26 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA: Ingiliz devlet adamlarının son nutukları Son günlerin beynelmilel siyaset cihetinden en mühim faaliyeti İngüls adamlarının söyledikleri nutuklardır. İngiliz Başvekili biri Avam kamara» sında ve dğeri Blackburn intihap dniresinde ve Hariciye Nazırı lord Halifax dahi Lordlar kamarasında ve Narırlardan Morrison gene Parlâmentoda mü- him nutuklar söylediler, Bu nutuklar ile İngilterenin ve bütün dünyanın favkalâde silâhlanma- Sunın ve bilhassa İngilterenin teslihet masrafı karşılığı olarak beş sene müd- detle her yıl akdetmek selâhiyetini haiz bulunduğu dört yüz milyon İngiliz liralık istikrazın mıkdarını sekiz yüz milyona çıkarmasının esbabı mücibe- si İzah edilmiştir. Ayni zamanda İngilterenin dünya politikasına nazarları ve siyasetinin - gözetmekte olduğu hedef ve gayeler anlaşılmıştır. Bu nutuk faaliyeti ayni zamanda Amerikada dahi vardır. Fakat Anglo - Sakson ırkına mensup olup ikisinin de ana lisanı İngilizce olan Britanya ve Şimali OAmerikn devlet adamlarının ifadeleri arasında büyük fark vardır. Amerikan politikacıları Almanya ile İtalyayı bütün dünya için bir bü- siyasetlerini tenkid etmediklerini ve İngilterenin topdan devletçi devletlere karşı itimad beslemesi lâzım olduğunu söylüyorlar, Amerikan politikac ları tarafından bir cinayet ve Fransız politikacıları tara- fından da bir gaflet diye tavsif edilmektedir. İngilir Narırlarının son Izahati; Almanya mahafili tarafından mem- nuniyetle karşılanmıştır. İngiliz devlet adamlarını açık söyletmeğe diğer bir saik da Fransada İngilterenin yardımına karşı şüphe ve endişeler izhar edilmekte olmasıdır. Bunun için İngiliz Nazırları gerek coğrafi mevki itibarile gerek hayati men- İaatleri cihetinden İngiltere ile Fransanın birbirine yardım etmek ihtiya- cında bulunduklarını teyide Jüzüm görmüşlerdir. Fakat hududu ve şumulü muayyen hir ittifaka larafdar olmadıklarını ve bilhassa muhtemel bir ta- ârruz ve tehlikeye karşı vikaye gayesi ile harb yapmağa aslâ yanaşmıyacak- larını da bildirdiler. Diğer taraftan Fransa ile arası çok açık olan İtalyada “İngiliz devlet adamlarının sözleri ve bahusus fevkalâde teslihat (hazırlığı hoş görülmiyerek şiddetle tenkid edilmiştir. Meyhaneciyi vuran sarhoş AKŞAM Alinin muhakemesi Maznun cürmünü inkâr eti, yaralı Andonun celbi için muhakeme tehir edildi Bir müddet evvel Kasımapaşada bir meyhanede rakı parası yüzünden meyhaneciyi bıçakla yaraladığı gibi, kendisini yakalamak istiyen polis me- murunu da tehdid eden Alinin mu- hâkemesine asliye ikinci ceza mahke- miesinde başlanmıştır. “Tahkikata nazaran vaka şöyle ol- muştur: Vaka günü akşam üzeri AH arkadaşlarından İbrahimi alarak Ka- Sunpaşada Andonun meyhanesine git- Miş, geç vakte kadar beraber rakı iç- mişlerdir. İki sarhoş meyhaneden çi- kacakları sırada Andon rakı parasını İstemiş, Ali: — Benden para alınmaz. Rakıları #enden caba içtik... Diye parayı vermemiştir. Andon &rar edince Ali hiddetlenmiş ve kav- Bâya tutuşmuşlardır. Bunların gü- rültülerini-duyan bir polis-mensuru meyhaneye gelmiş, meyhâneci Andon şikâyete başlayınca Ali, birdenbire bi- Sağını çekmiş, polisin müdahalesine vakit bırakmadan birdenbire Ando- nun üzerine atılarak adamcağızı kar- nından yaralamıştır, Gözleri kanlanan sarhoş, bundan sonra da ayni çeviklikle polisin üzeri- ne hücum etmiş ve bıçağını sâvura- rak kapıdan çıkmağa muvaffak ol. muştur. Polis memuru, Aliyi yakalıyamıya- ağını anlayınca, kendisi de dükkân- dan çıkmış ve kaçmakta olan Alinin arkasından silâh atmağs mecbur kal- mıştır, Atılan kurşunla Ali topuğun- dan hafifçe yaralanmış ve ancak böy- | lelikle yakalanabilmiştir. Tahkikat ikmel edildikten sonra Ali mahkemeye verilmiş ve asliye ikin- ci ceza mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Maznun Ali mahkemede suçunu inkâr etmiştir. Dinlenen şa- hidler vakayı yukarda yazdığımız şekilde anlamışlardır. Davacı Andon Mmuhakemeye gelmemiş olduğundan, kendisininde şahid sıfatile celbi için muhâkeme başka güne bırakılmıştır, Türk - Rumen ticaret anlaşması müzakereleri olmak üzere tacirlerin mütalea- alınması münasip görülmüş ve lantı yapılmıştır. ! Romanya ile iş yapan bütün tasir. ver toplantıda bulunmuş ve anlaşma Üzerinde / dileklerini bildirmişlerdir gükorle hazırladığı raporu bugün tsad Vekâletine gönderecektir. Türk - Rumen ticaret anlaşması- bi, yüddeti 12 ikincikânun 939 da e Yordu. Fakat taraflardan biri iki Y Önce feshi ihbarında bulunmadı. t Adan ayni mukavele mucibince an- Mi © dört ay müddetle kendiliğin- uzamıştır. Anlaşm& 12 mayis 939 Arihine kadar meridir, İki açık göz Akçekocalı Mehmed isminde biri, dün Gülhane hastanesi civarında dolaşmakta iken, yanına yaklaşan İsmali ve Mehmed isimlerinde iki ki- her İki açıkgöz az sonra lardır. Paralar kendilerinden istirdad. edilmiştir. Katil Ali Asgar hakkında 'Tahranda Ali Asgar namında biri- nin 28 çocuğu öldürdüğü ve kalbleri- ni yediği için asılmış olduğunu ecnebi gazetelerinden naklen «Dünyada ne- ler oluyor? sütunumuza yazmıştık. Şehrimizdeki İran general konsolo- su, gazetemize gönderdiği bir mek- tupta, 5 veya 6 çocuk öldüren Ali Aş- garın, asılmak suretile cozasını çekti- ğini ve yazıldığı veçhile 28 çocuğu öl- dürerek kalblerini yediğinin katiyen asil ve esastan Ari olduğunu bildir- miştir, Ame adalar gruplarını saptederek bu denizin garbinde de yerleşmişlerdi. Daha sonra İngilizler Hollandalı. lar bu büyük Okyanusta yeni yeni ara. zi keşfetmek ve zapteylemek suretile büyük bir mübarezeye girişmişlerdi. Hollandalılar Avustrslyayı keşfede- rek dünyanın en büyük adasına Yeni Hollanda adını vermişlerdi. İngilizler ne yapıp yaparak Hollandalıların elin- den Büyük Okyanus hâkimiyetini al mışlardır. Hollandalıların elinde şar- ki Hind adalarının mühim bir kısmı ile yeni Ginenin garp nısfı kalmıştır. Daha sonra İngilizlerle Fransızlar büyük denizde boy ölçüşerek Hollanda ile cenubi Amerika arasındaki adaları paylaşmışlardır. En sonra sahneye gi- Ten Amerikalılar olmuşlardır. Ameri- ka. Büyük Okyanusun garbindeki Ja- "ponyayı, kapılarını garp medeniyet ve ticaretine açması için zorlamışlardır. Bu suretle Japon milletini istemiyerek uyandırmıştır. ” Amerika, İspanyadan Filipin adala- rı ile Guam adasını aldıktn sonra Bü- yük Okyanusun garbinde iyice yerleş- miştir. rika Büyük müdafaahattınıgenişletmeğe re Büyük Okyanus ve Amerikanın müdafaa hattı e a a va ERİKANIN BUGÜNKÜ 4 > ik , Kenz, V i8$oa 0. 9 İsa İngiltere ile Japonya on beş sene müttefik bulunduklarından bu iki büyük devlet ağır basıyorlardı. Niha- yet 1922 de Vaşington konferansında Amerika, İngiltereyi umumi harpten galip ve lâkin yorgun bir halde çıkmış olmasından istifade ederek sıkıştırıp Japonya ittifakından vaz geçirdikten sonra meydam boş bulmuş ve yavaş yavaş bütün Büyük Okyanusun âdâ- larına sokularak bu muhit denizinin şark ve orta taraflarında iyice yerleş- miştir. Amerika birkaç sene evvel Mid- way ve Wake adalarını zaptetderek Bü- yük Okyanustaki müdafaa hattını ha- vay adalarından garbi Okyanusa doğ. ru sürmüştür. R Havay adalarındaki Pearl (yani İn- ci) imanını fevkalâde tahkim ederek burasını Akdenizdeki İngiliz merkez üssü Malta haline getirdi. Amerika, evvelki sene Alaskadan Japonyanın Kurlli adalarına doğru uzanan Aleut adalarını tahkim ederek büyük Okyanusun şimaline de hâkim olmuştur. Bugün Amerikanın Büyük Okyanus- ta tesis etmiş olduğu müdafa hat- - 4 ATLARI yanustaki | daki İngiliz ve Fransız adalarının üst tarafından geçe mekte ve Japon. yânın elindeki e şarkından geçerek . Wake adasına VAr- ——— 1.0 İ makta ve buradan İ| Midway adaların “Yİ şarkta bırakarak şimale doğru uza- makta ve Aleut adalarını içine al dıktan sonra Beh- renk boğazında ni- hayet bulmaktadır. Bu suretle büyük Okyanusun şimal rusfının üçte ikisi Amerikan mü- dafaa hattı içine alınmış bulunuyor, Fakat Amerika bununla iktifa etmiye. rek Tokyodan ancak 2600 kilometre mesâfede bulunan Guam adasında tahkim ederek büyük Okyanusun ka- lan üçte birinde de yerleşmeği tasmim etmiştir. Guam adasi Japonyanın mandası altında bulunan Maryan, Marşal ve Karolin adalarının tam ortasındadır. Amerika Guamdan sonra Tokyodan ancak 2900 kilometre mesafede bulu» nan Filipin adalarını ve bunun mer- kezi Manilâyı da tahkim etmek iste. diği takdirde Uzak Şarkta mühim bir mevki tutacaktır. Japonya, kendisini sarmağa çalışan Amerikanın Uzak Şarktaki mevkiine, Hainan adasını alarak mukabele et- miştir. Amerikanın Büyük Okyanusun gar. bine sokulmağa devam ettiği takdirde Japonya ile çarpışacağı muhakkaktır. Büyük Okyanusun mukadderatını bu müsademenin neticesi belli edecek- tir. — E. Günün Ansiklopedisi Atatürkün doğup büyüdüğü Selânik şehri ariciye Vekili Selâniğe gidip Atatür- Selânik, o sultan Hamid ramanında - yani Atatürkün doğup bu şehirde ya- si, 4 bedestemi, dotei, hanı), 27 fabrikası, 1 tiyatrosu, 1 idadisi, 2 rüşdiyesi, 1 askeri rüşdiyesi, | sanayi ve 1 ziraat mektebi, 3 hisnsi muntazam mek- dir. Bunlardan bazıları, Ayasafya, Kasimiye ye Eskicuma camileri vaktile putperest mabedi iken kiliseye ve nihayet camje çevrilmiş binalardır. Mo- zayıklar vesair tezyinat ile müzeyyendir. 'demiryollarile bağlanmış olması, ticari kıymetini artırmıştır, (1) Fransız menabime göre geçen asri sonunda 105000 nufuzu vardı. Şimdiki nu- tusu, Yunan menubline göre, 70000 dir, l Ahalinin yarıma yakım miktarı muse | vitir. Bunlann ecdsdı Enkizisyon korku- sile İspanyadan kaçıp gelmişlerdir; hAlA İ ispanyolen konuşurlar. Mütebaki nüfusun büyük kısmı müslü- Selânikte kışları hava nadiren sıfır al- İns düşer. Yağan kar çok durmaz, Şeh- Halk çalışkandır, Ötedenberi Selâniğin man, rum, bulgar ve ecnebidir, bezi, havlusu, halısı makbuldür. Şimdi de (yani kırk küsur sene evvel) o müteaddid cam, şişe, sabun; tuğla, kiremit ve bir de fetholunmuşsa da muhafaza edilemedi, 1185 de Sicilya Normanları Selâniği zap- lar altında hayvan ihracatı yapılar caktır, İzmir veteriner müdürlüğü, bu şartları tesbit etmiştir. İhraç edilmek Üzere İzmire getirilecek hayvanlar beş gün kuzular yirmi dört saat baytar nezaret ve muayenesinde ka- lacak, hastalıklı olmadıkları anlaşıl- dıktan sonra ihraçlarına müsaade edilecektir, İzmire getirilecek hay- vanların menşe şahadetnameleri ve getirildikleri yerler baylarlarından sıhhat şahadetnamesi (bulunması şarttır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: