10 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

10 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Ağurten 1980 - AKŞAM ç © Sahile $ AKŞAMDAN AKŞAMA İSTANBUL HAYATI Türk milleti Hotantola değildir Dün gazetemizde profesör Âkil Muhtarm gönderdiği bir mektup inti- şar etti, Pariste hasta bulunan ve göz- leri görmiyen biraderi ve mesleklaşı Celâl Muhtarı, matbuatımızdaki ba n tarizlere karşı müdafaa ediyordu. Celâl Muhtar, âlim ve teşkilütçi ol. duğu kadar, hisabi olmasile de meş- hurdur, Zevki tasarruftadır. Fakat bumu hodbince yapmamış; umumi harpte yüz paraya toplattığı hamsi- leri yüz bilmem kaç kuruşa Romanya» ya satarak Hilâllahmere şu kadar pa- ra kazandırmış, «Şayet bu gibi düştn- celerini kendi kesesi ve kasası için tat- bik etseydi Karun olurdu!» derler, Umumiyetle meşhur doktorlar çok ka- zatır, Celâl Muhtar, üstelik ax da bar- cadığı için, para biriktirmiş; emlâk al. miş. «Muhtaç varisi de yok, Servetini ne- reye bırakacak?» Bu ıhiwanma, arada sırada züğürt- lerim çenesini yorar; lâf kıtlığında ga- zetelerin de dedikodu mevzuunu teş- kil eder. Garabeti şu ki, ismi geçen dokto- runkine kıyasla kat kat fazla para ka- zananlar (hem de heyhat, ne haksız kazananlar, âdeta çalanlar, vuranlar) olmuştur; ve bunlar bu yurdun ser. vetini hudut dışında kumarda, sela- hette kül kömür etmişlerdir. Onlara sitem edilmez, kötü söz söylenmez; | hattâ «ne yaman hovarda! Ne eli açık centilmen! Kibarca yaşamış!» e takdirlere mazhar olurlar da; milli ser- #renler, ümran, yahut iş hacmini art- aranlar ötedenberi fena görünür, ten- kide uğrar... 'Tam tersine mantık... Eikârı umumiyenin hikmetinden sual olunmaz... Daha doğrusu: Efkârı umumiyenin tezahürü dahi olsa, böyle bir düşün veye aklı selim itiraz eder; — Hayır! Harp zenginlerinin, mi- ları değil, Celâl Muhtar gibilerinki doğrudur, haktır! ... Biraderinin yazdığına nazaran, Ce. lâl Muhtar servetini Darüşşafakaya vasıyet etmiş. Şayialar ise şu merkez- de: — Bir Fransız hastanesine bırak. mış bu fakir yurdun paracıklarını eendim... Ne rezalet... Fakat bu doğru olmıyan tevatürde katmerli bir yanlış var, Esasen « ara- larında Akbabanın muhterem sahip. leri de bulunan - bazı münevverleri- mizi şaşırtıp isyan ettiren, haberin böyle yanlış akâedişi olsa gerektir, Zi- ra «Fransada bir hastane» başka, «Pasteur enstitüsü bambaşkadır. — Bu fakir memleket sıhhi yardı- ma muhtaçken bir Türk nasıl olur da zengin Fransanın bir tabbi müessese. sine yardıma kalkar? - denemez. Zira enstitü Fransaya değil, insan- fığa aittir. Kuruluşuna yardım olsun diye Ab- dülhamid zamanında Osmanlı hükü- metinin bile bin altın gönderdiği, bü- gın hastalıklar zuhur ettiği vakit Tür. kiyeye de yardıma kaşmuş olan Pas. tur enstitüsü hakkında medhü sena- da bulunmağa sütunum pek kısadır, Biliyorum: Bin dereden bin sa ge. Hirenler, ehem ve mühim misallerini #alıyanlar olacaktır... Şöyle bir su- al soracaklardır, eminim: — Evvelâ kendi yurdumuza hasta- np mi? Yoksa Pastour ensiitüsüne mi? Cevabı şudur; — Biri farzı ayın; öbürü farzı kifa- (VA - NO) Taksim bahçesine tel sepet- ler konacak ki bazı parklarda kulla. Milen klğıt atmağı mahsus tel se Çekler gehmiştir. Burilar. belediyece Büyükada suya kavuşuyor 19 ağustosta merasimle evlere su verilecek Vali ve belediye reisi Dr. Lütn Kirdar, umumi meclisin son içtima devresinde bu yaz behemehal Büyük- adaya su getirileceğini temin etmiş ve İlihakika aradan az bir zaman geçer geçmez inşaata başlanmıştı. Ancak Adaya döşenecek boruların ve kona- cak motörün Avrupâya siparişi gibi teşebbüsler bu işi bir müddet uzat mıştır. Fakat Vali ve belediye reisi Dr. Lütfi Kırdarın verdiği kat'i emirler Üzerine inşaata hız verilmiş ve dün de sular idaresi müdürü B. Ziya, Ada- ya giderek yapılan tesisatı gözden geçirmiştir. Büyükadada bu sene Nizam ve civarına su verilecek, suyun erlere ilk verildiği güne tesadüf eden 19 Ağustos cumartesi günü açılma töreni yapılacaktır. 23 esnaf Yıldırım cezası aldı | Belediye rels musvini B. Lâ Aksoy dün de şebrin temizlik işlerini / teftiş etmiş, şehir içinde temizliğe ri- ayet etmiyen yirmi üç esnafa yıldı- rım cezası vermiştir. Bu cezâ itiraz beklenmeden hemen tahsil edilmek- tedir. Havanın bu sıcak günlerinde de- nizde ve karada temizliğe bir kat da- ha itina edilmesi için icap eden ter- tibat alınmıştır. Şehir tiyatrosu Dahiliye Vekili dün B. Ertuğ- rul Muhsinden izahat aldı Şehrimizde tetkikatla meşgul bu- Yunan Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak dün de vilâyete gelerek İstanbul Şe- hir Tiyatrosu, Konservatuvarı büt çelerini tetkik etmiş; Şehir Tiyatro- su rejisörü B. Ertuğrul Muhsinden Şehir Tiyatrosu etrafında izahat al- miştir. B. Faik Öztrak, Türk tiyat- rosunun tekâmül ve inkişafı için ne gibi tedbirler almmak lâzım geldiği etrafında da bazı sualler sormuştur. Vali, Taksimde şimdiki jandar- mâ karakolu arsasında yapılan bü- yük tiyatro binası ile Tepebaşında yapılacak tiyatro ve. Şehzadebaşında yapılacak Konservatuvar binaları et- rafında malümat vermiştir. Bebek - İstinye yolu' Bebek « İstinye yolu üzerindeki inşaatın geciktiği hakkındaki neşri- yat üzerine alâkadarlardan tahkikat yaptık. Yol inşaatı, müteahhidle ya- pılan muükevele hükümlerine göre tabil seyrini takip etmektedir, Ancak istimlâk kanunundaki hükümlerden dolayı bazı binaların istimlâk mua- meleleri uzamıştır. Rümelihisarın- daki eski bir tekke binasının yıktırık. masına başlanılmıştır. Yol üzerin. deki Rumelihisarı postahanesi binası yerine Hisar iskölesinin arkasında yeni bir bina yaptırılacak ve bu bina yapıldıktan sonra eski postahane bi- nası da hemen yıktırılacaktır, Hapishane binası yıktırılıyor İstanbul hapishane binasının yüz gün zarfında yıkılması ve arsasının temizlenmesi kararlaştırılmıştı. Şim- diki halde binanın dam kısmı kâmi- len sökülmüştür. Bugünden itibaren duvarların yıkılmasına geçilecetir. Büyükadada yangın Dün Büyükadada Hıristosda, Hı- zıryan köşkü arkasında yangın “çık- maş, yüz metre murabbaı fundalık yandıktan sonra söndürülmüştür. Yangının neden çıktığı tahkik edili. yor. Polise bir şikâyet Ayvansarayda Lonca caddesinde oturan bayan Fatma polise müraca- at ederek bir müddettenberi beraber oturduğu Talip İsminde biri tara. fından tabak atılmak suretile yara- Yandığını dala etmiştir... ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları “Topkapı - Harbiye,, ve “Yedikule - Harbiye arasında tramvay işletilmelidir Kâleliden Topkapı ve Yedikuleye uranan tramvay hattı güzer- gâhında oluran okuyucularımız, bu semileri Beyoğluna bağlıyan otebüs ve tramvay gibi hiç bir vasuiti nak- liye bulunmamasından şikâyet etmek- tedirler, Karilerimizin şikâyet ve te- mennileri ezelmle şu bir kaç nokta üzerinde toplanmaktadır: «Topkapı ve Yedikule ile Sirkeci tramvay hat Kurulalıdanberti bu semiler halkı Beyoğluna ©kmak için tramvay değiştirmek ve- iki. defa bi- let almak saeeburiyetinde kalnakta- dırlar. Evvelec bu semtlerden Bey- oğluna © derece yolcu olmazdı. Fakat hayat şartları seneden seneyo değiş- mektedir. Vesaiti nakliye halkın en mühim ihtiyaçlarından biri olduğun- dan bu ihtiyacı karşılamak ve halki yorluklarla karşılaştırmamak için bu- günkü bayat şartiarına göre hareket etmek icap eder, Meseli tek araba ie (Topkapı - Harbiye) ve (Yedikule Harbiye) tramvay selerleri ihdas et- mekte ne mahzur vardır? Şayet bu seferlerde tramvayların boş kalacağı akla geliyorsa bu pek yanlış bir dik şünce olür, Bir tecrübe bu temenni- mizin he kadar isabetli olduğunu is- bat edecektir. Gerçi (Aksaray - Har- biyer arasında bir trunvay işletil- mektedir. Fakat bu, Aksuray ve Lâ- leli semtlerinde oturanların ihtiyaç- larını bile karşılayamıyor. Deyoğluna çikmak için Aksaray ve Lâleli durak- larında yarım saatten Taz'a tramvay göktur. Lâleliz semti her gün yeni yeni apartımanlarla dolmaktadır. Bu fa- aliyetten de anlaşılıyor ki halkın Lâ- Jeli semtine rağbet artmıştır. Yeni ihdas ödilecek Topkapı - Harbiye ve Yedikule - Harbiye fBramvayları, Aksaray ve Lâlejiden de yolcu alabı- leceği için Aksaray - Harbiye tram- vaylarmdaki tehacömün de önü atın- mış olacaktır. İstanbulluların en ufak ibtiyaçin- rile yakından alâkadar olan Vali B. Lütfi Kırdarın, halkin bu pek büyük htiyacı İle alâkadar olmamasına İm- kân görmüyoruz.» Sıcak dalgası devam am ediyor Sıcaklık dün de dün de 35 derece idi Şiddetli acaklar devam ediyor. Termömetre dün de öğle vakti göl gede 35 dereceye kadar çıkmıştır. Si- cak ve havanın ağırlığından şehri bir duman tabakası kaplamıştı. Plâjlara tehacüm devam ediyor. Dün bütün plâjlar müdhiş kalabalık. tı. Dondurmacılar, şerbet, su satan- lar da epey iş yapmışlardır. Gelin kaynana kavgası Erenköyde oturan bayan Ayso ile kaynanası Asiye; aralarındaki daimi geçimsiziikten kavga etmişler, kay- nana gelini itince, Ayşenin kolu bir cama isabetle keslimiştir. Polis, gelinin şikâyeti üzerine kay- nanayı yakalayarak hakkında kanu- ni takibata girişmiştir. Şoför Yusufun muhakeme- sine dün başlandı Geçenlerde, Kazunpaşada Mah- mudeğa yokuşundan inerken freni tutmaması yüzünden Eliza isminde bir kadının ölümüne, posta müvezzi- lerinden Ahmed Salihin yaralama sına ve üç evin duvarlarının yıkılma sına, sebebiyet veren Kamyon şoförü Yusuf Kemalin muhakemesine dün birinci ceza mahkemesinde bâşlan- mıştır. Şoför, sorgusunda, kamyonun faz- la yüklü, yokuşun fazla dik, frenle- rin de idrollk olmayıp çubuk nevin. den bulunması dolayısile kazanın ö- nünü alamadığını söylemiştir. Mühakeme, şahidlerin çağrılması için başka güne bırakılmıştır. Türklük mecmuası sahibi mahkemeye verildi Eski Şehbal mecmuası sahibi B, allengin, Glofilke, eki des b ilde Deniz motörlerine taksi konacak Bu suretle alınacak ücret tesbit edilecek Boğazda, Marmarada deniz ge- zintisi yapılmak üzere halk tarafın- dan kiralanan tenezzüh molörlerinin halktan tutturabildikleri parayı al- dıkları görülmüş ve bu hal şikâyet- lere sebeb olmuştur. Tenezzüh motörlerine, muayyen mesafeler dahilinde muayyen ücret alabilmeleri için, otomobillerde oldü- ğu gibi taksi saati konulması düşü- nülmüştür. Bu hususta Belediye tet- kikler yapmaktadır. Yapılacak tet- kiklerin neticesinde muayyen mesa- felere göre tenezzüh motörlerinin a» Jacakları ücret tesbit edilecektir. Yerli mallar sergisi bu ak- şam kapanıyor İlinci Yerli Mallar Sergisi, bu akşam kapanacaktır. Bu seneki ser- gi, geçen senelere nazaran iştirak ba- kımından fakir, dekorasyon bakımın- dan zengin olmuştur, OÖnümüz. deki sene, yeni bir yerli mallar ser- gisi açılıp açılmıyacağı belli değildir. Vali ve belediye reisi B. Lütfi Kırdar, sergiyi açış nutkunda, daimi bir ser- gi binası inşası için çalışacağımı söy- lemüşti. Daimi sergi binası yapılma- dan bu ayarda yeni bir (Yerli Mallar Sergisi) açılmıyacığı tahmin edir mektedir. Camileri tamir Bu işe muntazam bir prögram dahilinde devam edilecek | Bir müddet evvel şehrimize gelen | Vakıflar Umum Müdürü B. Fahri Kiper, burnda bulunduğu müddet zarfında, İstanbul vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar ile birlikte şehir dahilinde gezerek imar esnasında bir kısım tarihi müesseselerin ne gibi $8- kil alacaklarını telkik etmişti, B., Fahri Kiper, tetkiklerini bitir. dikten sonra Ankaraya dönmüştür. Haber aldığımıza göre, bilhassa ta- rihi kıymetleri üzerinde münakâşa edilmiyen eski eserler olduğu gibi muhafaza edilecek, etrafları sadece birer bulvar haline getirilecektir. Bu arada, bir kaç senedenberi munta- zam bir program halinde devam edil- mekte bulunan cami tamirlerinin bir an önce bitirilmesine çalışılacaktır. Gerek yeniden tamir olunacak, ge- rekse tamirlerine devam edilecek ca- miler şunlardır: Eyüpsultan, Fatih, Sultanselim, Bayamd, Hasekide bir imarethane, Yenicami kemeri, Belediye, Beyoğlu Malmü- dürlüğü binası için bir arsa verdi Şişhane yokuşunda evvelce inşa sına teşebbüs edilen Beyoğlu malmü- dürlüğü binası için belediye, defter- darlığa diğer bir arsa vermiştir. Mak müdürlüğü burada yapılacaktır. Münhal hamallıklar Münhal bulunan 133 hamallık İçin bin kişi müracaat etmiştir. Bun- lar arasında kur'a İle açık hamallık- lara tayinler yapılacaklır. Süt fabrikası teşebbüsü İstanbulda tesis edilecek süt fab- rikası için Ziraat Vekâletinin iştirak şartlarını tesbit etmek üzere Anka raya giden belediye iktisad müdürü 'B. Saffet ile Ziraat Enstitüsü sütçü- lük doçenti B. Ekrem Rüştü bugün Bedava plâjda bando lacak ça Üsküdarda Salacakta Belediyenin tesis ettiği bedava plâj çok rağbet görmektedir. Geceleri de açık olan bu plâja birçok aileler gidiyorlar, Bu gömen Vi e ban- Biraz himmet lâzım! Bu sene Feneryolunda yazlık kira- Byan bir abbapa misafirliğe gittim. Şimdiye kadar sporla hiç alâkası ol- mıyan dostum. havadar yere taşının. ca kırkından sonra sporculuğa başla. mış. Her sabah uzun bir yürüyüş ya- pıyormuş. — Sabahleyin erken kalkalım da, beraber yürüyüşe çıkalım, Diye akşamdan sıkı sıkı tenbih et ti, Sabah erkenden ev sahipleri de be- raber kadınlı erkekli kalabalık bir grup halinde yola çıktık. Asfalt yolda Bos- tancıya doğru ağır ağır ilerliyoruz. Konuşa gülüşe yürürken birdenbire kulağımızın dibinde keskin bir korne sesi vızladı. Her birimiz bir tarafa da- Zıldık. Bir otomobil olanca hızile geç- ti, arkadan bir daha, yan yana İki ta» ne daha... Onların ardından arabalar sıralandı. Otomobiller eteklerime sür- tünerek geçerken birz daha geriye çe- kilmek istedim, Bu defa da tramvayla kucak kucağa geldik. Yolun karşı tara. fında kalan arkadaşlar da ayni sekil de tramvayla otomobil arasına sıra- lanmışlar. Adım başında bir araba, otomobil kornesile sağa sola kaçışırken düşü- nüyorum: Memleketin en güzel tenez- züh yerinde halkın istirahatı düşünü- lerek tramvay yapıldı, yola asfalt dö. şendi, Fakat bu arada yaya yürüyen- ler galiba unutuldu, Asfalt yolun ih tarafını tramvay hattı işgal ediyor, Ortadan mütemadiyen otomobil, ara- ba geçiyor. Yaya yürüyenler için da- racık bir kaldırım dahi ayrılmamış. Burada gezenler behemehal tramvaya, arabaya, otomobile binmek mecburi- yetinde midirler?... Spor maksadile yü. rüyenleri bir tarafa bırakalım; biraz da cebine naz geçiremiyerek yürü. mek mecburiyetinde kalanlar düşü- nülse ne güzel olur!... Suadiyeye doğru ilerilerken etrafa bakıyorum. Yolun iki tarafında geniş arsalar içine, güzel köşfler yapılmış, Bozkırların ortasında fildişi gibi par- lıyan villâlar insanın gözünü alıyor, Balkonlara, taraçalara şezlunglar yer- leştirilmiş, masalar, hasır koltuklar dizilmiş. Gelgelelim, bu kadar güzel- lik arasında büyük bir noksan göze batıyor. Cicili bicili villâların renkli parmaklıklarla çevrilmiş bahçelerinde bir tek ağaç yok. Yola yakın binalar. dan birine sokuldum, parmaklıktan bahçeye baktım. Muntazam tarhlar yapılmış, türlü türlü çiçekler yetişti. Miş şık binalar, tuvaletini itina ile yap- muş fakat saçları ustura ile kazınmış bir kadın kadar acaip görünüyor. Ağaç, bir beldenin en büyük ziyne- tidir. Kolay kolay yetişmez, fazlaca sabır ve itina İster. Fakat bir defa da yetiştirilirse kıymeti ölçülemez. Şu şık köşklerin zavallı bahçeciklerine de şim. diden ağaç fidanları dahilse günün bi- rinde buralar da yeşilliğe bürünür, çay içmek için taraçada perde altına sığı. nan sahibleri serin gölgelikte rahat rahat otururlar ya?... Velhasıl, gerek yol, gerek ağaçlandırma işleri için biraz himmet lâzım. Cemal Refik Kamyonla otomobil çarpıştı tar. Halk, Beledi denize girilecek yerleri çoğaltma- tedir. Bir çok kimseler belediyeye müracaatla belediyenin denize giri- lecek yerleri çoğaltmasını istemişler- dir, Şehir Meclisinin dönlaniii dört gün sürecek gn

Bu sayıdan diğer sayfalar: