1 Mayıs 1987 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 17

1 Mayıs 1987 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eşref Adalı, Bülent Aydemir ve İskender Savaşır. ram. Programcılığın önemi henüz kavranmış değil. Bugün Türkiye'nin enteğgre devre üretimine girişmesi son derece gelişkin teknolojilerle rekabete girmesi demek olacakken, herhangi bir yatırım gerektirmeyen program- ların dünya çapında kullanılması, Türkiye'nin bu teknolojiyi bir yerler- den yakalaması demek olacaktır. Fa- kat bunun bilincine henüz tam ola- rak varılmadığından ve bu yönde cid- di çalışmalara henüz girişilmediğin- den bu şimdilik uzak bir olasılık. İskender Savaşır: Korkarım, diğer konuşmacıların temkinli iyimserliği ile karşılaştırıldığında bile, benim ko- nuşmam fazlasıyla karamsar kaça- cak. Şimdi Bilgisayar Devrimi dediği- mizde kasdettiğimiz şeylerden biri de, bilgi-işlem teknolojisinin hâkim tek- noloji, egemen teknoloji ya da Nora Şeni'nin kontrol teknolojisi dediği şey haline gelmesi. Ne demek, peki, kontrol teknolojisi? Eğer herhangi bir alandaki üretkenlik, verim ve tek- nolojik yenilikler ekonominin diğer bütün alanlarına da yansıyorsa, söz- konusu alana hâkim teknoloji deni- yor. Bir örnekle açıklamaya çalışa- yım: Bugün eğer ömür çıkarma tek- nolojisinde teknolojik bir sıçrama gö- rülürse, bu, kuşkusuz önemli olur. Örneğin ne bileyim ben, kömürün fi- yatı ucuzlar, ilişkili bazı yan dallar- da etkileri hissedilir. Ama bütün bu etkiler lokal kalmaya mahkümdurlar. Çünkü kömürün elde edilmesinde kullanılan teknoloji bugün hâkim teknoloji değildir. Oysa bilgi-işlem teknolojisi bugün artık hâkim tekno- loji haline gelmiştir. Üstelik bilgi- işlem teknolojisinin tarihte hâkim ol- muş diğer teknolojilerden de bir far- kı var. Daha öncekiler ekonominin “sanayil ' diye adlandırdığımız asan- larını etkiliyordu. Oysa bilgi-işlem hizmet sektörü diye adlandırdığımız alanları da, bir anlamda sanayileştir- di Bu kadar kritik bir noktada duran bir teknolojinin, bir sektörün yapı- lanması, kurumlaşması üzerinde de durmak gerekir. Çünkü hayatın ikti- sadi olmayan yönleri de, neredeyse hayatın tamamı bunlardan etkilene- cektir. Önce şunu vurgulamak gerekiyor: Tarihte hâkim teknoloji konumuna gelmiş teknolojilerin daima merkez ülkelerde, birinci dünya ülkelerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Ömeğin, Türkiye'de demir-çelik sanayiinin ku- rulması, ancak bu teknoloji artık hâ- kim teknoloji olma konumunu yitir- dikten sonra mümkün olabilmiştir. akim teknolojiye sahip gelişmiş ülkeler bilgisayar alanında da neyin ne kadar üretileceğini belirliyorlar. İkinci olarak neyin ne kadar tüke- tileceği ile hâkim teknoloji arasında- ki ilişkiye değinmek gerekiyor. Bun- dan önceki dönemde hakim teknoloji yassı çelik üretimi idi. Yassı çelik üre- timinin kârlı bir biçimde sürebilmesi ise, ancak yassı çelik ürünlerinin bü- yük ölçekte satılması ile mümkündür. Bu ise kitlesel tüketim demektir. Neydi bu kitlesel olarak tüketilen yassı çelik ürünleri? Buzdobalı, ça- maşır makinesi, fırın, kısaca ““beyaz eşya” diye andığımız şeyler. Şimdi söyleyeceklerim ancak izle- nim düzeyinde şeyler. Bu iddiaların doğruluğunu sınamak için gereken verilere nasıl ulaşılabileceğini dahi bi- lemiyorum. Ama Türkiye'de beyaz eşya imalatı başladıktan sonraki beş yıldaki, sözgelimi buzdolabı satış ar- tış hızi ile bilgisayar ithalatı başladık- tan sonraki bilgisayar satış artış hızı karşılaştırılırsa, bilgisayar satışlarının çok daha az olduğunu göreceğiz. De- diğim gibi, bu ancak izlenim düzeyin- FTT 17 Commodore

Bu sayıdan diğer sayfalar: