3 Eylül 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

3 Eylül 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Son vaziyetin tarihi Altı ay evvel Aimanya orta Avrupaya aid emellerini tahakkuk ettirdik. fen sonra Litvanyayı sıkıştırmak suretile Memeli arazisini istirdağ etmekle #iyasetinin siklet merkezini şimale intikal ettirmişti O zamana kadar kem disinin en yakın dostu bulunan Lehistandan Danzigin indo edilmesini ve Lehistan ile Baltık denizi arasındaki Almanyanın eski eyaleti garbi Prus- yadan geçen Leh koridorunda kendisinde kalan şarki Prusya ile doğrudan doğruya ve Lehlilerin kontrolüne tâbi olmıyan bir muvasala yolu istemişti. Leh hükümeti bu talepleri Lehistanın deniz yolunu kesmeğe ve Lehlile- rin yurdunu eski Çekoslovakya ve şimdiki Macaristan gibi deniz ile irtibat- fan mahrum sırf bir kara memleketi haline getirmeğe matuf düşmanca bir hareket saymış ve Almanya ile dostluğa nihayet vermişti, Bir taraftan as- keri ihtiyat tedbirleri alırken diğer taraftan Fransa ile mevcud askeri itti- fnkı üzerine İngiltere ile de karşılıklı teminat teati etmişti, Fakat İngiltere ve Fransanın Sovyetleri de bu üçler cephesine almağa teşebbüs etmelerini beğenmemiş ve Moskovada gerek siyasi gerek askeri müzakerelerde Lehis- tanın mevzuubahs edilmesine şiddetle muhalefet etmişti. Neticede Sovyetler İnglitere ve Fransa ile müttefik olmakla beraber Al Manya ile de dostane anlaşarak kenarda kalmağı tercih etmişlerdi. Sovyet Rusyasının hayırhahane bitaraflığını ve dostluğunu temin ettikten sonra Almanya Lehistana karşı daha geniş mikyasta askeri tedbirler almışta, İki arada harb çıkacağını hisseden İngiltere aradaki meselelerin sulh ve müzakere yolile halledilmesi için Almanya ile birçok temaslarda bulunmuş- tu. Nihayet Almanya Lehistan ile doğrudan doğruya müzakereye hazır bulunduğunu bildirmiş ve müzakereye esas olmak üzere Danzigin iadesi ve Leh Koridorunun Lehistanda kalması yahud Almanyaya iadesi eski seke- mesinin (Sar) havzasında olduğu gibi reylâmine müracaatla halledilmesini İngiltereye bildirmiş ve Berline Lehli muralıhasların geleceğini beklemişti, Bu esnada Slovakyanın Almanlar tarafından askeri işgali altma alınmasına karşı Lehistanın umumi seferberlik ilân eylemesini ve Berline murahhas göndermemiş olmasını ve Koridordaki Almanlara yapılan muameleyi Al. manya askeri müdahaleye sebeb gösterip hareket emrini verdiğinden harb Hayvanlar arasındada tıpkı insanlarda olduğu gibi gevezeler var başlamıştır. AKŞAM Ekmek ucuzlıyacak Erzak fiatlerini sebebsiz yere yüksel. tenler şiddetle cezalandırılacaklar mizde mevcud buğday mikdarı ihti- yaç nisbetinden fazla olduğu için #-. âtlerde bir düşme kaydedilmiştir. | 'Buğdaylarda şimdiki halde malın cinsine göre kilo başına 10, 15 para- lık bir fiat düşüklüğü vardır. Buğday fiatlerinin düşmekte de- vam etmesi binnetice un ve ekmek #latlerinin de ucuzlamasını intaç ede- ceğinden bu hal memnuniyete şayan görülmektedir. Mevcud stoka ilâve- ten dün Trakya ve Anadoludan 21 va- gonluk bir buğday hamulesi gelmiş tir, Fiatlerde düşüklük devam ederse ekmek için yeni bir narh konması muhtemeldir. Şehrimizde bir iaşe sıkıntısı hiç bir suretle mevzuu bâhiş olmadığı halde dün bazı basiretsiz kimseler bakkal- lardan mutad ihtiyaçlarından fazla alış veriş yapmaya kalkmışlar fır- sattan istifade etmek düşüncesile ha» reket eden bazı esnaf da hemen erzak fiatelrini yükselimeğe teşebbüs et- mişlerdir, Fakat bu hal Belediyenin ehemmiyetle nâzarı dikkatini celbet- tiğinden derhal piyasanın kontrolü- ne başlanmıştır, Memleketimiz için hiç bir fevkalâ. de vaziyet olmadığı halde sebebsiz ye- re erzak ve eşya fiatlerini arttıranlar hakkında gayet şidetli cezalar veri- lecek, lüzum görülürse men'i ihtikâr kanunu tatbik edilecektir. Otobüscülerin bir müracaatı Diğer taraftan şehrimizde işliyen bazı otobüsçüler, Belediye riyaset makamına müracaat ederek her va- kit alış veriş ettikleri bir petrol ve benzin şirketinin kendilerine benzin vermek istemediğini ve muhtaç ol dukları benzini başka müesseselerden tedarik ettiklerini söyelmişlerdir. Şehrimizde benzin buhranı mev- cud değildir. Nitekim diğer şirketle- rin arzu edildiği kadar müşterileri- ne benzin vermekte tereddüd etme- dikleri de buna bir delildir. Belediye, olobüsçülerin bu şikâyetlerini ehem- miyetle nazari dikkate almış ve bu şirket nezdinde teşebbüste bulun- mağa karar vermiştir. Bu şirketten otobüsçülere neden benzin verilemiyeceği sorulacak ve ciddi bir sebeb yoksa aleyhine kanu- ni takibat yapılacaktır. Bundan başka Belediye iktisad mü» dürü B. Saffet İstanbulun piyasa va- ziyeti etrafında izahat vermek ve hü- kümetten icab eden talimatı almak üzere Ankaraya gitmiştir. ——————— —— — —— ———— — Eskihisarda üzüm bayramı Gebze (Akşam) — Gebze kazasının Eskihisar köyünde üzüm bayramı yapıldığını telgrafla bildirmiştim. Bayram çok güzel olmuştur, Gebzenin sahilde bir köyü olan Eskihisar imar edilerek İstanbulun ve Köcaeli vilâyetinin bir mesiresi haline getirilecektir. Bunun için Gebze Bele- diye reisi B. Esad, Eskihisari Belediye hududları içine almak için lâzım gelen kanuni muameleye tevessül etmiştir. Resim üzüm bayramı günü Eskihisar da. nasıl şarkı me- | Sivrisinekler, cırcır böcekleri, sığırcık kuşları, ispinoz. Kl EA raklıları, gürültü. | lar, cenubi Afrika kaplanlari, devekuşları, eşekler vel rika ve Hindistana cüler, gevezeler, | bülbüller bilhassa aşk devresine girdikleri zaman geve- | geçelim. Buralar. şamatacı ve yay- İ zeliği arttırır, işi feryad ve çığlığa kadar götürürler. Di- | da yaşıyan yavan. garacılar varsa | şi sivrisineğin bizi çileden çıkaran vızıltısi erkek sivrisi. | ların en gürültü. hayvanlarda dA | nekleri mesteder. Cırcır böcekleri çabuk yorulurlar. Sı- Sü lan ME i pere a gırcık kuşlarının hayatı yapraklar arasında ötmekle ge- ib yy Beril e bie ağır. | Ser Hayvanlar arasında eşek büyük gevezelerdendir. | nı. ismi verilen cık kuşları, ispl Fakat bülbül... hayvandır. Bu hays nozlar, Cenubi Af- rika kaplanları, deve kuşları, eşekler ve bülbüller bu sınıfa dahildirler. Fakat yukarıda isimlerini saydığı- muz hayvanlar bilhassa âşk devresine girdikleri zaman gürültüyü arttırır, işi feryadü figana, hattâ yaygara ve çığlığa kadar götürürler. Evvelâ sivrisineklerden başlıyalım: Dişi sivrisinek aşk arzularile heye- cana geldiği zaman erkek sivrisineği baştan çıkaran o mütemadi vızıltıla- rını koyverir. Geceleyin bu vızıltılar başlar başlamaz, yatağımızın içinde İ saçlarımız diken diken olmuş bir halde doğrulup bu müz'iç mahlüku yamyas- 51 etmek için karanlıkta ne tarafa bir sille yapıştıracağımızı kestirmeğe ça- ışarak dört dönerken, erkek sivrisinek- ler bu tatlı musiki ile mestolur ve der- hal bu lâtif sesli periyi bulmak üzere harekete geçerler. Fakat insanlar erkek sivrisinekle- rin bu za'fını keşfetmekte gecikme- mişlerdir. İngilterede «Sivrisinek ka- panış ismi verilen bir âlet vardır ki basit bir kutudan ibaret olan bu âlet, tıpkı dişisineğinkine benziyen sesler çıkarır. Bu sesleri, dişisinden gelen bir davet zanneden erkek. sivrisinek- ler, düşünmeden kendilerini kutunun içine atar, bu suretle aşk yüzünden felâkete uğrarlar. Gürültücü hayvanların en gevezesi cırcır böcekleridir. Meşhur hayvanat âlimi J, H, Fabre ve Marcel Roland, cırcır böcekleri üzerinde derin tedkik- ler yapmışlardır. Bu hayvanların tam bir gevezelik içidne geçen aşk sahne- leri şöyle cereyan eder. Erkek cırcır böceği ötmeğe başlar, bu sırada yanma İkinci bir erkek cır- cır gelirse, birincisi Kıl boynuzlarını tehdidkâr bir surette sallar, Bunun üzerine beriki derhal uzaklaşır, Ra- , , Yeni tiyatro binası Mimar Gotye plânı ikmal etti 'Tepebaşındaki kışlık tiyatronun yıktırılarak Asri sinema ile yanındaki binaların yerine yeni bir tiyatro bi- nasi yapılacağını yazmıştık, Fransız mimarlarından B. Gafyeye yaptırılan plân ikmal edilmiştir. Bu plâna göre yeni tiyatro binası, şimdiki kışlık tiyatrodan biraz daha büyük olacak, ayrıca artistler için mesai odası, mak- yaj ve soyunma, giyinme odaları bu- lunacaktır. Tepebaşı kışlık tiyatro- sundaki sahnenin döner tertibatı sö- külerek yeni tiyatronun sahnesine ilâve edilecektir. Yeni tiyatro inşa edilmeden evvel şimdiki kışlık tiyatto binası yıktırıl. mıyacaktır. Tiyatrodan başka bir de bar binası yapılacak ve şimdiki kışlık tiyatro. binası yerinden Perapalasa kadar uzanan kısını bahçe haline ko- nulacaktır. B,. Gotyenin plânı mütehassıs B. Prost tarafından tasvib edildikten sonra inşaat plânları hazırlanacak ve şartname üzerine yeni bir münakasa açılacaktır, Arabacının ceketini çalan sa- bıkalı 4,5 aya mahküm oldu Kasımpaşada Hüseyin adında bir arabacının ceketini çalan Mustafa Çe- tin dün Sultanahmed birinci sulh ceza çu sabit olduğundan dört buçuk ay hapse mahküm olmuştur. Mustafa derhal muhakemede tevkif edilerek vi mahkemesinde mühakeme edilmiş, su- kibini savup yalnız kalan cırcır İs mizlenip vücudunu cılâlar, Ayakları nı yere vurarak tozlarını silker, sağa sola gider gelir ve yeniden şarkılara başlayıp bütün kalbile öter. Bu esnada dişi bir cırcır böceğinin öte öte yaklaştığı görülür. Erkek sesi. ni keserek dinler. İki ön ayağını dişi- nin geldiği istikamete doğru çevirir. Bu vaziyette erkek cırcır böceği ku- Tağını dişiye vermiş demektir. Çünkü bu hayvanların kulakları ön ayakları nın ucundadır, Erkek cırcır bir müddet mestolmuş bir halde dişiyi dinledikten sonra ona doğru ilerlemeğe başlar. Şarkılar söy- Yiyerek etrafında döner, yavaş yavaş yaklaşır, kıl boynuzlarile onu okşar, sever, öteki de bu nüvazişlere muka- belede ondan aşağı kalmaz. Bir müddet sonra erkek cırcır yor- gun düşer; dişi bilâkis neşelenir, mis- kinleşen âşığını olduğu yerde terke. dip gitarasını çalarak oynıya zıplıya yoluna devam eder. Erkeğin kanadla- rını kırmış, kemamnı parçlamıştır. Yukarıdaki sahneyi tesbit etmeğe muvaffak olan hayvanat âlimi 3, H. Fabre, erkek cırcırın düştüğü bu ga- rip halin izah edilemiyeceğini söy- Tüyor. Aşk devrelerini gürültüye boğan hayvanlardan biri de sığırcık kuşla- rıdır. Gevezelikleri tükenmek bilmez. Hayatları dallar arasında ötmek, yap- raklar içinde sevmek, gölgeliklerde şarkı söylemekle geçen bu hayvan- ların sevgileri sonu gelmez cıvitılar arasında parlayıp sönmektedir. Musi- kilerinde «fasılas yoktur. İspinozlar da öyledir. Şarkılara baş- ladılar mı durmak, dinlenmek yok- tur. Dururken -öler, sıçrarken öter, yerken öterler. Günün: mühim şahsiyetlerinden olan Polonya Cümhurrelsi profesör İgnâce Moscicki 1876 da Miezanowi- ce'de doğmuştur. 'Tali tahsilini Varşo- vada gördükten sonra Riya politeknik enstitüsüne girdi, 1891 de Rusyadan ayrıldı Londraya gitti. Hem tahsiline devam etti, hem de Polonyalı siyasi muhacirler ara- sında politika faaliyetile meşgul oldu. Moscicki 1897 de İsviçrede Friburg'- da yerleşmiş, elektroşimi ve elektro- fizik hakkında tetebbülerde bulun- muştur. Birçok Keşifler elde etti. Friburg şehrinde on beş sene mesal sarfederek beynelmilel bir şöhrete nail oldu. 1912 de Lwow üniversitesinin fizik ve elektroşimi profesörlüğünü kabul etti, Aynı zamanda da Polonyada bir kimya sanaylinin teessüsü için me sal sarfetti. 1914 umumi harbinden sonra pro- fesör Moscieki «Chrozow azot mürek- kebatı fabrikasın nın direktörlüğünü deruhde etti. Bu müessese inkişafını ona medyundur, 1926 senesinde Cümhurreisliğine seçilen Moscicki Devlet işlerinden ar- ta kalan zamanlarını fenni tedkikata hasreder. Bilhassa Polonyanın kimya Polonya Cümhurreisi Moscicki vanın hele aşk devresine girdiği. zaman kopardığı «hu, hüş lar iki, üç kilometre mesa- feden işitilir, Deve kuşlarında da ayni hususiye- te raslanıyor, Alelâde zamanlarda sü- küti bir hayvan olan deve kuşu âşık olduğu zaman çekilmez bir yaygaracı kesilir. Hayvanat âlimi Hardy'nin müşahedelerine göre, seven bir deve kuşunun boynu ile bacakları kırmızı- laşır, boğuk sesler çıkarmağa başlar, Bu sesleri çıkarmak için boynunu göğsüne doğru çeker, gagasını kapa- tır, sıtmaya tutulmuş gibi titrer. Ev- velâ hafiften başlıyarak gittikçe yük. selen feryadlar koparır. Dişisini arar, bulunca ikisi birden bağınrlar. Bu gürültüleri sırtlanlarla çakallar uzak- Tardan Kulaklarını kabartarak din- Terler, Hayvanlar arasında eşek te büyük gevezelerdendir. Brehm'in tarifine göre eşek, dizisine Deş altı defa pek fena perdeden yükselen anırtilar ve bir düzineye yakın iç çekmelerile ilâ- nı aşk eder. Dişisi de ayni musiki ile mukabölede gecikmez.. Bu mütekabil Hânı aşka komşu eşekler de iştirak ettiklerinden musiki, tahammül edil- mez bir hal alır. İnsafsız hanende- lerden mürekkep bir fasıl heyeti icra» yı ahenk ediyor sanılır. si şairleri hayran eden lim. Aşkı, müsikile en güzel sekilde birleştiren hayvan bül- büldür ve şüphesiz ânı aşkların en nefisini o yapar, Aşk devresine tatlı nağmelerle girer, gitlikçe heyecan- lanıp coşarak durmadan on beş, yirmi gece daima yeni nağmeler yaratır. Dişi bülbül kuluçka devresini başı ucundan ayrılmıyan âşığının taf- nı musikisi için mestolarak geçirir. Şevket Hıfat

Bu sayıdan diğer sayfalar: