26 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

26 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 erile » Şah Ismail de, yavaş yavaş, Osmaniı hududuna doğru büyük bir ordu ile yürüyordu Cevabını — verdiler. - Padişah, şah İsmalle harp etmek için usülen divan kararı almiş de- | mekti. Esasen divan aks'ne bile karar vesse, o; dediğini yapar caktı. Ertesi gün, güan doğarken © (Mart 19) pad'şah Edirneden İstanbula hareket ederken Ru- — meli Beylerbeyi Hasan paşaya O hazı talimat verdi. Anadolu sağdan, soldan gelen efraddan - birikme bir ordu toplamağa — başamıştı. Hakan vilâyetlere de — şu emri vermişti: | — Şah İsmail üzerine bare- — ketimiz mukarrer olduğundan l wilâyetinizde kışlakta bulunan ka iler ile Yeniçeri efradını | hazırlayınız, Yen çeri sevkedi- niz. ÖOrdu orada toplanacak ve şarka hareket edecektir. i Podişahın iradesine muttali — olan Kütahya, Bga, Karesi, | Hamidâbad, Anksra, — Bursa, r Kocasli, Çankırı, Menteşe, Bo- — lu, Koıstamonu vilâyet e-inde | artık ascer toplanıyordu. Pa- © dşah yolda giderken d.vanı iç. ( timanda huzuruna diz. çöcüp askerin harbe bazır. bulundu- — gunu bildiren Yeniçeriyi ça- Oğrdi | — ÂAdın ne senin? — — Abdullah kulunuz padi- şahım! — — Sadakatinden memnun 0!- dum, Haydi git bakalım, S: â- n'k sancağını sana verdim. Bu- ranın varıdatım al da sadaka- tinde devam etl Yeniçeri Abdullah, sevincin- den deli gbi olmuştu. Hakan İstanbul surlarına — yaklaşınca halk ta istikbale çıkıyordu. Yavuz irade buyurdu: — Fakir fukaraya sadakalar dağtılsın. Harbe gid yoruz, orr ların hayırlı duaları lâzım.. Hakaa Eyüb mahballesiain Fil çayır denen - kısmında — çıdır. kurda. Dedesi Sultan Fatih ile Eba Eyubü Ensarinin -türbele- rine gitti, topraklarına yüz sür- dü. Onların ruhundan, harbde muvaffak olmak içan şefaat diledi.. Ayni günlerde Şah İsmail de, yavaş yavaş, Osmanlı hud ıdana doğru büyük bir ordu ile yürü- dü. Şıh İsmail diyordu ku: k — Osmanlıların kılıçtan ge- — girdikleri mezhebdaşlarımın in- tikamlarımı alacığım. Şehzade “Ahmedin oğlu Şehzade Murad efendi —hazretleri, amcısının zu'üm ve dehşetinden korkarak bana iltica etmiştir. Bir Şah, kendisine iltica eden bir Şeh- — zadenin hukukünü müdaf aya T ANADOLU Gönlük svasal — garzete Sahab ve Beçurnuhserirr #Haydar Rüşdü OKTEM Ümumi veşriyet ve yazı işleri müdü V: Hamdi Nüzbet ÇANÇAR — İDAREHANESİ İmir İkinci Beyler sokağı C.Eslk Partisi binas içinde Telşraf: İzmir — ANADOLU Telelon: 2776 « Fosta kutusa: 403 Abone şeraiti Yallığı 1400, Git aylığ BOğĞ karuştur ka - | Yabancı memleketler İçin — senelik ebone ücreti 27 liradır Yazan M. Ayhan — Eğan mecburdur. Yavuz Selime bu bakkı teslim ettireceğ m. Padişah bu vekayii de adım adım takib ediyordu. Kendisi İstanbula grdiği vakit oğlu Si- leyman da Manisadan kalkp İstanbula geldi, babasnın elini öptükten sonra Edirney* geçti. Ordunun bir kısımı, Üsküdar cibetinde toplanıyordu. İskeleler ve Kâğdhane kısımı büyük bir kalabalık, asker — vaveylaları, slâh, erzak nakliyat: gürültüleri içindeydi. 20 Nisan 1514. Perşembe günü., Sabah gün doğarken padi- şah sazayından - çıkıyordu: —Bismi lâbl, İaşaaslah uğurlu olur. Bir az sonra maiyeti ile bera- ber bir kalyona bindi, karşıya geçti.. - Kadırgalar da, sahilde toplar, fişekler, silâhlar pat- lıyor, padişahın Anadolu cihe- tine geçliğini, yani Şıh İsmail üzerine yürüyüşün başladığını gösteriyo.du. Hakan burada yeni Anadolu Beylerbeyi H dım Sinan paşayı kabul eltikten sonra, Şah İs- msile kendi ifadesile bir mek- tup yazdı. Hakan, mükemmel lisan biliyordu. Blhassa Farisi edeb'ya'ında muasırlarına ders verecek kadar kuüvvetl yli, Mektup, padişahın kin ve infa d ile Şah İsmsile savur- duğu — bakaretler noktasından çok ağırdı. Şimdi bu mektabu kim götü- recekti. Türk bir elçi sevkedi!se, mur hakkak ki, şah İsmail tarafhın- dan başı koprrilaciktil Br kür- ban vermeğe ne lüzum vardı?. Ertesi gündü. (23 Nssan). Pa: dişaha bir haber verildi: — Devletlüm, Üsküdarda or- dumuz içinde dolaşan şüpheli birini yakaladık. — Kımmiş bu adam? — Galiba şit olacak. Ken- disi zannımızca şah İsmailin ca- susudur. — Getirin bana onul Bi- az sonra Acem casus pâ- Ppişahın buzurundaydı. Yüzü sap- sarı kesilmişti. Padışah sordu: — Behey mezhebi bozuk he- rill! Senin adın ne?. — Kılıçl, Padişah, bir kehkaha attız Kılıç hil. Nasıl olur? Senin şahıa, yani şah İsmailin bile bir odun parçasıdır. Haydi seni affediyorum.. Al şu mek- tubu, götür o haydut herilel, Bilsin ki, yakasını elimden kur- taramıyacaktırl. Anladın mı?, Hakan, hazırlanan mektubu casusa verdi: — Çık bakalım, defoll. Dedi, casus - hayat nın bağış lanmasından müleve'lit bir se- vinçle padişahın eteklerine ka« panacak oldu, fakat döt kuv- wetli kol kendsani yakalıyarak bohça gibi çadırın dışarısına | fırlattılar, Hakan; bu mektubu tezkereci 'Taçzade Caler Çelebiye yazdır- mıştı. Fakat dixte - ettiren biz- zat kendisiydi. Mektup besmele ile başlıyor du ve ilk satırlar şu şekilde idı: Kim ki İslâmdan edilemez ve © kimse ahirette, bunun cezasını çeker. Mektubun sozlarındada: Yarabbil Sen bizi doğru yola gidenlerden ey'el Azmış ve sapmış olanlardın eylemel Manasındaki âyet vardı. Ha kan mektubuna şöyle devam ediyordu: *Cenabı hilâfetmeab, müşrik- lerin, kâfirlerin katili, din düş- manlarını kökünden kazyan, firavunların burnunu yere sürten, hakanların taçlarını deviren mü- tahit ve gazilerin sultanı Selim şahtan Acem askerinin ulusu ve zamanin maşcarası emir İsmaile; Şunu - bil ki, Cenabıhakkın işnin ve yaptıklarının soau yok- tur. İasan oğlu ki, yaradılışın bir hulâsasıdır. Onun tekvininin hikmeti düşünülecek olursa çok mühimdir. Ruhaoi letafetle cis- mani kesafe'e — bürünen bu insan yığınları içinde hilâlet tahtına o uranlar, pevgamberin şeriatı daresnde hareket kılar- larsa ssadete nail, her iki c- handa aziz olurlar. Aksi tak- drde, yani Tanrının hüküm e- rüne aykırı hareketle (yap) de- dikterini yapmaz, (yapma) de- ifet perdesini yırtar, dinin ka- lelerini yıkmağa kalkışırlarsa o vazıt bütün Müsli manlara ve adaletle iş gören su.tanlara bır vecibe düşer ki, o da, bu gibi- leri imha etmektir. Erkek arslandan hali olan meşeliklerde (ormanlarda) ça- kall rın meydan okuması trbi- dr. Sen düşmanlık yolunda şark beldelerine tecav z ettin. Ora: lardaki Müs ümanları ilhada ve zandıkl ga teşvik ettin. Zevkinle ve hayvani ihtiras- larınla kadın ve kızlara karşı her nevi hareceti mubah gör- dün. Kanlar döktün. Mescit ve memberleri yaktın. D n n imam- larına di uzattın. Bnaena.eyh senin ve sana tâbi olanların katli icxb etmiştir. İşte — ben, mazlümlara yardım için ve Tan: mımtn emirlerini yerlerine getir- mek üzere zırh arı (âbüs oldu- gum halde hakkın yardımına sğınarak, ellerinde sancak ve keskin hançerler buunan ve hiç bir şeyden yılmıyan asker- lerim ile bulunduğun külür ka- esini yıkmağa geliyorum. Sefer ayında zaferle mevud olan yola çıkıvo um. Kânat, başına dar getirece- gim. Klecmı yemeden evel tertemiz şer atim ze uyar, kusu- rün İçin istiğfar edersen ne âlâ? Yok, inadındı. devam ile mel. anet'e bulunursan, daima hakkın nusratı ile yürüyen ascerlerimle, buunduğun araziyi tarumar ve at arımızın nalları ile her köşeyi altüst edeceğim. Oraların:, O:- manlı memleket'ne İhak eyliye- ceğim. Zira, kötü huylu kim- seleri hali ile bırakmak — ve onlara âman vermemek (âzım. dır. Mukadderatı i âhiye yerine gelecektir. Emir, — Al'ahındır. Doğruya gidenlere selğâm| , — Sonu var «« Rudüi - 193 f AYAdi- Ldağ Şebat 18 Zadoce 25 | ŞUBAT ! 26 Cumartesi DLAL Aaşda XT L7,SS) Xe SY eg zs) Y,36 45,31 | İlzmssk 11,07 5,0 Bu çocuk kimin? Iki erkek, benim, diyorlar. kadın, ne ondan, ne de bundan, diyor Hukuk mahkemesine dikkate değer bir aile dayası aksetmek üzeredir. Davanın mevzuü, pay- laşlamıyan bir çocuğa sittir. Bir erkek; çocuğun kendis'ne sid olduğunu, diğer bir. er- kek te çocuğun kendi sulbün- den husüle geldiğini söylemek- tedir. Bu iki iddia karşısında ka- dın'n vaziyeti de dikkate şayan- dır. Çünkü kadın: — Ne ondan, ne de bundan! Deyip işin içnden sıyrılmak- tadır. Fakat bu çocuk kimdendir? İki taraf, mufassal iddialarla, çocuğun kend.lerine aid oldu- ğunu söylemişlerdir. Kend snden dava edilen: — Bekârım -d'yor- bekârlık sultanlıktır. Medeni vasıtalarla bir bekâr evli bir adam kadar da rahat yaşıyabilir.. Resmen evli değilim amma; bu çocuk benimdir. vesselâm! Müşteki diyor ki: — Karşı taraf mevzuu değiş- tir'yor.. Hem bekâr, hem çocuk sahibi, nasıl oluyor? Ayni zamanda çocuğun ken- disne aid olduğu ne ile sabit» tir?. Yalan ve iftira... Çocuk be- nimdir. Kadın ise: — Ne onun, ne bunun? Demekte berdevamdır. Acaba bu çocuk kimindir? Belki de kan tahlilinden son- ra mesele meydana çıkacaktır. Cinayet yerinde keşif ya- pılması kararlaştırıldı Makinist Şükrü, bulunamıyan şahit- lerin dinlenmelerinden vazgeçti Alsancakta bakkal - Sıtkı ile metresi Sab hayı öldüren ma- kin'st Şükrü iün muhakemesine dün şehrimiz Ağırceza mahke- mesinde devam edi:miştir. İki k şiyi evvelâ boğmağa teşebbüs eden ve buna kuvveti yetme- yince tabancasını ateş etmek suüretile öldürmüş olan Şükrü; bundan evelk: celselerde karır sının ve akrabasından — seyyar satıcı Şükrü adında b rinin şahit sıfatile dinlenmelerini istem şti. Şahidler bulunamadığı - için maznun bunların dinlenmesin- den sarfınazar etviş ve mah- keme de bunu kabul eylemiştir. Mazaunun vekilleri, hâdise hak: kında baz: izıhat vererek kav- ganın cereyan tarzının müekkl- leri lehnde olduğunu — söyle- mişler ve mahkemece cinayet yerinde keşif yaptırılmasını is- temişlerdir. Mahkemece keşfin bir nap önüade yıpırılması muvatik görülerek muhakeme- nin devamı başka bir güne bırakılmışt r. Ö:bek köyü cinayeti U:la kazasının Özbek köyün- de bir dere içinde Şevki oğlu Ahmedi öldürmekle — mazaun Haşım Karakuşun muhakeme- sine düa şehrimiz — Ağırceza ——— Sarhoşluktan sarhoşluğa Dün nöbetçi Suihceza malr kemesine, meşhud cürmü yapr lan bir sarhoş getirilmiştir. Okunan evraka göre, dört defa sarhoşluktan sabıkası olan bu adamın, gene sarhoşluktan mahkemeye sevkedildiği anla- şılmıştır.. — Adın? Recepe Soyadın? Brak.. N> kadar içtin? — Fazlal, Gözlerinden mahmurluğu he- nüz gitmiyen suçlu, başımı önüne iğdi.. Ve hâkime yalvardı: — Bir daha içmiyeceğim! — İnanalım mı? — İnanın! Sabıkasının sorulmasına karar verilerek duruşma Yaârına talik edildi. mahkemesinde devam edilmiş- tir. Müh keme son — safhaya geldiğinden bu celsede iddia makamını işgal eden müddei- umumi muavini B. Şevki Suner iddasını serdetmiş, hâdisenin bir kadın yüzünden vukubul- evel ötede, beri- akuşun, Abhmedi öldüreceğini söylemiş olduğunu ve hâdise günü dere içnde kendisine rastlayınca bıçıkla yaralıyarak öldürdüğünü anlat- mış, Türk ceza — kanununun 448 inci maddes. mucibince 18 sene hapis cezasına mahküm edilmesini istemiştir. Muhakeme, müdafaa — için, başka bir güne bırakılm ştır. —— Halkevi köşesi GCADUL A “or ei DEEEREL AA MK EKDE 1 — Üdlü Türk komutanı Atiliğnın mozayik büyük bir resmini sayın Başbakanımız ve saylavımız Ce âl Bayar evimize göndermiştir. Pazartesi — günü öğleden sonradan itibaren yurd- daşlara göster lecektir. 2 — Bu akşam evimiz Halk dersanoleri ve kursları komite- sinin yıllık eğlentisi vardır. Gel. mek istiyen üyelerim'z saat 12 den 15 e kadar evimize müra- caat ederek davetiyelerini ab- malıdırlar. 3 — Ressam Biy Celâl Uzer tarsEndan evimizde — muhtelif san'at ekollerine ait bir seri konferans verilecek ve ayni za. manda meşhur tabloların kop- yeleri de projeks'yozla gösteri- lecektir. Konferanslara her hafta çarşamba günü akşımları saat 19,30 da başlanacaktır. Konle- ranslar yedı hafta devam ede- cek ve ilk konferans 2 mart 938 çarşamba günü verilecek- tir. Mevzular şunlardır: | — Primitfler, N — Onmaltıncı yân San'ati, Nİ — Onyedinci yol ve Holianda , IV — Onyedinci - ve ön seki- zinci aasırda Fransız ve İagılz meslekleri, V — On dokuzuncu asırda Fransz san'ati, VI — Modern san'at, Vil — Türk srn'ati: Mimari dekorasyon, minyatür. - 4 — Evimiz şalonunda her Sağlık bahisleri Dabilt hastalıklar mütehasm ı ae Dr. M Şevki Utar diyat kik — Fakat Modern insanın günlük plânı! çe Gi Arka üstü yatış biç minde ba- ctakları toplamak suret nde iple jfimnastik yapmık için arka üstü yatış şeklinde, uzun ve kısa olmak üzere, ip, iki türlü totolur. Uzun tutuş - biçim'nde, dirsekler kaim zavye teşkil edecek kadar geniş ve ip gere gin bulunur. Bu biçmden kole lar geriye doğru götürülür ve diz bükülerek mümküa olduğu kadar göğüse doğru çekilir. Bir de şu şekilde yapılır: Bir bacak çekilir, kollar bükük ve ip te uzatılmış ayağa takılayak gerilir. Sonra da bacak bükü. lür yukarya uzatılır ve bütün gövde yukarıya doğru bükülür. Sonra bu şekilde de soluk ve- rilerek gövde ilk vaziyete indk rilir, diğer ayağı yukarıya uzat. mak suretile bu hareket bir kaç defa tekrar edilir. Şöyle bir kaç şeklini göster diğimiz ip jimnastiği hareketle- rinde, on iki esas atlama ör neği ve otuz jimnastik hareketi vardır. Bunlar bribirine bağ. lanarak üç mslins iblâğ ediler bilir. Bu hare<etler evde küçük bir odada yapılabileceği gibi büyük korulorda da yapılabilir. İp bir parmaklığa, yahud açık yerde bir ağaç gövdasine bağı lir. Ba atlama ipi jimnas- bir defa yapıp ta vüce dünde iyiliğini duyan bir daha bundan vazgeçmez. Atlama ipi tenezzühlerde, hafta sonu ve tatillerde-iyi vo faydali bir a kadaştır. Osun için ginde yal. nız beş dacika fakıt her gün yapılmak şartile devamlı bir sağlık ve neşeli İyaşamak iste. gine kâfi gelecek bir. spordur. Bu jimnastiği yapacık'ar dok- tora müracaat ederek meslek ve yaşı noktasından vücudüne ele verişli şekilleri de anlamalr dirli (Bitti) Bu gec2 Başdurakta Sıhhat, Karanti. nada B. Eşrel, Kemerde Ka mer, Eşrefpaşada Eşrefpaşa ee zaneleri nöbetçid rler. Turgutlusa kar Turgutlu, ( Hususi ) — Baye ramdanberi düzelea havalar bir- denbire soğumuş, dün ber tarafa kar yağmıştır. Soğuklar, bağ- ların ve ağaçlarıa €rken uyane masından endişe ©den çiftçileri sevindirmiştir. Deve güreşi Kazamızda açılan Ortaokul menlantine bir deve göreşi ter tip edilmiştir. Kazanacak peh- livan develerin sahiplerine muh- telif kıymetli hediyeler - verile cektir, Dövüşmek Seferihisar kazasında Çolak Ibrahim mahallesinde — İbrahim oğlu Alı Azatan ile Ali Osman oğ'u İsa kavga etmiş, biribirini dövmüş'erdir. asırda İtab- Ja hafta perşembe günü akşamarı saat 20 de bütün yurddaşlara Katagöz oyunu oynanacaktır. Parasız olan bu oyuna bütün yurddaşlar davetlidir. S — Evimizde her cumartesi günü saat 15 te ilkokullara Ka ragöz oyunu oy satılmaktadır. 6 — 26/2/938 cumartesi gi- nü akşaan saat 15 te Temsil, ve 17 de Ar komitesirin hak talık vardır. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: