19 Eylül 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

19 Eylül 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gi “WLig maçlama iştirak edecek iki biri: Profesyonel güreşler Tekirdağlı Alman pehlivanını itiraza se akin ki şekilde tuşla yendi gi stadında devam edilmiştir. Stada n kişiden fazla bir meraklı kütlesi ış ve stadın her tara: muştu. Güreşlere saat tam üçte başlandı. Ve lik olarak İki kârdeş olan Bursalı Se lim ile Kâzım karşılaştılar. dakikadi Mustafa rakibini 6 dakikada Somalı Fethi ile Dinarlı İsma daki güreş çok çetin oldu. Dina ne daha hâkim güreşmesine rağ yapmağa muvaffak olamadı ve bu güreş | beraberlikle bitti, Hüseyin We Süleyman arasındaki on bej dakikalık güreşte de iki güreşçi birbirine | tuş yapamadı ve pehlivanlar berabere kal- dar. Bu güreşten eowre sıra günün en mühim karşılaşmalarına gelmişti, Bu mi sabakal , Karadağlı Skovi; yapmak için ringe gel- diler, Molla Mehmed - Skoviç Bu ik! pehlivan ilk on beş dakikada çok | çetin ve o nisbette güzel bir güreş yaptı- #l oyunlarına Skoviç de diyordu. İlk devrede iki e alamadılar, İkinci dev- reye Molla daha gayretli ve alılgan baş- ladı ve bu gayreti sayesinde kuvvetli ra- © okibini beşlnel dakikada tuşla yenmeğe muvaffak olarak güreşi kazandi. Mülâyim - Habeş Tafari lar, Möllanin gü İki yırtıcı güreşçi rinse geldiği hakem heyeti müsabakanın Amerikan usulü serbes olduğunu ilân etti Fakat ilk ön beş dakika bittiği zaman İki güreş dün de | sa doldur- | i nazaran çok zaman | k rpalamışlardı. mamasını temin çi de birbirini fe Müsabakada bir maksadile gene heyeti bazi mem- vu ' hareketlere müsasde edilmiyeceğini ilân etti, Bundan sonra da Iki güreşşi işi gevgetliler. Ve bu suretle üç devre süren | Karşılaşma sonunda berabere kaldılar. Dinarlı Mehmed - İskorof Dinartı kuvvetli rakibile ilk on beş da- kikadı ok güzel bir güreş yaptı. İkinci | on beş daklkayı Iki güreşçi de âdeta can- baz gibi bitirdiler. Üçünrü devre başladı- Bı zaman Dinarının nettes almak için uğ- raştırı görülüyordu. Ve nitekim 6 ncı da- kikada rakibini adamakıllı tuşa getirdi ve bu suretle galib geldi. Tekirdağlı - Villi Marn Günün en mühim karşılaşmasını teşkli ürej vaktin gecikmesi yüzünden altında yapıldı. İki güreşçi de ringa geldikleri zaman Almanın Tekirdağ Udan 25 kilo fazla olduğu görülüyordu. Üç devre üzerinden ve yirmişer dakika de- vam edecek bu güreşin tik devresinde ge- rek Alman ve gerekse Tekirdağlı çök zor İ oyunlaf tatbik ediyorlar ve İlk anlarda ardı. Fakat Ikisi- rede netice verme- ede daha nefesli gibi görü- nen Alman, Hüseyinin kuvveti karşısında iş göremedi. Hüseyin ise geçen haftaya tamanlı bir halde idi, İki İ güreşçi ikinci devrede da netice alamadi- lâr. Üçüncü devrede Almanın kesildiği buna mukabil Hüseyinin mütemadiyen m tsibik ettiği bariz bir şekilde gözü- Nitekim devrenin altıncı daki- ers kepçe ile rakibini yere Almanın iki omuzunu da ek bu sefer itiraz görmeden müsabakadan tuşla gülib ölarak ayrıldı. Dünkü hususi maçlar Beşiktaş - Galatasaraya 2-0 galib geldi Galatasaray - Beşiktaş karşılaşmasından bir rm 30 eylülde başlıyacak olun lig maç- | kı, Sabri, Şerel,, Eşref larma hazırlık yapan Galalasaray we Beşiktaş lakımları dün Şeref sta- dında hususi bir maç yapmışlardır. ci sınıf klübümüzün yeni kadro) nı görmek üzere stada üç binden faz “ar şu şekilde dizildiler. Sant 16,30 da sahaya çıkan takım- lar şu şekide dizildiler. Galatasaray: Osman - Faruk, Ad- nan - Eşfak, Enver, Yusuf - Necdet, Salahaddin, Cemi, Böduri, Sarafim. Beşiktaş ismail Hü vin,” Twad « Hayati, Hak- Hüsnü, Ibrahim. Hakem Şazi 'Tezvan, Oyuns Beşiktaşın soldan inkişaf eden seri bir hücumüile başlandı. İlk dakikaları çok süratli ve karşılıklı a- kınlarla devam eden müsabakanın dakikalar ilerledikçe yavaşladığı gö- rülüyordu. Her iki raf şuursuz bir şekilde öy- nadığından yapılan akınlar netice. siz kalıyordu. Geçen mevsim iyi ve teknik oyunlarına şahit olduğumuz Galatasaray hücum hattı bu maçta irtibat temin edemediği cihetle Beşik- (Devamı 6 ncı sahifede) Bu “dönen kavga nedir ? Görünür ve g Bugünkü harbin şimdilik göze gö- rTünen İki, ünmüyen birçok cephesi ve sebebi var, Muharebelerin de tıpkı öteki belâlar gibi görünürleri görün- mezlerine müreccahtır. Çünkü birin- cisinde ya ölür, ya öldürür, yahut ateş sahasının haricinde kalırsınız; hülâ- sa muayyen bir neticeye varırsınız. İkincisinde belânın sizi nerenizden ve nasıl vuracağını tahmin müşküldür. Bugün mütefekkir: sınıfın yazı ve lâfla münakaşa ettiği, ekseriyetin pek müphem bir şekilde sezdiği görün- mez bir zihniyet harbi ve sebepleri vardır ki ferdler için, bilhassa yarın- ki nesil için en çok ehemmiyeti haiz- dir. Çünkü bugün şu ve yahut bu cep- henin kazanması ekseriyet için sade- ce vatani ve hayati bir mesele değil, bütün insaniyet için şu ve yahut bu ahlâk ölçülerinin, insani müaşeretin, dünya 'nizamının galebesi demektir. Bugün göze görünen iki cephenin birine sark diyorlar; burada Alman- larla Polonyalılar dövüşüyor. Öteki- ne garp diyorlar, orada Fransa ve İn- giltere, Almanya İle çarpışıyor. Alman - Polonya ihtilâfı asırlardan- beri görünür belâlara dahildir ve harp ne suretle bilerse bitsin, bu ihtilâfın. esası değişmiyecektir. Bundan dolayı yalnız müuhafipler için değil, bütün dünyanın istikbaline tesiri olacak &a- dar görünür ve görünmez âmilleri olan garp cephesinden evvel şark cephesindeki dramın mahiyetini ted- kik etmek kolay olacaktır. Almanya - Polonya harbinin yalnız kendilerine ait tarafı kısaca şudur: Polonya, Versay muahedesile yara- tılmış bir millet ve devlet değildir. Po- lonya orta devirlerde Baltıktan Kar- pat dağlarına kadar uzanan ve muh- telif ırkları muayyen bir hars altın. da toplıyan kocaman bir devletti. On dördüncü ve on beşinci asırlarda Po- lonya - tıpkı muasır Almanya gibi - bir Orta Avrupa (1) yaratmak siya- getini güderdi. Irkan Slav olmakla beraber Slav birliği mefküresine, ya- ni ırkçılığa kuvvetli bir temayül! gös- termedi. Daha #iyade Garbi Avrupu- nın hars, zihniyet ve siyasetine yak- laştı. Polonyalılar bundan dolayı na- sıl Baltığı istismar etmek istiyen Al. manlarla çarpışlı ise, öylece kendi ırklarından olan şarkiı Rusların isti- lâsına da karşı koydu. Coğrafi vszi- yetleri itibarile fki büyük ve kudretli millet arasına sıkışan Polonya dalma harp etmek mecburiyetinde kaldı. Kısmen harici düşmanların faik ol. masından, kısmen bilhassa aristok- ratlarının yarattığı fena idarenin da- hilde yaptığı imtizaçsızlıktan dolayı on sekizinci asırda Ruslar ve Alman- lar arasında taksim edildi, yani istik. Iâlini kaybetti. Uzun süren inhitat ve esaret gün- lerinde Polonyalılar çok şey öğrendi- ler. İlim ve bihassa fikir ve sanat 3a- hasında çok ileri gittiler, Vatan mef- küresi, istiklâl aşkı sadece aristokrat- lara ait lüks bir fikir olmaktan çıktı, en mütevazı Polonya köylüsü de şe. refli mazilerini iade etmek, istiklâl kazanmak için ölmeği göze alacak bir iman edindi. Tabii olarak memle- ketlerini taksim eden Alman ve Rus milletlerine karşı içleri gayzla, nef- retle ooldu. Fakat Polonvulılar, AJ- manların kendileri için Ruslardan da- he tehlikeli olduğunuda anladi- lar. oHusya Osadece (oPzlonyaya hâkim olmak istemişti. Halbuki Al manlar açıktan açığa Polonyayı im- ha siyasetini tutmuştu, Büyük Frederik'in kurduğu Alman imparatorluğu (o Polonyanın birinci taksimi ile başlar, Burada hatırda tu- tulması lâzımgelen nokta yanında müstakil ve kudretli bir Polonya bu- lunduğu müddetçe Almanyanın şar- ka doğru büyümesi imkânının olma. masıdır. İşte bundan dolayı bugünkü Alman ittihadının ve kudretinin ba- bası olan Bismark Polonyalıları mil. let olarak ezmek, Almanlaştırmak, Almanya için hayati bir siyaset ve mecburiyet olduğunu Almanlara tel- kinden bir an hali kalmadı. Bu siya- setin ne kadar Alman zihnine hâkim olduğunu göstermek için Alman libe- ,rallerinden doktor Sattler'in 1896 de Rayhiştagda verdiği bir nutkun şu i taraf ta kendi Yazan: | HALİDE EDİB parçasını zikretmek kifayet eder: «Biz Almanlar ve siz Polonyalılar arasın- daki ihtilâf tabli ve zaruridir... Biz Alman- lar, payıtahtımıza bir kaç saat mesafedeki arazide başka bir milletin hâkim olmasına müsaade edemeyiz. İşte bu bakımdan. siz Polonyalılar, bizim bu milleti (yani Polon- yalıları) imha etmeğe mecbur olduğumu- u anlıyabilirziniz.. Yani biz Polonyalıları sadoco sadık Prusya tebaası yapmakla ik- tifa edemeyiz, onları hakiki suretten Alman yapmağa mecburuz.» Almanyanın bu kırk sene evvelki görüşü ve kanaati, Nazi ideolojisinin ve harici siyasetinin başlıca âmille- rinden olan Ruzenberg «Polonya devletinin ortadan kalkması Alman- ya için bir zarurettirr cümlesile bu- günkü Almanyanın da değişmiyen bir siyaset ve milli mefküresi olduğu- nu vazıhan ifade etmiştir. 1914 de Polonya, Rus ve Avustur- ya - Alman idareleri altında idi, Is tiklâllerini kazanmak için iki cephe- de de döğüştüler, iki cephe de kendi- lerine samimi olmıyan vaadlerde bulundu. Ruslar müstakil Polonyayı Alman ve Avusturya boyunduruğu nl- tında bulunan kısımlarda tesis et- mek istedi, Alman ve Avusturyalılar da sade Rus hâkimiyeti altında olan Polonyada müstakil kraliyet yaraf- mağı taahhüd etti. Nihayet Versay muahedesi Baltık denizine mahreci olan müstakil bir Polonya yarattı. Bunu Almanlar dalma protesto etti- ler, Bu protestoların, yahut yeni Po- Jonya hududlarının haklı yahut hak- sız olmasi meselesini münakasa ef- mek, bugün için fazla nazari bir sahaya girmek olur. Fazla olarak iki tezlerini isbat için dalma kuvvetli deliller bülabilir. Bu vaziyeti Almanya ilkdefa B. Hitler zamanında kabul etti. Yani B. Hitler 1934 de Polonyalilarla bir muahede yaptı ve «Almanlar ile Po- lonyalılar. birbirlerinin varlığını ka- bul etmek mecburiyetindeİrler» de- di. Bu beyanat Avrupa matbuat ve münevverleri arasında B. Hitler Je- | hine çok kuvvetli bir tesir yaptığını ve onun prallk Ve kuvvetli bir siyasi | diye tavsli edildiğini iyi hatırlıyorum. Fakat bu muahede ve beyanatın va- kit kazanmak için yapılan bir hile. den ibaret olduğunu anlamak çox ko- laydı ve Çeko - Slovakyayı Almanya- nın ortadan kaldırması, biraz gözü açık olanlar için, Polonyanın ölümü. GÜNÜN ANS Beyaz Beyaz Rusya, Beyaz Ruslar. | l | | Bu söz, son günlerin siyasi edebiyatın- da sik sık geçiyor. Sovyet orduları Polon- yaya dahil Beyaz Rusya e Ukraynanın parçalarını ele geçirmek üzere askeri ha- rekâta başlamışlardır. (Bolşevik ininlâbmni müteakib Rusyadan kaçan burjua Ruslara da Beyaz Rus der- İer, Bu tabir, komünistlerin kıml renkte sayılmasma karşılık aristokratların rengi beyaz sayılmasından kinayedir) Beyaz Rusya asla coğrafi ve siyasi müs- | bet bir birlik arzedermemiztiz. On üçüncü | asırda Alba Ruthenin diye ismi duyulma- | ğa başlamıştır. İlk devrenin hajkı beyaz elbise giyermiş de buraya onun için Du ismi veriimşilir diye bir rivayet vardır. Diğer bir tahmine göre de memleketi kıs- men kaplıyan kum'ardan kinaye olarak böyle denilmiştir. 'Turor'dur. Bunlar üç prenaliğin merkezi haline gelmiştir. En mühimmi olan Po- lotsk onuncu asrın sonlarında Kiyefle re- kabete kalktı. Rusyada Tatar hâkimiyeti teessüs ettikten sonra Beyaz Rusya Lit- vanyaya yaklaştı, Onunla hanedan izdi- örünmez cepheler nü haber veren bir darbe olduğu pek âşikârdi. B. Hitler programı dahilindeki; ve hayat saham, diye işaret koyduğu memleketlerin ilk serisini şimdiye ka» dar hiç değişmiyen şu usul sayesin- de zaptetti: Evvelâ, o memlekete para, propaganda, yalan vaadler teh- did, tatlı dil gibi kuvvetleri yerinde kullanmağı bilen küçük bir teşkilât salıyor; orada Nazi rejimine karş sırf ideoloji birliği, yahut para . hir- sından dolayı müsaid olan yerli ana- sır elde ediyor; onları, vatan ve İs- tiklâl meselesinde şakaya gelmiyecek mevcud hükümetin aleyhine saldırı- yor ve felce uğratacak kadar zayıf düşürtüyor; ondan sonra elini kolu- nu sallıyarak o memleköle giriyor. Polonya meselesinde bu programı tatbike imkân hasıl olmadı. Kısmen Polonyanın memleket meselesinde ağzı yanmış ve döğüşmekten kaçın- madığı için kısmen de garp devletle. rinin aldığı vaziyetten, Polonyayı si- lâhtan başka vasıta İle zaptetmek çâ- resi olmadığını gördü, Bugün biraz bizim milli mücadele günlerini batır- latan bir cesaretle Polonyalılar kâ dınları, çocuklarile beraber istiklâl ve vatan için döğüşüyor. Almanya da bir taraftan Polonyayı silâhla ezme- Be çalışırken öbür taraftan da eski (taktik) ini kullanıyor. Propaganda, tehdid, tatlı dil ve saire, Diyorki: Almanya Polonyanın dostudur, o ka- dar ki generalleri Polonya vahdeti: nin ve devletinin büyük bir alemi olan — Pilsudski'nin mezarı önünde hürmetle eğiliyor, Almanya ile Polott- ya arasındaki kara kedi o haldesirf memleketlerini canlarını vermeden teslim elmeğe razi nlmiyan Polonya- lılardır... Sarle ve saire. Şark cephesindeki galibiyet kimin tarafından olursa olsun harbin neti- cesine bir tesiri olmıyacaktır. Tıpkı 1914 de Sırbislanın ortadan kalkma- sının hiç bir netice vermediği gibi. Çünkü eski Sırbistanın mükaddera- ti o gün garp devletlerinin mukadde- ratına ne kadar bağlı idiyse Polon- yanın mukadderatı da bugün gârp cephesinde Almanyaya karşı döğü- şen İngiltere ve Fransanın mükadde- ratına obağlanmışlır. Ve bugünkü garp cephesini vücüde getiren görü- nür görünmez sebep ve kuvvetler bütün dünyayı hayati bakımdan alâ. kadar eden davalara bağlıdır. Halide Edib (0) Mittel Europa İKLOPEDİSİ Rusya vaçları ve muahedeler tarikile birleşti, Litvanya - Beyaz Rusya devleti payltahi olarak Novogridek'i, sonra da Vilno'yu seçti. Polonya ile 1589 birleşmesini müteakib yüksek tabaka Beyaz Ruslar Polonyahlaş- ti. Beyaz Rusya on sekizinci asırda Çan Rusyasına ilhak edildi, Burada milli ruh uyandırıldı. Fakaf aynı zamanda da inki- lâpçı temayüller baş gösterdi. 1915 te Almanlar memleketi İşgal etti ler 1917 inkılâbında Beyaz Ruslar Minsk'te bir komite teşkil ederek Rus federasyonu dahilinde bir muhtariyet kurmak verdiler. 10918 de Minsk'te bir eBeyuz Rus halk cümhuriyeti. kuruldu. Fakat bolşe- vikler Minsk'e girince Beyaz Ruslardan bir Sovyet cümhuriyeti “yaratıldı. Polonyalı- larla Sovyetler arasındaki muharebeyi müteakib, Sovyet arazisinde Beyaz Rus Sovyet cümhuriyeti yeretti. kann Rusla- biyatça en fakir olanıdır; Atletizm müsabakalarında muhtelif rekorlar kırıldı Atletizm federasyonu tarafından Balkân müsabakalarına hazırlık ol- mak üzeredün Fenerbahçe stadında rekor denemeleri yapılmış ve iyi neti- celer alınmıştır. 5000 metrede Riza Maksud, 40900 metre manlalıda Melih, 3 adımda Yavru yeni birer Türkiye rekoru yap- | mışlardır, | Çifçinin elinde kalan pamuk- lar satın alınıyor Adana (Akşam) — Hükümet, çif çi elinde mevcud ve alıcı bulamıyan 939 pamuk mahsulünü satın almağa karar vermiştir. Ziraat bankası bu hususta faaliyete geçmiştir. 44 Çukurovada bu yıl daha fazla ökin yapılması için tertibat alınıyor. Bİ- hassa arpa ve yulaf fazla ekilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: