kıymetler gibi - mütevazıdır. Şehrimizdeki âmme müesseselerin den birinde çalışır; hayatını kaza- mar, Kim bilir bu satırları okuduğu za“ man, birdenbire nasıl şaşıracak, bel- ki de bana kızacak! — Ne münasebet?... « diyecek - be- nim bu sakin, münzevi hayatımı ni- çin böyle teşhir ediyorsun Bereket versin, medeni cesaret sa» hibidir; « böyle bir korkuyla kalbi tit remes a, - fakat onun yerine başka bir münevver ve iş güç sahibi sporcu- yu bugünlerde ayni tarzda adile sa nile yazsaydım, ihtimal ödü patlardı: — Eyvah... Efkârı umumiye müva- cshesinde, futbolcu olduğum anla Şildı... Belki düşmanlarım bu esbabı mucibe İle İşten çıkarılmamı istiye- cekler!... « diye ürkerdi. Çok şükür, aklıselim erbabına he- nüz sirayet etmemekle beraber, öle- de beride böyle bir sporcu aleyhtarı hava yaratılmak istendiğini farket- miyer musunuz? Sanki fulbolcu münevver olmak meziyet değil de kabahatmiş gibi: — Bankalara sporcuları doldur. muşlar... Kaleci Ulviler, bilmem kim- mara, hovardalığa hasredectk yerde, “gayet takdire lâyık bir şekilde - Sporla uğraşmışlar; kimi kalecilik, ki- mi beklik, kimi muhacimlik etmiştir. Daha eski nesilde en muhterem nü- — Bir şu bizim plâna bak, bir de şu d vapura bak bay Amca... «Efendim istimlâk işleri Bebek - Istinye yolunun açılması neden gecikiyor Bebekle İstinye arasındaki yola te- sadüf eden istimlâk muamelerinin biran evvel bitirilmesi için icab eden tedbirlerin alınmasına karar veril mişti, Bu yol üzerinde bulunan bina- Jardan onu hakında verilen istimlâk- karan sahipleri tarafından kabul edil mediğinden bunlar mahkemeye inti- kal etmiştir. Diğer binalardan bazıla- rının, sahiplerinin adresi henüz tesbit edilemediğinden, istimlâk muamelele- rinin tamamlanmasına imkân bulu- namamıştır, İşte bu vaziyet, Bebek - İstinye yolundaki işleri geçiktirmek- tedir. Beyanıdda İnkılâb müzesi önündeki dükkânların istimlâki muamelesine gelince: Burada istimlâk edilecek yir- mi dükkânın yüz kişiye yakın sahibi vardır, Bunların adreslerini birer bi- rer tesbit ederek kendilerine tebligat yapmak zamana muhtaçtır. Bu dük- kânların kırk bin liraya istimlâk edi- leceği tahmin ediliyor. Eminönü istimlâkine gelince: Ba- lıkpazarının Tahmis çarşısı kapısı yanındaki elbiseci dükkânları için | yirmi beş bin liraya ihtiyaç görül- müştür. Eminönü istimlâk mıntaka- | sının birinci plânına dahil olan ve henüz yıktırılmıyan dükkânlar hak- kındaki muamele mahkemeye intikal etmiştir. Mahkeme, bunlara karar ve- rinciye kadar belediye yıkma işini in- tac edecek, bilâhare'bunların istim- lâk bedeli verilecektir. Denizbankta Ulasim GAM bugün Ankaradan geliyor Denizbank umum müdürü B. Yu- suf Ziya Erzin, bankanın bütçe ve kadrosu üzerinde vekâletle yaptığı temaslarını bitirmiştir. Bugün şehri- mize dönecektir. Denizbankın muhtelif işleri üzerin- de tetkikat yapan komsiyonlar çalış. malarına devam etmektedirler. Deniz. bank hakkında son zamanlarda asılı, asılsız birçok havadisler çıkmaktadır. Bütün bu havadislerin hakikate uy. gun olup olmadığı, ancak komisyon. larm mesaileri neticesinde anlaşila- B. Harun bu havadisi kati surette tekzip etmekte ve hiçbir zaman hiç bir müessesenin mümessilliğini yap. ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları İmamların maaşları Şehrimizdeki büyük camilerden bi- rinin başlmamından bir mektup al- dık. «Maaş meğeleleri mevzuubahis edii- diği şu sırada bizim de aylıklarımız nazari itibare alınsın! - diyor. - Bir kapısı maaşı yirmi #ekiz lira iken, el- lerine ancak yirmi dört lira geçen İmamlar vardır. Ben de onlardan bi- riyim. Üzerimize dikkati celbediniz» diye ilâve ediyor. Hafu N.K. Arsa duvarları Belediye, ans caddelerdeki arsa s&- hiplerini, mallarının etrafma duvar çevirmekle mükellef tutacakmış, Dün- kü gazetelerden birinde bir muharri- rin yazdığı pek doğrudur: Hele ken- disi mahud adliye Yangın arsasının etrafını bir duvarla çevirmek tecrü- besinde bulunsun. O zaman bü işin ne müşkül olduğunu bizzat anlıya- caktır. İnsan çuvaldın başkasına sokmadan evvel, iğneyi kendine sok- malı, Fikir fukaraya ve ekserisi de yüzlerce hissedara ald olan bu arsaların duvarla çevrilmesine maddi imkân yoktur, Hem niçin? Bundan ile kati bir salâh mı bekleniyor? Bize kalırsı, Üsküdar tarafından örnek almalı, Hiç bir srsada moloz, çöp yığını birakılmımalıdır. Böyle bir tedbir hem mümkündür, hem de şehre nisbi bir temiz manzara verir. m . Elşakası kanla neticelendi Bir amele arkadaşını bıçakla öldürdü Kuruçeşme kömür deposunda Çça- nişan 27 yaşlarında Mustafa ve Mu- rad adlarında iki amele kavga et- mişler, Murad bıçakla Mustafayı öl dürmüştür. Adliyece yapılan tahkikata nazaran vaka şöyle olmuştur: Kömür deposunda çalışan işçiler akşam üzeri işlerini bitirip oradaki banyo dairesinde temizlenirlerken | bunlardan Mustafa, urkadaşı Müra- dın yanına sokularak ensesinden ya» kalamış ve sarsmağa başlamıştır. Murad bu lâtifeden hiddetlenerek Mustafayı koymuş ve bu yüzden ara- larında kavga çıkmıştır. z Kavgada Murad bıçağını çekereek Mustafayı sol bacağından ağır suret- te yaralamıştır. Kan damarları par. çalanan Mustafa derhal Beyoğlu has- tanesine a da biraz sonra hastanede ölmüştür, » İşte bu iş de böyle, plân ne dersö desin, fabrika bildiğini okumuşlu.. İ Baro toplanıyor Fakat reisin isti- fası4 mart içtima- ında görüşülecek B. Hasan Hayrinin, Denizbanktan a'dığı altı bin lira vekâlet ücreti me- solesinden dolayı baro reisliğinden istifası üzerine dün baro idare meclisi azası bir toplantı yapmıştır. Bu top- | Jantıda B. Hasan Hayrinin reislikten | istifası meselesinin baro umumi he- yeli İçtimandu görüşülmesine karar verilmiştir. Bâro umumi heyeti geçen cumar- tesi günü yaptığı toplantıda haysiyet divanı âzâsi inlihabını tamamlıya- mamış, yedi âza müsavi rey aldıkla- rından bunlar için tekrar bit toplantı yapılması kararlaştırılmışta. Yarın öğleden sonra baro &zası | Ağır ceza mahkemesi salonunda tek- rar toplanarak bu yedi âza intihabı- | nı tamamlıyacaklardır. Nizamname mucibince toplantıda konuşulmak Üzere ruznameye konulan meselelerin bir hafta evvel âzaya bildirilmesi lâ- | sam geldiğinden ve B. Hasan Hayri- nin istifasınm heyeti umumiyece mü- zakeresine henür dün karar verilmiş olduğundan baro martın dördüncü cumartesi günü öğleden sonra (ekrar İ toplanacak ve reisin istifası işini bu toplanlıda müzakere edecektir, ..— .. pe Küçüksu plâjı ! Şirketi Hayriye dünden iti- | baren inşanta başlattı Şirketi Hayriyenin Anadoluhisarın- da Küçüksudaki plâjda yaptıracağı at için belediye evvelki gün ruh- satiye vermiş ve dünden itibaren in- şaata başlanısıştır. İ 4 temmuzda halka üçılacak olan Küçüksu plâjının genişliği 150 met- redir. Bir lokanta ve gazino yapıla- caktır, Plâj heyeti umumiyesile şim- diden bir müteahhide ihale edilmiş- tir, Küçüksu plâjının güzel bir iskelesi olacağı gibi bütün postalar da plâja uğrayacaktır. Ayrıca Bebek ile plâj arasında sik sık bir vapur işlelilecek- tir, Plâjın rağbet görmesi için, bir çok kolaylıklar arasında vapur, lokanta ve banyo ücretlerini ihtiva edecek ga- yet ucuz kombine biletler de ihdas edilecektir. | Gümrüklerde E İatmmiüyasi eşya hayır teşekküllerine verildi İstanbul gümtüklerinde müzayede- ye çıkarılıp da sstılamıyan ve kanu- dağıtılmıştır. Bu hurmalar Hataydan gelmiş, yüzde 99 gümrük resmi tenzilâtından istifade etmesi istenmişti. Fakat ya- pılan tahkikat neticesinde hurmala- rın Suriye menşeli olduğu anlaşılmış ve normal gümrük resmi istenmiştir. Sahibi bu resmi vermediğinden hur- malar gümrükte kalmıştır. .. Üğenmezsen sende say bay | Amca, vapur tam 60 noktadan şart VE pg Drama) Konuşmak Yeryüzünde berkes silâ herkes silâhlanma me- seleleri ile, harp dedikoduları ile meş- gul oladursun. Chamberlain elinde şcmsiyesi diyar diyar dolaşsın. İngil- teredeki «Kadınlar enstitüsünde bir tekim hararetli minakaşalar olmuş. Mevzuu da şu; «Acaba kadınlar mı da» ha çok konuşuyorlar? Yoksa erkekler mi?» Enstitüye mensup 600 kadın bu me sele hakkında bir karar vermek için tamam 17 gün konuşmuş. Ve nihayet karar vermişler; — Erkekler kadınlardan daha çok konuşuyorjar!... Ne kadar Sağın bir karar değil mi? Vakıâ bunun için enstitünün 600 azası çok yorulmuş. 17 gün içinde ko- nuşmaktan dillerinde tüy bitmiş, çe- neleri âdeta tutmaz olmuş, fakat ka- rarlarını vermişler, erkeklerin çok ko. nuştuklarımı dünyaya Hân etmişler ya... Bu kâfi... 600 dil ve 600 çenenin 17 gün işlemesi boşa gitmemiş. Fa- kat bu mühim neticeye varanların er- keklerin kadımlardan daha çok konuş- tuklarım isbat etmek için söyledik. leri sözler arasında bir tanesi pek par- lak... Kadınlar enstitüsü. azasından biri diyor ki: — Erkekler o kadar çok konuşur- lar ki uykularında bile çenelerini tuta. mazlar. Sayıklarlar ve birçokları sa- bahlara kadar söylenir. Konuşmak er- keklerde bir hastalık halindedir... Sa- yıklamıyanların da çoğu horlar. Hiç değilse bu suretle ağızlarından çıkar. dıkları gürültü ile -eğer yanlarında yatan varsa- onları rahaisız ederler, Erkeklerin gevezeliklerini bu suret- le isbat etmeğe çalışan bayanın söz- lar? Sonra mutlaka uyurken sayık- lamak gevezelik alâmeti midir? Bilâkis biçare erkeklere uyanıkken evde kadınlar ağız açtırmadığı için on, lar lâf söylemek ihtiyacını uyurken sayıklamak suretile tatmin ediyorlar. Uykuda da ımı erkeklere konuşmak, ağız açmak yasak? Malüm ya... Uykuda ve rüyada in- sanların egüyri şuurslarındaki ihtiyaç. lar, hisler uyanırmış. Erkeklerin gay- Ti şuurlarında bir türlü tatmin edeme. dikleri konuşma ihtiyacı uykuda ken- disini gösteriyor. Ve sayıklıyorlar. Ne Yatağa yatınca derhal uyuyormuş gi- bi bir vaziyet alırmış... Yalancı bir sa- ya görüyordum... diye kestirip atar. maş, Erkekler kadmların yanında konuş- ma hürriyetini bu derece de kaybet mişlerdir!... Hikmet Feridun Es Yugoslavyanın İstanbul konsolosluğu Yugoslavyanın Ankara elçiliği baş kâtibi B. Ljoubicha Vichatzky İstan- B, A, — Geneiyi!... — de 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: