2 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

2 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

amaregen mg rerwrp 2 Mart 1939 — AKŞAM Sahife 13 : el Amerikanın hâva silâhları Ayan meclisinde müzakereler devam ediyor Vağington 1 — Hava ieslihatı, plâr nmın âyan melisinde müzakere devam edilmiş, leh ve aleyhte söz söy- leyenler olmuştur. Demokrat Ayan- dan B. Loğan Fransa ile İngiltereye tayyare satılması lehinde bulunmuş ve sebebini de şöyle anlatmıştır: €— İngiitere ile Fransa, bize tev- cih edilecek taarruzlara karşı ilk mü- dafaa hattımızı teşkil ederler.» Demokrat “âyandan B. Lee silâh- lanma projesini müdafa etmiş ve tes- Hhatın diktatörlerin anlayabilecek- leri yegâne lisanı teşkil ettiğini söy- demiştir. Demokrat B. Clark ile repupliken B; Nye, Amerikan teslihatının Birle» şik Amerikanın ananevi harici siya- setine md bir takım safhaları bulun- duğunu. ileri sürmüşlerdir. B, Nye silâhlanma siyasetinden ziyade Ame- Alla ayın içinde, iki seyis, evin kü- çük hanımı kendilerini o kamçıladığı için isyan ederek çıkıp gitmişlerdi O zamanlar Leylâ henüz on alti yaşında bir kızdı. Fakat küçük vahşi hayvanlar gibi saldırıcı bir öfkesi var- dı. Ufak bir azarin, bir payın karşi sında saatlerce tepinir; ısırmak hırs- larile saldırır ve isırırdı Bu öfke buhranları esnasinda mas salara tımaklarını sokardı. İnsanla- ra öyle azametli ve muhakkir bakış ları vardı ki, maruz kalacağı hücus mü önlerdi. Herkesin -hüsnüniyetin- den her an şüphelenir; bir gülümse yişi, bir omuz silkişi ve iyi işitilme- miş bir cümleyi tahkir sayar; kıy- metli biblolari kırarak hırsını alırdı. Romanın zalim imparatoriçeleri, kurunu ulânın kanlı alüfteleri mu- hakkak ki bu tiynetteki kızlardan rikanın harici siyasetini tenkid et- miştir. Bu'iki nutuk, âyanda büyük bir asabiyet uyandırmıştır, Âyan meclisi, sükünetle müzakerelerine devam etmiştir. Salâhiyeltar maha- 8), silâhlanma projesinin büyük bir ekseriyetle kabul edileceğini tahmin ediyor. Amerika harbe nasıl girer? Ayandan halkın reyine baş vurulmasını istiyor Vaşington 1 (A.A.) -- Terakkiper- ver Byandan Lafollette ile 11 arkadaşı Amerikanın muhtemel bir harbe gir- meden evvel reylâmma müracaat edil- mesi mecburiyetini vazeden bir kanun Mâyihası tevdi etmişlerdir. Bu lâyihanın kabulü, Amerikanın harbe girmesi hakkında yalnız kong- renin karar verebileceğini tasrih eden | kanunu esaside değişiklik yapılmasını | iltizam eyliyecektir. Son intihabattanberi Lafollette'in sj- yasi nüfuzunu kaybettiği ve lâyiha- nm reddedileceği siyasi mahfillerde söylenmektedir. » Amerika Reisicümhuru büyük bir nutuk söyliyecek Miami 1 (A.A.) — Reisicümhur Roosevelt cuma günü Houston kru- vazörü ile Charlestone gelecek ve derbal Vaşinglona hareket edecek- tir. Relsicümhur Amerikan . parlâ- mentosunun kuruluşunun yüz ellin- ci yıldönümü münasebetile mebusan ve âyan meclislerinin . yapacakları müşterek bir toplantıda büyük bir nutuk söyliyecektir. Hollandanın Uzak Şarktaki müstemlekeleri Lâhey 1 (A.A) — Müstemlekât Nazırı Uzak Şark vaziyetine dair yaptığı beyanatta Hollanda hükü- metinin Japonya tarafından Uzak Şarkta Hollarkia topraklarına karşı bir taarruzda bulunacağını katiyen zannetmediğini, asırlardanberi “İki memleket arasında iyi münasebetler #dame olunduğunu söylemiş, ve hiç sebepsiz bir endişe havası yaratılma. mak lâzımgeldiğini kaydeylemiştir. Doktor Schacht Berline çağrıldı Berlin 1 (AA) — Doktor Sehaeht o İsviçreden OBer- Mne çağınlmıştır. o Schacht'ın dey- Yet bankası ikinci müdürü Brink- | mannı'ın rahatsızlığı esnasında | muvakkaten banka işlerine bakmak Üzere Berline davet edildiği iyi haber alan mahfellerde söylenmektedir. Mumalleyh Berlinde az bir zaman kalacak ve bundan sonra ecnebi memleketlere hususi bir seyahat ya- pacaktır. C.H. P. İstanbul İlyönkurul başkanlığından Halkevleri menfaatine olmak tze- Ye 25 şubat 939 tarihinde Perapalasta tertip edilmiş olan baloya şehrimizin meli ve ticari müesseselerile sayın halkımızın nakden muavenet ve he- diye vermek ve baloya iştirak sureti- le göstermiş olduğu samimi alâka ve müzaheretten solayı Parti namına te- şekkür olunur. (Havas) yetişmiştir. Dedelerinden biri Çerkes esir taci- ri imiş, Cariyeleri, köleleri kırbaç- layan ve akşam üstü elbisesindeki kan lekelerile eve dönen insafsızın biriymiş. Leylâ da,.dedesi gibi, em- Tini derhal ifa etmeyenlere saldırır; bütün dünyayı nefsine tâbi sanırdı, Büyüdüğü şatafatlı ve nazlı muhitte aldığı içtimai terbiyeye rağmen, tap- kı kafes içinde yetiştirilen aslan yav- ruları gibi, ara sıra etrafını pençele- mek arzusunu duyuyordu. Annesinin büyük şefkati, bu halin karşısında âciz kalıyordu. Kızı €lo avuca sığdırmak mümkün olamıyor- du. Leylâ filhakika annesini çok 56- viyor; fakat kendine mahsus bir mu- habbetle ... Boyn atılıyor, yer gi- bi dudaklarını or, coşkun göz yaşlarile ona sarılıyor. Fakat buna rağmen sık sık kinle- niyor, kendini doğuran kadından ara sıra nefret ediyor... Ona karşı âciz olmasının isyam! Dokuz yaşında yediği bir tokatın acısını asla unulmıyordu. Fakat asıl onu köpürten hâidse, | annesinin ikinci kocaya varışıdır. Kadın otuz iki yaşında dul kalmış, hayatını yeniden kurmak istemişti, Leylâ günlerce odasına kapanmış, yememiş, içmemiş: öfkesinden düğü- ne dahi gitmemişti. Aradan seneler geçtiği halde, evin bu yeni efendisi- ne katiyen alışamamış; uşaklara em- redişini, annesinin evine girişini hazmedememişti... Hele herifin kendisini sadece ismi. le çağırışma, «Artık geç oldu, git yat!» diye emredişlerine tahammül edemiyordu. Öyle hırslı, öyle aksi bir kızdı ki, bir gün elini tırmalıyan gediyi gırt- lağından yakalamış, asabi bir ihti- iâcla bir sıkış sıkmış ki, boğuver- mişti. En büyük zevki ata binmek! Ekser sabahlar, erkenden kalkar; alını kendi koşar, hayvana atlar, saatlerce dağ bayır dolaşırdı. Hiç bir mânla, hiç bir tehlikeden korkmaz; yaralı olarak kendisini eve getiren adamlara küfürler savururdu. | v.. Bir sefer, baloya gitmek üzere an- mesinin odasında hazırlanırken, üvey babası Arif bey İçeri grimek istemiş, Leylâ bağırmıştı: — Çıplağım... Gömlekleyim... Na- sıl olur? Annesi gülerek: g — Sen daha çocuksun! - demişti, - | sak Hem insan babasından kaçmaz! Genç kız, öfkesinden karşısındaki aynayı yumruklamış, elleri kan için- de kalmıştı. sas Şimdi daha büyümüştü, Çok güzel bir kızdı, Neşesi tuttuğu zaman sevimliliğine diyecek yoktu. O gün akşam üstü Arif beyin yazı odasından içeri gire- rek nâdir nezâketlerinden birini iz- har etti: -- Bu akşam annem yemeğe gel- miyecekmiş. Bir iş için sokağa git miş, Hava pek güzel. İster misiniz, birlikte bir at gezintisi yapalım .. — Vay küçük hanım! Neşen pek yerinde! Hayvanları hazırlatınsa gi- delim. İkisi de gayet iyi binici idiler, Ha- rikülâde güzel bir gezme yaptılar. Kız pürneşydi. | AŞK ve MACERA NUVELİ anavar ruhlu kız Leylâ at gezmelerinde daima en önde giderdi Gülüyor, konuşuyor; zeki zeki fi- | kirler sarfediyordu. Şabsiyetinin iyi tarafını hiç bir zaman bu kadar gös- termemişti. Bir aralık; — Bakın! - dedi. - Bizi, ikimizi böy- le yanyana görenler bir kadınla flört ettiğinizi sanacaklar, Kahkahayla güldü. Erkek de tebessüm etti. Bu vahşi kızın neşelenmesi, Arifi memnun ediyordu, Fakat ufak bir kaza oldu. Bir aralık, Leylânm atı sürçerek kapaklandı, Üvey babası hemen yar- dım için yere atladı. Bereket kızın bir şeyi yoktu. Yerinden kalkmıştı, Boğaziçinde bir otelin önündeydi- der. Leylâ: — Şuraya gidelim de yüzümü filân yıkayayım! - deği, İçerde hemen garsona seslendi: — Bu oda... Arif hayrette: — Bir şişe şampanya... Üvey babası henüz ağzını açmağa vakit bülmadan, Leylâ, büfeden şişe- yi kaptı. Masanın kenarına vurarak ağız tarafını kırdı. Erimiş altın gibi akan köpüklü şerapla hem yüzünü yıkadı, hem de avuç avuç İçti, Kıvırcık saçlı başını ara sıra çılgın hareketlerle kaldırıyor, gülüyordu. Arif sordu: — Bir yerin acımadı ya? — Yok canım... Amma korktum. Dür, aklıma Obirşey geldi... Ha- ar annem akşama geç dönecek... Burada oturup da karnımızı doyur- — Pek âlâ! Yemek esnasında, o kadar neşeli, o kadar harikülâde hareketleri var- dı ki... Her şeyle alay ediyor, neler, neler buluyor, yaratıyordu... Arif kahkahalarla gülüyordu... Hem de Leylânın munisleşmesinden karısının ne derece memnun olacağı- ni düşünerek seviniyordu. Kız harıl hanl içiyor, Arifi de zor- lıyordu. Bir aralık yaşına göre fazla kaçırdığı şampanyanın tesirile: — Of... - dedi. - Pek sıcakl,., Pişi- yorum! — Pencereyi açalım mı? Hayır, hayır! Ve atik hareketlerle bluzünün önü- nü açtı. Aralıktan beyaz bir gerdan ve baş döndürücü kabartılar görüldü. Arif, hayretle baktı, Ve kendi kendine; «— Canım, ne ehemmiyeti var?... Kınm demektir!..3 Fakat içinde fenalık olmamakla beraber zevkle bakmaktan da geri durmayordu. Leylâ şımarıklıklarına, neşesine de- vam ediyordu: — İçsenize... - diyordu. - Ben gali- ba sarhoşum... Garson servis yapmak için içeri girdikçe göğsünü kapıyor, o gittikçe tekrar açıyordu. Kıvrılan dudaklarının o kırmızılığı içinde, dişlerinin beyazlığı kar ışığı gibi parlıyordu. Bir aralık kalktı: — Or... Pek sıcak!... - dedi. - Pen- cereyi açayım!... Bulüzünün düğmelerini beline ka- dar çözdü ve birdenbire Arifin kuca- ğına kendini attı. — Of. Sahiden pek sarhoşum... Burada uyusam ne İyi olur... Erkeğin rengi uçtu. Şimdi .biraz anlar gibiydi. Kızı hafifçe iterek: — Geç kalıyoruz... Anneniz merak edecek... Haydi şapkanı giy de gide- Adamın samimi surette istediği buydu. ç Fakat bu taze vücuddan öyle tatlı bir hararet yayılıyordu ki... Şam- panya ile ıslanmış dudaklar öyle gü- i Tümsiyordu ki... Biran onun da başı döndü. Arka arka bir iki kadeh yuvarladıktan sonra gayri ihtiyari kızı göğsüne doğru bastırdı, Öpmek İşte o zaman, büyük bir zafer fer- yadile, Leylâ yerinden fırladı. Kam- çısını aldı. Tıpkı vaktile seyislere yap- tiğı gibi, adamın yüzüne indirdi. Sonra kapıyı açarak, koştu. Atına atladı, ... Bir saat sonra salonunda bir kaç ahbabile oturan annesinin yanına fırtına hizile girerek bağırdı: — Kocan bana küçük bir kız gözi- le bakmıyor... İsteseydim demin onu senin elinden alırdım. Nakleden: (Vâ - Nü) a. Almanyada hava ordusu günü Berlin 1 (A.A.) — Almanya bugün «Hava ordusu günü» nü tesid etmiş. tir. Bu münasebetle hava bakanlı- ğında merasim yapılmış ve mareşal Göring bu münasebetle bir nutuk söylemiştir. Merasimden sonra muh- telif hava teşekkülleri mareşalin ö- nünde geçit yapmışlardır. —— > (Baş tarafı 1 inci sahifede) bâdiseder dolâyı arkadaşlarının duy- duğu sonsuz sevince tercüman ol- muştur. Müt&kkiben iki kurban Ke Ailmiş ve etler civardaki ilk mektep- lerin fakir talebelerine verilmiştir. Beşikaş deposunda ilk tramvay us- tabaşı Refik târafından tahrik edil- miş; Aksaray deposunun İki kapın olduğu için orada iki merasim yapıl. mıştır. İlk ârabalârdan birini vatman Mehmed, diğerini vatman Fuad ha- reket ettirmiştir. Beşiktaş ve Aksa- rây depolarında da ziyafeti müteakip ikişer kurban kesilmiştir. Dün bü- tün tramvay amelesi birbirini Kutla. mıştır. Sabahki merasimlerden sonra saat 11 de bayrak ve defne dallarile husu- si surette süslenmiş olan birinci mev. ki bir tramvay arabası muvakkat idare heyetini ve Nafia Vekâletine bağlı şehrimizdeki müesseseler erkâ- nını bamileri başından Taksi. me hareket”'etmiştir. £ Muvakkat idare heyeti Cümhuriyet âbidesine dün yazdığımız veçhile bir çelenk koy- Muş, reis BE, Kâdri Musluoğlu otram- vay ve tünelin millileştirilmesi hatı- Öğleden $ohra her iki müessesenin memurları müvakkat idare heyetine tâkdim edilmişlerdir. Müteâkiben Metro haninda memurlara bir çay ziyafeti verilmiştir. Saat 16 da da Parkotelde Nafia Vekâletine bağlı şehrimizdeki müesseseler erkâmna bir ziyafet verilmiştir. Dün bütün tramvay arabaları ve müesseseler gündüz bayrak ve def. ne dalları, gece elektriklerle donan- mıştı. Memür ve müstahdemler de kendilerine verilen rözetleri akşama kadar yakalarında taşımış ve bütün gün birbirlerini kutlamışlardır. Memurlara yapılan tamim “Tramvay ve tünel muvakkat idare heyeti reisi B. Kadri Musluoğlu dün bütün işçilere bir tamim göndererek şirketlerin devlete intikal ettiğini bundan sonra daha canla başla ça- hşmak lâzım geldiğini, halka daima hüsnü muamele edilmesini, çünkü halk için çalışılmakta olduğunu bil. dirmiştir. Bir tramvay bir çocuğa yaraladı çarparak Lâlelide Tayyare apartımanlarında oturan yedi yaşında Doğan isminde- ki çocuk © Veznecilerden (geçmekle iken vatman Osmanın idaresindeki Harbiye - Fatih tramvayının sadme- sine uğramış yere düşerek muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Yârah tedavi altına alınmış, vat- man yakalanarak sorguya çekilmiş. tir. Vellahd Beyruta girerken kumandan. Kral beşinci George'un cesedi mezarına nakledildi Londra | (A.A.) — Windsor şato sunun şapeline konmuş olan kral be. $inci George'un cesedini havi tabut, dün Saint-George şapelinde inşa edi. len mezara nakledilmiştir. İtalya Münakalât Nazırı Belgrada gelecek Belgrad 1 (A.A.) — Yugoslavenski Kurir gâzelesinin zannettiğine göre, İtalya münakalât nazırı Benni, Mart- ta veya nisan başlangıcında Belgrsda gelecektir. 'Benni, geçen sene Yugoslavya Mü- nakalât Nazırı Mehmet Spaho tara- fından kendisine İtalyada yapılan zi- yareti iade-etmek istemektedir. Filistinde ölenler Londra 1 (AA) —B Malcolm Mac Donald Avam Kamarasında yap- tığı bir beyanatta 20 kânunuevvelden 20 şubat 939 tarihleri arasında Filis- tin karışıklıkları yüzünden 101 kişi nin öldüğünü ve bunlardan 18 inin polis memuru ve asker olduğunu bil- dirmiştir. Yeni Papa pazardan evvel seçilecek Vatikan 1 (A.A.) — Yeni Papanın pazardan evvel intihap edilmesi muh- temeldir. . Bir çok zevat, monsenyör Pucelli nin âraya ilk müracaatta ecnebi rey. lerin kâflesini ve İtalyan kardinalie. rinin reyelrinden on kadarını kaza nacağını tahmin etmektedirler. A

Bu sayıdan diğer sayfalar: