1 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

1 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L Mart — MUSİKİ n adaişkakatel Müzikseverle- rin konseri Ferid Hilmi Karşıyaka Müzikseverler s0s- ye'esinin bu sene tertip ettiği ko seile den? beşincisini Pore şermmb: akşamı Karşıyakada yeni tesis edilen Halkevinin salon: larında dinledik. Genç viyo'o- nist ve kompozitörlerim zden Bülend Tarcan bir keman res- tiyali tertip etmiş. Bir iki klâ. sik eser istisna edilirse diğerle- dni hep yenilerden intihap et- m'ş. G'azönoftan, Abenis ve k_nç den.. Bunlar yınıııdı ken dsinn keman ve piyano için yazdığı bir sonatı da vardı. Bü- lend konsere eski İt poz törlerinden — Vit Şakonu ile başladı. İlk mezür: lerde kendisini pek bar'z gös- teren tereddüd ve heyecan, iyi br teknik miyeti karşısında p:k çabuk silindi. Ve Bülend eseri klâsik kaidelerinin bütün inceliklerine riayet ederek çaldı. Progrâmın ikinci numaras nı Bü- lendin kendi eseri doldüruyor: du. Üç hareketli bir keman sonatı.. ( Musorski ) den sonra y bir veçhe alan musiki atının tonalite çerçevelerini genişlediği ve bugün ikişinasları arkasından sü- yüklediği Atonal bir uslüp... Bülendi ayni düşünceye büyük bir cesaret ve itimatla saplan- mış ve bu sahada yüksek mu- vakakıyetler göstermiş buldum. - Eski kompozisyonlarına göre bu yeni eser cesaretin ve hak kae- zanmış bir. iddianın marifeti... Piyano bir köy havasının frag- manı ile başlıyor. Sonra keman küçük bir yerli melodi arka- sından modülasyonlar ve inki- Işaflar yaparak k İleri tılan, yükseklere giden bir id- dianın p'skolojisi.. Piyanonun yaptığı refakat'en başka birşey denek lâzım: Kemana rekabet. Sonatın ilk parı da bariz bir fantezi karakteri var. İkinci tem yok. Hep bir tane temin developmanı... Evet developr man pek çok muvaffak — olmuş denilebilir. Fakat saatlerce sık ve yüksek irtifalı ağaçlar ara- sından yol alan bir insanın ha leti ruhiyesi içinde - kalınıyor. Ancak kodanın geniş ve ağır bir hareket alan sadeliğinde bir mavi deniz sathı görmüş gibi müsterih bir nefes almak #mkânı oluyor. İkinci harekette bir Eğin ha vası devalope edilmiş. P.yano ve keman bir nci harette olduğu gibi burada da çok güzel uyu- şuyorlar. Bu melodi san'a !k&ıı güzel refakatler ilha: Bir Karadeniz havasının coş- kunluğu ile başlıyan füg ve sonra üçüncü hareketin en zel motifi k. piyano ve kemanda güzel bir ritm beraberliği içinde başlıyor. Bence burası bu eserde Bülendin en çok muvaffak ol- duğu ve sonat üslübuna en fazla yanaş'ığı kısımdır. Temler sında marifetli bir kaynaşma var, Koda muhteşem.. Lâkin melodilerde devamlı bir renk ve net bir karakter yok. Di .kat yoruluyor. Bu sonat muhteşem “ya bir az mütehakkim ve fakat, gazibesi az bir güzel kadındır. Gazono'un konsertosu me- lodi ve ritm haşmetinin bu konserde bir tek misal. İkinci harekette piyano ve keman mü- navebeli ve bazan beraberce, azametli ve ritmik bir melodiyi nak'ed yorlar. Bülend bu ese rir Ccrasında hepsinden çok muvaflak oldu denilebilir. Üç 'ncü kısımda Desplanesten, İnstiade, Mozorttan, Albenis / ten, JthNlıM"l ve pgihayet v y - y P EDA A eee ra M. Revaldaa Ç gan iyi Körler konservatuarında Güzel bir gece Konserden şu hıslerle ayrıldık: Hay- ret, takdir ve derin bir hüzün Röportajı-yapanı Z. Halük Tanjı |Zeytin yetiştiren yerler on mın- Konservatuar talebesinden bir grup 930 yılında Lozandan geçer- ken küçücük bir sayfiye köyü olsn Klaranda Alpler dönüşü gecelemek icab etti. Montrö- nün hemena- yakininden geçen otorayın bir ucunu teşkil eden bu köy, bana bir çok şeyler hatırlatır. Bunların en başında gelen yegâne hâdise o grce Yunkes Frau denilen karlara bürünmüş büyük bir dağın etek- lerine yaslanıp pembe çiçeklerle süslenen bu köyde, mehtabın işlediği bir dekor arasında se- kiz kişilik prolesyonel körlerin konseridir. Oracıkta; masamızı dolduran kadehlerin içine tabiatin binbir kokusu sinerken ruhumuza neşe yerine elem sunan bu koaseri bir kaç saat dinledik ve mem- nun, mütehayyir, hatta bir az da kıskanarak ayrılmı ştık. Ne bahtiyarlıktır ki, az — za- man sonra, gözden mahrum oldakları kadar ka pten. yaşa: masinı, içten çalışmasını bilen Türk çocuklarını da daha yük- sek kapasiteler halinde dinle- dim ve gördüm. Karşıyakada Sağırlar, Dilsiz. ve Körler mü- esseses.ndeyiz. Körler konser- vatuarının müsameresini bek- liyoruz. Elerinden tutularak yerleri gösterilen genç san'atkârların yüzlerinde içlerinden taşan h: yecan o kadar da tebariz edi- yor ki.. Hayata ebediyen gözleri yumulan ve müziği en - yakın arkadaş olarak seçen bu âmâ Tevarmm T tok- nik ve icra kuvvetile çalındı. Yalnız arşe hareketlerinde görülen ufak telek hatalar, sü- ri pasajlarda sağ elin bir az geri gitmesinden doğan sonorite bozuklukları, bütün bu eserlerin daha çok olgunlaşmağa muhtaç bazı pasajlarındaki etüd ihmal- kârlıkları Bülenttea umduğumuz yüksek muvaflakıyetin bu kon- serde bir az gölgede kalmasına sebep oldu. Piyanoda C. Rozati yüksek sanatkârlığının kudretini; bütün bu içran güç, büyük eserlerin üzerinde en küçük bir nüans hatası yapmadan; gösterdi. Eşa- sen C. Rozati piyanodaki ve mükemmel olan mus kinaşlığın- daki yüksek liyakaie; eserleri güzel enterprete etmek, refakat- lerde daima itinalı ve ttiz kal- mak, ayistede hep bildiğimiz yüksek kudretinin icaplarından ayrılmamık — süretile Bülentin bu eserler üzerindeki muvalfa- kıyet ni temin eden amillerden birisi oldu. Hatta bazı eserlerde ezcümle Glâzonofun konserto. sunda Ravelin Çiğganında ve Bülendin kendi sonatında yül; ve esas'ı vazile piyanoda oldu- zğuna goıe bu akşam C. Roza- tinin san'ztına hayran kalmama- nan imkânsız olduğanu söylemek v j müz karlar, bana en büyük is- tidadları taşıyan — şahsiyetlerin ekseriya at ve malül oldu- gunu hatırlatıyor. Konser İstik- lâl marşı ile baştadı. Bütün varlığ mızla, bu mahzun kalp- lerin sazlarından yükselen ihti- şem ve azamete daldık, Tablo çok hazin, Fakat çok geniş manalarla doluydu.. Göz- lerimizin içindea bulutlar geçi- yordu. Hemen Klara-daki konseri hatırladım. Mukayese yapabil- mek - için hahza ve idrakim müştereken çalışmağa başladı. Gözlerimde iki orkestramın bir- den — çalıştığını, — kulaklarımın iki ezeri birden takip etmeğe başladığımı hissettim. Ve... Kenan Bence: Nüans, Tem ve An- samblin bizdeki tefevvukuna şaşmamak kabil değildi.. Emi- nim ki; Avrupa bizim küçük, yeni fakat çoz içli ve çalışkan orkestramizı görse hayran ola- caktır. Bu sözüm, musikiden anlıyanların kabul edeceği mut- lak bir iddiadır. Kenan; bu genç müzisyen için me kadar uzun yazılsa, mu- hakkak ki, yerine —masruftur. Çünkü o, duyguyu dehalaştıran bir ruh cevheri taşıyor ve o, çalarken dinlemesini de biliyor. Hemen hemen on yaşlarında buluna Mebmed Ze«âi; kemar n'na o kadar hâkim ki; kendi> sinden beklenilmiyecek derece- de güç passajları kolaylıkla deşfre ediyor. Nünaslar da büyük iddiasını ve müstakbel şöhret hakkını, bilerek, bildi- rerek çalıyor. Piyanoya ellerinden — tutulup oturtulan küçük Havvanın müt- vaffakıyeti de hiç geri değil.. Hocası Ferit Hilmidir. Beetbor venin 23 üncü piyano sonatımı ondan istemekte çok baklıymış. Zekâ bu üç genç müzişyenle tam enerjisini sarled yor, Eser- lerini bir sinir sar'ası içinde asabi hıııkıuîrihh klunıünw #T EN Ü Ki0 dinled.ğ miz Yaşa: Man:'sada Aydında zeytincilik bü- rosu kurulacak takaya ayrıldı Zeytin budama kursuna devam edenler Aydın, (Hususi) — Zeytin lerimize lâyı i.e bakılmadığını ve bu yüzden milli servetin mühim zara ları o'duğunu tak- dir eden Zıraat Vekâeti 935 yılındanberi üç vilâyette sey- yar zeytin mütebassısları ve bakım memurları kullanmaktar dır. Mütehassısların -bulunduk- ları mıntakalarda fenni zeytin- ciliği ve zeytin bakımım — öğr renmek hususünda — gösterdi leri hizmet ve halkın alâkı Vekâleti bu hususta daha şa- mil kararlar almağa sevketmiş- tir. Yurdun zeytin yetiştiren yerleri on mıntakaya ayrılacak, her mıntakaya mütehas- sıs ve lüzumu kadar bakım me- muru gönderilerek budama, aşı, dip kazma ve hasat usulleri gösterilecektir. Zeytinin ana yurdu olduğu kabul edilen ilimze bu teşk- lâtın karulacağını — sevinçle öğ- rendik. Fakat Muğladaki mü- tehassıs Ferrub Barlasın Hak kevinde açtığı kursun gördüğü alâka, önümüzdeki maif yıhar dan itibaren Aydına müstakil ert bakış- larile enerjisini üfliyen Zefire benzetiyorum.. Havve; munis, masum ve mütevazı nazarlarla bu dekora keodinden; bir geyler, ilâve, 6di yor. Ve bu dekor acı da olsa, Türk ruhunün ifadesi ve gururu sezil'yor. Mazurka, Lo'n de Bal, Ro- manse, Tempel Weihr, Sij'ete Roi, Faus, Andante Mozart, Fete Oriental, Berceusa de Jeslin, Tanela Symphonie gibi birinci — sınıf eserlerden — teşkil edilen programda, Bay Stavr- dinin çok emekleri görülüyor. Her eserde artan alkış dere- cesi, şark bayramında son bir irtifa buluyor ve çocuklar; gö- nülleri, yürekleri sevinçle dolu olduğu halde konserlerini tam bir muvaffakıyetle bitiriyorlar. Müessesenin enerjik direktö. rünü hepimiz, sıra ile ve hara» retle tebrik ederken, © bize şu müjdeyi veriyor: Bu konserler, her ay verile- cek, Ve müzik kolu, tam bir konservatuar haline ifrağ oluna- caktır. Karşıyaka Halkevi reisi Bay Sabri Menteş de yanıbaşımızda ilâve ediyor — Halkev'mizin tahsisati ge- lirse, salonlarım ı derhal ge- nişleteçek ve Enstitünün bu muvaffak varlığını, Halkevi sa. lonunda da her vatandaşa din- leteceğiz. Dişarıya çıktık. Rüzgâr şid- detle esiyor ve bu esişte kulak- larım hâlâ muşikiyi seziyor. bir mütehassıs ve bakım me- murları gönderilmesi lüz:m ve ihtiyacını tebarüz ettirmektedir. 15 şubatta 15 kişi ile başlı- yan kurıxı bugün 40 köylü ve tahsil çalışıyor. Ame- ir çok imeraklı zeye tinciler girerek tımar, budama ve “aralaına amoliyatı — öğres niyorlar. Hilkevi faaliyeti Aydın Halkevi yeni çalışma devresine zengin bir programla girmiştir. Halkevinde her hafta bir konferans ve konser verile- cek, her on beş günde bir de temsil verilecektir. Bu hafta doktor Hasan Tahsin Soylu tarafından (Sıhhat ve içtimat Baadei) mevzulu bir konferans verilmiş konferansı müzik kon: seri takip etmiştir. - Halk çok alâka göstermiş. Salon tama- meh dolmüş bir çok kimseler | yersizliten geri döümüşlerdir. Bu hafta doktor Şevket Kır« baş (bulaşıcı hastalıklar, sebep- leri ve vkayesi) mevzulu kon- ferans verecektir. Temsil kolu “Çakır Ali ve Zor nikahı hazırlamaktadır. Halkevi — salonunda — San'at okulu Mart başında bir sergi bazırlıyor. Şube komiteleri iki yıllık ça- bşma programlarını hazırlıyarak umumi heyetlerinde münakaşa ettirmektedirler. Halkevi binasında Monotör Nur'nin idaresinde güreş ders- leci verilmektedir. Gü:eşler çok alâka görmüştür. Dersleri bay Nari bulunmadığı zamanda mu- avini Necati idare ediyor. SYanttş * bir tren kazası imen Tni eli Bir gınç tekerlekler altındı parçalandı.. Manisa, (Hususi) — Dün bu rada feci bir tren kazası oldu. Demisci Yusutf oğlu terzi Ah- med, İzmirdea gelen — trenin tekerlekleri altında kaldı, iki parça olarak feci br şekilde K etrafında tahkıkat ödemiş- Adagide yolunda.. O:omobiller çamur- lara saplanıyor. Ödemiş, (Hususi) — Ödemiş- Beydağ ve Ödemiş - Adagide yolları son yağmurlardan ber- bat olmuştur. Ölemiş - Beydağ arasında otomobiller ve kam yonlar çamurlara saplanıp kak maktadır. Adagide yolunda ise dört metrelik bir yarık açık mıştır. Menderesin sona feyeza- pında hüsüle gelen bü yarık, o zamandanberi olduğu — gibi kalmış ve tamiri cihetine gid.- memiştir. Bu yollar, Ödemişin en mü- him ticaret yollarında: Bir an evel tumiri darların nazarıdikkatini ederiz. Yeni Naırl;ıl: Yeni Adam Yeni Adamın 217 inci sayısı çıktı. Bu f.kir ve san'at gazetee sinin bu sayısında İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Hüsamettin Bozok, Hiseyin Avni, Hasan Ali Ediz, Hakkı Tok'u, Refik Sedat, Sabri Kolçak imzalı yuılıı BEreNL ü PNk bulunmaktadır. Kızılay mzcmuası Kınlay Kürümü genel mer: kezi tarafından çıkarılan Kızı ây mecmuasının 158 inci sayısı da zengin münderecatla intişar ey- lem ştir. Bu sayıda, Kızılayın altmışıncı yıldönümü münas:be. tile yurdan mühtelif yer'erin- deki tezahürata aid fotoğrafi- ler de vardır. Demiryollar Dergisi Devlet Demiryol'arı ve liman- ları İşletme genel direktörlüğü tarafından her ay çıkarılan (Demiryollar Derg'si) nin 156001 sayısı intişar etmiştir. Ö?retmen tayini Buca ortaokulu beden terbi- yesi öğretmeni B. Turan Çakın, Kız Öğretmea Okulu öğretmem liğine tayin edilmiştir. Buca mektebindeki vazifesni de ilâ- veten görecektir. Manisa ve civa rina kar yağıyor Manisa, (Hususi) — Bu yılın (İlk karı Manisaya iki gün evel yağmıştır. Şehirde on seneye yakın bir zamandanberi görülme« miş bir manzara basıl olmuştur. Her taraf bembeyaz ve kar al- tındadır. Halkevi kayakçıları derhal faaliyete geçmiştir. İki gür denberi mütemaci kayak sporları yapılmaktadır. Karın yağışım dan zürra çok memnundur. Gönderdiğim resim H2!kevi bakça- sini karlı halinde göstermektedir. civar kuzalara da kar yııııııl ürâvub maxm Şd Ğ Gelen haberlere g5- ar. | akiamid ai0

Bu sayıdan diğer sayfalar: