24 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

24 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii —ğşğereeeee sine emer Sahife 6 AKŞAM — 5 Hollandanın sessiz silâhı Bir taarruz olursa Alman hududu su al Hollandanın muhtemel bir tecavü- ze karşı memleketi müdafaa etmek için bazı sınıfları silâh altına çağır- makla beraber, Alman hududu bo- yunca icabında elli kilometre geniş- likte bir sahayı, barajları açmak su- Tetile su altında bırakmak niyetinde bulunduğunu geçenlerde telgraf ha- vadisi olarak yazmıştık. Paris - Scir gazetesi, Hollandanın bu müdafaa tedbirlerinden bahsede- rek diyor ki: «Hollanda altın stoku itibarile dün- |, ya devletleri arasında dördüncü mev- kii haizdir. Ziraat ve sanayi techizat mükemmeldir. Nümüne âddedilebile- cek bir müstemleke * imparatorluğu vardır, Bu itibarla iştihayı celbedici bir şikâr teşkil eder. Hollanda, bir üsırdanberi bir istili #elâketine uğ bileceğine inanmak iğ ile, servetlerinin ge nişliğile gayri müteriasib küçük bir ordusu vardır. Muahedelere ve huku- ka riayet edildiği sırada silâhı bita- raflıktı. Buj Hollandanın Başvekili olan B. Colijin âdeta bir demokrat dikta- tör addedilebilir. Memleketinin mü- kadderatını elinde tutan bu zat, e& ki bir askerdir. Sert ve temiz ahlâk- hdır. Avrupanın en kuvvetli siyaset adamlarından biridir. Yetmiş yaşın- da bulunmasına rağmen memleketi: nin mukadderatını demir ellerinde tuttuğu cihetle, kendisini bahtiyar addeder. 1937 senesinde, Hollanda Nazileri, B. Colijnin kazandığı büyük intihab muvaffakıyeti ; altında ezilmişlerdi, Mumalleyhin bu muvaffakıyeti mo narşiye dayanan Felemenk milliyet- perverliğinin muvaffakıyetini tamam- | Jamıştar. Çekoslovakyarın âkibeti, Hollan- danın ananevi beynelmilel stştüsüne olan emniyetini sarsmıştır. Köprü ri kesmek ve memleketi su içinde bi- Takmak gibi bütün müdafaa tertip- leri alınmış olmakla beraber, hükü- metin resmi vaziyeti prensip"itibari- le sıkı bir bitaraflığa dayanıyor. Hat- tâ Hollanda ârazisine tecavüz edecek olan her kim olursa olsun bu müda- faa tedbirlerinin tatbik edileceği be- yan ediliyor. İngilizlerin ihtiyati bir hraç hareketi yapmaları ihtimali de müstebad görülmüyor. Amsterdam halkı diyor ki; — Başvekilin hududlarımızda âl- dığı tedafüi tedbirler, katiyen İngi- üzler ile Fransızlar sleyhine müte- veccih değildir. B. Hitlerin tarafına bakmak daha ihtiyatlı bir hareket olur. Hollandanın yalnız Alman hu- dudunda müdafaa vasıtaları vardır. rde ise, yol boyunca el araba- AKŞAM'ın tefrikası tında -b Hollandada yeldeğirmenleri ve kanallar; larını yığmaktan başka yapacak bir şeyi yoktur. 1937 senesinde beş buçuk aydan İ on bir aya çıkarılmış olan askerlik hizmeti, erkâmıharbiye, hududlarda elli binden yüz bine kadar asker tah- şid etmesini temin ediyor, Bu asker- lerin rolü, bir taraftan seferberliğin yapılmasını, diğer taraftan hariçten yardım gelmesini ve hudud mınta- kalarının su altında bırakılmasını temin için müstevliye mukavemet göstermekten ibarettir. Sular, sevkülkceyşi ehemmiyeti haiz araziyi kaplayıncaya kadar saatlerce | beklemek lâzımdir. Bu iş için şayanı hayret tertibat alınmşıtır. Bu sular, sessiz bir ordudur. Bu askeri tertibat hakkında en siki ketâmiyet muha- faza edilmektedir. Evvelce türistlerin tenezzüh yerlerini teşkil eden baraj- Jar, şimdi sıkı bir nezaret ve muha- faza altında bulunduruluyor, Ünifer- maları meraların renginde olan as- kerler, hiç bir yerde gözükmüyorlar. Askerler, küçük gruplar halinde, bomba yuvalarında saklanmış bulu- nuyorlar. Hollandalılâr, istiklâllerine yapt lacak bir tecavüze karşı koymağa azmetmiş bulunmakla beraber, böy- le bir ibtimalin tahakkuk edeceğine inanmıyorlar, Her zamanda hudud arazisinin sü altında bırakılması Hollanda için kuvvetli bir müdafaa ordusu rolünü oynamıştır. On asır süren emek ve çalışmalarla denizden kazanılan Hol- landa arazisi, iki şekilde himaye edil- Tefrika No. 78 AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — du. Bu iyi hareketlerine artık devam edemiyecekti. Zira fazla ıztırap duyu- yordu. Maamafih, buna rağmen, sah- te Kadri Memduh paşarın Lütfiye ha- nımelendi ile barışmasım temin etti, Şimdi gene ihtiyar kadın âdeta hergün Perihânın evine geliyor; akrabasile bir- Jikte güle oynıya yemek yiyor, konuşu» | yordu. İ O gün sofradan kalktıktan sonra, | kin nedir bilmiyen Lütfiye hanım, pa- | şaya hitaben: — Duydunuz mu? Büyük bir cina- yet olmuş. Tahir Vehbi isminde zengin bir Suriyeli bankeri öldürmüşler. Ken- disini seyahatinizden tanır mısınız? — Filhakika bu ismi işittimdi. Fa- kat şahsen bilmem... — Uykusu arasında adamın gırtla- ğına bıçak sokmuşlar. Maksad hırsız. ıkmış. Epeyce parasını da almışlar, O sırada gazeteye göz gezdiren Ten- du: — A... Katiller yakalanmış! « diye bağırdı, Fakat gene kıskançlık kalbini bur. i Nakleden: (VA-N0) İhtiyar kadın: — Pek iyi olmuş. Kimlermiş baka- lum? Merak ettim şunu - dedi. Genç kız, yüksek sesle aşağı satırla- rı okudu: (©**) sokağında işlendiğini yazdı- ğımız feci cinayetin katilleri potisin gayreti sayesinde gayet çabuk ele geçmiştir. Sabıkalı gürühundan «Üstad» is- mile tanınan şerirle arkadaşı Meh- med yakalanmıştır. Tahkikat safhalarından anlaşıldr ğına göre, bu iki adam, evin hizmet- çisile işi pişirmişler; üst katla bir içki sofrası kurmuşlar, kızı orada oyalamışlar, ve nihayet hain niyetle- rini tatbik etmişlerdir. Suriyeli Vehbi Tahirin ölümüne sebebiyet veren bıçak, kanlar içinde yerde bulunmuştu. * * Bu havadis okunduğu sırada, sah- te Khdri Memduh paşa, fazla ehem- miyet vermiyormuş gibi bir tavır ta- kınruştı. Fakat yavaş yavaş müthiş mektedir; Biri deniz dalgalarına kar- şı memleketi koruyan yüksek sedler, diğeri de topraklardan sızan Suları mütemadiyen su kanallarına akıtan değirmenlerdir. Fakat bu makanizma zamanla ve tecrübe ile öyle girift ve karışık bir şekil aldı ki, bundan an- cak mütehassıslar ve erkânı harbiye heyeti anlamaktadır. Hollandalılar, suları istedikleri gibi kullanmakta emsalsiz bir maharet sahibi olmuş- lardır. Zulderze yosunlu bir iç denizdi, bu deniz Şimal denizinden büyük sed ile ayrılmıştır, Büyük sed, otuz kilometre uzunluğundadır ve bir çok kapıları vardır. Dahili kanallar her tarafından Zuiderzeye ve Amster- dam limanına varırlar, Son beynelmilel buhrandanberi, büyük sede yaklaşmak kati surette yasak edilmiştir. Zira tedafüi silâhın anahtarlarından biri buradadır, Tah- mine göre Hollanda erkânı harbiyesi, memlekete bir tecavüz vukuunda büyük sedi, bir kaç yerden doldura- cak, Şimal denizi suları derhal Zui- derze içdenizine hücum edecek ve bu Sular yan kanallara akıtılarak Frise, Gueldre, Utrech mıntakalarını seller altında bırakacaktır. Deniz sularını istenilen istikamet- lere sevketmek için icab eden bütün tedbirler alınmıştır. Fakat bu husus- taki plân gizli tutulmaktadır. Tehli- ke bertaraf edilince Hollanda, su al- tında kalan mıntakaları süratle ve büyük zarârlara uğramadan kuruta- bilecektir. bir endişeye kapıldı. Fihakika yakalanmaktan korkmu- yordu. Onu kimse görmemişti. Fa- kat kendisini istintakz çağıracaklar, Nadire ile birlikte kendilerinden Iza- hat istiyeteklerdi; Kimbilir, belki de bankerin rakibi sıfatile bir an kendi. sinden de şüphe edebilirlerdi. Fakat bu isbat edilemiyecek; bu cinayetin falli hiç bir zamân ele geçmiyecekti. Katil telâkki edilip yakalanan adamlar yüzünden işin biraz sarpa saracağından “korkuyordu. Pencerenin arkasında saklı iken bir erkeğin içeri girdiğini sezmiş ve du- var kenarına sinmişti. Acaba bu «Üstad: miydi? Her halde mühim tahkikat safha- ları açılacaktı ve isler istemez Nadire ile kendisi de bu işe bulaşacaktı. Ya istintak esnasında heriflerle karşılaşırsa ne olacak? Kıyafetinin değişik olmasına rağmen Ali Zeki di- ye bildikleri adamın kendisi olduğu- nu teşhis etmiyecekler miydi? Belki de çifte hüviyet taşıdığını anlayın- €a, kendilerini kurtarmak için onu da önesüreceklerdi. Polise bildikleri- ni söyliyecekler ve şahidlerle isbat edeceklerdi. O zaman nasıl tevil edecek ve nasıl yakayı sıyıracaktı. Hele 'Tendunun ve Lütriye hanımın nazarında nasıl temize çıkacaktı? MN san 1999 Edirne mektupları Trakyada mezarlıklar şehir ve köylerden uzaklaştırılıyor Kaldırılan mezarlıkların yerleri halka faydalı bir hale getiriliyor Edirne şehir stadyomunun kurula cağı mezarlık sahası temizlenirken Edirne (Akşam) — 'Trakyada köy- Jümüzün ve köylerimizin muhtaç bu- Tundukları sıhhi şartları temin, içti- mai seviyelerini yükselimek, ve me- deni bir hayata kavuşlurmak yolun- da atılan adımlar memnuniyetle zik- redilecek mahiyettedir. Şehir ve köylerin içlerinde ve yanı başlarında kurulan mezârlıkların son yıllarda köylerimizden en az birer kilometre uzağa kaldınlarak sıhhi birçok mahzurların bertaraf edilmesi ve bunların yerine park, anıd, koru- luk, fidanlık, veya havuz Yapılması Trakya köylüsünün sıhhi bakımdan olduğu kadar medeni ve içtimai ba- kımdan da ilerlediğini "gösterir. Son 3 yıl içinde kaldırılan mezar- lıklarla bunların yerlerine yapılan yeni şoseler şunlardır: Biganm Çan pazarında kaldırılan mezarlık yerinde örnek fidanlığı, dutluk, tavuk istasyonu, aşım dura- gı, havuz kurulmuş ve (1500) ağaç Ro Gla Pehlivanköyde fidanlık, park, amd kurulmuş. ve (5000) ağaç dikilmiştir. Karıştıranda kurulan “koruluk ve meyvalı meyvasız fidanlıklarda (3000) ağaç dikilmiştir. Geliboluda -(26) — dekarlık meyva- lık ve örnek fidanlıktan başka -(100) bin fışkın yetiştirilmiştir, Pazarcıkta park ve koruluk, Hasköyde par; meyvalık diğer bir karakol binası yaptırılmıştır. Çanakkalede park ve anıd, Bayr&- mıçta zeytinlik, ağaçlık, Hasboğadâ ve Seymende koruluk, Arpaçta ve Musulcada ağaçlık ve fidanlık, Edir- nede fidanlık,. bahçelik, bağlık, 60 evli bir göçmen mahallesi kurulmuş ve ayrıca büyük stadyomun da dırlan mezarlıklardan birinin de inşasına başlanmıştır Sladyomun kurulmakta olduğu mezarlıktaki taşlardan ve eserlerden müzelik olanlar salâhiyetlar bir he- yet tarafından işaretlenerek müzele re kaldırılmaktadır. İzimr (Akşam) — İzmir orman müdürlüğünün hazırladığı program dal. resinde Kültürparkta bir (Ağaç bayramı) yapılmıştır. Vali, Belediye ret mebuslar,-orman.müdür ve memurlarile kalabalık halkın hazır bulunduğu ve iştirak ettiği Ağaç bayramında Vali muavini B. Cavid Ünver, orman bölge şefi mühendis B. Cevdet Sansoy taraflarından ağaç, orman ve çiçeğin kiymet ve ehemmiyeti hakkında nutuklar irad edilmiş, sonra evvelden hazırlanan çü- kurlara, yüzlerce çam fidanı dikilmiştir. Yukarıdaki resim, bu törende hazır bulunan mekteplileri gösteriyor. biraz sükün buldu. Yapacağı hareketi tesbit etti. Eğer onu polisten çağırır- larsa azametle girecek, bütün paşa- lığımı, aile babalığını takınarak ken- dini saydırtacak mükemmel bir röl oynayacaktı. Şimdi onca en mühürmi Nadire- nin düşüncesini öğrenmekti. 'Cirayet gecesindenberi genç kadını görme- mişti, Acaba metresi şüpheleniyor | muydu? Zengin Suriyelinin ölümü kadını her halde sarsmış olacaktı. Biraz sonra evden çıkıp Taksime doğru yürüdü. Meydandan geçerken satıcıların birinden bir gazete aldı. (Son dakika) serlâvhası altında şu satırlara göz gezdirdi: Tahkikat yeni bir safhaya girmiş. tir. Asıl katilin bir üçüncü şahıs ol. duğu etrafında şüpheler uyanmıştır. Bunun Kadri isminde bir ihtiyar ol- duğu tebeyyün ediyor. Kendisi Bar- Sıkıştırılan serseri ihtiyar. katil olduğunu itiraf etmiştir.» Kadri Memduh paşanın yüzü yem- yeşil kesilmişti. Düşmemek için du- vara yaslandı Ve yavaş sesle mırl- dandı: «— Kadri efendi - yakalandı. Bu, Uzun uzün düşündükten “sonra | benim mahvolmam demektir.» * “ Kadri efendi istintak edildikten sonra tevkifhaneye sevk edilmişti. Se- kiz gündenberi -tecrid edilmi: i yette küçük bir odada oturuyo! Menhus odaya — girdiğinden itibaren ne yaptığını hâlâ hatırlıyamıyordu. Zihninin içi karmakarışıktı. İztırab- la inliyir ve sersem sersem söyleni- yordu «— Katilim... Galiba ben katilim... Para çalmak için adan öldürdüm... Şimdi ya idam edileceğim, ya müeb- bed küreğe gönderileceğim... Ben!... Ben!... Benim gibi bir adam.» Koridorda dolaşan gardiyanlardan biri seslendi: - Hey babalık... Böyle hızlı hızlı konuşma, .. Hakkında hayırlı olmaz... Benden başka işiten yok amma, ne olursa olsun... Gardiyan çok merhametli bir adamdı, İhtiyara karşı, daima İyi muamele ediyordu. Yavaşça içeri gi- rip kerevetin kenarına oturdu: — Seninle böyle lâübalilik ettiği- mi görürlerse ceza yerim amma, içim acıdı... Dayanamadım. İhtiyarcık korkak korkan sordu! — Bir şey mi var? — Canım! Sana nasihat edece- ğim... Benim başımdan uzun tecrü- beler geçmiştir. Nice katiller gördüm. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: